06 Ocak 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Avrupa’da Arabuluculuk Girişimleri üçleri ve donanımları birbirinden çok farklı iki gücü karşı karşıya getiren Sakarya Meydan Muharebesi’nin Türkler tarafından kazanılmış olması tüm dünyada yankısını bulmuş, zaten bir süredir Ankara Hükümeti’nin siyasi başarılarını izleyen İtilaf Devletleri’nde bir yakınlaşma ihtiyacı doğurmuştu. Savaşın ardından yabancı kamuoyunda peş peşe haberler, makaleler yayımlanıyor, Avrupa halkı gelişmelerden haberdar ediliyordu. Yaygın kanı, Yunan ordusunun amacının sadece belli toprakları ele geçirmek değil, Türk ordusunu bütünüyle imha etmek olduğu, ancak bu savaşla Yunan genelkurmayının büyük bir çaba gösterdiği Ankara’nın zaptından zorunlu olarak vazgeçtiğiydi. Yunan ordusu Türk ordusunun yok edilmesinden de vazgeçmişti ki, bu koşullar G içerisinde Yunan başkumandanlığının artık kalıcı bir askeri sonuç elde etmek ümidini yitirmiş olduğunu kabul etmesi gerekirdi. İngiltere gazeteleri, Yunanlılara yapabilecekleri en büyük yardımın, gerçekleşmesi imkânsız bulunan taleplerinden hemen vazgeçmelerinde ısrar etmek olduğu kanısındaydı; Yunanlılar için Anadolu’da böyle büyük bir maceraya atılmak yerine, kendi ülkelerine yakın yerlerde küçük başarılarla yetinmek daha uygun olurdu. Ayrıca bu konu bizzat İngiltere’yi de ilgilendiriyordu ve İngiltere Hükümeti’nin kendi hayati menfaatlerini ilgilendiren kararları alırken ihmalkâr davranması kabul edilemezdi. Gazetelerde bunlar yazılıyorken, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon da İngiltere Hükümeti’ne bir muhtıra ile beraber Misakı Milli’nin İngilizce çevirisini sunuyordu. Fransız kamuoyu da gelişmeleri yakından takip ediyor, aciliyetle Kral Konstantin ve bakanlarından Anadolu’yu boşaltma ve hiçbir şekilde müdahale bahanesi bulundurmama vaadi alınması gerektiği kanaatini taşıyordu; aksi takdirde Doğu’da barış asla sağlanamayacaktı. Türk ordusu, ülkenin bağımsızlığı için savaşmış ve onu korumayı bildiğini göstermişti; Yunanlılarınki ise tehlikeli bir fetih girişimiydi ve bunu daha fazla sürdürmek istememeleri akılcı olurdu. Hükümetler de bu gelişme karşısında yeni tedbirler almak, yeni girişimlerde bulunmak gerektiğinin farkındaydı. Artık Yunanlıları Anadolu ve Doğu Trakya’dan çıkarmak ve kabul edilebilir bir barışın şartlarını aramak gerekiyordu. Ankara Hükümeti, önce Hariciye Nazırı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey’i ve sonra da Dahiliye Nazırı Fethi (Okyar) Bey’i Avrupa’ya gönderdi. İstanbul üzerinden Avrupaya gidecek olan Yusuf Kemal Bey’e İstanbul ile ilgili bazı özel görevler de verilmişti. Yusuf Kemal Bey, İzzet Paşa ve 252
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle