Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YAŞAR KEMAL’İN CUMHURİYET’TE ÇIKAN İLK YAZISI / 3 TEMMUZ 1951 Diyarbakırdaki göçmen köylerini gezerken neler gördüm? artık makine aldıkları için kiraya toprak vermiyorlar. Daha kötüsü var; bazı beyler göçmenlere kirayla toprak verilmemeyerleştirilmiştir. Ben, Diyarbakır köylüklerisi için nüfuzlarını kullanıyorlar. Maksadni gezerken, en çok bu göçmen köyleri üzeları da şu; göçmenler tabii 30’ar dönüm rinde durdum. İşte bu yazım, onların hazin toprakla geçinemezler. Kiraya da toprak maceralarını anlatır. bulamayınca ne yapsınlar? Yeniden göçHikâye: mekten başka çare kalmayacak. GöçmenYer, Diyarbakır’ın 21 kilometre doğusunler için istimlak edilen topraklar zaten da Ambar çayının kenarındaki köprübaşıdır. beylerindir. Toprak kendilerine kalacak. Buraya üzeri kiremitli, iki göz, bir de ahır Tavuklu köyünden yaşlı bir göçmenile 94 ev yapılıyor. Kuruluş, plan üzerine ve le yol arkadaşlığı yaptık. Adam, köyüne üç saat ötedeki kirayla aldıkları tarlagayet güzel. Bir tepenin yamacı. Bu 94 eve da çift süren oğluna azık götürmekten ge500’den fazla göçmen koyuyorlar. Köyün adı liyormuş. da Köprübaşı oluyor. Abe iki gözceğizim diyor, üç değil, Hükümet göçmenlere, birer çift öküz, birer dört saat uzaklıkta bulsak tarla gideriz gepulluk, tohumluk tohumluğu beş yıl üst üste ne. Geçmeyecek elimize bundan sonama veriyor bir yıl süresince de büyüklere 20 kibu da! Demiş biyler verilmesin macirlelo, küçüklere 10 kilo olmak üzere buğday vere toprak. riyor. Bir defaya mahsus da birer kilo zeytin Bu yıl bir, gelecek yıl iki, böyle giderse dağıtıyor. Otuzar dönüm de toprak tevzi edidikiş tutturamıyacaklar buradaki göçmenyor. Buraya kadar olanına güzel diyelim. Kör ler. Kaçacaklar. topal idare edilir diyelim. Ya sonra? İşte oraKöydeki geçim seviyesi sıfırdan daha sı kötü. Orası yürekler acısı. aşağı. Ben, bunu rakamlarla tespit ettim. Yaz ayları... Diyarbakır ovasının o insaYerim dar olmasaydı teker teker sererdim nı yakıp kavuran sarı sıcağı... Kuşlar bile dögözünüzün önüne. Görüp şaşardınız. İnsakülüp kalıyorlar sıcaktan. Sivrisinek bulut noğlu ne kadar ağır şartlar altında yaşayamisali. Su yok. Ambar çayının üstüne çelbiliyormuş. Gene köyün geçim durumunu tik ekmişler. Çeltiğin ayakları çaya dökülükaba tarafından gösterivereyim. yor. Su, bu sebebden, sarı, zehir gibi akıyor. Köye hiç et girmiyor. Eti ancak hayvan İçen bir daha doğrulamıyor. Gitti gider! Başölümünden ölümüne yiyorlar. ka da su yok. Kuyuların suyu var ya, o daha Ekmekleri mısır darısı, arpa, buğday, kötü. hem de kuruyor. Hastalanmadık kimakdarı, nohut karıştırılarak yapılıyor. se kalmıyor göçmenlerden. Geldiklerinin biKöyde 20 tane inek var. Koyun keçi hiç rinci ayında 120 can veriyorlar kara toprağa. yok. Yağ yiyen de pek az. Kazları besleHerkes hasta, köy ıpıssız. Ölüleri bile kaldıyip yağlandırıyorlar. Ondan çıkan yağı yiran yok. Evlerde kokup kalıyorlar. Birinde yorlar. iki gündür gömülemiyen bir ölüyü, köye yolTavuklu köyü ile Karabaş köylüleri ları düşen iki ilkokul müfettişi defnediyor. bundan sonra hayvan da besleyemiyecekŞumnu’nun, Dellorman’ın havası, sonra da ler. Çünkü bey benimdir diyerek bu köyDiyarbakır’ın çölü. Dayanılır mı? Bütün halerin meralarını zaptetmiş ve sürmüştür. ta burada işte. Muhite intibak meselesi. EtüdGözlerimle gördüm, köyün dibinde sürülsüz, plansız bir yerleştirme. müş ışıl ışıl toprak uzanıyordu. Göçmen Ölenler ölüyor. Kalan sağlar da hayvanlarının ölümü! Köydeki geçim seviyesi sıfırdan daha aşağı. Köprübaşı’nı bırakıp başka yerlere göçüyorAkşamları yemek pişirme âdetini çoklar. İkinci bir göçmenlik. 94 evden ancak 8 ev Ben, bunu rakamlarla tespit ettim. Yerim dar tandır unutmuşlar. Sebze yüzü gördükleri kalıyor köyde. yokmuş. Sebzeleri yaban otları imiş. olmasaydı teker teker sererdim gözünüzün Gidenlerden bir kısmı bir, iki, üç yıl sonra, Köyün su kuyusunu gördüm, kadıngittikleri yerlerde de barınamayıp geri dönüönüne. Görüp şaşardınız. İnsanoğlu ne kadar lar yığılmışlar kuyunun başına. Sırasıyla yorlar köylerine. Geri dönüyorlar ama, ne üst ağır şartlar altında yaşayabiliyormuş. Gene köyün su çekiyorlar. Su da mübarek azalmasın te üst, ne başta baş, ne öküz kalmış, ne pulmı arada? Bekle anam bekle! Yazın zageçim durumunu kaba tarafından gösterivereyim. ten bu kuyu kuruyormuş. Allah yardımluk. Hükümet bunlara ikinci defa olarak pulluk, öküz ve tohum veriyor. Bu da üçüncü cıları olsun. göçmenlik. Şimdiki durum: Hükümetin verdiği pulluklar var ya, Geliyorlar, yerleşiyorlar ama, beş yıl zürriyet türeŞimdi Köprübaşı köyünde 60 hane var. 34 ev bomonları çalıştırmıyorlar. Kara saban edinmişler. Harmanı miyor bunlardan. Beş yıldan sonra yavaş yavaş doğum boş duruyor, çoğu da yıkılmış. Bu 60 hanede 205 nüda öküz ayaklarıyla sürüyorlarmış. başlıyor. fus yaşıyor. Tavuklu köyü mezarlığında 15 kadar yepyeni mezar Diyarbakır ovasına yerleştirilmiş bulunan göçmenleHer göçmen evinin elinde 9 dönümle 35 dönüm arasaydım. Köprübaşında da o kadar var. Dediklerine barin hepsinin başına gelenler, tıpıtıpına yukarıda anlatısı tarla var. 35 dekar!.. Bu 35 dekarın yarısı nadasa kakılırsa, hepsi veremden gitmiş. lanın aynıdır. lıyor. Tarla, nadasa kalmazsa hemen hiç mahsul alınBu göçmen köylerinde yeni dikilmiş göz için arasan Bu göçmen köylerden bir Şemami köyü var. Onun maz. Demek oluyor ki her göçmenin elinde bir yıl eke ağaç yok. Köyler çırılçıplak. macerası ayrı. Bu köye gelen göçmenler, burada bir ay, bileceği 17.5 dönüm tarla vardır. Toprak burada bire Yahu dedim, şu köylere ağaç dikseydiniz elinizde iki ay, bir yıl, iki yıl kalmışlar; sonra köyü terk etmişbeşten, altıdan fazla vermediğine göre de 17.5 dönümü mi kalırdı? Şimdiye kadar kocaman olurlardı. ler; bir daha da dönmemişlerdir. Şimdi köy bomboş. ek biç de ev geçindir. Ya bunlar ne yapıyor? Civar beyBir yaşlı: Bir bekçisi var. lerden sekizde bire altıda bire toprak kiralıyorlar. Ne Abe görürsün halimizi dedi, dururuz iğne üstünde. Bismil’e bağlı Molla Feyad köyü de buna benzer. yapsınlar? Bu toprakların ancak iki yüz dönümü bir aiSülersiniz hep büle. Etmişsiniz âdet. Yalnız; ona, hiç gelip oturmamışlar. On iki yıldır, içine leyi geçindirir. Tabii göçmenler iki yüz dönüm kiralaİğne üstünde duruyorlar, doğru. Ama dikseler iyi kimse oturmadan, evler bomboş öylece duruyorlar. Ta yamazlar ya, topu topu 50 dönüm... ederlerdi. Herhalde hükümet bunların derdlerine bir çabii her biri birer harabe. Bu yıllarda iş daha da kötüleşmiş durumda. Beyler re bulmalı. 1939 yılında Bulgaristandan gelen göçmenlerin bir kısmı da Diyarbakır ovasına 2