02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Tehdit mi?’ yoksa ‘barışçıl kalkınma’ mı?’ C S TRATEJİ 5 Çin, stratejik tercih kavşağında K üresel statüsü ve etkinliği yükselen Çin, 2005 yılında yüzde 9’un üzerinde büyüdü. Önümüzdeki iki yıl için de büyümenin bu rakamın altında olmayacağı tahminleri yapılıyor. Çin, gelişmesiyle kalkınmakta olan ülkeler için ilham kaynağı konumunda bulunurken, bazı bölge ülkeleri ve ABD açısından da ‘tehdit’ olarak algılanmaya başlandı. Çin’in artık kavşak noktasına geldiği, kararını vermesi gerektiği savunuluyor. ğı, 20202025 yıllarında ABD’ye meydan okuyabilecek bir güç haline gelebileceği ileri sürülüyor. Dolayısıyla, Çin’in komşuları, özellikle Güneydoğu Asya ülkeleri ve ABD gibi hegemon güçler "Çin Tehdidi" endişesi içindedirler. Mevcut uluslararası sistemin dışında ve farklı bir rejime sahip olan Çin’in demokrasi sistemini bozabileceğine dair yorumlar yapılmaktadır. Ekonomisinin hızlı gelişmesi neticesinde Çin’in büyük güç olacağı, uluslararası sistemde önemli bir rol oynayacağı ve dünyanın siyasal ve ekonomik dengelerini nasıl değiştireceği konuları en çok rağbet gören araştırma sahasına dönüşmüştür. ABD’de hazırlanan Çin ile ilgili bir çok rapor, Çin’i "uzun dönemde bölgesel tehdit oluşturabilecek bir ülke" olarak nitelendiriyor. Çin’in ekonomik ve askeri olarak gelişmesinin bölgesel dengeler için tehlikeli olmaya başladığı iddia edilen raporlarda, Çin ordusunun uzun dönemde, bölgede faaliyet gösteren diğer modern ordular için hatırı sayılır bir tehdit oluşturabileceği belirtiliyor. Pekin hükümeti ise, Çin’in yükselişinin barışçı olacağını her fırsatta dile getirmektedir. ABD Savunma Bakanlığı tarafından Kongreye sunulan "Military Power of the People’s Republic of China 2005" adlı raporda Çin’in geleceği hakkında somut ifadeler kullanılıyor: Raporda, Çin’in bölgesel bir güç olarak dünya sahnesinde geliştiği, ancak onun ortaya çıkışının aynı zamanda küresel bir anlam taşıdığı ifade ediliyor. Çin’in, stratejik tercih kavşağı ile yüz yüze geldiği, barışçı yolu tercih ederek dünya ile uyum sağlayabileceği ve bu yolla rekabete girebileceği belirtilen raporda, Çin’in diğer bir yolu da tercih edebileceği belirtiliyor; Dominant (baskın) etkisini kullanabileceği. Buna karşın yükselmekte olan Çin’in henüz bir yolun üzerinde kararlı bir şekilde gittiği görülmemektedir. Yükselmekte olan Çin’in nereye gideceği, uluslararası siyasal ve ekonomik alanda ne gibi etki yaratacağı, mevcut uluslararası sistemi ne derecede etkileyebileceği, yükselen bir Çin’in dünyaca kabul edilip edilmeyeceği ve en ilgi çekicisi ise Çin’in ABD ile çatışmaya girip girmeyeceği gibi konular artık uluslararası siyasi ve ekonomik alanda tartışılan bir konu haline gelmiştir. Çin açısından bakıldığında, Çin’in bu meselelere karşı hazır olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusudur. Pekin hükümetinin hedefi 20302050 yılları arasında Çin’in orta düzeyli bir güç (kişi başına gelirin 4000 dolar) olmasıdır. Batılı ülkeler ise Çin’in, gösterdiği hedefin ötesinde bir güç olacağı görüşündeler. Doğal olarak Çin de hegemon güç olan ülkelerin tarihte yaptıkları gibi, kuvvetli bir duruma geldikten sonra hegemonya peşinde koşmuştur. Dolayısıyla, Çin’in gelişme kaydettikten sonra, dünyada nasıl rol oynayacağı konusu, günden güne dünyanın dikkatini çekmektedir. Yükselen, merkeziyetçi veya despot yönetimi olan Çin’in dünyaya ne getirebileceği endişeleri de yoğunlaşmaktadır. Bu bağlamda Çin’in geleceği tüm batılı ülkeler gibi Türkiye’yi de ilgilendirmektedir. Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak DoğuPasifik Araştırmaları Masası [email protected] 2 6 yıldır hızla gelişmesini sürdüren ve devlet gücünü artıran Çin’in dünyadaki statüsü ve etkinliği yükseliyor. 2005 yılında yüzde 9’un üzerinde büyüdüğünü açıklayan Çin, ABD, Japonya ve Almanya’nın ardından dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi haline geldi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) geçen ay yaptığı açıklamaya göre, Çin ekonomisinin gelecek yıl yüzde 9.4, 2007’de de yüzde 9.5 büyüyeceği tahmin ediliyor. Uzmanlara göre, Asya’nın stratejik görüntüsü açısından, Çin’in ekonomik olarak Japonya’ya yaklaşması, Pekin’i bölgenin egemen gücü haline getirebilir. Bazı uzmanlara göreyse, bu istatistiki düzenlemelerin ardında siyasi niyetler bulunuyor. Çin, gelişmekte olan diğer ülkeler için güçlü bir ilham kaynağı olma özelliğini taşımasının yanında başta ABD, Japonya ve Tayvan gibi ülkeler için büyük tehdit olarak algılanıyor. ‘Çin tehdidi’ Çin’in ekonomik yükselişi ve askeri modernizasyon çabalarıyla uluslararası siyasal etkisinin artaca ‘Çin’in barışçıl kalkınma yolu’ Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi, artan "Çin tehdidi" tezine karşı "Çin’in Barışçıl Kalkınma Yolu" adlı bir "beyaz kitap" yayımladı. Beyaz kitapta genel olarak, Çin’in neden barışçıl kalkınma yolu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle