17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 10 MAYIS 2008 CUMARTESİ Bir çocuk yaşar dünya Türkiye Bankalar Birliği’nin 2003 yılında başlayarak 52 ilde yürüttüğü ‘Çok Yaşa Bebek’ projesiyle 15 bin bebek yaşama tutundu. Sıkıyönetim sonrası Türkçeleşen adanın adı Akdamar, asıl adı ile Ahtamar. Van Gölü’nün sodalı sularında yalnız başına duran adanın adını bir aşk hikayesinden aldığı rivayet ediliyor. Aşık olduğu Tamara için gölün sularında yaşamını yitirmiş bir gencin “Ah Tamaraaa, Ah Tamaraaa” bağırışları arasında can vermesi sonrasında adı bu ZUHAL şekilde kalmış. Van’ın ilçesi yakınındaki AYTOLUN Gevaş adada göreni hayran bırakan bir de kilise bulunuyor. Bir Ermeni hanedanı olan Ardzruni’lerin kralı 1. Gagik, projesini kendisinin çizdiği rivayet edilen haç planlı Kutsal Haç (Surp Khaç) kilisesini mimar keşiş Manuel‘e 915921 yılları arasında yaptırır. Varlığını 1895 yılına kadar Katolikosluk merkezi ve 1915 yılına kadar da ruhban okulu olarak sürdüren kilise, 1918’den sonra terk edilir ve 20052007 yılları arasında restorasyon çalışmaları yapılır. Rivayetleri, hikayeleri, tarihi ve yaşanmışlıklarıyla Van Gölü’nün sodalı sularında varlığını sürdüren ada, Van’ın güzelliklerinden yalnızca biri. Anlatması bile güç olan bu güzelliğin yanı sıra Van Kalesi, Van Müzesi, Muradiye Şelalesi, Hüsrev Paşa ve Kayaçelebi Camii, Van’ın sayfalarla bile anlatılması güç değerleri arasında. Gezerken bile hissediyor insan, kaç medeniyet, kaç yaşam geçmiş bu topraklardan. Tıpkı Anadolu’daki diğer topraklar gibi hem bakir hem de keşfedilmeyi bekliyor sessizce. Van, insanları, gölü, doğası, yaşayan endemik türlü bitkileri, karlı dağları ile hem doğal güzelliği, hem tarihi, hem de bugünü yaşatıyor. Bakıldığında derininde büyük sırlar taşıyan, gizemli ve etkileyici bir şehir. Ancak düzensiz yapılaşma ve tepeden inme modernleşme anlayışı tüm bu güzellikleri yaşatma ve tanıtma fırsatını ortadan kaldırıyor. Merhaba Dile kolay, 84 yaşında olup da sürekli genç ve dinamik kalmak… İşte, Cumhuriyet Gazetesi bunu başarıyor. 7 Mayıs’ta hep birlikte kutladık yeni yaşımızı. Büyük bir coşku ve gururla… Son dönemlerde yaşadığımız saldırılara ve sorunlara karşın okurlarımız, dostlarımız yanı başımızdaydı. Bunun adı dayanışmaydı. İnanın, sizlerden aldığımız güçle daha da gençleştik. Gazetemiz, 84 yıl boyunca demokratik laik cumhuriyetin yılmaz savunucusu olmaktan ödün vermedi. Her türlü saldırı, baskı ve engellemeler, bizi yılgınlığa düşürmedi aksine aydınlanmanın kalesi Cumhuriyet’in daha da büyümesine yol açtı. Doğum günün kutlu olsun Cumhuriyet, nice nice yıllara… .... Ödüllere adeta ambargo koyan Nuri Bilge Ceylan’ın, ‘Üç Maymun’ adlı yeni filmiyle yarışacağı 61. Cannes Film Festivali, bu yıl bir başka yönüyle de öne çıkıyor. Festival, dünyayı değiştirebileceğine inanan öğrencilerin ve işçilerin yarattığı hareketin ruhunu 40. yılında selamlamaya hazırlanıyor. 1968 baharında özgürlüğün ve adaletin peşinde Paris’te yakılan ateş bir anda dünyayı sarmış, daha güzel bir dünya için mücadele başlamıştı. Fransa’da ülkedeki toplumsal hareketlerle dayanışma içinde olan yönetmenler de o yıl uluslararası bir öneme sahip geleneksel festivali iptal ettirmişti. Pek çok film gösterilmemiş, ödül verilmemişti. Cannes 2008 Festival Komitesi, bu yıldönümüne saygı olarak “Cannes Classic” kapsamında, işte o yönetmenler tarafından geri çekilen ya da festival iptal edildiği için gösterilmeyen filmleri buluşturuyor sinemaseverlerle. “Mayıs 68’den Festival 08’e” adlı bu bölüm 40 yıl önce yönetmenlerin sahneye fırlayıp perdeye asıldığı sırada gösterilmesi planlanan İspanyol yönetmen Carlos Saura’nın “Peppermint Frappe” filmiyle açılacak. Uğur Hüküm’ün kaleminden biz de sayfalarımızda selamlıyoruz 68 ruhunu… İyi hafta sonları... Bir aileye 7 çocuk Pek çok doğu ilinde olduğu gibi sağlık, eğitim, turizm açısından da geri planda Van. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği ve Türk Pediatri Kurumu‘nun işbirliği ile 2003 yılında başlatılan ‘Çok Yaşa Bebek’ projesi nedeniyle Van’daydık geçen hafta. TBB genel sekreteri Ekrem Keskin’in katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ziyarette, çok çarpıcı veriler ve kısa zamanda hızla yol katedilen projeyle tanışma fırsatı bulduk. Son yapılan nüfus sayımı verilerine göre 979 bin 671 kişinin yaşadığı şehirde ilk dikkati çeken yoksulluk. Göç vermeyen, ancak zamanla artan sayısıyla çok fazla göç alan Van’da yatırım yok. İşsizlik fazla. Bir Ekrem aileye ortalama 7 çocuk düştüğünü söyleyen Keskin yetkilileri şaşkınlıkla dinliyoruz. Çok çocuklu aileler başta olmak üzere çok fazla bebek ölümü yaşanıyor bu coğrafyada. Eğitimsizliğin de etkili olduğu durumun sonuçlarından biri de fiziksel sorunlar, erken doğum, mikrobik hastalıklar ve kazalar sonucunda bebeklerin dünyaya ilk geldikleri andan itibaren yaşam savaşlarını kaybetmeleri. Oysa Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin liderleri tarafından kabul edilen ve 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesi öngörülen ‘Binyıl Kalkınma Hedefleri’ arasında bebek ölüm oranlarının düşürülmesi ilk sırada yer alıyor. Çünkü bebek ve çocuk ölüm oranları, bir toplumun kalkınma düzeyi ve sağlık koşullarının göstergesi olarak gösteriliyor. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması‘na göre, ülkemizde her yıl ortalama 1 milyon 400 bin çocuk doğuyor. Yeni doğan her bin çocuktan 29’u, diğer bir deyişle günde ortalama 110 bebek, daha ilk aylarında yaşamını yitiriyor. Tüm bu verilerle yola çıkarak uygulanmaya başlanan ‘Çok Yaşa Bebek’ projesi kapsamında Türkiye Bankalar Birliği, Edirne’den Kars’a, Ordu’dan Hatay’a kadar Türkiye’nin 52 ilinde ihtiyaç tespiti yapılan 92 hastanenin yenidoğan, çocuk acil ve yoğun bakım bölümlerine tıbbi cihaz bağışında bulunuyor. Hastanelere 5 yılda bağışlanan 560 cihazla bugün 15 bin bebek yaşama tutunuyor. Birliğin bugüne kadar projeye ayırdığı bütçe 3.5 milyon YTL. değişir Kızlar hâlâ okuyamıyor Bebek sağlığının toplumların kalkınma düzeyinin göstergesi olduğu görüşünden hareketle yola çıkılan yolda Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği başkanı Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, dernek başkan yardımcısı Doç. Dr. Agop Çıtak, Prof. Dr. Mehmet Vural ve Hacettepe Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşe Korkmaz ile çeşitli dönemlerde eğitim programlarıyla da zenginleştirilen projenin Van ayağı ziyaretinde biz de katıldık eğitime. Evde başa gelebilecek basit görünen kazaların bile bir yaşama malolacağının anlatıldığı eğitimlerde, anneler pür dikkat takip etti doktorları. Doğru bilinen yanlışlar, anlatılanlar ve annelerin sorularına verilen yanıtlarla düzeltildi. Hiçbir kazanın kader olmadığı gerçeği ve ufak bir dikkatsizliğin büyük sonuçlara yol açtığı anlatıldı eğitimlerde. Çünkü Van’da ve çevre illerde yangın, boğulma, nefes borusunun yabancı bir cisimle tıkanması gibi olayların yanı sıra Tandır’a düşüp yaşamını yitiren çok sayıda bebek ve çocuk da bulunuyor. Kaza değil, dikkatsizlik ve bilgi eksikliği de yaşanan ölümlerde etkili. Bu anlamda eğitimlerin çok büyük katkısı var çocukların hayatta kalabilmeleri açısından. Van’da kadınlar ve gençler bilgiye aç. Her fırsatta öğrenme isteklerini dile getiriyorlar. Hatta eğitimin sonunda kolumdan tutarak “Hocam ben okumak istiyorum, ne olur bana yardım edin” diyen 16 yaşındaki genç bir kız da o coğrafyadaki kızların sözcüsü gibi dile geldi birden. “Okumak istiyorum. Ama yapamam. Ailem izin vermiyor. Biliyorum okursam öldürürler beni. Birileri bir şeyler yapsın” diye haykırıyor içindeki sessiz çığlığı. Okumak öğrenmek istiyor. Görmek yorumlamak istiyor. Yaşamak istiyor genç kız. Doğudaki diğer kız çocukları ve gençler gibi. Yerel yönetimlerin bu konuda çalışma yapmaları gerekliliği bir gerçek. Sivil toplum kuruluşlarının sahalara daha hakim olması gerektiği de. Ancak gerçeklerle yüzleşmekten hoşlanmayan bir toplum olarak çoğunlukla susup oturmayı tercih ediyor. Toplumsal kalkınmanın sağlanabilmesi için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor. Yapılan eğitimlerde Karaböcüoğlu ve Çıtak anlatıyor, kadınlar ve gençler yeni bir şey öğrenmenin verdiği mutlulukla daha da bir tutunuyorlar yaşama. Van’da yaşam zor. Doğuda yaşam zor. Tıpkı Türkiye Bankalar Birliği’nin yaptığı gibi, verilen desteklerle pek çok yaşam kurtarılıp, pek çok yaşam kurulabileceğini gördük bir kez daha Van’da. Miras olarak daha yaşanılır bir gelecek bırakmak adına… hafta?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı, Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu Tel: 0 212 251 98 7475 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle