Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
U S T A L A R A S AY G I / N E İ L J O R D A N Edebiyat ve sinema adamı ASLI SELÇUK antastik olanla gerçeği iç içe geçiren, politikayla taşlamayı, gerilimle korku türlerini içeren tartışmalı, eleştirel uluslararası yapımların İrlandalı yönetmeni Neil Jordan, sinemaya girmeden önce başarılı bir roman ve öykü yazarıydı. 25 Şubat 1950’de Sligo’da doğan N. Jordan, Dublin Üniversitesi’nde İrlanda ve İngiltere tarihi okudu. Delikanlılığında gitar ve saksofon çalan Jordan, grubuyla İrlanda’da turnedeyken müzisyen arkadaşlarından bazıları yobaz Protestanlarca öldürülünce bu acı olaydan sonra müziği bırakıp kısa öyküler yazmaya yöneldi. İrlanda Yazarlar Birliği’nin kurucusu da olan N. Jordan ilk sinema deneyimini 1981’de John Boorman’a ‘Taşa Saplanan Kılıç / Excalibur’un senaryosuna yardım ederek başladı. Filmin yapım belgeselini gerçekleştiren Jordan’a, John Boorman ilk konulu filmi ‘Melek / Angel’i (1982) çekmesinde yardımcı oldu. Müzikal geçmişinden esinlendiği bu yapımda, yönetmen Yönetmenin 1992 yapımı filmi ‘Ağlatan Oyun’. iki masum arkadaşının öcünü almaya girişen bir saksofoncunun öyküsünü ter’ın öykülerinden başarılı bir uyarlama ardından Hollywood’a çağrılan Neil Jorkara gerilim türünde gerçekleştirdi. Ünlü dır. Tüm insanların kurtlara dönüştüğü dan burada hayalet komedisi ‘Neşeli Ruhpolisiye yazar Raymond Chandler’ın öy gerçeküstü bu çalışmada yönetmen peri lar / High Spirits’i (1988) ve Robert De külerini anımsatan filminde umutsuz, masallarıyla gerçeği büyük bir ustalıkla Niro, Sean Penn gibi starlarla kara kometedirgin edici bir İrlanda yapısı ağır ba harmanlamıştır. Öldürmenin amansız, ka di ‘Biz Melek Değiliz / We’re No Ansar. ‘Angel’da, cinayet, öç, şiddet dolu ranlık yönlerini, cinsel saplantıyı Jor gels’ı (1989) çeker. Büyük bütçelerle yap F gerçeküstü bir dünyaya doğru yolculuk ederiz. 18. yüzyıl İngiliz aristokrasisini eleştirdiği ‘Kurtlar Sofrası / The Company of Wolves’ (1984) Angela Car dan’ın benzersiz görsel anlatımı eşliğinde ‘Angel’, ‘Mona Lisa’ (1986) ve ‘Ağlatan Oyun / The Crying Game’de (1992) izleriz. ‘Mona Lisa’nın tecimsel başarısının tığı her iki yapımda stüdyoların yıkıcı engeliyle karşılaşıp başarısızlığa uğrar. İrlanda’ya dönen sinemacı burada kısa öyküsünden uyarladığı zeki, duygu yüklü, sıra dışı bir aşk öyküsü çevresinde anlattığı IRA dramını ‘Ağlatan Oyun’u yönetir. Film, 1992’nin sürpriz filmi olur, çok iyi iş yapar, senaryo Oscar’ını kazanır. Anne Rice’ın romanından, Tom Cruise ’la Brad Pitt ’i oynattığı ‘Vampirle Görüşme / Interview with the Vampire’ (1994) sinema tarihinde vampir teması üstüne çekilmiş en ilginç fantastik çalışmalardandır. Bu çalışma onun İrlanda dışında da iyi filmler yapabileceğinin göstergesidir. En akademik çalışması ‘Michael Collins’le (1996) yönetmen yeniden köklerine döner, İrlanda’nın çalkantılı tarihçesinin içinde ulusal kahraman Michael Collins’in kısa ama yoğun yaşamöyküsünü büyük bir saygıyla aktarır. Meslek yaşamını İngiltere ve ABD arasında sürdüren Neil Jordan’ın İngiliz yapımları daha incelikli, duyarlı bir görsellik ve anlatım içerirler. Edebiyata olan tutkusu, yazar geçmişi onu genellikle roman uyarlamalarına, kendi öykülerini çekmeye yönlendirmiştir. Sinemada hemen hemen her türü deneyen yazar sinemacı gerçekten kendine özgü bir görsellik ve anlatım bütünlüğüne sahiptir. U S T A L A R A S AY G I / R O M A N P O L A N S K I Atak, cesur ve yenilikçi mının derinliklerini işlerken yaşamın gizemli yanlarını da vurgulayan yöilesi Polonya’dan göçmen netmen insanlardaki giz merakını, olarak Fransa’ya geldikten gizleme ve gizlenme olgusunu özel sonra burada doğan Ro bir duyarlılıkla ele almıştır. man Polanski, trajik yaşam serüveni içinde önemli filmler Yaşam trajedisine yapmış bir sinema yönetmenidir. Bu göndermeler sıra dışı sinema adamı, yaşamının marjinal çizgilerinden doğmuş pek Piyanist filminde Nazi Almanyaçok acıyla başa çıkmak zorunda kal sı’nın Yahudilere karşı adım adım mıştır. En acı olayı eşi güzel aktrist sertleşen tutumunun insanlar üzerinSharon Tate’in katledilmesiyle yaşa deki etkilerini anlatırken sadece Yayan Polanski, yaşamı içinde çeşitli hudilerin karşılaştığı zulmü değil,insuçlamalarla da karşılaşmış, reşit ol sanlar arasındaki dayanışmayı da vurmayan bir genç kızla kurduğu ilişki gulamıştır. Yahudi topluluğunun gidenedeniyle yargılanmıştır. rek yalıtılmasını, gettolarda yaşamak Filmleri her zaman sıra dışı özellik zorunda bırakılışını, bu arada insanlaler taşıyan yönetmen Polanski ‘Tess’ rın cesaretkorku, desteklemeyalnız gibi, ‘Sudaki Bıçak’ gibi, ‘China bırakma, çoğulculukbencillik ikilemtown’ gibi filmleriyle dikkat çekmiş, lerini nasıl yaşadıklarının içgörüsel olumlu değerlendirmeler almıştır. çözümlemelerini de yapan Polanski, 1999 yılında yaptığı ‘9. Kapı’da Lu sinema sanatının inceliklerine yenilikciferŞeytan olayının gizemini işle ler katmıştır. Bu sinemada yenilikleri yen yönetmen 2002 yılında ‘Piyanist’ denemekten çekinmeyen; atak, topfilmiyle de ‘En İyi Yönetmen Osca lumsal kuralları zaman zaman göz arrı’nı almıştır. Filmlerinde insan yaşa dı eden yazar, aktör, yönetmen RoERDAL ATABEK A man Polanski ‘Ölüm ve Kız’ filminde de yaşam trajedisine göndermeler yapmıştır. İnsanın içindeki ruhsal gerilimlerinin en önemli ikisi olan ‘libido’ ve ‘mortido’, Polanski’nin hep dikkatini çekmiştir. Sevme, cinsellik, yaratma güdüsü olan ‘libido’ ile önüne çıkan engelleri yıkma, yakma, öldürme güdüsü olan ‘mortido’ Polanski’nin filmlerinde çeşitli konularla işlenen temaları oluşturur. İnsanın içindeki sevme ile yıkma güdülerini yaşamının acı deneylerinde de yaşayan sinema adamının Charles Manson grubunun öldürdüğü güzel eşi Sharon Tate olayından etkilenmesi doğal sayılmalıdır. Sonuçta sinema yapanlar için ortaya koydukları yapıt, ‘söyleyecekleri sözlerini yaşadıkları, öğrendikleri, bildiklerinden süzerek söyledikleri’dir. Yeni düşünceler, yeni deneyler, yeni yorumlar da söylenecek yeni sözler demektir. Roman Polanski sinemaya kendi katkılarını cesaretle ekleyen yaratıcı bir sinema insanı olmaPolanski’nin sıra dışı filmlerinden biri: ‘Sudaki Bıçak’. yı başardı. 24. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 8. SAYFA