16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CLAIRE DENIS TINDERSTICKS: MÜZİK VE FİLM Claire Den is’nin hangi film ini izlerseniz iz le sonuçta sin yin, emadan aklınızda yanıtlanm amış sorularla ç ıka üstünde uz cak, un s düşünecek üre siniz. Tinderstick s’in sinekonser prö miyerine gelin. Sarsılacak sınız. Beyaz İnsan Nenette et Boni Görkemli bir buluşma ZÜLAL KALKANDELEN U luslararası İstanbul Film Festivali’nin 30. yıl programında beni heyecanlandıran çok sayıda film var. Ancak filmlerin yanı sıra bir de özel konser var ki 11 Nisan’ı iple çekiyorum desem yeridir. Çünkü o gün Fulya Sanat Merkezi’nde muhteşem bir projenin dünya prömiyeri var. İngiliz rock grubu Tindersticks, birçok kez filmlerine müzik yaptığı ünlü Fransız yönetmen Claire Denis ile aynı sahnede buluşuyor! Bu görkemli buluşmanın nedeni, TindersticksDenis işbirliğinin 15. yılına girmesi. Bu kapsamda 26 Nisan’da ‘box set’ olarak özel bir albüm de çıkıyor. Denis’nin “Nenette et Boni” (Nenette ile Boni), “Trouble Every Day”, “Vendredi Soir”, “35 Rhums” (35 Tek Rom), “L’intrus”(Davetsiz) ve “White Material” (Beyaz İnsan) adlı filmlerinin müziklerinin yer aldığı albüm için Londra, Paris, Los Angeles ve San Francisco’da özel konserler planlandı. İşte o konserlerin ilki İstanbul’da olacak ve Tindersticks, Denis’nin filmlerinden görüntüler eşliğinde, o filmler için bestelediği parçaları canlı seslendirecek. Festivalde bu saydığım altı filmden “Vendredi Soir” dışında diğer beşi gösterilecek. Filmleri daha önce izlememiş olanlar “Hangisini görelim” diye soracak olursa, hepsini görün derim. Claire Denis, “auteur” diye adlandırılan sanat sineması kavramının en önde gelen isimlerinden biri. Filmleri çoğunlukla Fransa’daki Afrika kökenli göçmenlerin gündelik yaşantılarını konu edinir. Karakterlerin karşılıklı konuşmaları yerine, uzun süreli sabit çekimler, yakın planlar, simgeler, yüz ve beden ayrıntılarıyla anlatır hikâyeyi. Onun filmlerinde beni görsel anlamda en çok imajlar, metaforlar ve seslerle kurduğu hayalle gerçek arası atmosferin çarpıcı doğallığı çekiyor. İstanbul’da gösterilecek beş film arasında tercih yapmanız gerekiyorsa, bir baba ile kızı arasındaki yoğun ilişkiye odaklanan “35 Rhums” ve hiçbir seks sahnesi içermeden iki kardeş arasında gelişen duygusal yakınlaşmayı anlatan “Nenette et Boni”yi, ihmal etmemenizi öneririm. Şiddet ile şefkat, şehvet ile duygusal yakınlık arasındaki ilişkiye odaklanan “Trouble Every Day”, bugüne kadar beyazperdede gördüğüm en sarsıcı sahneleri içeriyor. Seksle şiddetin iç içe geçtiği, izlemesi zor kanlı sahneleriyle adeta bir korku filmi gibi. O sahnelere dayanmayı göze alırsanız, yakalamışken bu etkileyici filmi de görün derim. Claire Denis’nin hangi filmini izlerseniz izleyin, sonuçta sinemadan aklınızda yanıtlanmamış sorularla çıkacak, üzerinde uzun süre düşüneceksiniz. Tindersticks’in sinekonser prömiyerine gelin. Sarsılacaksınız. ALPER TURGUT ykırı, alışılmadık ve keşifçi, yani kısaca “Mayınlı Bölge”... İstanbul Film Festivali’ne 8 yıl önce katılan ve artık organizasyonun gediklisi olan bu kuşakta yer alan filmler, genel izleyiciden daha çok sinefillerin ilgisini çekiyor. Çünkü hem sınırları hem de sabırları zorlayan, çoğu deneysel bu yapımları ya seversiniz ya da nefret edersiniz, kısaca. Seyri zor, keyfi az, uçlara savrulmayı da seviyor. Ortası yok bunun, adı üzerinde “Mayınlı Bölge”, girmek, haliyle cesaret ister. Evet, sıradışı bölümde bu yıl, 12 film yer alıyor. İlki ünlü aktris Ellen Barkin’in başrolünü sırtladığı ABD yapımı bir avangart; “Boktan Bir Yıl” (Shit Year)... 29 yaşındaki Cam Archer tarafından çekilen film, çizgisi olmayan bir yolda yürüyor ve yaşlanmak hakkında karamsar şeyler fısıldıyor, ünlüyken sıradanlığa geçiş yapan bir süperstarın şahsında. Yeni Dalga’nın yenilerinden Christophe Honoré’nin yönettiği “Banyodaki Adam” (Man at Bath), eşcinsel aşıkların öyküsünü kurguluyor. Filmin başrolünde porno yıldızı François Sagat var. Vasatı aşamayan bir yapım, bilgilendirelim. “Katil diye bir şey yoktur, sadece birbirlerini öldüren insanlar vardır” A diyen yönetmen Cristi Puiu, “Şafak”ta (Aurora) suç ve suçluyla dalgasını geçi yor, özetle. Romanyalı rejisör, altı yıl önce çekt “Bay Lazarescu’nun Ölümü” ile rüştü iği nü ispat etmişti, Şafak ile de sinema yolculuğ nu emin ve kararlı adımlarla sürdürüyor. uKore sinemasından erotik bir gerilim denemesi, adı da “Hizmetçi” (The Housemaid). Ve üstelik bu film, yeniden çevrim, not düşelim. Pembe dizi kıvamın ki bu toplumsal hiciv için karar sizlerin. daCannes’da Altın Kamera ödülünü kazanan minimalist “Artık Yıl” (Leap Year), tesel liyi cinsellikte arayan bir kadını (25 yaşı ndaki gazeteci Laura, mekan Mexico City odağına oturtup, yalnızlığı ve yabancıla ) şmayı anlatmayı deniyor, hiç fena değil. Hong Kong’da geçen kanlı bir ev aram öyküsünü resmeden “Hayalimdeki Ev” a (Dream Home), Şili cuntasının etkisinde n kurtulmaya çabalayan bir kuşağın hırpalan mış dünyasına sokulan “Lucia”, yeni ve acımasız Rusya’yı masaya yatıran “Mutluluğum”, “Mayınlı Bölge”nin ilgi çekici diğer filmleri. Yunanistan’dan varoloşçu bir peri mas lı diye tanıtılan “Ormanda”, dijital foto ağraf makinesinin video özelliği kullanılar ak çekilmiş, haliyle seyri pek kolay ve alışı ldık değil. Son olarak tuhaf bir hayata tutunma öyküsünü dillendiren “Attenberg” tam manasıyla deneysel bir eleştiri diye , bileceğimiz “Polanya Yapımı” ve hayli uçuk bir fantezi olan “Buradasınız”, “Mayınlı Bölge”de sizleri bekliyor. 13. SAYFA Artık Yıl MAYINLI BÖLGE Ya sev ya nefret et
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle