22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 26/10/07 22:06 Page 1 84. YIL EKI 9 CMYK 29 EKİM 2007 PAZARTESİ 9 Cumhuriyet’e tepkiler umhuriyetin ilan edilmesi çok öncelerden beri beklenmekle beraber geniş yankılar uyandırmış ve dolayısıyla yaygın tepkilere neden olmuştur. Tepkilerin çoğunluğu olumlu ve destekleyici nitelikte olmasına karşın azımsanamayacak ölçüde de karşıt eylemler ve protestolar doğmuştur. Yeni devletin kurulmasıyla beraber, bir kabuk değişimi sürecine giren Türk toplumu içindeki eski kalıntılar, geçmişe özlem duyanlar veya ulusal kurtuluş eylemini başka alanlara kaydırmak isteyenler başından cumhuriyet olgusuna karşı çıkmışlar, yalnızca bununla yetinmemişler, direnmişler ve ayaklanmalar hazırlamışlardır. Bu tip tepkileri önceden görebilen Mustafa Kemal, her türlü olumsuz ve anticumhuriyetçi eyleme karşı önlemler almış, yeri ve zamanı gelince de bunları bir plan çerçevesinde uygulama alanına aktarmıştır. Her yenilik getiren atılıma karşı, olumsuz tepki veya direnmelerin olmasını doğal karşılayan Kemalist yönetim, bu tip olaylar karşısında umutsuzluğa kapılmadan yolunda daha bilinçli yürümüş, cumhuriyet olgusunu her olayın deneyinden sonra yeterli bir düzeye çıkarmıştır. Bir bakıma cumhuriyete karşıt biçimde ortaya çıkan her girişim Türkiye Cumhuriyeti’ni daha pekiştirmiş ve giderek kökleşmesine katkılarda bulunmuştur. Tepkiler bireyselden daha çok, örgütlü ve gruplaşmış düzeylerde görülmüştür. C Halifeliğin kaldırılması Cumhuriyetin bütün yurtta top sesleriyle açıklanması daha saltanat havasından kendisini kurtaramayan İstanbul basınında geniş eleştirilere yol açtı. Atatürk’e verilen yetkilerin aslında krallara, padişahlara bile verilmediğini, cumhuriyet yönetiminin giderek kişisel diktatörlüğe dönüşebileceğini saltanatçı basın yaygara ile yazıyordu. Aslında cumhuriyete karşı gelişen bu tepkiler ve İstanbul basınının eleştiri kampanyası Rauf Bey ve onun gibi düşünenlerin düşüncelerini dile getiriyordu. Mustafa Kemal ve çevresinin cumhuriyete yönelen yolları; Rauf Bey, Ali Fuat ve Refet paşaların meşrutiyetçi saltanatçı yolların dan ayrılıyordu. Rauf Bey’in ilk tepkisi, bir gazeteye demeç vererek, cumhuriyetin ilanı gibi tepeden inme kararla ulusun olup bittiler karşısında bırakıldığını açıklamak olmuştur. Bu derece ileri giderek, yapılan işi küçümseyen ve halkın gözünden düşürmeye çalışan eski başbakan; daha sonra saltanatı ve Osmanlıcı güçlerle birleşerek, Mustafa Kemal yönetimine karşı olan eylemi örgütle meye başladı. Rauf Orbay’ın cumhuriyete karşıtlığının altında kişisel nedenler yattığı gibi, onu destekleyen tutucu çevrelerin siyasal koşulları da rol oynuyordu. İstanbul’daki güçlü muhalefetin yanı sıra Ankara’da da bazı kesimlerin cumhuriyete karşı çıktıkları görülmüştür. Ne var ki, yönetim Ankara’daki muhalefeti kısa sürede bastırmasını bilmiştir. Bastırmada zor kullanmak yerine, anlatmak ve inandırmak yöntemleri etkin biçimlerde kullanılmıştır. Bu karşı çıkmalar Rauf Bey’in direnişi kadar ciddi