29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S in yönetimi yeni Ç dönemde dış yatırımlar konusunda derinleşme kararı aldı. Kırsal alan ile kentsel alanın uyumlaştırılması, gelir dağılımındaki bozukluğun giderilmesi yönünde beklentiler ile ilgili olarak Komünist Parti sembolik te olsa adım attı. Çin, en önemli siyasi sorun olan Tayvan’la da ‘barışçı birleşmeyi’ öngörüyor. dikkat çekilen sonuç bildirisinde, Çin’in "barışçı gelişme yolu"nu kararlılıkla izleyeceği, barışçı bir uluslararası ortam yaratarak, dünya barışını pekiştireceği, bir yandan kendi gücüne dayanarak gelişme gerçekleştireceği diğer yandan da dışa açılımda ısrar edeceği vurgulanmıştır. Günümüzde Çin’in siyasal düzeninde dengesizlik görünmemektedir. Zaten Çin’in ekonomik kalkınmasının hızlı olmasında, dış ticaret dışında siyasal güvenlik de temel rol oynamıştır. Ancak, son yıllarda Çin yönetimi, ekonomik kalkınma ile birlikte meydana gelen ve iyice artan sosyal istikrarsızlık sorunu için endişe duymaktadır. Çin’de artan yoksulluk ve fakirzengin arasındaki uçurum, yetkilileri kaygılandırmaktadır. Bu nedenle Çin, 27 Eylül 2005’te halk kongresi oturumunu ilk kez halka açmış ve aralarında memur, mevsimlik işçi ve öğretmenlerin bulunduğu 20 kişinin katıldığı oturumda, ülkede son derece hassas bir konu olan gelir vergisi reformu ele alınmıştır. Gerçi her türlü siyasi karar mecliste değil, Çin Komünist Partisi Yönetimi’nde alındığı için bu katılım simgesel olmaktan öteye gidememiştir. Ancak, yine de Çinli yöneticiler, vergi yükünün yalnızca yoksullara yüklendiğini söyleyen halkın öfkesine ve yakınmalarına kulak verdiklerini ifade etmişlerdir. Bu reformların, yoksulluk altında ezilen kesimleri adil muamele gördüklerine ikna etmesi ise zayıf bir olasılıktır. Nitekim toplantı devam ederken, Çin’de yolsuzluk iddialarının üzerine giden siyasi eylemci Lu Banglie’nin, İngiliz bir muhabirin gözleri önünde bir grup kimliği belirsiz kişilerce dövülmesi, Batı basını tarafından, Çin Hükümeti’nin bir yandan uyumlu barış toplumu oluşturmaya çalışırken, diğer yandan toplumdaki karşı sesleri sertlikle ve baskıyla susturarak devleti yönettiği şeklinde yorumlanmıştır. Toplumdaki karşı seslere kulak vermeden yapılmaya çalışılan reformların, halkın öfkesinin yatıştırılmasında ve refah uçurumunun azaltılmasında ne kadar etkili olacağını zaman gösterecektir. TRATEJİ 15 İ ranPakistanHindistan doğalgaz hattı ABD karşı çıkıyor Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu Araştırmaları Masası üney Asya ülkelerinin ekonomik gelişmelerine paralel olarak hızla artan enerji ihtiyaçları karşısında, kendi kaynakları yeterli olmamaktadır. On yıl önce enerji ihracatçısı olan bu ülkeler, günümüzde en büyük enerji ithalatçılarına dönüşmüştür. Güney Asya’nın, batısında Ortadoğu ve kuzeyinde Orta Asya’nın bulunması, enerji ihtiyacının karşılanmasında işini kolaylaştırmaktadır. Enerji zengini bu bölgelerde hem bölgesel sorunların çokluğu hem de küresel mücadele işi zorlaştırmaktadır. 1990’larda Çin ve Hindistan, Orta Asya, Ortadoğu ve Hazar’daki enerji kaynaklarının bölüştürülmesinde Amerika, Avrupa ve Rusya şirketlerini bir adım geriden takip etmiştir. İran’a uygulanan ambargo nedeniyle İran’ın enerji kaynakları yeterli düzeyde araştırılıp geliştirilmemiş; şimdi ise diğer bölgelerin enerji kaynaklarının paylaşımında sorunlar çıkınca, İran’ın enerji kaynakları bir anda Güney Asya ülkeleri açısından önem kazanmıştır. Güney Asya ülkelerinden Pakistan ve Hindistan İran’la çok boyutlu ilişkilere sahiptir. Bu iki ülke, İran’ı potansiyel enerji kaynağı olarak görmektedir. Taraflar arasında enerji görüşmelerine 1994 yılından itibaren başlanmıştır. Fakat PakistanHindistan ilişkilerinin gerginleşmesi üzerine görüşmeler durdurulmuştur. Pervez Müşerref ’in iktidara gelmesi ile birlikte Ekim 1999’da doğal gaz boru hattı projesi tekrar Pakistan tarafından gündeme getirilmiştir. 2670 km uzunluğunda olacağı düşünülen İranPakistanHindistan (İPH) Boru Hattı’nın maliyetinin 7.4 milyar dolar olacağı düşünülmektedir. İran ve Pakistan tarafı hattın inşasına Nisan 2006’da başlayıp, 2010’da bitirme planları yapsa da Hindistan’ın buna pek katılmadığı söylenebilir. Hindistan için bu hattın çekilmesi önünde çeşitli siyasi, askeri, teknik ve maddi engeller bulunmaktadır. üney Asya ülkelerinden Hindistan ve Pakistan arG tan enerji gereksinmelerini karşılamak için arayışlarını sürdürüyor. Enerji havzalarına komşu olmalarına karşın Orta Asya ile Ortadoğu’da paylaşıma ortak olmakta güçlük çekiyorlar. Bu durum iki ülkeyi ABD’nin petrol ambargosu uyguladığı İran’a yöneltiyor. G ATEŞ İran İ ran, Rusya’dan sonra dünyanın ikinci büyük doğalgaz re zervine sahiptir. Uzun yıllar uygulanan izolasyondan zarar gören İran, ülkenin ekonomik olarak kalkınmasını sağlamak için sahip olduğu bu kaynakları kullanmak istemektedir. Dolayısı ile İPH Doğalgaz Boru Hattı projesini de İran’ın genel doğalgaz ihracı stratejisi çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. (1)İPH Doğalgaz Boru Hattı İran için hem ekonomik hem de siyasi anlamda önem taşımaktadır. İPH Doğalgaz Boru Hattı, İran İslam Cumhuriyeti’nin doğalgaz rezervlerini dışarıya taşıyacak ilk uluslararası boru hattı niteliğinde olacaktır. İran yönetimi bu hattın çekilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütmektedir. Fakat, yabancı sermaye ve teknoloji desteği olmadan İran’ın bu hattı kendi başına hayata geçirmesi ihtimal dışı gözükmektedir. Projenin gerçekleştirilmesi için, uluslararası sermayenin bulunamaması durumunda Hindistan’ın da bu hatta katılmayacağı kuvvetli ihtimaldir. İran’ın nükleer çalışmalarından dolayı Batı ile ilişkilerinin kötüleşmesi durumunda ise Batı sermayesi ve teknolojisi hattın çekilmesine ve doldurulmasına katkıda bulunmayacaktır. Batı sermayesinin desteğini almak için ise İran’ın nükleer görüşmelerde taviz vermesi ge rektiği düşünülmektedir. Pakistan akistanİran arasında 7 Temmuz 2005’te İPH Boru Hattı’na ilişkin bir anlaşma imzalanmıştır. Hindistan’dan farklı olarak Pakistan bu hattın çekilmesi konusunda daha istekli ve kararlı davranmaktadır. Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’in İPH Doğalgaz Boru Hattı’nı "riskli" olarak tanımlamasından sonra Pakistan, gerekirse hattın karlı olmasa bile sadece Pakistan’a çekilebileceğini açıklamıştır. Hat, hem Pakistan’ın enerji açığını kapatmak hem de hat için kullanılacak topraklardan elde edilecek kar sebebiyle ülkenin stratejik konumunu kuvvetlendirecektir. İPH Doğalgaz Boru Hattı’nın Pakistan kısmı, Belucistan bölgesinden geçecektir. Belucistan, Pakistan’ın etnik açıdan yumuşak karnı niteliğindedir. Zaman zaman bağımsızlık isteği ile Pakistan ordusu ile çatışmaya giren Beluç kabileleri, boru hattının güvenliği için tehdit olarak görülmektedir. P Hindistan H indistan boru hattı ile yakından ilgilenir gibi görün ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle