22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 EğitimÇevre CUMHURİYET’İN GÖZÜNDEN 2015’E BAKIŞ 27 Aralık 2014 Cumartesi 2015’te eğitim: ‘Karmaşa, belirsizlik ve kaygı’ o FİGEN ATALAY Eğitim sistemi, 2015 yılına da çözülmemiş sorunlarla giriyor. Anayasa Mahkemesi, yasayı iptal etmezse dershaneler 1 Eylül 2015’de kesin olarak kapatılacak. Bu durumdan en çok 20152016 öğretim yılında lise ve üniversite giriş sınavlarına girecek 7. ve 11. sınıf öğrenci ve velileri kaygı duyuyor. 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararların ne kadarı 2015 yılında uygulanacak merak ve kaygıyla bekleniyor. Eğitim çevreleri, en azından şimdilik din eğitiminin ilkokul 1. sınıfa kadar ineceğini düşünmüyor ancak liselerde din dersinin haftada 1’den 2’ye çıkarılması kuvvetle muhtemel görünüyor. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) kayıt sisteminde yapılacak değişiklikler nedeniyle de 8. sınıf velileri şimdiden kara kara düşünüyor. Özel okullarla devlet liselerinin kayıt döneminin birbirinden ayrılacak olması, “kararsız’’ veli ve öğrenciler için sorunlara yol açabilecek. Daha çok Din Dersi 2015, eğitim sisteminin daha da dinsel leşeceği bir yıl mı olacak? 19. Milli Eğitim Şurası’nda, Din eğitiminin ilkokul 1. 2. ve 3. sınıflarda zorunlu olması, daha çok din temelli değerler eğitiminin okulöncesinden itibaren eğitimin bütün kademelerinde verilmesi yönündeki karar önerisi kabul edildi. Şura kararlarına göre, liselerde zorunlu din dersi de haftada bir saatten iki saate çıkarılacak. Şura’da alınan kararlar bağlayıcı değil ancak, AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana eğitim sistemi hızla dinselleştiği için bu kararların önümüzdeki yıl uygulanmaya başlanması şaşırtıcı olmayacak. Osmanlıca dersi, liselerde ‘zorunlu ders’ olacak mı? Osmanlıca Türkçesi dersinin 19. Milli Eğitim Şurası’nda zorunlu olması önerildi ancak oylama sonrasında Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde zorunlu hale getirilmesi, öteki liselerde seçmeli olması kabul edildi. Şura kararları “Tavsiye’’ niteliğinde ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Osmanlıca için “isteseler de istemeseler de öğrenilecek ve öğretilecek’’ sözünden bu dersin 20152016 öğretim yılında ders programına eklenmesini bekleyebiliriz. Dershaneler kapatılacak mı? Fen Bilimleri Dershanesi Rehberlik koordinatörü Cihan Yeşilyurt, dershanelerin geleceği ile ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı: l Dershaneler 1 Eylül 2015’de kesin olarak kapatılacaklar mı? Hükümet dershanelerin kapatılması ile ilgili yasal düzenlemeyi yaptı. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne bu düzenlemenin iptali ile başvuru yapıldı. Herkes Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekliyor. Şu ana kadar Anayasa Mahkemesi kendilerine yapılan başvuruyu değerlendirmiş değil. Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak karar yasanın iptali yönünde olursa dershaneler devam edecek, eğer karar iptal edilmezse bu durumda dershaneler 1 Eylül 2015 itibari ile kapatılmış olacak. l Sınavlara hazırlanan öğrenciler ne yapacak? Dershanelerin yerini ne alacak? Milli Eğitim Bakanlığı her okulda ve Halk Eğitim Merkezlerinde kurslar açmaya başladı. Ancak bu kurslara ne öğretmenler ne de öğrenciler ilgi gösterdi. Öğretmenler verilen ücreti az buldu ve kursta görev almayı kabul etmediler. Öğrenciler de YGSLYS’ye hazırlanmanın okullarda ders gördüğü öğretmenler tarafından yapılamayacağını bildikleri için ilgi göstermediler. Öğrenciler ve anne babalar ulusal sınavlara hazırlanma ile ilgili asıl büyük sorunu dershaneler kapatıldığında 20152016 öğretim yılında yaşayacaklar. Çocuğu şu anda 7. Sınıfta ve 11. Sınıfta olan veliler çok kaygılı. Çünkü ortada kalacaklarını ve maddi olarak çok yıpranacaklarını biliyorlar. Dershanecilik sistemi çok eleştirilse de eğitimi daha ulaşılabilir kılan ve sonuçta her öğrencinin bir şekilde gidebildiği bir sistem. Dershaneler olmadığında ekonomik durumu iyi olan aileler özel derslerle çocuklarını yarışa daha iyi hazırlayacak diğer ailelerin çocukları ise mağdur olacaklar. İstanbul’u bu yıl da talan ve rant bekliyor o HAZAL OCAK İmparatorluklara başkentlik yapan 8 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olan İstanbul, geri dönülemez bir değişim süreci yaşıyor. 20 yıldır mega projeler üzünden yağma ve talana maruz kalan kent bir yandan görsel hafızasını kaybederken bir yandan da nefes aldığı ormanlarını ve su havzalarını yitiriyor. Yani İstanbul’u 2015 yılında da talan ve rant bekliyor. İstanbul’un 2015 yılında da tartışılacak mega projelerinde son durum şöyle: 4 3. Boğaz Köprüsü: Kuzey Ormanları’nı büyük oranda tahrip eden 3. köprünün temelleri 29 Mayıs 2013’te dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katılımıyla atıldı. ÇED kapsamı dışında bırakılan 3. köprünün inşaatı hızla sürüyor. Köprünün 29 Ekim 2015’te açılması bekleniyor. 4 3. Havalimanı: Karadeniz’in Avrupa yakasındaki Yeniköy ile Akpınar köyleri arasındaki yapılan ÇED Raporu’na göre projenin yüzde 80’i orman alanında kalıyor ve inşaat için 657 bin ağaç kesilecek. Havalimanın 29 Ekim 2017 açılması planlanıyor. 4 Avrasya Tüneli: Temeli 2011 yılında atıldı. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi projeye onay veren koruma kuruluna Tarihi Yarımada`yı onarılamaz şekilde tahrip edeceği gerekçesiyle dava açtı. Avrasya Tüneli inşaatının yüzde 35’inin tamamlandı. Tünelin 2016 yılı sonunda tamamlanacağı belitiliyor. 4 Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi: 2013 yılında Tüm Türkiye’ye yayılan bir isyanın kıvılcımını ateşleyen Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası inşa edilmesi projesi, İBB 20152019 stratejik planları ile 2015 performans planları içinde yer aldı. Beton yı ğınlarına terk edilen Taksim’in durumu hala meçhul. 4 Haydarpaşa Garı ve Liman Dönüşüm Projesi: 2010’da çatısı küle dönen tarihi garı otel yapma projesinden hala vazgeçilmedi. En son Kadıköy Belediyesi garın restorasyon projesi için yapılan ruhsat başvurusunu otel binası yapılmak istendiği gerekçesiyle reddetti. Trenlerin girmediği Haydarpaşa Garı şu an kaderini terk edilmiş durumda. Garın arkasındaki 1200 metrekarelik araziyi de konut ve ticaret merkezi haline getiren planlar son aşamasına geldi. 4 Kanal İstanbul: 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “çılgın proje” olarak açıklandı. 44 kilometre uzunluğunda ve 200 metre genişliğindeki kanalın kesin güzergahı Yeniköy Sazlıdere Barajı Arnavutköy Başakşehir Küçükçekmece Gölü olarak açıklandı. Projenin temelinin 2015’te atılması bekleniyor. TEOG’da 2015’te ne yenilikler var? 8. sınıf öğrencilerinin liselere yerleştirilmesini sağlayan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nde(TEOG) 2015’de özel okulların erken kayıt yapması ve böylece devlet okullarına öğrencilerin daha hızlı yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu kayıt sistemi uygulanırsa özel okula kayıt yaptırmış öğrenci, karar değiştirmesi durumunda Anadolu Lisesi’ne ancak nakil döneminde geçebilecek. Kayıt takvimlerinin birbirinden ayrılması, kararlı veliler için avantajlı ola cak ancak hem özel hem devlet liselerinde istenilen okullar olması durumunda, nakil beklenmesi halinde risk alınmış olacak. Ayrıca, bazı özel okulların kesin kayıt yapmayacağı, sadece ön kayıt yaparak veliyi devlet liseleri için daha özgür bırakabileceği de düşünülüyor. Ne olursa olsun Anadolu Liseleri’nin özellikle nakil kayıt döneminin gene velileri çok yoracağını, öğrenciyi çok kaygılandıracağını şimdiden söylemek mümkün. Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel: ‘Kaliteli eğitim her çocuğun hakkı’ Türk eğitim sisteminin en önemli sorunlarının başında devletin eğitimde oynadığı rolün geldiğini ve tekelci bir yaklaşımla 21. yüzyıl bireyleri yetiştirmenin mümkün olmadığını söylüyor Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel ve ekliyor: “Türkiye’de k12 alanında özel eğitim kurumlarının oranı ancak %4’e yaklaşıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran %15’in altına inmiyor. Oysa kaliteli eğitim her çocuğun hakkı” . 2015’e girerken Türkiye’de eğitim sistemini konuştuğumuz Yücel; “Türkiye’nin geleceğine yapılan en büyük yatırım, eğitime yapılan yatırımdır” vurgusunu yaparak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye öncelikle eğitimin kalitesini artırmalı ve yaygınlaştırmalı. Burada özel okullar devreye giriyor. Devlet de bunun önemini gördü ve teşvik vermeye baş ladı. Öğretmenler ise eğitimin en önemli unsuru. Öğretmenlerin kendilerini devamlı geliştirmele ri için uygun şartların oluşturul ması gerekiyor. Amacı mız 21. yüzyılda başa rılı olacak öğrenciler yetiştirmekse ölçme değerlendir Hüseyin Yücel me sisteminin de radikal bir şekilde ele alınması ge rekir.” Yücel’e “21. yüzyılın çocuk ve gençleri, ha yatta başarı ve mutluluk için hangi becerilerle donatılmalı?” sorusunu yöneltiyoruz. Yücel soruyu; “21. yüzyılın çocuk ve gençleri öncelikle her şeyin çok hızlı değiştiği ve geliştiği bir dünyada yeniliğe kolay adapte ola bilecek donanıma sahip olmalı. Sadece kendileri için değil sürdürülebilir bir dünya için çalışmalılar. Bundan 20 yıl sonra bugün var olan mesleklerin çoğu artık olmayacak ama onların yerine bu gün var olmayan meslekler ortaya çıkmış olacak. İşte bugünün çocuk ve gençleri 20 yıl sonrasının bilinmeyen mesleklerini yapabile cek donanıma sahip olarak yetişmeli” diye ya nıtlıyor. En büyük tehdit kömür ve iklim değişikliği o ÖZLEM GÜVEMLİ Türkiye’nin her geçen yıl artan çevre sorunları gelecek için aydınlık bir tablo çizmeyi imkansız hale getiriyor. İnsanı ve doğayı yok sayan sadece ekonomik büyümeyi hedefleyen yatırımlar, içinde bulunduğumuz karanlık tablonun başlıca nedenleri. Bu durumda 2015’de de bizi büyük çevre felaketlerinin beklediğini söylemek mümkün. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’a göre 2015 yılında Türkiye kömür madenciliği, termik santraller ve iklim değişikliği gibi çevre sorunları ile boğuşacak. Ataç, iklim değişikliği uyum planları uygulaması için gerekli mekanizmalarını hala oluşturmayan, yeterli önlemleri almayan ve bölgesel planlarını hazırlamayan Türkiye’nin 2015’te küresel iklim değişikliği konusunda daha kırılgan hala geleceğine dikkat çekiyor. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın bu haliyle Meclis’ten geçmesi durumunda Türkiye genelinde doğa koruma alanlarının korunmasının daha da zorlaşacağını vurgulayan Ataç “Türkiye’nin henüz bir Su Kanunu bulunmuyor. Hazırlanan Su Kanunu Tasarısı ise sularımızı korunması gereken doğal varlık olarak görmüyor. Oysa, suların kaynak değil doğal varlık olduğunu, sadece insanlar için değil, tüm canlıların hayatını sürdürebilmesi için gerekli olduğunu anlatırken bütün canlıların suya erişim hakkını savunan bir Su Kanunu’na ihtiyaç duyuyoruz” diyor. Zeytinlikler tahrip olacak Ataç, “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”da yapılmak istenen değişikliğin Meclisten geçmesi halinde 25 dönümden küçük zeytinliklerin yasa kapsamı dışına çıkacağını anımsatarak “Türkiye’deki zeytinliklerin ortalama büyüklükleri 10 dönümdür. Bu nedenle, söz konusu değişiklik zeytinliklerin çok büyük bir bölümünün tahrip edilmesine neden olabilir” uyarısında bulunuyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle