21 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 SİYASET 81 JÜLİDE GÜLİZAR "Yılanlıoğlu toprak kokar her yerin dökülsün alnından toprağa terin bu toprak yoluna adaktır senin vatan için akmayan kan kan mıdır?" Lisa bir süre ftnce Muhafazakâr Parti Genel Başkanlığına getirilen İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, u/ıın yıllardır yazdığı sayısız şiirlerinden birinde böyle diyor ve ekliyoı: "Radyodan dinliyorsunuz bu şiiri zaman zaman. Besletendi yımkü." ftnce şiirlerden söz edelim mi? Yazıyor mıısunuz hâlâ? Muhafazakâr Farti = Atalanmız, örf ve adet, milliyet, mukaddesat Ml* BASKAM'INDAIN: Musiki ruhun gıdası, 'müzik' kafa kanştıran bir olay. Şiir genç neslin milti şuurunu güçlendirmek için kullamlmah. Çocuğa, ailenin tesiri yüzde 30 bile olamıyor. \ lalarımızdan beri kullanılagelen kelimeler atılıp yerlerine Fıen k çeleri alınmamalı. Türkiye'de devletçilik başarı kazanamamıştır. IMeoliberalizm de deniyor, siz karma sistem dediniz, biz milli tesanüd sistemi diyoruz. İnsanlan tasarrufa alıştırmak lazım. K Yılanlıoğlu vazife, cami vaplırımı derneği b;ı Bu iş agaca bcnziyor. Gençlikte agaç gibi bol ve kaliteli meyve veriyorsunuz. Yaşlandıkça gittikçe düşüyor. Yılda biriki yazıyorum iştc. Yılanlıoğlu, şiiri "toplum üzerinde miiessir olabilecek cn mühiın vasıta" olarak gorüyor. "Şiirgenc neslin milli şuurunu güçlendirmek iyin kullanılmalıdır. Nesirden bile mühimdir bu sebeplc" diyor. MP Genel Başkanı, sanatın her dalında "bizden olandan, milli olandan" yana. özellikle de musiki konusunun üzerinde durarak diyor ki: "Musikinin güzelligini müzikle bulabiliynr musunuz? Ruhun RIdası denen musiki, müzik olıınca kat'ayı karıştıran bir şey olııp çıkıyor." Sayın Başkan, çocuğunuz var mı? Var, en küçüğü 29 yaşında. Peki onlaı bu tür müziğe ilgi duydular mı? Kafa karıştıran müziğe yani? I.H. Yılanlıoğlu gülerek, "duydular" diyor. "Bizler onun arasına Türk müzigini de kalmaya çalıştık." Peki bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz? Kfendim, bir çocugıın yelişmesinde müessir olan üç şey vardır. Aile, mektep ve sosyal çevre. Bizim çocuklugumuzda bu üç şeyin görüşleri birbirine uyardı. Şimdi her biri ayrı şeyler söyledigi için ailenin tesiri yüzde 30 bile olamıyor. Yılanlıoğlu, Türk dili deyince "bakın" diyor, "Oil, millet hayatında çok mühimdir, valanlarını kaybeden ınilleller lekrar bir vatan bulmuşlardır, aına dillerini kaybeden milletler yok olup gitmislerdir." MP Genel Başkanı, "Atalanmız tarafından uzun zamandır kullanılagelmiş, bu nesle intikal etmiş ve en lahilinden, en münevverine herkesin anladığı kelimelerin atılıp ycrine Frenkçesinin alınmasına" şiddele karşı. Gelelim paninize. Partinin tarifini yapar mısınız? Muhafazakâr.. Yani milletin bünyesine yerleşmiş örf ve adcllerimizin iyilerini alınak, kötülerinin ycrine daha iyisini koymak. Nesiller arasında bir köprü kurarak, kopuklugu kaldırmak ve milletin öz vasfını kaybetmesini önlemek diye ifade edebilecegimiz bir vasfımız var. Türk milliyetçisiyi/. Yani, kendisini Türk bilen, Türk sayan ve bu vatana baglı olan herkesi Türk kabul ederiz. Mukaddesal unlayışımız ise şöyle anlalılabilir: Yalnız maddi refah kifayel etmez. tnsanlan manen de terbiye etmek gerekir. Bu terbiye Islaın dini vasıtasıyla olur. Topluma yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz? Bizden olanlar kadar, karşı görüşte olanları da kazanmak. Onları itmemek, incilmemek ve aramızda sevgi baglannı güçlendirmek en büyük gayemiz. Partinizin ekonomik görüşünü nasıl açıklarsınız? Mecliüte olduğum sıralarda da gördüğüm bir husıısıı anlatmak istiyorum. O zaman Kamıı tklisadi Tesebbüsleri Komisyonu'nda çalışmıştım. Türkiye'de devletv'ilik basarı kazanmamıştır. () sebcple, mcmleketin sanayi, ticaret vs. alanlannda kalkınması için yapılacak şeyleri Azel sektöre, özel sektörün altından kalkamayacağı şeyleri de devlete bırakalıın diyoruz. Yani ikisini telif eden bir sistem. INeoliberalizm de deniyor buna. Siz de karma sistem dediniz. Biz milli lesanüd sistemi diyoruz. KİT'lerin iyilerini muhafaza etmek, iyi olmayanlarını islah etmek, n/el sektöre devretınek, başka bir şeye tahvil elnıek, bunların hiçbiri olmuyorsa, kapatmak lazım. Türkiye'de gelir dağılımı... Czerinde durulınası gerekcn en ınühim konu. Büyük bir adalelsizlik var. Hükümetler yeni kaynaklar yaratmak için ya vergiye ya da zamma başvuruyorlar. Halhuki tasarrufa alıştırmak lazım insanlan. Ama bu zor bir yoldur ve gidilmiyor. ismail Hakkı Yılanlıoğlu, eğitimde de "pratige agırlık veren, mtsltk okullarını ön plana alan" bir uygulamadan yana. tkı cümlede bir, vurguladığı bir nokta da şu: Sanatta, kültürde, eğitimde, kurum ve kuruluşlarda, dilde, gelenekte, görenekte... Her şeyde kısacası, "İyi olanları muhafaza etmek, iyi olmayanlarının yerine iyi olanlarını koymak." Yılanlıoğlu, 65 yaşında, asker kökenli, veteriner bir genel başkan. 1942'de orduya katılmış. Yalnız, Hlazığ ve Konya'da bulunduğu sıralarda evde oturmuş, ondan sonraki yaşamı köyde, çadırda geçmiş. 19611969'da iki döneııı milletvekilliği var. CKMP'den. öğretmenliği var. Bir dc "en büyük vazife olduguna inanıyorum" dediği bir başka görevi: 19 yıl "Kocatepe Camii'ni Yaptırma ve Yaşatma Derneği Genel Başkanlıgı." Arkadaşların davetine uyarak MP Genel Başkanlığına KCİdiğini söyledikten sonra ilave ediyor: "İlk hedefimiz tabii ki mahalli seçimler, agırlık Vcrdigimiz çalışma da teşkilatın kısa zamanda lamamlanabilmesi." aa'ya Çelebi Genel Müdür M. alnız TRT Haber Merkezi'nin değil, tüm TRT'nin "Dörtlüsü" diye anılan grubıın içindeydi. Bugün MDP'de genel sekreterlik, görevinde bulunan Dogan Kasarnğlıı Iç Haberler Mııdürü, tekrar ga/e teciliğe dönen Muammer Yaşar onun yardımcısı, Zeki Sözer önceleri Aktiialite Servisi, kısa bir süre sonra da TV Haberler Müdürü olarak görev yaparken, Hüsamettin Çelebi Parlamento Bölümünü yönetiyordu. 1935 Oıdu doğumlu Hüsamettin Çelebi Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirnıiş, hukukvuluk ycrine gazctccilik yapmış, Tür kiye Radyoları TR1 Kurumu'nadönüştükten ve TRT Habcr Merkezi kurulduktan sonra da TRT'ye girmişti. öteki üç arkada^ıyla birlikte, TRT Haber Merkezi'nin temeline ilk harcı koyan, sonra o temel üzerinc duvarları ören kisi olmuştu daha ilk anda. İyiydi ya da kötüydü, ama TRT Haber Merke/i bu dörtlünün eseriydi. Çelebi, ilk ve orta oğrenimini Ordu'da bitirdikten sonra Ankara Hukuk Fakultesi'nden ıne/un oldu. I956'da gazeteciliğe başladı. Türk Basın Ajansı, Yeni Asır, Tercüman ve Akşam gazetelerinde parlamenlo muhabirliği yaptı. Polatlı Iopçu ve lüze Okulu'nda disiplin subayı olarak askerlik görevini bitirdi. TRT'de Parlamento Şubesi Müdürü iken siyasi, ekonomik ve sosyal konularda pıogramlar hazırladı ve yönetti. BasınIş kolunda sendika yöneticiliği, Parlamento Muhabirleri Derneği başkanlığı ve TRT'de Genel Müdür Müşavirliği yaptı. Hüsamettin Çelebi, yetiştiği ortarnın ve geldiği ailenin clkisiylc olacak, dcğişik bir gürünüm sergiledi çalıştığı kurumda. Tutucu du^ıınceleri, kati kuralları, mesalcli davranışları, ölçülü ve disiplinli çalışmasıyla arkada^ları arasında "pek de sıcak kar>ılanan bir tip" olanıaınıstı hiybir zaman. Tüm yaşamı bekar evi'FRTparlamento üçgeni içindc geçerdi ve bu tutumuyla da gazeteciliğe ters düşen bir yaşam biçiminin öncüsü gibi görilldü TRT'de. Hüsamettin Çelebi'nin adı, TV'de yönettiği avık oturunılarla ünlenmeye basladı. Bu aı;ık oturumlarda tutucu tavrının egemen olması, onu bazı çevrelerin "yıldızı" yaparken başka çevrelerin de şimşeklerini üzerinde topluyordu. Can ciğer kuzu sarması sürüp giden bu ya^amın tam ortasına bir bomba gibi İsmail Cem'in kararı düştü, 1974 şubalının sonlarında. Dftnemin iktidan, genç bir gazeteci olan İsmail Cem'i TRT'nin başına genel müdür olarak getirmişti. Yeni genel mudürun çok kısa bir süıe sonra ilk icraat olarak ortaya koyduğu "İç Haberler Müdürü Dogan Kasaroğlu'nu gorevden alma kararı" on yıllık tatlı yaşamın sonu oluyordu. Dörtlünün üç ayağı bir vela örneği göstercrek, Kasaroğlu'nu yalnız bırakmama kararı aldılar. Herkesin kendine yeni bir yol çizmesi gerekiyordu. Hüsamettin Çelebi'nin yolunu dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk çizdi. Korutürk Çelebi'yi Cumhurbaşkanı Kontcnjanından senatör seçmişti. Yalan ya da doğru, kısa bir süre sonra öteki üç arkadaşıyla aralarından karakedi geçtiği yolundaİci söylentilcr yayılmaya başladı. Hüsamettin Çelebi, basın locasından genel salonuna indi. tndi ya, bu salonda yasaları, tü7ük ve yönetmelikleri, kuralları çok iyi bilmesine karşın beklenen etkinliği gftsteıemedi. TRT'deki yaşam biçimi parlamentoda da aynen sürüyordu. Geri planda, çekingen ve tutucu. Zaten bu son özelliği tüm yaşamının keskin çizgisini oluşturuyordu. Oylesine bir tutuculuk ki "ilerici bir kardesi" bile zaman zaman içine sindiremiyordu. Parlamento yaşamı normal biçinıde sona erdiğinde derin bir sessizliğe gömüldü, Çelebi. Senatörlüğü sırasında Günaydın gazetesindeki bir sütunda yeniden başladığı koşe yazarlığını daha sonra Bulvar gazetesinin bir köşesine taşıdı. Nc var ki, Bulvar köşesindeki Çelebiliği uzun sürmedi. Bir daha sessizlik.. Bu sessizlik 22 ekim akşamı TV'de yayınlanan siyasal açık oturumu yonetmesiyle bir kez bozuldu. Açık oturumdan sonra, bir zamankar, onu yıldız gibi gören çevreler bile "caminin de mihrabın da yıkılmıs oldugunda" birleşmişlcrdi. Çelebi'nin scssizliği şimdi de Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü için bozuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle