Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 StYASET 84 Arjantin Bir eski mahkumun dönüşü lyusci 84 okuıları Jacoho Timerman'ı ıırtık tunıvor. Timerınan, ort bınden fazlu ınsunın ı^kvmv gorduğu, duşuncelerındcn dolayı hu/ııs yallığı, evlerınden kaçırılıp oldürııldiığu Arjarıiın uskeri diktaiorluftunde ın.san huklunnın savunuculııgunu yapını^ bir gazt'tea. Arjantın'deyenıden demokratik hırrejım kurulduğundu Jacohn Tımer mun geri dondu ve hırhuçıık yıl boyunca dola^iırıldığı hapıshaneleri ve gızlı ışke/ue mer kezlerini yeniden gezdi, gordu. I ımerman 'ın geçtnişiyle karşılaşmasım anlutun yuzısının kısa bir özelini sunuyuruz. JACOBO TIMERMAN kalkan uçağa bindiğimde New York'tandönuşumün doğal, sorunArjantin'e su/ bir olay olacağını düşunmuştum. Iki bucuk yıl boyunca bir mahkum olmuştum. Işkence görmüş, Arjantin askeri diktatörlüğUnün gizli ve yasal zindanlannda dolaştırılmış ve sonunda evimde göz hapsine alınmıştım. Mucize kabili serbest bırakıldıktan sonra dört bucuk yıl da yurt dışında yaşamıştım. Şimdi, ocak I984'te Arjantin'de beklenmedik şekilde dernokrasi yenidcn kurulunca, yarım yüzyıl yaşamış olduğum kente geri dönüyordum. Kâğıl üzerinde önıimdeki adımtann planını yapmıştım. Dönüş, belirli yerlere dönuş demekti. Bazılarında sevgi ve hayaller, bazılarında acı vc kin vardı. Dönüşü kâğıt uzerinde organize etmek zor değildi. ler vardı? Neden küçuk çocukl; r öldürulüyor, ya da ailelerinden koparılıp yabancı ailelcrin yanına veriliyordu? Neden uçaklardan Okyanus'a atılaıı insanlar, motorlardan denize bırakılan katledilmiş insanlar vardı? Bu olayları öğrenenler kendi kendilerine, bunları bilenlerin neden konuşmamış olduğunu soruyor. Suskunluğun şimdi suç ortaklığına dönüştüğunde fikir birliğine varıyorlar. Nihayet, 1945 Almanyası gibi 1984 Arjantin'i de suçunu soruyor: Cezalandırılması gereken kimdir? Ve nedenlerini soruyor: Tanrı neredeydi? Devlet Raşkanhğından, 12 ay boyunca tutulduğum Buenos Aires'teki yasal hapishaneye tek baştma gitme izni aldım. Son "İşkence gördüğüm hücreye dönüıtce korkmaya 99 baslactııtı Fakat bu türden bir dönüşün kendi gizli yasaları var. Belki her arayış ve her karşılaşma icinizde önceden düşUnmediğiniz i/ler bırakıyor... Buenos Aires yakınlanndaki bir kasabadan gazeteci Juan N. beni telefonla arıyor. Bir ikindi vakıi fena halde dövülmüş olarak getirilişini hatırlıyorum. Kıştı ve üstünde incecik bir şeyler vardı. Cılız, esmer, 50 yaşlarında, dokunsan kırılacak gibi görünen bir adamdı. O gizli hapishanenin gardiyanları bir an dikkat etmeyince ona bir ınont, bir gömlek, bir çift çorap ve bir pa~ kct sigara uzatabildim. Benim böyle şeyleri yanımda bulundurmama izin vardı, çünkü ben o sırada askerdim. Hic konuşamamıştım ve onu bir daha da görmemiştim. öyküsünü sonradan öğrendim. Tutuklanma nedeni, Lubnanlı bir Hıristiyan olmasına rağmen, soyadının Yahudi adına benzemesiydi. Çalıştığı gazetede Ortadoğu hakkında çok sayıda yazısı yaymlanmıştı ve kullandığı kaynakların büyük bölümü Israil elçiliğinin yayınlanydı. Siyonist bir ajan olduğundan kuşkulanılıyordu. 14 ay tutuklu kalmtş, sonra bir gün gözleri bağlı halde çıkarmışlar onu ve şehirlerarası yolda hızla giderken arabadan atmışlar. Yarası ve hapiste yakalandığı verem gccıniş. Şimdi o donemin Buenos Aires Emniyet Amiri Ramon Camps aleyhinde açacağı davayı hazırlıyordu. Benim de Camps aleyhinde dava açacağımı duyunca sevindi. Onun ve birçok başkalannın da açacağı bir dava: Adam kaçırma, işkence. Almanya'nın 1945'te yaşadığının küçük ölçekte tekrarını yaşıyor gibiydi Arjantin. Arjantin I984'te aynı acılı öğrenme ve anlama çabasına girmişti. Aynı sorular su yüzünc çıkıyordu. Çocukların annelerinin gözü önünde işkence görmesi nasıl mümkun olabilmişti? Kadınlara kocalarının gözu önünde tecavüz editmesi nasıl gerçekleşebilmişti? Arjantin'de neden hamile kadınlaı ı öldurene kadar tekmeleyen askerragitmedim. Korkuyordum. Hücrede yaşadığım duygulara yeniden kapılıyordum. Devlet Başkanı'nın izni konusunda duşünup, geceler boyunca kâbuslar göıdum. Sonunda bu ziyareti iptal ettirn. Geri dönüş, bireysel, yalnız bir eylem, şeytanlara karşı tek başıma bir savaşım olmalıydı. Ama bu her zaman ınUmkun değildi. Basının baskısı vardı, bcni i/lediler. Bir sabah şu gizli hapishanelerdcn birini, COTİ Martinez kod adıyla geçeni bulma işine giriştiğimdc, peşime bir televizyon ekibi takıldı. llatırladığım gurultülere, seslere, ağaçlara dayanarak sonunda bu hapishaneyi bulduğumda beni üç gündur izliyorlardı ve yalnız kaldığım bir saniye bile bulamamıştım. Don Bosco kasabasında bir sokak. Burayı ilk defa görüyorum. Beni buraya getirdiklerinde gözlerimi bağlamışlardı. GfttUrdüklerinde de. Yeniden hücredeyim. Televizyon ve gazeteler bcni ünlü biri, bir kahraman haline getirdi. Karakolun amiri her istcğimi karşılamaya hazır. Ek inşaatlar yapmışlar, badana etmişler. Taze kesilmiş ot kokusu geliyor. Daha önce hep idrar ve dışkı kokusu vardı. Bu kokudan kurtulma imkânı yoktu. İşkence, aclık, soğuk ve bu pis koku bu yerin öğeleri bunlardı. Şimdi güzel bir yer, yardımsever ve nazik polislcr var. Sonunda hücreye giriyorum, kollarımı tavana kaldırıyorum, iki yana acamıyorum, çünkü hücre çok dar. Çelik kapıyı cekiyorum, açılıyor: Hucrenin dibi beni korkuttuğu için bu kapıya yaslanıp saatlerce kıvrandığım zamanlardaki çaresi/lik duygusunu hatırlayamıyorum. Hucrenin dibine geçip yere oturuyorum, artık korkmuyorum. Buradan aynldığımda rahatlanıa duymuyorum. Ama uzun süredir hayatta ol duğunıun bu kadar bilincine varmamıştım...