29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 İ C S TRATEJİ ki ülkenin tarihsel sürecindeki ortaklık ve gelecekte işbirliği olanakları… Azerbaycan ve KKTC Sema SEZER Hasan KANBOLAT zerbaycan’da 6 Kasım’da gerçekleştirilen ve iç politikada statükonun muhafaza edildiğini ortaya koyan seçimlerin ardından, Aliyev yönetiminin Haziran 2005’teki Kıbrıs açılımının ne yönde gelişeceği konusu merak edilen konular arasında yer alıyor. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Nisan 2004’te Ankara’ya, Başbakan Erdoğan’ın ise Haziran 2005’te Bakü’ye gerçekleştirdiği ve Kıbrıs konusunun ana gündem maddelerinden birini oluşturduğu ziyaretler, Azerbaycan’ın KKTC’ye artan ilgisini ortaya koymuştu. Aliyev’in, “Azerbaycan’ın KKTC pasaportlarını kabul edeceğini, KKTC’ye doğrudan uçuşların başlatılacağını ve Azerbaycan şirketlerinin KKTC’de ofisler açacağını” açıklaması, Kıbrıs Türklerinde büyük beklentilere yol açmıştı. Tüm bu beklentilere rağmen, Azerbaycan yetkililerinden gelen çelişkili açıklamalar ve Rumların AB aracılığıyla yönelttikleri baskılar, beraberinde şu soruları getirmektedir: Bu açılım süreklilik arz edebilecek, KKTC’nin tanınmasına yol açan bir süreci başlatabilecek, Doğu Akdeniz ve Güney Kafkasya’daki dengeleri etkileyecek boyutlar kazanabilecek midir? Rumların tepkileri, Azerbaycan’ın geri adım atmasına neden olabilir mi? Bu açılımlar, Azerbaycan Hükümeti’nin, 6 Kasım 2005 genel seçimleri sürecinde iç kamuoyuna ve BaküTiflisCeyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) ile stratejik ilişki ve ortaklığın temellerini attığı Türkiye’ye yönelik siyasetinin bir yansıması mıdır? Ya da konuyu, Türkiye ve KKTC Yönetimleri’nin, 24 Nisan Referandumu sonrasında yaşanan gelişmelerin kamuoylarında yarattığı hayal kırıklığını ve endişeleri giderme girişimleri çerçevesinde mi değerlendirmek gerekir? Bu soruları yanıtlayabilmek için, Azerbaycan’ın Kıbrıs politikasına etki eden unsurlar ve son dönemdeki gelişmeler ışığında AzerbaycanKKTC ilişkilerini değerlendirmek doğru olacaktır. A eferandum sonrası KKTC’ye yönelik izolasyonlar R kaldırılamayınca gerçekleşmeyince Azerbaycan’dan adanın kuzeyine yönelik ziyaret ve temaslar GKRY ve Yunanistan’ı telaşlandırdı. İki ülkenin bağımsızlığa giden yolda yaşadıkları; Türkiye’nin adaya müdahalesi ve daha önce Osmanlı’nın Bakü’ye müdahalesi nedeniyle benzerlik taşıyor. Azerbaycan’ın KKTC’ye yaklaşımı kendisi açısından da zorluklar içeriyor. AzerbaycanKKTC ilişkileri zerbaycan ve KKTC’nin, gerek bağımsızlık sürecinde maruz kaldıkları uygulamalar, gerek Türkiye’nin her iki ülkeye verdiği destek açısından pek çok benzerlik mevcuttur: A Kıbrıs Türkleri, 18781960 yılları arasında İngiltere’nin, Azerbaycan Türkleri ise 18011991 döneminde Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği’nin yönetimi altında yaşamışlardır. Azerbaycan Türkleri, Rus ve Ermenilerin, Kıbrıs Türkleri ise Rumların baskı ve katliamlarına uğrayıp, yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kalarak ortak bir kaderi paylaşmışlardır. Osmanlı Devleti, Bolşeviklerin ve Ermenilerin 1918’de Müslüman nüfusa gerçekleştirdiği katliamlara karşı Kafkas İslam Ordusu aracılığıyla Bakü’ye, Türkiye Cumhuriyeti ise 196374 döneminde Rumların Kıbrıs Türklerine uyguladığı katliamlar ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkma girişimlerine karşı Kıbrıs’a müdahalede bulunmuştur. Benzer gerekçelere dayanan her iki müdahalenin, uluslararası hukuk açısından meşru temelleri bulunmakta olup, Bakü’ye 1918 Batum Anlaşması, Kıbrıs’a ise 1959 Garanti Anlaşması çerçevesinde müdahale edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 15 Kasım 1983’de ilan edilen KKTC’yi ve 18 Ekim 1991’de bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ı ilk tanıyan devlet olmuştur. Osmanlı Devleti döneminde de 28 Mayıs 1918’de kurulan ve 27 Nisan 1920 tarihine dek bağımsız yaşayabilen Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti derhal tanınmıştır. KKTC Bakanlar Kurulu’nun da, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni 11 Kasım 1991’de tanıma kararı almış olmasına rağmen, Azerbaycan tarafından benzer bir karşı adım atılmamıştır. Türkiye, bu ülkelerin bağımsızlık ve demokrasilerinin güçlenmesi için olanakları ölçüsünde her alanda desteğini esirgememiştir. Uluslararası toplum ise Türkiye’ye, Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin meşru temsilcisi olarak tanıması ve Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurması yönünde baskı yöneltmekte ve AB üyelik sürecinde koz olarak kullanmaktadır. Azerbaycan ve KKTC’nin bağımsızlık ve demokrasi mücadelelerinde karşılaştıkları ortak bir güçlüğü, dış güçlerin “barış ve demokrasi hareketiprojesi” adı altında büyük maddi destek sağlayarak sivil toplumu örgütlemeyönlendirme ve bu ülkelerin iç dinamikleriyle oynamaya yönelik müdahaleleri oluşturmuştur. KKTC, Ağustos 1997’den itibaren Azerbaycan’da “Ticaret Odası Temsilciliği” adı altında temsil edilmekte, ancak KKTC’de karşılığı bulunmamaktadır. Bu görevi, Ağustos 2001’den itibaren Mustafa Caner Evran yürütmektedir. 2005 yılında ilk kez ihdas edilen Turizm ve Tanıtım Koordinatörlüğü görevine ise Erhan Arıklı atanmıştır. İki ülke halkları arasındaki ilişkilerde daha ziyade sosyal ve kültürel boyut öne çıkmakta, ekonomik ilişkilerin yok denecek kadar az olduğu gözlenmektedir. KKTC’de 50’si üniversite öğrencisi olmak üzere 200 civarında Azerbaycan vatandaşı bulunmaktadır. KKTC’de her yıl düzenlenen 20 Temmuz ve 15 Kasım törenlerine Azerbaycan’dan milletvekillerinin yer aldığı heyetler katılmakta, akademisyenler, gazeteciler ve devlet yetkilileri karşılıklı ziyaretler yapmaktadır. Azeri milletvekilleri ve işadamlarının Temmuz 2005’ten itibaren KKTC’yi ziyaretleri, Türkiye ve KKTC basınının bir bölümünde ilk kez yapılıyormuş gibi gösterilmiştir. Oysa yalnızca 19972001 yılları arasında Azerbaycan’ın Ekonomi, Çalışma ve Enformasyon bakanları, 64 milletvekili ve 200 gazeteci ile Azerbaycan’da görevli 8 ülkenin büyükelçileri KKTC’yi ziyaret etmiştir. 20 Temmuz 2005 törenlerine ise 8 Azerbaycan milletvekili katılmış, Azerbaycanlı işadamları 2227 Temmuz ve 2731 Temmuz 2005 tarihlerinde KKTC’ye iki ayrı ziyaret düzenlemiştir. İlk ziyaret, Türk Sanayicileri ve İşadamları Beynelhalk Cemiyeti (TÜSİAB) tarafından, ikincisi ise AzerbaycanTürkiye İşadamları Birliği (ATİB) heyeti tarafından gerçekleştirilmiştir. Aralarında Azerbaycan’ın en büyük şirket temsilcilerinin yer aldığı 60 civarında işadamı, 23 basın mensubu ve Azerbaycan’lı sanatçılardan oluşan heyet, 27 Temmuz’da ilk kez Azerbaycan’dan kalkan ve Azerbaycan bayrağı taşıyan bir uçak ile doğrudan KKTC’ye gelmiştir. KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a eşlik eden Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş başkanlığındaki 93 kişilik heyetin 2831 Ağustos 2005 tarihlerinde Bakü’ye gerçekleştirdiği ziyaret ise, şimdiye dek KKTC’den Türkiye dışındaki bir ülkeye ilk kez doğrudan uçuş yapılması, Azerbaycan’a en üst düzeyde ve kalabalık heyetin gitmesi açısından önem arz etmiştir. Ayrıca, KKTCAzerbaycan Kültür Merkezi’nin açılışı nedeniyle 35 Ekim 2005’te 60 kişilik bir Azerbaycan heyeti KKTC’yi ziyaret etmiştir. Azerbaycan politikasının etkenleri zerbaycan’ın Kıbrıs politikasını belirleyen etkenlerden en önemlisi, başta BM, ABD ve AB A ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle