26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

urkiye'de yalnnca "Olomatik hortaıs. cek tnsanın yazar değil natçı olduğuna, sonra r sanat dalı seçimi ıptığına inanıyorum. Te/c >rçek yazar, başka şey amayacak kişi 'aubert'dir." birlikte söze giriyorlar, konuşma biraz ılıyor, ama onlar ipin ucunu hiç kaçırorlar. Bıırgess, Lilana'ya rastladıgında ısını yitirmiş. IURGESS Biliyor musunuz, her dul ek bir katildir... Karısından sonra yaşabir erkek hep suçluluk duyar. Malezya'Sğretmendim, karımı da oraya götürmüşı. Orada çok içiyor, her akşam esrar çesrdum.. Ancak karım da benim kadar içidu ve sonunda sirozdan öldü.. Alkol kalar için çok lehlikeli, bir kere erkeklerı daha kuçük bir karaciğerleri var. Erkekkadar içki içme iddiasında bulunamaz felistler çünkü beden buna engcldir. Ya da ia etseler bile sonunda ölürler, benim kaı öldü. 1968 yıhydı. Gitgide daha çok içer um, yalnız ve mutsuzdum. Sonra Liliaya rastladım, kendimi topladım, içkiyi tim, çay içiyorum. Karımı Malezya'ya gödüğüm için kendimi hiç bağışlamadım. dınlar tropikal iklimde yaşamaya katlanazlar, B vitaminine gereksinimleri varSon kitabınızda (Yeryiizünden Son lla•ler) birbirinden apayrı iiç öykii anlalılır... BURGESS Evet.. Fikir TV'den geldi manımız TV'de kanal değiştirmek, birkaç 1yı birden izlemeklegeçiyor. Kitaptaki üç kü birer dünyanın sonu ve birer başka nyanın başlangıcı olduğu için seçildi. Ki>ta yeryüzünün üç önemli olayı var: Biçaltının keşfi ki bu Freud'ün yaşam öy küsUdür ve dramatik bir TV dizisi gibi anlatılmaktadır. Bu olay düşiinceyle beden ayrılığı konusundaki Descartes'cı gorüşün sonunu belirler. Ardından, gerçekleşmeyen dünya sosyalizmi düşü, Troçki'nin New York yolculuğu gelir.. Ve dünyanın sonu, gezegenimizin güneş sistemine yabancı bir gezegenle çarpışması, insanların uzaya açılıp yeni topluluklar oluşturtna çabaları. Bu da bir bilimkurgu romanı. Freud'ü eşsiz bir roman kahramanı yapmışsınız.. BURGESS Biliyor musunuz, çok yürekli bir adamdı o. Ama ünlü "Oidipus KompleksT'ne inanmıyorum. Annem ben altı haftalıkken Ispanyol nezlesinden ölmüş. Babam eve döndüğünde ablamla onu ölü, beni de avaz avaz bağırırken bulmuş. Sonra anne dediğim bir teyzemle yaşadım, kocası bir ara Manchester'de meyhane işleten bir adamın trlandalı dul karısıyla babam evlenene kadar. O zaman da başka birine anne demeye alışmam gerekti. Ve bu üvey anne karabasanımdı. tki de koca kızı vardı... Bir lör Külkedisiydlniz yani... BURGESS Evet, doğru.. Bana hep cehennemden, cehennem görüntülerinden söz edcrdi. Hâlâ da inanırım cehenneme, cehennem yeryüzünün orta yerinde değil kafalarımızdadır.. Bilir misiniz ki ben gerçek bir tngiliz değilim, biraz trlandalı, biraz lskoçyalıyım. Ingiltere'nin Kuzeybatısı'ndaki Katolik bir bölgede yetiştim. Burada Katolik olmak kolay değildi. 1829 yılına kadar Katolikler yüksek öğrenim göremezlerdi.. ve gelenekselleşmiştir kuzey insanlarının güzel sanatlarda değil, gösteri sanatlarında kedi •4.' de... AVA GARDNER "lsa'dan Sonra" anlamına gelen "A.D." adlı romanı filme çekiliyor $u sıralarda Burgess'in. Senaryosu ve müziği Burgess'a ait olan filntde Agripinna rolünü Ava Cardner üstleniyor. lerini kanıtlamaları. Annem şarkıcı, babam piyanistti. BcaCles topluluğu bu yöreden çıkmıştır, müzikhol Kuzey tngiltere'ye özgü bir türdür... Oraları başka bir tngiltere'dir ve ben kendimi Fransa'da ya da Italya'da Londra yöresindekinden çok daha rahat hissettim. Ama siz iiniversite öğrenimi gördünttz... BURGESS Univesiteye girdiğimde ailenıle aramda müthiş bir kopma oldu. O güne kadar bizden öğrenim görenler papaz olmuşlardı. Yüksek öğrenimini Roma'da tamamlamış bir piskopos yeğenim vardı. Kimi de sahneye çıkmıştı. Bilir misiniz ki, Katolik olmak yalnız tanrıbilimsel bir inanç değil, aynı zamanda bir uygarlığa ait olmaklır. Katoliklik zeytinyağı ve sarmısak, Protestanlık balık ve kızarmış patatestir. Sarmısak bin yıllık bir kültürel simgedir, 2000 yıl önce Avrupa'da yolculuk eden bir gezgin, akşamları bira kokusu değil, sıcak zeytinyağı, sarmısak ve şarap kokusu duyardı. Geçmlşi çok sevlyorsunuz... BURGESS Evet, geçmişte her gün bir şey oluyordu... Elimizde başka şey kalmadı. Bugün yok, gelecek de... Gençler bugünde yaşayabileceklerini sanıyorlar, ama... Aşk sözciiğüniin lehlikeli oldugunu da yazdınız... BURGESS Çok tehlikeli, evet, özellikle tngilizcede çok fazla anlamı var. Birini sev diğinizi söylediğinizde ne demek istediğinize çok dikkat etmeniz gerek... Ispanya'da bir kitap yayımladım "tsa ya da Aşk Oyunu" diye. Orada anlatıyorum: Vur bana, bakalım seni yine seviyor muyum, öbür yanağıma da vur... Aşk mı bu? BURGESS Bir anlamda öyle tsa'nın aşk dediği sanırım buydu, başka birinin verdiği acıya katlanmak, kabul etmek onun da sizin gibi bir beyni, ellcri olduğunu düşünmek... Bunu düşunmek için 2000 yıl geçirdik. "Insanlar romancının eşcinselliği düşlemesini, farkh birini ele almasını anlamakta güçlük çekiyorlar. Oysa çare yok, romancı kendinden farkh kişiler yaratıp onların içinde neler olup bittiğini kestirmelidir. En büyük keşfim yapısalalık oldu. Bana en geniş ufku açan kuram budur. Budunbilimi ahlaktan kurtaran Levi Strauus, bence çok büyük bir insan." Ya bir erkekle bir kadın arasındaki aşk? BURGESS Aynı şey değil: tsa hiçbir zaman, erkekseniz her kadını aynı biçimde seveceksiniz denıedi. Tanrı'nın hiçbir romancının vazgecemeyeceği bir kavram oluduğunu da yazdınız... BURGESS Evet, kişi inandığından emin olmasa da eözardı edilemeyecek kavramlardan biri. fspanya Iç Savaşı ve Nazilerin yükseleşi yıllarında, ben öğrenciyken, aramızda pek çok komünist vardı. Ben partiye de girmiştim... ve Sartre gibi pek çok aydının Marksizm karşısındaki büyülenmişliklerinden kurtulmaları için uzun zaman geçmesi gerekti. Ama bu inandıklarından değil, Marksizm'in yapısını sevdiklerindendi: Tnsan pekâlâ diyalektik maddeciliği bcnimseyebilir de onun adına yapılan politikadan nefret edebilir. Benim en büyük keşfim yapısalcılık oldu. Claude Levi Strauss'u çok büyük bir insan neredeyse Freud'ün eşiti sayanm. Birkaç yıl önce tümüyle onun Sorbonne Üniversitesi'nde bazı yapıların evrenselliği üzerine verdiği bir konferansa dayanan, " M . F." adlı bir roman yazdım. Bu yapılardan biri ve en ilginci de yakın akrabalar arası cinsel ilişkiyle gizler arasında bulduğu bağdı. Oidipus, Sfenks'e karşılık verdikten sonra kızıyla sevişir. Oysa UviStrauss bu bağı tüm dünyada, Algonquin Kızılderililerinde de, Yunanlılarda da bulur. Bu görüş beni öylesine etkiledi ki, romanı yazdım. Roman bulmacaları bilmeceleri, gizemli durumları çözmekte özel yeteneği bulunan bir gencin öyküsüdür. Bu yetisi sayesinde kendini Karayipler'deki bir adada bulur. Orada varlığından haberli olmadığı bir kızkardeşi yaşamaktadır. Giderek, kendine karşın, kurtulamayacağı bir cinsel ilişkiye girer. Kitap LeviSırauss'a göndermelerle doludur, insanlar Lewis marka blucin giyerler, ya da Strauss'un müziği duyulur... Shakespeare'in "Perikles"inde, genç bir prens, kralın kızıyla evlcnmcye gclir, ama bir gizemi çözerse onu alabilecektir. Çözdüğünde de kralın daha önce kızıyla sevişmiş olduğunu anlar. Çözümü bulduğunu açıklasa ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır, kral gizinin açıklanmasına katlanamayacaktır. Bu tam iJeviStrauss'a özgü, tipik bir durumdur Joyce'un "Finnegans' Wake"in de iki erkek kardeş düşlerinde kızkardeşlerini tavlamaya çalıştıkları bir oyun oynarlar. Oyunu sürdürmek için bir bilemce çözmeleri gerekir, bilmeceyi çözen de kızkardeşiyle yatar. Bunun evrensel bir konu olduğunu görüyorsunuz. I>viStrauss, ay ve güneş tutulmalarıyla yakın akrabalar arası cinsel ilişki arasında da bağ bulmuş.. Bana en geniş ufku açan kuram budur; LeviStrauss, budunbilimi ahlaktan kurtaran adamdır... (Kültür Servisi)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle