02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

değerlendiriliyor. Komite, 16 Mart 2006’da Bakü’de Dünya Azerbaycanlıları II. Kurultayını düzenledi. Kurultayda en çok ses getiren olay Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 50 milyon Azerbaycanlının vatanı olduğunu söylemesi oldu. II. Kurultay sırasında İran’da yaşayan Azerbaycanlıların temsilcilerinin İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin durumlarını gündeme getirmeleri İran’ın Bakü Büyükelçiliğinin tepkisine neden oldu. İran’ın baskılarına rağmen Bakü, bu konuda geri adım atmadı. II. Kurultay sırasında daha önemli bir diaspora zirvesi için de görüşmeler yapıldı. 2007’de Türkiye ve Azerbaycan diaspora teşkilatlarının ortak zirvesi Türk Dünyası’nın karşılaştığı ortak sorunlara karşı ortak tavır belirlemesi açısından önemli bir karar oldu. Talat’ın toplantıya davet edilmesi, Yunanistan’ın tepkisine neden oldu... C S TRATEJİ 21 politikası bulunmakta ve KKTC’nin Bakü’de sürekli bir temsilciliği bulunmaktadır. Azerbaycan bir taraftan KKTC ile ilişki kurmaya çalışırken diğer yandan karşılaştığı Karabağ Sorunu’nu, Yunanistan ve Rum Kesimi’nin Avrupa’da ortaya çıkardığı sorunları göz ardı edemiyor. 30 Ağustos 2005’de Bakü’ye direk sefer yapan dönemin KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş da, dertleri çok olan ama buna rağmen Kıbrıs deyince kalpleri kendileriyle birlikte çarpan kardeş bir ülkeye geldiklerini ve Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması için zamana ihtiyacı olduğunu ifade etmişti. Bu nedenle Azerbaycan, KKTC ile ilişkilerde kardeşlik, kamuoyu baskısı ve sorunları arasında sıkışıp kalırken, ilişkilerin adını koymakta zorlanıyor. Azerbaycan, daha önceki KKTC açılımlarını ticari, insani olarak tanımlarken Talat’ın davet edilmesine Yunanistan’ın tepkisine bu zirvenin Türk diaspora zirvesi olduğu ve Yunanistan’ın buna karışamayacağı şeklinde yanıt verdi. İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin temsilcilerinin zirvede bulunması da İran tarafından tepkiyle karşılandı. İran’ın Seher kanalının Azerbaycan Türkçesi’nde yayın yapan sunucusu zirvenin Erbain Törenleri (İmam Hüseyin’in kırkı töreni) ile örtüşmesini şiddetle eleştirirken bu olayın gerekleşmesini dış güçlere bağlayarak üstü kapalı bir şekilde İsrail ve ABD’nin girişimleri olarak değerlendirdi. Seher kanalı İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerine ve Kuzey Azerbaycan’ın güney bölgelerine yönelik Azerbaycan Türkçe’sinde Fars ve Şii propagandası yaptığı için tepkiyle karşılanıyor. Toplantıya katılan Azerbaycan Türkleri ise İran’daki Azerbaycan Türklerinin durumunun Ortak Strateji belgesine dahil edilmemesini eleştirdi. Savaş yıllarında Ermeni lobisinin karşı propagandası ile karşılaşan Azerbaycan oluşturmaya çalıştığı diaspora aracılığıyla durumu kendi lehine değiştirmeye ve savunmadan saldırıya geçmeyi hedefliyor. İlk önce Avrupa ve ABD’deki Azerbaycan Türklerini örgütlendirmeye çalışan Azerbaycan daha sonra bütün Türklerle bir araya gelerek bu büyük potansiyeli ortak çıkarlar bağlamında harekete geçirmeyi planlıyor. Bundan sonraki süreç ise Asya’da yaşayan Azerbaycan Türklerini teşkilatlandırma sürecidir. Zirveye, muhalif kanatlardan temsilcilerin davet edilmemesinin ortak strateji ve işbirliği sonucu kurulması gereken kuvvetli diasporanın önünde engel olduğu söylenebilir. Siyasi görüş farklılığı parçalanmaya yol açmamalı bu farklılıklar ülkenin iç siyasi hayatında bırakılmalıdır. Zirve sürecinde kabul edilen belgedeki çözüm önerilerinin pratiğe dönüşmesi Türk diasporasının karşılaştığı bir çok sorunun çözümünde önemli rol oynayacaktır. Ayrıca alınan kararların pratiğe dönüşmesi Türk diasporasının kuvvetlenmesine ve kendine güvenmesine yol açacaktır. Alınan kararların pratiğe dönüşmesinde yavaşlık ve hantallık ise başarısızlık, bölünme ve uzaklaşmaya yol açacaktır. TÜRK DİASPORA ZİRVESİ Zirvede alının kararlarla diasporalar birlikte hareket edecekler. Özellikle Ermeni iddialarının gündeme geldiği ülkelerde yaşayan Azerbaycan ve Türkiye Türkleri güçlerini birleştirecekler. Sonuç alınabilmesi için kararlılığın sürmesi gerekiyor. yönelik soykırımlarının kurbanları için ortak etkinlik düzenlenmesi, ? Türkiye'nin AB üyeliğinin desteklenmesi, ? Yurtdışındaki seçimlere aktif katılımla parlamentolara Azeri ve Türklerin seçilmesinin sağlanması, ?Orhun Yazıtları'nın ilk okunuş tarihi olan 25 Kasım 1893 tarihinin her yıldönümünün dünyada "Türklük Günü" olarak kutlanması, ? Yurtdışındaki Azeri ve Türk gençlerinin milli ve manevi değerlere bağlılığını artırmak için "Hafta Sonu Okulları" açılması. Bakü zirvesi bazı katılımcıların eleştirileri kadar dıştan bu zirveden rahatsız olanlar tarafından tepkilerle karşılandı. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın cumhurbaşkanı sıfatıyla davet edilmesi ve İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin temsilcilerinin davet edilmesi, Yunanistan ve İran’ın tepkilerine neden oldu. Yunanistan Dışişleri, Azerbaycan’ı KKTC’yi tanımaması için uyardı ve KKTC’nin tanınması durumunda Yunanistan’ın karşı tedbirlere el atacağını bildirdi. Yunan gazeteleri ise Atina’yı İşgal Edilmiş Azerbaycan topraklarında kurulan tanınmamış yönetimle ilişki kurmaya ve Azerbaycan doğalgazının Avrupa’ya çıkışını engellemeye çağırdı. Azerbaycan’ın Mehmet Ali Talat’ı Bakü’ye davet etmesi KKTC’nin tanınması anlamına gelmese de bir açılımın devamı olarak algılandı. Fakat Bakü’de Mehmet Ali Talat’ın sıfatı konusunda ikilemler de yaşandı. 9 Mart 2007’de yapılan diaspora toplantısında Kuzey Kıbrıs Türk Halkının Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat şeklinde çağrıldı. Talat konuşmasında Türkiye dışında bütün dünya tarafından tecrit edilmelerine rağmen Bakü’de tecrit edilmediklerini ifade etti. Talat’ın konuşması İlham Aliyev ve Tayyib Erdogan dahil herkesçe ayakta alkışlandı. Talat, zirve öncesi Aliyev ve Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bunlara rağmen Azerbaycan’ın KKTC’nin dış dünyayla ilişkilerine paralel olarak aşamalı KKTC Zirve 89 Mart 2007’de Bakü’de yapıldı. Zirveye Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yanı sıra Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan devletleri temsilcileri aynı zamanda Rusya Türkleri, Kırım Türkleri, Irak Türkleri ve Güney Azerbaycan Türklerinden oluşan 48 ülkeden toplam 513 temsilci katıldı. Zirveye Baltık ülkelerinden de devlet düzeyinde katılım gerçekleşti. Zirve, Türkiye’nin ABD Kongresi’nde sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı mücadele ettiği bir dönemde gerçekleşti. Zirvede sadece Türkiye ve Azerbaycan Türklerinin değil Irak Türkmenlerinin sorunları da tartışıldı. Zirvede, Türkiye ve Azerbaycan diasporaları arasında işbirliğini kuvvetlendirmek için ortak Strateji Belgesi ve Bakü Beyannamesi imzalandı. Ortak Strateji belgesinde özetle şunlar yer aldı: Azeri ve Türkmenlerin bulundukları ülkelerde etkin siyasi aktörler olması, Azerbaycan ve Türkiye'ye dost adayların desteklenmesi. ? Azerbaycan ve Türkiye'nin maruz kaldıkları terör eylemleri ve soykırımlara ait gerçeklerin anlatılması, ? Yabancı dilde yayın yapan medya araçları ve internet siteleri kurulması, ? Ermenistan temsilcilikleri önünde protesto gösterileri düzenlenmesi, ? Ermenilerin soykırım iddiaları için kullandıkları 24 Nisan'da Ermenilerin kendi yaptıkları soykırımları yansıtan sergiler açılması, ? Ermenilerin Yahudilere, Lezgiler’e (Azerbaycan’ın kuzeyinde yaşayan azınlık), Talışlar’a (Azerbaycan’ın güneyinde yaşayan azınlık) ve Kürtler gibi diğer halklara uyguladıkları soykırımların dünyaya anlatılması. Bu konuyla ilgili belgelerin Yahudi diaspora teşkilatına sunulması. Ermenilerin 191819'da Azerbaycan'daki Guba Yahudilerine
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle