Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SİNEMADA İNSAN HAKLARI İnsan, haklarıyla insandır ALPER TURGUT İstanbul Film Festivali’nin, insan haklarına dair bilinç ve duyarlığı beyazperdeyle buluşturmayı amaç edinen “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde, tam 10 film, Avrupa Konseyi ve Eurimages işbirliğiyle verilen Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE) için yarışacak. Jüri başkanlığını geçen yıl “Yokmuşum Gibi” filmiyle bu ödülü kazanan yönetmen Juanita Wilson üstlendiği yarışmada, biri belgesel diğeri kurmaca iki de yerli film var. Ruhi Karadağ’ın 1996 ölüm orucu ve süresiz açlık grevi eyleminde sakat kalan eski siyasi mahkumlarla çektiği belgesel “Simurg”u Adana Altın Koza’da seyretmiş, eksiklerine ve anlaşılma zorluğuna karşın çok çarpıcı bulmuştuk. Ankara Film Festivali’nde birkaç gün önce Ruhi Karadağ ile filmi üzerine konuştuk. Yeniden elden geçireceğini ve kusurlarını düzelteceğini söyledi. Güzel haber, tekrar izlemek isterim. Yine ilk kez Altın Koza’da ardından da Malatya’da yarışan Özcan Alper’in “Gelecek Uzun Sürer” filmi, vizyona da girmişti. 30’dan fazla ödül kazanan “Sonbahar” gibi müthiş bir ilk filmin ardından gelen “Gelecek Uzun Sürer”i kendi adıma be ğenmemiştim. Bir film süresine Memleket hem Ermeni hem de Kürt meselesini sığdırmaya çalışması, olmamışlık hissini görünür kılmıştı. İnsan hakları yarışmasının ödül için en şanslı üç adayı ise “Hoşça Kal”, “CrulicÖteki Tarafa Yolculuk” ve “Roza” kesinlikle... “İran hükümetine karşı suçlar” işlediği gerekçesiyle meslektaşı Cafer Panahi ile birlikte yargılanan ve filminin Cannes prömiyerine gitmesine izin verilmeyen yönetmen Muhammed Rasulof’un kendi öyküsüyle benzertecavüze uğrayıp fahişelik yapmaya zorlalik taşıyan yeni filmi “Hoşça Kal”, Tahran’da yaşayan ve ülkeden ayrılmak için vi nan Mazuryalı dul Roza’nın öyküsü, savaş adlı büyük yıkımın ertesinde yara sarmak ze aramakta olan genç bir avukatın hikâyeisteyen koruyucu bir aşk ile birlikte ilerlisini anlatıyor. Mutlaka izlenmeli. yor. Anca Damian’ın çektiği ödüllü uzun “Rahim” ve “Samanyolu” filmleri ile metrajlı canlandırma belgesel “Crulic hatırlanan yönetmen Bence Fliegauf’un, Öteki Tarafa Yolculuk”, Polonya’da bir cezaevinde açlık grevi sırasında ölen 33 ya son eseri “Sadece Rüzgâr”, Macaristan’daki bir köyde Roman ailelerin öldürülmesini şındaki Romanyalı Claudiu Crulic’in gerkonu alıyor. “Sadece Rüzgâr”, Berlin Film çek hikâyesini resmediyor. Festivali’nde Büyük Jüri, Uluslararası Af Polonyalı Wojciech Smarzowski’nin yönettiği “Roza”, savaşta en çok acı çeken Örgütü ile Barış ödüllerini kazanmıştı. Fransız yönetmen Vincent Garenq, lerin askerler değil siviller, erkekler değil “Yargısız” filminde yakın tarihin en önemkadınlar olduğu gerçeğini dillendiren bir li adaletsizliklerinden Outreau davasını ve yapıt. Sovyet askerleri tarafından defalarca hayatı acımasızca mahvedilen Alain Marécaux ile karısının gerçek hikâyesini beyazperdeye taşıyor. Aile babası Marécaux ve karısı 2001’de, küçük bir Fransız köyü olan Outreau’da 12 kişiyle birlikte, çocuklara karşı cinsel istismar suçlamalarıyla tutuklanırlar. Ancak onlar masumdurlar. O suçsuzluğunu haykırır ancak hukuksuzluk karşısında çaresizdir. İtalya’nın Oscar adayı “Memleket”i, Emanuele Crialese yönetti. Göç sorununun yakıcılığını işleyen film, batan bir gemiden kurtarılan Etiyopyalı bir anne ve yavrusuna, balıkçı ailesinin sahip çıkmasını anlatıyor. FransaFas ortak yapımı ve Fas’ın Oscar adayı “Ömer Beni Öldürmek”, bir yoksul göçmenin işlemediği bir suç yüzünden, müebbet hapis cezası almasından yola çıkıyor. Benito Zambrano’nun çektiği “Uyuyan Ses”, İspanya’da diktatör Franco’nun, iç savaşın ardından hâkimiyeti ele geçirmesini ve bir kadın hapishanesinde direnişçilere uyguladığı zulmü işliyor. İstanbul Film Festivali’nin popüler bölümlerinden Akbank Galaları’nda geniş kitlelere seslenen, ünlü yıldızların usta yönetmenlerle buluştuğu, merakla beklenen seçkin filmlerin ilk gösterimleri Nişantaşı Citylife City’s Sineması’nda yapılacak. ? TRISHNA Michael Winterbottom’ın son filmi “Trishna”, Thomas Hardy’nin 19. yüzyılda geçen klasik romanı “Kaybolan Masumiyet”i günümüz Hindistanı’na uyarlıyor. ? POLİS Senarist, yönetmen ve oyuncu Maïwenn’in son filmi “Polis”, biraz toplumsal duyarlılık, biraz komedi ve biraz da aksiyonla harmanlanmış film. ? AZRAİL’İ BEKLERKEN Marjane Satrapi’nin son filmi “Azrail’i Beklerken”, siyasi çalkantılar sonucunda sosyal yaşantının altüst olduğu birçok Ortadoğu ülkesinden biri olan İran’ın efsanelerine masal tadında eğilen bir aşk hikâyesi. Satrapi festivale katılmak üzere festivalin ilk haftasında İstanbul’da olacak ve 2 Nisan’da saat 16.00’da Salon’da bir sinema dersi verecek. ? SADAKATSİZLER “Sadakatsizler”, aralarında Michel Hazanavi Ünlü yıldızlar, usta yönetmenler AKBANK GALALARI AKBANK GENEL MÜDÜRÜ HAKAN BİNBAŞGİL: cius ve Jean Dujardin’in de bulunduğu yedi Fransız yönetmen tarafından çekilen sadakatsizlik temalı kısa filmlerden oluşuyor. ? GEORGE HARRISON: FANİ DÜNYAYA KARŞI Martin Scorsese’nin çektiği bu son müzik biyografi, tıpkı “Bob Dylan: Eve Dönüş Yok” gibi, kültürü şekillendiren bir efsanenin hayatına odaklanıyor. ? KAFA AVCILARI Morten Tyldum’un yönettiği filmde, artan masraflarını karşılayabilmek için sanat eserleri çalan “beyin avcısı” Roger’ın en büyük vurgununu planlarken kendisini büyük bir belanın içinde bulmasının heyecanlı hikâyesi anlatılıyor. ? NEW YORK’TA İKİ GÜN Julie Delpy’nin son filmi “New York’ta 2 Gün”, Matthieu Kassowitz’in merakla beklenen yeni filmi “İsyan” ve John Madden’in son filmi “The Best Exotic Marigold Hotel / Marigold Otelinde Hayatımın Tatili” de Akbank Galaları bölümünde yer alıyor. John Madden, festival kapsamında filmini sunmak üzere İstanbul’da olacak. ‘Müthiş bir görsel şölen’ Akbank, İstanbul Film Festivali’nin sponsorluğunu bu yıl sekizinci kez üstleniyor. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil festival için şunları söyledi: “31 yıl önce mütevazı bir etkinlikle başlayan İstanbul Film Festivali, bugün artık uluslararası dev bir organizasyon. Festival, sadece sinema sanatının en değerli örneklerini her yıl sinemaseverlerle bir araya getirmekle kalmıyor, bu büyük başarısıyla, ülkemizin sanata ve sinemaya bakışındaki gelişimi destekliyor ve temsil ediyor. Sinemaseverlerin her yıl iple çektikleri bu önemli etkinliğin destekleyicisi olmak, bizim için her zaman gurur kaynağı oldu. Festivalin başarısının iki temel nedeni var: Bunlardan ilki festivalin bugünkü haline gelmesini öngören vizyon, ikincisi ise festival başlamadan kataloğu incelemeye başlayan, biletler satışa çıktığı andan itibaren, yılmadan, yorulmadan bilet kuyruklarında bekleyen, salonları tıklım tıklım dolduran, seanslar arasında koşturan tutkulu sinemaseverler... Tüm dünyadan beyazperdenin en seçkin örneklerini, sanatseverlerle buluşturan İstanbul Film Festivali, bu yıl da binlerce sanatseveri ağırlayacak, zengin programıyla sinemaseverleri mutlu edecek. Biz de Akbank Galaları’nda sinema tutkunları için seçtiğimiz filmlerle izleyicilere her sene olduğu gibi yine müthiş bir görsel şölen sunmaya devam edeceğiz.” 10. SAYFA