Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ST84 İNAN Politik hayatı bırakıp gittiğim anla, dönduğum ortamı mukayese ettiğiniz zaman fazla iyimser olduğumu söyleyemem. Bıraktığım andaki en kötü yer terörizm ve demokratik müesseselerin ışleyememesi, bloke olması ve demokrasinin maalesef adeta intihara doğru yol almasıydı. Bugün üzüntıim, butun bunlardan hiçbir netice çıkarılmamış ve ders alınmamış olarak ve sankı biz yepyeni bir diyardan gelıyormuşuz gibi ve işin garibi benzeri çok hatalan işleyerek parlamentoda "sayı 211, gerisi katiyen" zihniyeti ile yola devam edilmesidir. Türkiye büyük problemleri bulunan bir memlekettir ve bu büyük problemler parlamentoda görüşülnelidiı, açıklık kazanılmalıdır. Bu demek leğildir ki, her şeye "hayır" denecektir. laklı olan yerlerde ittifak olur, haksız olan /erlerde yol gösterilir. Yol kabul edilirse yiıe ittifak olunur. Kabu! edilmezse tenkide levam olunur. iıı uzulduğüm bir diğer nokta da, parlameno ıçinden zıyade, parlamcnto dışından ıtıulalefctin sankı dünden gelinmiş gibi ve dünleki olanlann sorumluluğunda hiç kimsenin partizanlık gözlüğılyle körletmem. Korlettiğiniz andan itibaren uçuruma doğru mesafe almakta olduğunu/.un farkında olmazsınız. Temennı tabıı, körleşmeyenlerın çoğunlukta olmasıdır. Bızde yanlıs bir şey vardır. Körlc^messeniz sanki parti sadakatiniz noksanmış gibi bir yanlış durum. Üztlntüyle bir şey takıp ettım. Geçenlerde bir mıizakerede kürsüye çıkmak ihtiyacını duydum. Sıralardan sataşmalar vaki oldu. tzahı gayet açıktı Kendi sayın liderinin gözüne girmek uğruna, demokrasinin gözunü patlatmak hareketi. Bu 1950'de, 1970'de de yapıldı. Sizin parti grubunda mı yapıldı? İNAN Hayır, Büyük Millet Meclısı'nde yapıldı. Bütün mesele bu. Yani oradakı davranış muayyen bir fikrın ıfadesi değildı. Lıderin dikkatini çekerek onun gözüne girmek gibi basit bir düşünceyle demokrasinin gözunü çıkarmak... Demokrasinin gözunü hep böyle patlattık. İşin garibi, kendilerine de kürsüden söyledim, Meclis arşivlerine, basın arşivlerine bakın, aynı sözler, aynı ımajlar, fotoğraflar bile belki aynı.. Bunu değıştırebılecek mıyız? Sız kürsüden dınlenen haklı bir fikri söylcdlgınız zaman, ötekı taraf partizan gözluğunun altından sıyrılıp da gösterdiğiniz virajı görebilecek mi? Demokrasi ve kendisi için de tehlike olduğunu objektif bir şekilde kabul edebilecek mi? Bugün eğer kötümserlığım varsa şundandır: I979'da Turkıyc'den ayrıldığımdan çok farklı bir dünya ortamı ıçerısınde yaşıyoruz. Ortadoğu'daki ortam çok farklı, çok daha büyümüş Türk milli, sosyal politika, ekonomı ve dış politika sorunları ile karşı karşıyayız. Ben 1979'da gittiğim zaman dolar 73 liraydı. Bugün dolar 340 lira. Bu beni kölümserliğe sevk eder. Eğer benim param sonbahar yaprağı gibi ruzgâra tutulmuşsa, bu beni Güney Amerika modeli gibi düşündürur, pesos duşuncesine götürür. Ben dönduğunde bulduğum rakamlara henüz kendim alışabılmış değilim. lsviçre'deki en düşük maaş neredeyse Türk parasıyla 400 bın lıra, buradaki en düşük maaş 10 bin 400 lira. Binaenaleyh, butün bu tabloyu görup ve bu tablo içerisinde 3.54 milyon kışınin işsiz olduğunu görüp de iyimserim diyen varsa, bu toprakların uzerınde yaşamıyordur, ya da bu topraklardan hak etmediğı ölçüde nımet alıyordur ve bu nimetler açısından dünyayı gflrüyordıır. Eğer benim param sonbahar yaprağı gibi rüzgâra tutulmuşsa bu beni Güney Amerika modeli gibi düşündürür. 3,5 4 milyon işsizi görüp iyimserim diyen varsa ya burada yaşamıyorya da hakketmediği ölçüde nimet alıyordur. yı yokmuş gibi sorumlu, ya bızim dışımızya da milletmiş gibi davranışlar... Millet ;bır zaman sorumlu değildir. Hataya sevk nişsek bizler etmişii'dir. Sorumlular da bin dışımızda değildir. Ben parti olarak ve partinin uyesi olaıak aldığım neticeden llcli mesul tutmam. Kusur varsa bende. Buna alışlırırsanız kcndinızı, demokraolur. Mıllctımizın de bütün istediği asda demokrasinin muhafaza edilmesidir. ıtün soğutmalarımıza rağmen alâkasını ıhafaza etmesi olgunluğunu gösterir. liu soylediklerinizden şu sonuç mu çıkır: Turkiye 12 Eylul'den gerekli dersleri alıdı... AN Gerekli değil, ü/ıılerek soyleyeyiın, kı çıkan kanunlar dışında bunun da ınakaşası yapılır hiçbir ders alınmadııntibaı bende mevcutlur. Hiçbir ders... Ve beni çok duşunduruyor ve son derece de ul cdiyor. Parlamentoda bılhassa gördum bazı man/aralar değıl 1971'den, SO'tan bıle hiçbir ders alınmadığını goslyor. Sanki 1950'nin başında yepyeni bu başlıyormuşuz gibi... Ve ondan sonra ;da ne trafik ışaretı var, solda ne var, de>kra$ımn ruhu nedır, prensıbı nedır? Buna bakmadan toz duman beşınci vıtese ta> gıtnıek. Kaldı kı 1950'de beşincı vites daıcal edılmcmıştı. Sayın tnan, bııraya kadar olan konuşma?dan şu izlenimi edindim. Siz 1979'da Cevre'ye gifmeden once, parlamentoda poıigin otcsinde ulkenin genel tablosu ile ilba/ı gelisnıelere dikkal çeken uyancı tonçıkı^larınırla lanınırdını/. Yeni Meclis çanaya baslayalı ancak uç ay oldıı. Sizi ayhava içinde bıılduguınuzu soylesek haklık mı olmiij oluruı? AN Bu belkı de şundandır: Ben bu koJaki hüvıyetimi hiçbir zaman kaybetmem. n memurken, politikadayken, benim şahsi hele politik hiçbir hesabuıı yok. Bir tek »abım devlettir. Her scyı ondan alırım ve ıdimi siyasi parti veya bızım tabırimizle, Politik ortamı bırakıp gittiğim anla döndüğüm ortamı mukayese ettiğimde fazla iyimser olduğumu söyleyemem. Milletimiz, kendisini bütün soğutmalarımıza rağmen demokrasiye alâkasını muhafaza etme olgunluğunu gösteriyor. Başbakan Özal çok iyimser bir hava yaıısılıyor... İNAN Bunu saygıyla karşılarım. Bir başbakanın iyimser hava ıçınde olması gü/el bir şeydır. Ben de o manada, mücadelede iyimserim, ama gerçekçiliği gözden kaçırmamak ve demokraside "ben yaptım, oldu" dememek gcrekir. Demokrasi mılletın konsensüsü, kamuoyunun genel tasvıbi ve desteğı ile parlamcntonun tıkır ile ıştırakı ile muhalcfetın dıyaloğu ile, muhalefetın krtr muhalefet yapmaması ile bir bütundür ve dışarıdakinin de içerisi için "Ben bunları yerim, erken seçimlcri zorlarım, demokrasi o zaman gelir" dememesı gerekır. O zaman kendi demokrasısidır o, aranan demokrasi değıl.