02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Strateji 13 Ekim 2008/224 ST R A T E J İ c 15 bir Amerikan deniz gücünün, caydırıcılıktan ziyade tırmanmayı artırma olasılığı daha yüksektir. ? TransAtlantik yerine Avrupa eksenli politikalar Ukrayna’ya daha çok istikrar getirecektir. ? Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin uygulanmasında hiç bir taviz ve esneklik göstermemesi gereklidir. Sözleşmenin verdiği hak ve yetkilerin kullanılmasında barış, istikrar ve güvenlik kriterleri esas alınmalıdır. ? Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı yönüyle ABDTürkiye ilişkileri, en az RusyaTürkiye ilişkileri kadar önemlidir. AB’ye kalıcı bir bağlantı sağlanmadıkça, ABD, Türkiye için vazgeçilmez bir ortaktır. ? Türkiye, Karadeniz ve Kafkaslardaki yeni politika ve açılımlar ile ABD ve Rusya’nın bölge ülkeleri olan ilişkilerinde çok etkin bir rol üstlenebilir. ? Ermenistan, gelecekteki bölge politikalarını en çok etkileyecek bir ülke olacaktır. ? NATO üyesi Romanya ve Bulgaristan’ın da Karadeniz politikalarında bölgedeki askeri faaliyetleri minimize edecek bir strateji izlemeleri uygun olacaktır. ? Ukrayna’nın kıta sahanlığı ve ekonomik bölgesinde tespit edilen hidro karbon yatakları hem Ukrayna’nın, hem bölgenin hem de Avrupa’nın kaderini değiştirecek radikal jeopolitik gelişmelere yol açablir. ? Özetle Karadeniz’deki istikrar ve barış yine Karadeniz ülkelerinin tercih ve kararlarına bağlı olacaktır. Dışarıdan ve uzaktan gelen değil, içeriden ve yakından gelen seslere kulak vermekte fayda bulunmaktadır. Dipnotlar: 1 Cumhuriyet Gazetesi 19 Eylül 2008 s. 10 2 Cumhuriyet Gazetesi 20 Eylül 2008 s. 10 3 New Europe No: 798 713 September 2008 p.29 4 Dr. Jim Bown, The Black Sea’s Untapped Resources, New Europe No: 798 713 September 2008 p. 12 5 Ermenistan NATO’da BİO (Barış İçin Ortaklık) statüsünde buluınmakta olup, 2005 yılında özel eylem planı (individual action plan) anlaşması imzalamıştır. 6 New Europe No: 798 713 September 2008 p.32 7 Cumhuriyet Gazetesi 17 Eylül 2008 s. 6 8 Cumhuriyet Gazetesi 17 Eylül 2008 s. 11 9 Joschka Fischer, Realism About Russia, New Europe No: 798 713 September 2008 p. 3 mektedir. Bir yandan Rusya’nın başı çektiği, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), ve Ortak Güvenlik Antlaşması Teşkilatı (OGAT) kuruluşlarında yer alırken, diğer taraftan NATO’yla ilişkisini sürdürmektedir.(5) Halihazır RusyaErmenistan ilişkileri özellikle güvenlik ve enerji konularında stratejik seviyededir. Bütün bunlara rağmen, Birinci Dünya Savaşı öncesi başlayan ABD’nin Ermenileri koruma ve bağımsız bir devlet kurulmasına yardımcı olma gayretleri, bu gün Ermenistan’ın Batı blokuna entegrasyonu yönünde devam etmektedir. Ermeniler, özellikle başta ABD ve Fransa’da olmak üzere Batı kültürüne yaptıkları katkı nedeniyle tüm dünyada etkili bir diasporaya sahiptirler. Kafkasya coğrafyasına sıkıştırılmış Ermeniler, farklı etnik kökenleri de dikkate alındığında, Batı kültürünün bir parçası olarak kabul edilmektedirler. Bu itibarla başta ABD olmak üzere tüm Batı, Ermenistan’ın Batı blokuna entegre edilmesi yönünde bir politika ve strateji izlemektedirler. Diğer taraftan Ermenistan, Gürcistan–Azerbaycan ekseninin ortasında yer alan konumuyla, ABD’nin Kafkasya ve Hazar stratejisi yönünden de kritik bir ülkedir. GürcüRus çatışması sonrası, NATORusya ilişkilerinin askıya alınmasına rağmen, Ermenistan NATO’ya destek vermeye devam etmektedir. Kosova’da ve Irak’ta askerleri vardır. Erivan bu politikasını, Batı ile kurduğu yakın savunma ve güvenlik ilişkilerinin, Moskova ile olan askeri ittifakının tamamlayıcısı olarak açıklamaktadır. Ermenistan bir önceki Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan Rusya ile Batı arasındaki artan gerilim ile ilgili olarak , tamamlayıcı dış politika izlemede Ermenistan’ın zor durumda kaldığını, herhangi bir tarafın yanına olmayacaklarını açıklamıştı.(6) Aynı anda iki ayrı güvenlik örgütü içinde olmak jeopolitik prensiplere aykırı olduğu kadar, üye devletlerin işgal ettiği coğrafyadaki gerçeklere de aykırıdır. Ermenistan elbetteki bir fırsatını bulsa Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulmayı tercih edecektir. Ancak coğrafi ve jeopolitik kısıtlamalar şimdilik buna imkan vermemektedir. Ermenistan’ın Batı’ya entegrasyonu için Türkiye ve Gürcistan olmak üzere iki jeostratejik eksen vardır. Nüfusunun yüzde 8’i Ermeni olan Gürcistan’ın istikrarsız durumu nedeniyle bu açılımın Türkiye üzerinden yapılmasına hız verilmiştir. Öncelikle, Ermenistan ekonomisi canlandırılacak, Rusya’ya olan enerji bağımlılığına son verilecek, Türkiye sınırı ve hava sahası açılarak Batı ile olan kültürel, ekonomik ve ticari ilişkiler canlandırılacak ve nihayet NATO’ya üye yapılarak Batı’ya entegre edilecektir. Türkiye’nin bu planda istenilen rolü rahatça oynayabilmesi ise TürkiyeAzeri ilişkilerinin ortak noktası olan Dağlık Karabağ sorununun çözülmesi ve Ermenistan’ın işgal ettiği Azeri topraklarını geri vermesidir. Coğrafi, siyasi ve ekonomik kısıtlamalar nedeniyle, Ermenistan’ın yeni ABD stratejisi konusunda tercihini kullanabileceği bir seçenek bulunmamaktadır. Yapabileceği tek şey, RusyaABD ilişkilerinde dengeli bir siyaset izlemek ve Karabağ sorununun çözümünü kolaylaştırmaktır. sürelerinde esneklik sağlanması, ? Caydırıcılığı artırmak maksadıyla ortak tatbikat yapılması, ? Amerikan kara kuvvetleri unsurlarının Türkiye’de konuşlandırılması şeklinde olabilir. Yukarıdaki taleplerin dışında, Karadeniz’deki durumun giderek kötüleşmesi ve krizin artması halinde Türkiye, NATO yükümlülükleri çerçevesinde ABD’nin Gölcük’teki Türk deniz üssünden kalıcı ve daha uzun süreli bir faydalanma isteği ile de karşı karşıya kalabilir. Bu durumun gerçekleşmesi halinde, ABD kuvvetlerinin hazırlık süreleri azalacak ve gemilerinin Karadeniz’e çıkışını hızlanacaktır. Şüphesiz, bu taleplerin biri veya bir kaçının kabul edilmesi hem bölgedeki tansiyonu yükseltecek, hem de TürkiyeRusya ilişkilerini doğrudan olumsuz yönde etkileyecektir. Böyle bir durumun, Rusya tarafından, düşmanca davranış kapsamında değerlendirilmesi ve Rusya’dan Türkiye’ye olan enerji akımını etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ yaptığı açıklamada Türkiye’nin Karadeniz’e bakış açısını şöyle ortaya koymuştur: “Karadeniz, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere ait bir konudur. Biz Karadeniz ile ilgili her türlü işbirliğine hazırız.”(7) Rusya’nın Ankara Büyükelçisi V. İvanovski de; Tiflis’te NATO’nun katılımıyla yapılan toplantı ve askeri gemilerin Karadeniz’de bulunması, bölgemizde istikrarı artırmaz şeklinde konuşmuştur.(8) Türkiye’nin, Avrupa güvenliği ve stratejileri açısından ortaya çıkan yani durumunu, eski Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu yeni politik dinamizmin, Avrupa’nın hayati güvenliği için Türkiye’nin kalıcı olarak Avrupa’ya bağlanması yanında, Ukrayna’nın da bağımsızlığının korunması için, AB’nin daha güçlü taahhütler altına girmesinin uygun olacağı şeklinde değerlendirmektedir.(9) Bunun anlamı, Türkiye’den Avrupa’nın enerji köprüsü konumundaki Ukrayna’nın korunması ve savunulması faydalanılmak isteniyorsa AB üyeliğinin bir an önce gerçekleştirilmesinin gerektiğidir. Fransa’nın da yeni konjonktür paralelinde Türkiye’nin AB üyeliğine bakışını yumuşattığı yönünde açıklamalar yapılmaktadır. NATO YERİNE AB ? Karadeniz’e dışarıdan müdahale bölgedeki istikrarı olumsuz yönde etkileyecektir, ? Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliklerinin yeniden gözden geçirilmesi veya bir süreliğine askıya alınması uygun olacaktır, ? Karadeniz’deki istikrarın anahtarı Türkiye’dir. Türkiye, UkraynaRusyaGürcistan arasındaki sorunların çözümünde yardımcı olabilir ? Ukrayna ve Gürcistan önceliklerini NATO üyeliği yerine AB üyeliğine vermelidir. Rusya’nın da kabul ettiği bu durum, Türkiye’nin de AB üyeliğini hızlandıracak jeopolitik değişiklikler yaratacaktır. ? Karadeniz, Kafkasya ve Hazar Bölgesinin güvenliği, bölge ülkeleri ile AB ve AGİT eksenli olarak yeniden dizayn edilmelidir. ? NATO üyelerinin halen içinde bulunduğu gerçek durum, Anlaşmanın 5. maddesinde öngörülen saldırıya uğrayan üyeye zorunlu yardım konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. ? Karadeniz’de sürekli bulunacak TÜRKİYE VE SEÇENEKLERİ Boğazları kontrol eden ve Karadeniz’de yaklaşık bin kilometre kıyı şeridine sahip olan Türkiye, bölgedeki en stratejik ülkedir. Çünkü Türkiye’nin tercihleri sadece Karadeniz’deki değil, Kafkasya, Hazar ve hatta Orta Asya’daki güç dengelerini etkileyebilir. Ancak Türkiye’nin 85 yıllık barışçı politikası, NATO üyeliği, AB adaylığı ve dünyada güvenilir bir yer edinmesinin sembolü olan Türk kimliğinin oluşturduğu statüsü; siyasi, ekonomik ve askeri baskılarla zorlanmadıkça, tercihlerinde ve siyasi çizgisinde bir değişiklik olmayacağını göstermektedir. Yeni Karadeniz stratejisi kapsamında Türkiye’yi zorlayabilecek ABD talepleri; ? Karadeniz’deki üs ve limanlardan faydalanma, ? Montrö Sözleşmesi’ne göre tonajı yüksek olan gemilerin insani yardım kapsamına alınması ve Montrö Sözleşmesi’ndeki ön bildirim ABD, Karadeniz’de sürekli bir donanma bulundurarak Moskova’ya yanıt vermek istiyor. İki ülkenin rekabeti, Türkiye ve diğer bölge ülkelerine yeni fırsat ve riskler sunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle