Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2010 yılına kadar şimdilik Çin, artan enerji ihtiyacını nükleer ile yıllık 4.300 ton olan uranyum karşılamaya çalışıyor. üretimini 4 katına çıkarıp üretim açısından dünyada birinci olması ve bu bakımdan Kanada ve Avustralya’yı geçmesi beklenmektedir. Sahip olduğu petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının yanı sıra uranyum gibi son derece stratejik bir enerji kaynağına da sahip olan Kazakistan bu bakımdan şanslı olduğu gibi aynı zamanda bütün dünyanın dikkatini de üzerine çekmiştir. Kazakistan’ın fosil yakıt kaynaklarının açık denizlere ulaştırılmasını kontrol altına almak isteyen Rusya Federasyonu’nun Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin nükleer ticaretinde de söz sahibi olmak istediğine dair işaretler vardır. Bu konuda özellikle 2005 yılında Putin ve Nazarbayev arasında imzalanmış olan nükleer teknolojinin barışçıl amaçlarla kullanılmasına dair anlaşma Rusya’nın bu hedefe ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Önemli uranyum rezervlerine sahip olduğu halde bunları, ABD’nin, kendi petrol kaynaklarını kullanamayıp gelecekteki olası kıtlık günlerinde kullanması stratejisinin benzeri bir stratejiyi benimsemiş olduğu bulunduğu Kızılkum Çölü’nde Korelilerin uranyum anlaşılan Rusya Federasyonu, atom monopolü madeni kurmak için ön anlaşma yaptığı bilinmektedir. Rosatom kanalıyla Orta Asya ülkelerinin uranyumunu Yine Japon ve Rus yatırımcıların da Özbekistan’ın kendi gereksinimi için kullanma yolunu seçmiştir. Bu madencilikle ilgili devlet şirketi Nevai ile ilişkide bağlamda Kazak devlet şirketi Kazatomprom ve oldukları iddia edilmektedir. Özbekistan’ın da halen Rosatom bir süre önce Güney Zareçnoge ve yıllık 2.300 ton olan uranyum üretimini 2010 yılında Budyennowsk’daki iki önemli uranyum madeninin 3.000 tonun üzerine çıkarması beklenmektedir. işletilmesi amacıyla ortak bir şirket kurmuşlardır. Özbekistan’ın bilinen 150.000 ton civarındaki Yine bu bağlamda rezervlerinin Astana’da yakın bir Gazprom, Orta Asya’da doğalgaza kurdukları bir zamanda hakim olmaya çalışıyor. firma ile ufak ve Rusya’nın orta büyüklükteki rezervlerini nükleer santrallerin geçeceği ve bu inşasını bağlamda hedeflerken yine Putin’in inşa emri üçüncü bir benzeri verdiği 40 yeni şirket ile de nükleer enerji Sibirya’nın tesisiyle uranyum Angarsk kentinde konusuna her uranyum geçen gün daha zenginleştirme da önem verdiği üzerinde açıkça görülüyor. müştereken Zira yukarıda da çalışacaklardır. belirttiğimiz Ancak Kazakistan’ın Rusya ile bu alanda iyi üzere Rusya, söz konusu durumdan ötürü nereden ilişkilerinin yanı sıra benzeri konularla ilgili Japonya, olursa olsun daha çok uranyum kaynağına ulaşmak Kanada ve Fransa ile de müzakerelerde bulunduğu ve için kolları sıvamaya mecbur hale gelmiştir. İtuçu isimli bir Japon firmasının Kazakistan’dan 10 Rusya’nın uranyuma olan ihtiyacının bu denli yüksek yıl boyunca uranyum ithali yapmak için anlaşma oranlarda seyrettiği bir dönemde Rus madencilik kralı yaptığı bilinmektedir. Vladimir Potanin’in Interros isimli şirketinin Özbekistan’da uranyum ile ilgili maden ruhsatlarına ZBEKİSTAN’DA URANYUM sahip olmak için yoğun çalışmalar yaptığı da bilinmektedir. Özbekistan’ın altın madenlerinin çok Bilinen rezervleri itibariyle halen dünyada önemli büyük önemi olmasına karşın gelecekte uranyumun bir konumda bulunan ve gelecekte bulunacak altını bile geçebilecek potansiyeli olması Rusların bu rezervler veya halen bilinip de ticari değeri az olan alanda Özbekistan’daki çalışmalarına hız vermelerine rezervlerin kıymet kazanacağı bir ülke olan neden oluyor. Rusların, Özbekistan ile olan geleneksel Özbekistan’da da yabancı şirketlerin faaliyetleri ilişkileri ve Özbekistan’ın özellikle madencilik giderek yoğunluk kazanmaktadır. Özbekistan’ın alanında batılılara nazaran Ruslara daha yakın bir uranyum rezervlerinin büyük bir miktarının C S TRATEJİ 15 duruş sergilemesi nedeniyle Moskova’nın uranyum ve altın madenciliği alanlarında özellikle de ruhsat alma konusunda daha şanslı olduğu bilinmektedir. Putin’in Orta Asya’ya dönük başarılı dış politikası bağlamında Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’u Bağımsız Devletler Topluluğu nükleer işbirliği alyansına davet etmesi, Özbekistan’ın bu alandaki potansiyelini ve Rusya Federasyonu’nun da uzun vadeli ciddi planlamalarını gözler önüne sermektedir. TÜRKİYE VE URANYUM Nükleer bir Rönesans çağına giren dünyamızda geleceğe hazırlıklı ve büyük düşünen ülkeler her alanda olduğu gibi nükleer enerjinin ham maddesi uranyum konusunda da aynen bugün petrol uğruna verdikleri mücadeleye benzer bir aşamaya gelmişlerdir. Bilinen rezervlerle yaklaşık daha 100 yıl kadar dünyanın enerji gereksinimini karşılayabilecek olan uranyum, fiyatlar arttıkça bugün yüksek tonörlü (20.000 ppm U civarında, yani her bir milyonda bulunan parça miktarı) uranyumdan daha düşük kaliteli (1.000 ppm U) uranyumu devreye sokarak bu 100 yıllık dönemi bir miktar daha uzatabilecektir. Yine uranyumun Türkiye’de de çok büyük miktarlarda bulunan toryum ile nükleer santrallerde kullanılırlığının ticari olarak gerçekleşmesi ile bu sürenin daha da uzayabileceği düşünülebilir. Orta Asya’nın dünya jeopolitiğindeki öneminin yanı sıra ekonomik olarak da fosil yakıtlara ek olarak uranyum gibi stratejik önemi giderek artan bir maddeyi bol miktarda bulundurması Türkiye açısından da üzerinde ciddi şekilde durulması gereken bir husustur. Çünkü Türkiye dünya gerçeklerine uygun olarak ve enerji açısından üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı risklerden kurtulmak için eninde sonunda nükleer santraller ve nükleer enerjiye ağırlık verecektir. Bu bağlamda soydaş Türk Cumhuriyetleri Kazakistan ve Özbekistan ve hatta uranyum konusunda bugün dünya fiyatları nedeniyle rezervlerini tam anlamıyla değerlendiremeyen ama yakın gelecekte sahneye çıkabilecek uranyum rezervlerine sahip bir diğer ülke Kırgızistan ile de ekonomik ilişkilerini devlet ve özel sektör bazında özellikle de madencilik alanında geliştirmek durumundadır. Uranyum kaynakları açısından Avustralya, Kanada ilk sırayı oluşturuyor. Bu konuda Orta Asya cumhuriyetleri de dikkat çekiyor. Putin, doğalgazı Türkiye gibi ülkelere satarken kendi enerjisini uzun vadeli garantilemek için bölge ülkeleriyle yoğun olarak nükleer ilişki kurmaya çalışıyor. Dünya Uranyum Rezerv ve Üretimi (Ton) Avustralya Kazakistan Kanada Özbekistan Nijer Rusya USA Çin Ukrayna Güney Afrika Dünya Toplam Üretim 9.500 4.350 11.600 2.300 3.090 3.400 1.030 750 800 670 41.700 Rezerv 1.143.000 860.000 444.000 150.000 225.000 172.000 342.000 60.000 90.000 341.000 4.743.000 Ö