Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ASLI SELÇUK Theo Angelopoulos, Michael Cacoyannis, Melina Mercouri, Irene Papas, John Cassavetes, CostaGavras. Yunan sinemasından akla ilk gelen adlar. Osmanlı uyruğundaki Manastırlı Yannis ve Milton Manakis 1905’te Balkanlar’daki ilk filmi çektiler. Sinemanın gerçek öncüleri Manakis kardeşlerin Balkanlar’daki gündelik yaşama yönelik ilk görüntüleri Yunan sinemasının kilometre taşlarını oluşturdu. Ülkedeki ekonomik, politik sarsıntılardan (191922) ötürü komedi, melodram gibi hafif içerikli filmlerle yetinildi, altın çağ 194060 arasında yaşadı. Popüler sinemanın yıldızı Aliki Vuyuklaki, TürkYunan ortak yapımlarında (1960) oynadı. Albaylar Cuntası yönetiminde (196774) sinema en çetin dönemden geçti. Her türlü özgür düşünce engeline karşın Angelopoulos, “Yeniden Yapılanma” (1970) ve “36 Günleri”yle (1972) yeni Yunan sinemasının yetkin bir öncüsü oldu. Avrupa Birliği’nin ülkeyi adamakıllı boğduğu, ekonomik belirsizlikle savrulan halkın umutsuzluğunun arttığı şu günlerde Yunan sineması genç yönetmenlerin bağımsız, yaratıcı yapımlarıyla yükselişe geçti. Bilinen şu sav “Kriz dönemlerinde yaratıcılık engelleri zorlar” savı yeniden doğrulandı. Angelopoulos’un mirasçıları insan ilişkilerini derinden inceleyip sosyal gerçekleri yüreklice vurguluyorlar. YUNANİSTAN’DA NELER OLUYOR? Adaletsiz Dünya Angelopoulos’un mirasçıları Yorgos Lanthimos Alpler’le Venedik’te en iyi senaryo ödülünü aldı. “Köpek Dişi”nde yapay bir dünyadan kaçmaya çalışan insanları anlatan sinemacı Alpler’de yapay bir dünya kurmaya çalışan insanları anlatıyor. Alpler adlı yeraltı şirketi çalışanları yakınlarının isteği üzerine ölenlerin yerlerine geçerler, sevdikleri onların gittiklerini anlayana dek yitirilenleri taklit ederler. Christos Karakepelis, Hammadde’de ekonomik krizin hemen öncesinde, varsıl Batı düşüyle Yunanistan’a gelip Atina’nın varoşlarına sığınan kaçak sığınmacılara “Adaletsiz Dünya”da adil ve dürüst polis müfettişi Sotiris yasalardan çok vicdanının sesini dinler. Yanlışlıkla bir cinayete karışır, bu olayın tek tanığıysa her koşulda yaşama tutunmaya çalışan temizlikçi kadın Dora’dır. Ahlaklı Sotiris’le çıkarcı, adaleti umursamayan Dora birbirlerine âşık olurlar. Adalet, aşk, ahlak çoğunlukla pek kaynaşmayan öğelerdir. Film, Filippos Tsitos’a ve Büyükada doğumlu Andonis Kafetzopoulos’a San Sebastian’da en iyi yönetmen ve oyuncu ödüllerini getirdi. İlk uzun metrajı “Köpek Dişi”yle Cannes’da ödül kazanan odaklanıyor. Yaşamlarını geriye dönüşümlü metal atıkları toplayarak sürdürmeye çalışan bu yitik ruhların her biri adeta toplumun atıkları gibidirler. Belgesel onların sonsuz uğraşlarını gerçekçi bir vurguyla yansıtırken küresel ekonominin acımasız döngüsünü de sergiliyor. 