boyutlarda değildi. Rauf Bey ile beraber Refet Paşa, Adnan ve Halide Edip Adıvar, Ali Fuat Paşa saltanatın kaldırılmasından çok kısa bir zaman önce saltanatçı ve hilafetçi kesilmişlerdir. Cumhuriyet karşıtları halkın gelenekçi ve dinci yönüne ağırlık veriyorlar, kitleleri yeni rejime karşı ayaklandırmak için kışkırtıyorlardı. Halifenin dinsel gücünü bu tip bir ayaklanma için dayanak yapmaya çalışıyorlardı. Cumhuriyetin yanı sıra yeni başlatılan devrimler ve reformlar da küçümseniyor, dinsel gerekçelere dayanılarak kötüleniyordu. Bazıları bunları çok aceleci ve diktatörce buluyorlardı. Bir bölümü de ekonomik girişimleri geri kafalı bularak eleştiriyorlardı. Günlük yaşamı ve devlet düzenini dinden kurtaran, laikleştiren atılımlar en fazla eleştirilen, tepki yaratan girişimlerdi. Cumhuriyet rejimi genelikle, faydasız ve değeri olmayan başarı biçiminde karalanıyordu. Onlara göre rejimin adı değişmiştir ama yönetcilerin kafası, eski düşüncelerle doludur, bu nedenle cumhuriyetin ilanının bir yararı olmamıştır. Hilafet ve saltanat yeniden istenirken dinsel kurumlar sonuna dek savunuluyor, din düzenin en iyi düzen olduğu ileri sürülüyordu. Müslümanlık artık iyice politika alanına çekilmiş, cumhuriyet düşmanlarının dayanak noktası ve giderek politikası durumuna gelmiştir. Müslüman bir toplumda cumhuriyet yönetimine karşı eylemlerin ancak din ile bütünleşerek başarıya ulaşabileceğine inanılıyordu. Bu tip gelişmeler de ister istemez kendiliğinden halifeliğin kaldırılmasına giden yolu açıyordu. YIL 1915, SÖMÜRGECİ EMPERYALİST GÜÇLER TÜM DÜNYADA MAZLUM HALKLAR ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ İŞGAL SALDIRILARINI, ÜLKEMİZ ÜZERİNDE DE BAŞLATMIŞLARDIR. VATAN HAİNLİĞİNİN VE KAHPELİĞİNİN ÇİRKİN ÖRNEĞİNİ ORTAYA KOYAN YERLİ İŞBİRLİKÇİLER, EMPERYALİST GÜÇLERİN YANINDA VATANA İHANETTE GERİ KALMAYACAKLARDIR. AMA BİLMİYORLARDI Kİ; BU VATANIN BİR KARIŞ TOPRAĞI BİLE TÜM CANLAR PAHASINA SAVUNULACAKTI. YIL 2007, SAVAŞ GEMİLERİ, TOPLARI, TÜFEKLERİ, MAYINLARI VE BOMBALARIYLA ÇANAKKALE’Yİ GEÇEMEYEN EMPERYALİST GÜÇLER; KURDURDUKLARI ÇEŞİTLİ KURULUŞ VE ÖRGÜTLER ARACILIĞIYLA YANLARINA ÇEKTİKLERİ YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ, GENÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÜZERİNE SALMAYA BAŞLAMIŞLARDIR. VATANA O GÜN KURŞUN ATAN EMPERYALİSTLER, BUGÜN BU GÖREVİ YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİNE İHALE ETMİŞLERDİR. EMPERYALİSTLER VE YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ ŞUNU İYİ BİLSİNLER Kİ; O GÜN ÇANAKKALE’Yİ GEÇEMEDİKLERİ GİBİ, CUMHURİYETİMİZİN 84. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADIĞIMIZ BU GÜNDE, GENÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ GEÇEMEYECEKLERDİR. CUMHURİYETİMİZİN 84. YILINI YÜREKTEN KUTLAR, VATAN SAVUNMASI İÇİN CANLARINI FEDA EDEN TÜM ŞEHİTLERİMİZİN MANEVİ HUZURUNDA SAYGIYLA EĞİLİR, AİLELERİNE VE ÜLKEMİZE BAŞSAĞLIĞI DİLERİM. VELİ SERİN MERSİN YENİCE BELEDİYE BAŞKANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle