10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S K osova’da Rugova ve Taci, bağımsızlık istiyor. Yugoslavya ise buna şiddetle karşı çıkıyor. BM temsilcileri olumsuzluklar nedeniyle bölgede çalışmak istemiyor. BM tarafından belirlenen Kosova İçin Standartlar’ın uygulamasında pek başarı sağlanamadı. Kosova’nın statüsünün belirleneceği görüşmeler öncesinde iyimser bir ortam bulunmuyor. ğunda standartları uygulamada bir ilerleme sağlandığı ifade edilmiştir. En büyük hayal kırıklığının Sırp mültecilerin (Sırbistan’a göre 250 bin kişi) geri dönüşündeki oranın azlığı ve seçimlere Sırp katılımının düşük olması olarak değerlendirilmişti ve bu konuda Sırp yönetiminin tutumu UNMİK başkanı Petersen tarafından eleştirilmiştir.(9) Kosova konusunda eleştiriler sadece Sırp yönetimine yönelik değildi. Temmuz ayında AB güvenlik sorumlusu Javier Solana yaptığı açıklama ile Kosovalı yetkilileri Kosova standartlarını uygulamada daha hızlı davranma konusunda uyarmıştı.(10) BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kosova’da standartların uygulanmasını değerlendirmekle görevli özel elçisi Norveçli Kai Eide Ağustos sonunda gerçekleştirdiği Kosova ziyareti sonrasında "Kosova’da yapılacak çok iş var" diyerek ilerleme düzeyi hakkındaki endişelerini dile getirmişti. Özellikle yolsuzluk ve organize suçlara karşı daha aktif bir politika izlenmesi gerektiğini söyleyen Eide, Priştine ve Belgrad ziyaretlerinde hayal kırıklığına uğradığını ifade etmişti. (11) Kai Aide, yaptığı temaslar ve gerçekleştirdiği ziyaretlerden sonra Ekim ayı başında Kosova'yla ilgili raporunu Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'a sundu. Kofi Annan ise önümüzdeki günlerde, özel temsilcisinin sunmuş olduğu raporunu gözden geçirerek, uyarı ve önerileriyle Güvenlik Konseyi’ne göndermiş olacak. Bu ayın ikinci yarısında raporun Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesi bekleniyor. Eide’nin verdiği radeli bile olsa bir ilerleme kaydedemezsek gelecekte istikrarsızlıkla karşılaşma riski büyük." (7) Kosova’da geçen yıl (23 Ekim 2004) yapılan ve Belgrad yönetiminin Kosova’daki yönetimi yasallaştıracağı gerekçesiyle yaptığı çağrısı sonucunda Kosovalı Sırpların boykot ettiği genel seçimlerde bağımsızlık yanlısı İbrahim Rugova’nın liderliğindeki Kosova Demokratik Birliği (LDK) oyların yarıya yakınını kazanmıştı. İkinci olan Kosova Demokrat Partisi lideri Haşim Taci de Kosova’nın bağımsızlığını savunmaktadır. Bu seçim sonuçları Kosova halkının bağımsızlık isteğinin göstergesi olarak değerlendirilmişti. Sırbistan yetkilileri Kosova’nın nihai statüsünü belirleyecek müzakerelerin başlamaması için uluslararası toplumun belirlediği standartların yerine getirilmediğini öne sürmektedir. Sırbistan yetkililerine göre, 199899 olaylarında Kosova’yı terk etmek zorunda kalan Sırp mültecilerin evlerine geri dönmeleri için gerekli güvenlik koşulları yerine getirilmemiştir. Kosova statüsünün müzakerelerinden önce, mültecilerin evlerine geri dönmeleri gerçekleştirilmesi gereken şartlardan biridir. Ancak UNMİK başkanı Petersen’in "bir tarafın hazır olmaması müzakerelerin başlamasına engel teşkil etmeyecektir" şeklindeki sözleri Sırbistan’ın engellemelerinin işe yaramadığının göstergesidir. (8) BM tarafından belirlenen Kosova standartlarının gözden geçirilmesi 2005 yaz aylarında gerçekleşmiş ve yaşanan bazı sorunlara rağmen öncelikli alanların ço TRATEJİ por doğrultusunda müzakerelerle ilgili kararın önümüzdeki günlerde açıklanması beklenmektedir. Annan'ın sözcüsü Stephane Dujarriç yaptığı açıklamada, "Elçi, etnik Arnavut nüfusunun başta Sırplar olmak üzere diğer toplumlarda yaklaşık 9'a 1 oranında fazla olduğu çatışma yorgunu Kosova'da istikrarlı, hoşgörülü, etnik çeşitlilikte ve demokratik bir toplum meydana getirmede kaydedilen ilerlemeyi değerlendirirken eyalet toplumunun her kesiminden insanlarla yapılan görüşmelere önemli miktarda zaman ayırmıştır" ifadesi yer alıyor. Standartların hiçbirinin tam olarak karşılanmadığını kabul eden UNMIK başkanı Soren JessenPetersen, geçen ayki konuşmasında, eyaleti sonsuza kadar yönetemeyeceğinin farkında olan BM'nin statü müzakerelerinin başlatılmasına büyük olasılıkla yeşil ışık yakacağını belirtti. Kosova Temas Grubu’nda yer alan ABD de statükonun ne daha fazla sürdürülebileceği ne de istendiğini kabul ediyor. Temas Grubu üyeleri statü müzakerelerinden belirli bir sonuç çıkmasından yana olmadıklarını belirtmekle birlikte, müzakerelerin Sırbistan ile Kosova arasındaki 1999 öncesi ilişkiye, Kosova'nın bölünmesine veya mevcut sınırlarının değişmesine yol açamayacağı konusunda fikir birliği sağladılar. Statü görüşmeleri başlıyor M Genel Sekreteri Kofi Annan 7 B Ekim Cuma günü yaptığı açıklamada Kosova'nın nihai statüsünü belirleyecek olan müzakereleri başlatacağını ve görüşmelerde yardımcı olması için özel bir elçi atayacağını söyledi. Annan, Kosova'da demokrasi standartlarının hayata geçirilmesi konusunda hazırladığı raporu BM Güvenlik Konseyi'ne sunan Norveçli diplomat Kai Eide'nin tavsiyesi üzerine hareket ettiğini belirtti. 21 sayfalık belgede kurumlardaki yolsuzluklar, zayıf yargı sistemi, hukukun üstünlüğünün 23 uygulanışındaki eşitsizlikler, Sırp ve diğer azınlık toplumlarının içinde bulunduğu "ümitsiz" durum da dahil olmak üzere pek çok soruna değinilmesine karşın, eyaletin statüsünü belirleme vaktinin geldiği belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns BM'nin bu girişimine destek vererek Washington'un "müzakerelerde merkezi bir rol üstlenebileceğini" ve önümüzdeki aylarda büyük bir diplomasi girişiminde bulunacağını söyledi.(12) Kosova’nın geleceğini belirleyecek nihai statü ile ilgili müzakerelere önümüzdeki günlerde başlanması beklenmektedir. Fakat taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının derinliği bu sürecin başlamadan bitmesi ihtimalini de gözden uzak tutmamamız gerektiğini açıkça gösteriyor. Müzakerelere başlansa bile nihai statünün ne olacağı ise belirsizliğini korumaya devam ediyor. (1) Konu hakkında daha geniş bilgi için bkz. Tanıl Bora, Yugoslavya: Milliyetçiliğin Provokasyonu, Birikim Yayınları, İstanbul 1991; İrfan Kaya Ülger, Yugoslavya Neden Parçalandı? Seçkin Yayınları, Ankara 2003. (2) Şule Kut, ‘‘Kosova: Milliyetçiliğin Kördüğümü’’, Foreign Policy, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayını, Güz 1998, ss.5364. (3) http://www.zaman.com.tr/Fikret Ertan, 29.05.2004 (4) ‘‘UNMİK Şefi Kosova Haritasını Sundu’’, www.balkaninfo.com (5) www.m5strateji.com (6) www.balkantimes.com (7)http://www.nato.int/docu/review/2004 (8) ‘‘Kosova’nın Bağımsızlığı: Balkanlarda İstikrar Unsuru’’, www.turkishweekly.net (9)www.balkantimes.com/2005/07/21 (10)www.balkantimes.com/2005/07/21 (11)www.balkantimes.com/2005/08/22 (12)http.//www.setimes.com/2005/10/09 S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I Arapların gözüyle Irak işgali Yazarı: Faik Bulut Berfin Yayınları, 512 sayfa ürkiye, ABD’nin Irak’ı işgalini, ağırlıklı olarak "kraldan çok kralcı", "Amerika’dan çok Amerikancı" isimlerin ağızlarından, yorumlarından, kalemlerinden dinledi, izledi, okudu. Öylesine öğretim üyeleri, gazeteciler, emekli diplomatlar ve kerameti kendinden menkul uzmanlar görüldü ki, işgal savunusunda, ABD sözcülerini bile geçtiler. 1 Mart tezkeresi TBMM’den geçmediği için, ABD’den özür dileyenlere, CHP’yi ve "hayır" oyu veren AKP’lileri topa tutanlar oldu. Konuya yetkin bir donanım ve soğukkanlı bir bakış açısıyla yaklaşanlar ise birkaç istisna dışında medyada yer bulmakta zorlandılar. T Türk halkı, ABD’nin bakış açısını, ülkemizdeki "uzmanların" da yardımıyla adeta ezberlerken, Arapların tutumundan pek haberdar olamadı. Arap kamuoyu, Irak halkı, Irak’la yıllarca savaşan İran, ne düşünüyordu ABD saldırganlığı hakkında? Bu konularda pek bilgimiz olmadı, olamadı. Araştırmalarıyla tanınan Faik Bulut da, bu boşluğu doldurmak için, zorlu bir çalışma yaparak, işgalin bir diğer yüzüne, Arap cephesine ışık tuttu. Alt başlığı "Binbir Gece Savaşları" olan Arapların Gözüyle Irak İşgali adlı çalışmasında, Arapların dünyayı, askeri harekatı, işgali, AB D’yi, Avrupa’yı, Türkiye’yi ve kendi rejimlerini nasıl algıladıklarını, birinci ağızdan, Arap medyasını izleyerek ortaya koydu. Arap bakış açısı Bulut’un eseri, kitabın arka kapağında da yazıldığı gibi, Arap zihniyetini ve düşünce tarzını ortaya çıkarıyor. Saddam rejiminin perde arkasını, savaş kulislerini, Bağdat’ın düşüş nedenlerini, dönen dolapları, insan öykülerini açıklıyor. Arap milliyetçilerin, aydınların, medyanın, İslamcıların, Şiilerin, Kürtlerin ve rejim muhaliflerinin tavırlarını, iç ve dış bağlantılarını sergiliyor. Kitap, "Savaş Öncesi", "Savaş Dönemi" ve "Savaş Sonrası" adıyla üç bölümden oluşuyor. Arap medyasını yakından izleyen Bulut, yayın organının adını ve haberin çıktığı tarihi de vererek yaptığı çalışmada, işgal öncesindeki senaryoları, tutumları, eleştirileri, İslamcı tavır ve görüşleri, stratejik ve siyasi analizleri, aydın tartışmalarını ilk bölümde ele alıyor. İkinci bölümde sıcak çatışmaların sürdüğü dönemdeki gelişmeler ve yorumlarla, Şiilerin ve Kürtlerin tutumlarıyla, insan öyküleri ve aydın görüşleri inceleniyor. Üçüncü bölüm ise Amerikan işgali sonrasındaki yorumları, analizleri, tutumları, tercihleri ortaya koyuyor. El Ahram’dan, El Hayat’a, İran resmi haber ajansı İrna’dan El Cezire’ye dek çok sayıda yayın organının işgali nasıl verip, yorumladığını ayrıntılı olarak aktaran Bulut, bu kitabı yazma amacını da, "kehanetleri değil, birinci elden bilgilenmeyi amaçlamak" şeklinde açıklıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle