29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 ? ÇİZGİLİ DÜNYA Ekonomi Savaşları 1 C S H ariri Suikastıyla başlayan süreç hızlanıyor... H. Miray Vurmay TRATEJİ ? ÇİZGİLİ DÜNYA Ekonomi Savaşları 2 13 The Economist 15 Ekonomist TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] 4 Şubat 2005 günü Beyrut sokaklarını kana bulayan, ardından Lübnan’ı ve Suriye’yi derin bir kaosa sürükleyen Hariri suikastı ile başladı her şey. Günün moda tabiri ile birileri Suriye için "düğmeye basmıştı" sanki. 14 Şubat’tan sonra bir çorap söküğü gibi geldi gerisi. Önce Lübnan’da görülmemiş bir halk hareketi başla(tıl)dı. Meydanlara toplanan milyonlar "Suriye defol" diye haykırıyordu. Lübnan gibi Suriye de karışmıştı birdenbire. Lübnan’ı nankörlükle suçlayan yüz binlerce Suriyeli sokaklara dökülmüş, ellerinde, üzerinde kendi kanları ile yazdıkları "Kanımız, Canımız Sana Feda Olsun Esad" yazılı pankartlarla uluslararası baskı altında bulunan devlet başkanlarına sahip çıkma yarışı içine girmişlerdi. Sonuçta, ABD, AB ve BM’nin baskılarına daha fazla direnemeyen Beşşar Esad, Lübnan’dan çekilmişti. Suriye’nin Lübnan’daki 29 yıllık de facto (fiili) varlığına son veren bu çekiliş ile baskılar hiç de sanıldığı gibi azalmadı. Internatıonal Herald Tribune 1516 Ekim 1 ski Lübnan başbakanlarından Refik Hariri’ye yönelik suikast ile Suriye’ye yönelik başlatılan süreç doruk noktasına varmak üzere. Suriye’nin uzun süredir bulunduğu Lübnan’dan çekilmesini sağlayan süreç, şu anda, Gazi Kenan’ın ‘intiharı’ ile yeni bir aşamaya gelmiş bulunuyor. Bazı çevrelerce ‘Beşşar Esad’ın yerini alacak adam’ olarak gösterilen Kenan’ın intiharı, Şam’da yeni gelişmelere neden olabilir. Gelişmelerin ise askeri müdahaleden çok, ‘iktidar değişikliği’ yönünde olması bekleniyor. E Internatıonal Herald Tribune 14 Ekim Gazi Kenan: ‘Lübnan’ın tanrısı’ Suriye’de "Lübnan" deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Gazi Kenan, 1982 yılından 2003 yılına kadar Suriye’nin Lübnan’dan sorumlu Askeri İstihbarat Şefiği görevini yürüttü. Suriye BAAS’ının perde arkasındaki isimlerden biri olan Gazi Kenan aynı zamanda akraba olduğu Hafız Esad’ın en güvendiği adamlarından biriydi. Kendisini neredeyse "Suriye’nin Tanrısı" ilan eden Hafız Esad’ın küçük tanrılarından biri olan Gazi Kenan da bu nitelendirmelere ithafen "Lübnan’ın Tanrısı" olarak adlandırılıyordu Rejim kendi evlatlarını yemeye başladı! Internatıonal Herald Tribune 14 Ekim Ramazanda iftar yemeğinde dinler buluşması Suriyede de gerçekleştirildi, (18 Ekim) ukarıda okuduklarınız bir Hollywood filminin Y Financial Times 18 Ekim The Newyork Times 15 Ekim Aksine ABD Suriye’ye yönelik yeni iddialar ortaya atmaya; eski iddiaları da güncelleyip, güçlendirerek yeniden oyuna sürmeye başladı. Suriye’nin görünüşte Lübnan’dan çekildiğini, ancak, Suriye istihbaratı El Muhaberat’ın halen Lübnan’da faaliyette olduğunu ileri süren ABD, bununla yetinmeyip Irak işgalinin başından beri dile getirdiği "Suriye, direnişçilerin Irak’a geçişine izin veriyor" savını her fırsatta dile getirdi. ABD, söz konusu söylemlerine devam ederken, BM’nin Hariri Suikasti’nin ardındaki sis perdesini aralayabilmek için oluşturduğu komisyon da çalışmalarını sürdürmekteydi. BM, araştırmaları kapsamında bir çok ismi sorguya almıştı. Bu isimlerden bir çoğu şüphesiz ki Lübnan’da görev yapmış Suriyelilerdi. BM komisyonunun sorguya aldığı en ilgi çekici isimlerden biri de Suriye İçişleri Bakanı Gazi Kenan’dı. Ancak Gazi Kenan Suriye İçişleri Bakanı olduğu için değil, yirmi yıla yakın bir süre Suriye’nin Lübnan’dan Sorumlu Askeri İstihbarat Şefi olarak görev yapmış olduğu için sorguya alınmıştı. Ve artık son(uc)a çok yaklaşılmıştı. Sorgular bitmiş, raporlar kaleme alınmaya başlanmıştı ve 25 Ekim’de BM, Hariri suikastine ilişkin raporunu açıklayacaktı. Dünya, söz konusu raporu beklerken, rapordan kuvvetle muhtemel "birinci dereceden fail" olarak çıkacak olan Suriye’den gelen bir haber, oyunun seyrini değiştirdi. Hariri suikasti ile ilgili adı geçen Suriyeliler listesinde başı çeken Gazi Kenan çalışma odasında ölü bulunmuştu. Suriye’nin İçişleri Bakanı intihar etmişti. Kafalardaki soru işaretlerine bir yenisi daha eklenirken aslında bu bir soru ya da son değil belki de bir cevap ve başlangıçtı. senaryosu değil. Ama ABD’nin, ilki Irak’ta sahneye konan, Ortadoğu için tasarladığı "Büyük Cehennem Projesi"nin ikinci bölümü, başka bir deyişle ikinci kıyamet senaryosunun yalnızca bir perdesi. Irak’tan sonra sıra kimde, İran’da mı, Suriye’de mi sorularına yanıt aranadursun, ikinci cehennemin kapıları Şam’a doğru çoktan açılmış bile. Ancak, Suriye’ye biçilen senaryo Irak’tan biraz daha farklı gibi görünüyor. Suriye senaryosu, Irak’ta olduğu gibi askeri operasyon değil doğrudan sistem üzerine yani BAAS üzerine şekilleniyor. Söz konusu öngörü, gün geçtikçe gerçeğe bir adım daha yaklaşıyor. Suriye’de oldukça hassas ve kırılgan dengeler üzerine kurulmuş olan sistemin temel direği olan BAAS Partisi’nde fay hatları çoktan beridir çatlamış durumda. İktidara geldiği günden bu yana "Yeni Suriye"ye ilişkin söylemlerini dilinden düşürmeyen Beşşar Esad ılımlı ve reformcu bir lider portresi çizerek dünyaya "değişimin" sinyallerini vermeye çalışırken, Suriye içerisinde, bu yeni lider portresinden ve çizilen "Yeni Suriye" resminden hiç de hoşnut olmayanlar var. Hafız Esad’ın Suriye’yi ve perde arkasından Lübnan’ı "demir yumruk" ile yönettiği dönemden kalma kemik BAAS’çılardan oluşan söz konusu isimler, Suriye’nin bu yeni görüntüsünden hiç de memnun değiller. Beşşar Esad, Suriye’yi, özellikle Hariri suikasti sonrasında giderek daralan "izolasyon" çemberinden kurtarmak için iç politika açısından oldukça zor sayılabilecek stratejiler izlemek durumunda kaldı. Hele ki Suriye için önemi tartışılmaz olan Lübnan’daki askerlerin çekilmesi, fay hatlarındaki çatlakları iyice belirginleştirdi. Artık kol kırılmıştı ve bu defa yen içinde kalmayacaktı. Yarım yüzyıla yakın bir süredir Suriye’yi yöneten BAAS rejimi ki rejimden çok sistemin ta kendisi durumuna gelmiştir sanıldığı gibi bir dış müdahale ile değil bir iç hesaplaşma ile sarsılıyordu. Suriye’deki bu iç hesaplaşmanın kokusu henüz dış dünyaya ulaşmamışken Suriye’den gelen bir haber Suriye konusunda zaten bulanık olan kafaları birden bire allak bullak etti. Gelenekçi kanattan olduğu bilinen ve Amerikan kaynaklı komplo teorilerinde adı Beşşar Esad’ın yerine geçmesi muhtemel isimlerden biri olan Gazi Kenan intihar etmişti. İntihar mı etmişti, intihar mı ettirilmişti? Adı, Hariri suikastına karıştığı için mi, yoksa sözü edilen komplo teorilerindeki "darbecilerden" biri olduğu için mi? Soru listesi uzayıp giderken, sorulara verilecek cevaplar listesi de bir o kadar kısalıyor. Ve Suriye cehennemine hoş geldiniz! zun yıllar, belki de sonsuza kadar bir sır olarak kalacak olan Gazi Kenan’ın ölümü Suriye’ye pahalıya mal olacak gibi görünüyor. Çok yakın bir dönemde altından kalkamayacağı kadar ağır faturalar ödemek zorunda kalacak gibi görünen Beşşar Esad ve Suriye’si giderek kıyamete yaklaşıyor demek hiç de abartılı olmayacaktır. Suriye içeriden ya da dışarıdan bunu kestirmek şimdilik çok zor kesinlikle bazı güçler tarafından kıyamete zorlanıyor. Ve hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu kıyametin ateşi yalnızca Suriye’yi yakmayacak. U Financial Times 17 Ekim Çanlar Suriye için çalıyor Financial Times 13 Ekim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle