Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Konser Makyaj odası şarkıları Suzan Kardeş, 27 Eylül Pazar akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle buluşacak. BKM organizasyonuyla düzenlenecek konser saat 21.00’de başlayacak. Sanatçı ‘Makyaj Odası Şarkıları’ isimli son albümündeki en sevilen parçalarını müzikseverler için seslendirecek. Ayrıca önceki albümlerinden beğenilen şarkıları da söyleyecek. (0216 556 98 00, biletler 39, 45, 107.50 ve 210 TL) 6 12 EYLÜL 2009 CUMARTESİ Müziğin şizofrenik dahisi Helfgott Gossip’den ‘punk’a veda Türkiye’de ‘pop’a merhaba Kapitalizmin dayattığı idealize edilmiş güzellik anlayışının toplumu nasıl esir aldığına hep birlikte tanık oluyoruz. Bu ZÜLAL güzellik ölçütlerine için akıl dışı KALKANDELEN uymak yollara başvuranlar giderek artıyor. Yaşanan çılgınlıkları gördükçe, birileri de buna karşı çıkmalı diyor insan... Sonunda bir müzisyen yaptı bunu. Hem de öyle beklenmeyen bir şekilde yaptı ki, herkesin ağzı açık kaldı... Alternatif rock sahnesini yakından izleyenler, Gossip grubunu mutlaka tanır. Homofobik görüşlere ve dayatma güzellik anlayışına karşı çıkan şarkıları çok ünlüdür. Bunların arasında, özellikle Bush yönetiminin Amerika’da gay evliliğini yasaklama girişimine karşı tepkileri yansıtan “Standing in the Way of Control” gelir. On yıl önce Amerika’da kurulan grup, bugünlerde yeni albümü “Music For Men”i yayımladı. Bu Gossip’in dördüncü albümü; ama grup, müziğinden çok vokalist Beth Ditto’nun görüntüsüyle biliniyor... Bir müzisyenin müziği ile değil başka özellikleri ile tanınıyor oluşu, bana hep garip gelmiştir. Üstelik bunun, Beth Ditto gibi, sıfır beden modasının yayıldığı bir dünyada, kalıplaşmış güzelliğe savaş açan aşırı kilolu bir müzisyenin başına gelmesi, daha da garip... Eleştirdiği sistemle yine o sistemin yöntemleriyle mücadele ederken kendisi de bedeniyle dikkat çekmiş ve bir ikon olup çıkmıştı. İnternet üzerinde yayın yapan etkin müzik dergisi Pitchfork’un deyişiyle, “Yeni Milenyumun Madonnası” olmuştu... Beth, bu eleştirilere yanıtını, en açık şekilde, son albümdeki “Pop Goes the World” adlı şarkıda vermiş: “Dikkatlerini çekeceğiz/ Bütün hedeflerimizden haberdar olacaklar/ Durup bakmalarını sağlayacağız/ Tekrar bakıp yeniden düşünecekler...” Küba ile dayanışma 27 Eylül Pazar akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’nde Küba ile dayanışma konseri yapılacak. 30 Ağustos ile 9 Eylül 2008 tarihleri arasında Küba’yı iki kasırga etkilemişti. Her iki büyük kasırgayı da can kaybı olmadan atlatan Küba’da belirlenen kayıp 10 milyar Dolar’ın üzerinde. Jose Marti Küba Dostluk Derneği, Küba ile dayanışma için düzenleyeceği konser ile ufak da olsa bir katkı koymayı amaçlıyor. Bu dayanışma konserinde Erkan Oğur, İ. Hakkı Demircioğlu, Gündoğarken ve Şevval Sam sahneye çıkacak. Sanatçıların hiç ücret almadan Küba’ya destek verebilmek için vereceği konserler saat 18.00’de başlayacak.(0216 556 98 00, biletler 34 TL) Şevval Sam Büyük plak şirketine transfer Benim Gossip ile tanışmamsa, tamamen işitsel yoldan oldu. 2001 yılında ilk duyduğumda hoşuma gitmişti müzikleri... Vokal, bas ve davul üçlüsünün abartısız birleşiminden doğan organik bir altyapı hakimdi müziğe. En fazla 2 dakika süren enerjik şarkılardaki asıl dikkat çekici unsur, vokaldeki Cyndi Lauper ve Aretha Fraklin karışımı sesti. “That’s Not What I Heard” adlı o albümü severek dinledim. Fakat Beth’in popülerleşmesinden sonra, Gossip’in müziği farklılaşmaya başladı. Aynı dönemde Sony’nin yan kuruluşu olarak kurulan bir plak şirketiyle anlaşma imzaladılar. “Music With a Twist” adlı bu şirket, kitlelere hitap etme potansiyeli olan gay, biseksüel ve transseksüel sanatçıların albümlerini yayımlayacağını duyurmuştu. Gossip, bu şirketle anlaşınca, yeni albümünü de Columbia Records’ın eşbaşkanı, Grammy ödüllü prodüktör Rick Rubin ile kaydetti. Ama bağımsız bir plak şirketine bağlıyken büyük bir ilgi yakalayan çoğu grubun başına gelen Gossip’in de başına geldi. İlk zamanlar müziklerinde var olan garaj rock ve postpunk etkisi, yerini hissedilir ölçüde disco ve pop türüne bıraktı. Bu nedenle yeni albüm, Gossip’in daha sert rock soundunu özleyenler için pek tatmin edici olmayabilir. Sonuç olarak “Music For Men”, listeleri altüst etmese de, zevkle dinlenilebilir ve dans edilebilir bir albüm olmuş. Bu defa konser salonlarını yerinden oynatacak yeni bir “Standing in the Way of Control” yok albümde, ama yine de başarılı bir poprock çalışması... İyi kalpli bir sokak kadınının hikâyesini anlatan “Dimestore Diamond”, akılda kalıcı, güzel bir melodiyle giriş yapıyor albüme. “Risk varsa ben alırım,” diyerek eşcinselliğe gönderme yapan “8th Wonder”, albümün en iyi şarkısı. “2012”, “Heavy Cross”, ve “Love Long Distance” da, kayda değer şarkılar.kzulal@yahoo.com, www.zulalkalkandelen.com Sabaha kadar eğlence DJ Murat Uyar, 20 Eylül Pazar akşamı saat 22.00’de Studio Live Technik’te sahneye çıkacak. Muhteşem performansıyla sabahın ilk ışıklarına kadar müzikseverleri eğlendirecek DJ’in yanı sıra, Türk pop müziğinin son dönemdeki başarılı isimlerinden Gönen de sahneye çıkacak ve Vesile parçasını seslendirecek. Murat Uyar, 1997 yılında DJ’liğe başlamış. Kısa bir süre içinde Dr. Pera ve Hamam gibi önemli mekanlarda DJ’lik yapmaya başlamış. Şimdiye kadar pek çok mekanda sahneye çıkmış olan Uyar, yurt dışında da performanslar sergiliyor. (0216 556 98 00, biletler 17 ve 300 TL) Boğaza karşı Livaneli Zülfü Livaneli, 26 Eylül Cumartesi akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena’da konser verecek. Sanakçı, saat 21.00’de başlayacak konserde şarkılarını sevenleri için seslendirecek. Boğaza karşı muhteşem bir konsere imza atacak Livaneli, müzikseverlere unutulmaz saatler yaşatacak. (0216 556 98 00, biletler 33.50, 45, 56, 66 ve 82 TL) sirin.guven?gmail.com BİRİLERİ David Helfgott dünyaca ünlü Avustralyalı bir piyanist. Adını mutlaka duymuşsunuzdur. ŞİRİN Dünyada en fazla GÜVEN 3 ya da 4 kişinin eksiksiz çalmayı başarabildiği Rahmaninoff’un ‘3. Konçertosu’nu tam olarak çalmayı başardığı için... Ya da küçüklüğünde geçirdiği bir travmanın akıl sağlığını zedelemiş olmasından dolayı... Ve Helfgott’un kendisinin de dediği gibi bu rahatsızlığının onun müziğe olan farkındalığını arttırarak çok daha hisli çalmasına neden olduğu için... Helfgott kesinlikle her müzikseverin sahnede canlı olarak izlemesi gereken bir piyanist. Çünkü o çok açık bir şekilde alanının en iyilerinden. Üstelik yaşam hikâyesi de bir o kadar ilginç. Nitekim Oscar ödüllü film olan ‘Shine’ da Helfgott’un yaşam öyküsünü konu almıştı. Ünlü piyanist şimdi 2 konser vermek için Türkiye’de. İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı ve Bilim İlaç’ın organizasyonuyla İstanbul’a gelen piyanist bu akşam Aya İrini Müzesi’nde, 14 Eylül Pazartesi ise Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda olacak. Onun kendinden geçerek, müziğin ritmine kapılarak çalışını görme fırsatını sakın kaçırmayın. Belki bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirsiniz... Buyrun size konser öncesi Helfgott ile kısa bir söyleşi... Bütün yaşamınızı müziğe adadınız. Bu nasıl bir şey? Bunun adı tutku mu? Evet, kesinlikle. Ayrıca tutkuyla bağlı olduğum, yaşamımı adadığım bir şeyi yaparken yaşamam için gereken parayı kazanabildiğim için de çok şanslıyım. Şizofrenik bir rahatsızlığınız var. Bu müziğinizi nasıl etkiliyor? Akıl sağlığım açısından çok zor zamanlar geçiriyorum. Ama bu müziğe olan farkındalığımı yükseltiyor. Kesinlikle çalarken çok daha kuvvetli duygular hissediyorum. Dünyada çok nadir insanın çalabildiği Rahmaninoff’un 3. konçertosunu eksiksiz olarak çalabiliyorsunuz. Bu başarınızın sırrı ne? Müziğe olan tutkum ve o konçertoya olan sevgim... O konçerto kesinlikle müzik eserleri arasından en sevdiklerimden... Popüler kültüre onun yöntemleriyle yanıt Beth’in öyküsü gerçekten ironik. Çünkü incecik modelleri yücelten medyayı eleştireyim derken, kendisi de, o devasa cüssesini kapaklara taşıyan medya aracılığıyla ünlendi... Haziran 2007’de müzik dergisi NME’yi eline alan herkes şoke olmuştu. Kapakta çırılçıplak bir Beth Ditto fotoğrafı vardı... Ardından bu yılın şubat ayında, moda ve magazin dergisi “Love”ın kapağında tekrar gördük onu. Yine çıplaktı... Fotoğrafın bir yanında zayıflığıyla ünlü popüler kültür ikonlarının ismi sıralanırken, diğer yanda Botero heykellerini andıran görüntüsüyle “Kuşağımızın ikonu Beth Ditto” yazısı yer alıyordu. Ama Gossip’in müziği değildi konuşulan; herkes onun Paris Hilton’a, Beckham çiftine karşı sözlü saldırılarından, çıplak fotoğraflarından ve lezbiyenliğinden söz ediyordu. Beth, bunu haklı mesajını yaymak için yapmış olsa da, seçtiği yöntem müziğini gölgeledi... Filmle gurur duyuyorum Genellikle ‘romantik müzik’ diye adlandırılan dönemden eserler seslendiriyorsunuz. Neden? Çünkü çok güzeller. Melodiler güzelliklerle bezeli ve neşe dolu. Yaşamınızı konu alan Shine isimli film vizyona girdikten sonra daha çok tanınır oldunuz. Sizce değeriniz o filmden sonra daha mı iyi anlaşıldı? Sanırım evet, filmin katkısı oldu. Dünyada 35 ülkede çaldım. Gittiğim her yerde insanlar ‘Shine’ filmini biliyorlardı ve filmi çok beğendiklerini söylüyorlardı. Sizce film yaşamınızı objektif olarak gösteriyor mu? Filmi beğendiniz mi? Değiştirmek istediğiniz kısımları var mıydı? Filmle gurur duyduğumu söylemeliyim. Kesinlikle yaşamımın özünü çok iyi veriyor. Zaten dünyanın dört bir yanından insanlardan filmle ilgili mektup ve email’ler geliyor. Hepsi filmi sevdiğini ve hikâyemi ilginç bulduğunu söylüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Steve Vai’den arşivlik bir çalışma Steve Vai, White Snake ve David Lee Roth ile 80’li yılların başlarında yaptığı çalışmaların yanı sıra, benzersiz soundtrack çalışmaları ve başarılı solo kariyeri ile adını duyurdu. Rock müziğinin ve alışılagelmiş virtüöz standartlarının sınırlarını zorlayan yeteneği onu her zaman farklı kıldı. Dünyaca ünlü gitar virtüözü Steve Vai, Hollanda Metropol Orkestrası ile hazırladığı 2005 yılında kaydedilen “Visual Sound Theories” konser albümünün ardından şimdi albümün DVD’si ile karşımızda. Bu DVD, 25 yıllık bir dostluğun ve bir rüyânın gerçeğe uzanan yolculuğunun öyküsünü anlatıyor. DVD’de Vai şarkılarının orkestra ile tekrar kaydedilmiş versiyonları bulunuyor Kendisinin bir gitaristten çok bir besteci olarak anılmasını tercih eden Vai, DVD’deki şarkılarının orkestral düzenlemelerini bizzat kendisi yapmış. Elektrogitar için yazılmış eserlerin orkestral yorumlarının kendisini çok tatmin ettiğini söyleyen Vai’nin bu DVD’si arşivlik bir çalışma. Vai’nin büyük bir özenle hazırlanan kayıtlarında Metropol Orkestrası’nın Şefi Dick Bakker, müzik programcısı Will Riley, aranjör Tom Trapp ve besteci piyanist Chris Opperman’dan oluşan yıldızlar takımı da onu yalnız bırakmadı. Ayrıcalıklıyım Müziğe, piyano çalmaya nasıl başladınız? Üç yaşımda tanıştım piyanoyla. O gün bugündür bu sevgi ve tutku beni hiç bırakmadı. Dünyadaki en önemli piyanistlerdensiniz. Bu kadar ünlü ve başarılı bir piyanist olmak nasıl bir duygu? Bu kadar önemli bir kariye sahip olduğum ve dünya çapında tanındığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum açıkcası. Nasıl anlatılır tam bilmem, tek diyebileceğim gerçekten çok güzel bir duygu olduğu... RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B