85 dakika süren tek plan sekans filmi PVC1 ile Selanik’te en iyi yönetmen seçilen Spiros Stathoulopoulos, “Meteora”da tensel ve tinsel yaşam arasında kalan rahibe Urania’yla rahip Theodoros’un tutku dolu aşklarını anlatıyor. Kayaların üstüne kurulmuş ünlü Meteora manastırında filmini çeken yönetmen, Bizans ve Ortodoks ikon estetiğinden etkilenmiş. Antik Yunan’dan, İncil’den alegorileri, paradoksları, mitleri referans alan bu ikonlar karakterlerin iç dünyalarını yansıtıyor. Yerle gök arasında asılı duran Meteora’yla sinemacı insanın boşlukta kalan ruhuna da gönderme yapıyor. Amerikan bağımsız filmler festivali Sundance’e ilk alınan Yunan yapımı “L” (Babis Makridis), arabasında yaşayan kırklarındaki bir adamın öyküsü. İşinden atılmasıyla tüm düzeni değişen, ailesinden ayrılan L, varsıl bir adama her gün bal götürmeye başlar. Bir gün balı götürmekte gecikince şoförlüğü sorgulanıp işten çıkarılır. L de bu kez arabasından çıkıp motosikletli bir gruba katılır. Makridis komediyle varoluşçu dramı harmanlıyor. Sinema okulu mezunu, reklam, müzik, televizyon, belgeselde çalışan bu genç kuşak Yunan sinemasının geleceğini kurmakta. ÇOCUK MÖNÜSÜ: HOLLANDA ÖZEL Ödüllü filmler... HollandaTürkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 400. yılı nedeniyle bu yıl “Çocuk Mönüsü”, Hollanda yapımı çocuk filmleri sunuyor. Filmlerde simultane Türkçe seslendirme yapılacak. ? MİNİK KURBAĞALAR 2010 Kahire En İyi Film, 2009 Kristiansand (Norveç) İzleyici Ödülü ve 2009 Montevideo (Uruguay) En İyi Film gibi farklı ülkelerden ödüllerle dönen film, beş yaş ve üstü için uygun. ? BİZİM TAKIM Okula devam eden Remco, 12 yaşında fanatik bir futbolcudur ve hayalinde tek bir şey vardır: Hollanda milli takımında oynayabilmek. Film, 10 yaş ve üzeri için uygun. ? SİHİRBAZLAR 2011 Montreal Jüri Miyav Özel Ödülü, 2011 Kristiansand (Norway) İzleyici Ödülü, 2011 Şikago Çocuk Jürisi Ödülü ve 2011 Madrid En İyi Film ödülü alan “Sihirbazlar”da bir babaoğulun sihirbaz olma hayallerine odaklanıyor. 7 yaş ve üstü için uygun. ? MİYAV 2001 yapımı Vincent Bal filmi, 2002 Hollanda En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, 2002 Chicago Çocuk Jürisi Ödülü ve 2005 Ukrayna En İyi Kadın Oyuncu ödülleri almıştı. 5 yaş ve üstü için uygun. CANLANDIRMA SİNEMASI Tepedeki Ev Eğlenceli ve dokunaklı... ? GECE MASALLARI Dünyayı peri masallarıyla anlatan yazaryönetmentasarımcı, canlandırma efsanesi Michel Ocelot’nun son yapıtı, Berlin Film Festivali’nde yarışan ilk üç boyutlu animasyon oldu. ? TEPEDEKİ EV Goro Miyazaki yapımı filmin hikâyesi 1980 tarihli bir shojo manga’ya dayanıyor. Film daha önce bizzat yönetmenin babası Hayao Miyazaki tarafından sinemaya uyarlanmış. ? KORSANLAR Gideon Defoe’nun “The Pirates!” adlı serisinin ilk iki kitabına dayanan bu büyüleyici üç boyutlu stopmotion animasyonu seslendirenler arasında Hugh Grant, Salma Hayek de bulunuyor. ? MUTLULUĞA BOYA BENİ Hikâyesi bitmemiş bir resim üzerindeki bir şato ve çiçeklerle dolu bir bahçede geçen “Mutluluğa Boya Beni” büyükler kadar çocuklara da hitap eden bir canlandırma. ? KIRIŞIKLIKLAR “Sihirbaz” adlı filmin canlandırma uzmanı Ignacio Ferreras’ın çizgi romancı ve tasarımcı Paco Roca ile bir araya gelerek yarattığı bu eğlenceli ve dokunaklı film, bakımevine bırakılmış iki yaşlı adamın arkadaşlığını anlatıyor. Film, 2012 Goya En İyi Canlandırma, En İyi Uyarlama Senaryo ödülüne değer görüldü. 7. SAYFA