24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR Futboluyla Fransız’ları Büyüledi: Lemi Yerli Futbol dünyamızda nostalji turumuzu sürdürüyoruz. Bu tur içinde yakın geçmişimizin olduğu kadar, daha da eskilere giderek, bugün artık köşelerine çekilmiş ama futboldan kopamayanlarla karşılaşmak insanı bir başka mutlandırıyor. Onlar geçmişin anılarıyla, fotoğraf albümlerinin arasından çıkardıkları güzelliklerle yaşamlarını sürdürürken, anımsanmış olmanın sevinci de gözlerinden okunuyor. Türk futbol tarihinin en büyük isimleriyle karşılıklı oynamış olmak, hele ki o yıllarda yurt dışına transfer olup, yollarının orada da kesişmiş olması mutluluklarını bir kat daha artırıyor. Bir çocuk düşünün, 10 yaşındayken babaannesi elinden tutup Alsancak Stadı’na maça götürüyor ve locadan maç izliyor. Yıl 1936’dır. O tarihte Vahap Özaltay’ı hayranlıkla izliyor ve sonrasında da yaşamı değişiyor. O çocuk Lemi Yerli’dir... ÖZALTAY İLE KESİŞEN YOL Döneminin iyi bir ortaalan oyuncusu olan Lemi Yerli, futbola ortaokulda başlıyor. Yaşını büyülterek lisans çıkarıyorlar kendisine. 1943 yılında Karşıyaka takımında oynamaya başlıyor. Bir ara bölgesinde şampiyonluğa oynayan Manisa’nın Kula takımına gidiyor ve karşına Vahap Özaltay bu kez teknik direktör olarak çıkıyor. 1950 yılında Karşıyaka takımı Bursa’da düzenlenen İpekçiler Turnuvası‘na davet edilir. Turnuvaya İstanbul’dan Fenerbahçe, Ankara’dan Gençlerbirliği ve Bursa’dan Acar İdmanyurdu takımları da katılmaktadır. Karşıyaka, Gençlerbirliği’ni 10, Acar İdmanyurdu’nu 21 ve Fenerbahçe’yi 20 yenerek turnuvanın şampiyonu olur. O günün Fenerbahçe kadrosunda Halit Deringör, Cihat, Lefter, K.Fikret, Ahmet, Murat, Arap Samim, Erol ve Suphi gibi isimler vardır. Karşıyaka kadrosunda ise Lemi Yerli’nin yanısıra Mehmet, Nebil, A.Haydar, Necati, Nazmi, Ali, İbrahim, Nevzat, Niyazi, Cemal yer almaktadır. Turnuvanın bir özelliği de Yerli’nin yaşamında yeni bir sayfa açacak olmasıdır. Yerli o günü yeniden yaşarcasına anlatıyor: “Vahap Özaltay Fransa’nın Racıng takımına transfer olmuş. Bir futbolcu arkadaşını da yanına alarak Bursa’ya geliyor ve turnuvayı izliyorlar. Adam beni beğeniyor ve Vahap’tan aracı olmasını istiyor. Konuştuk, anlaştık. Özaltay sonrasında da Ordu Milli Takımı‘nda antrenörüm oldu. Anlayacağınız gibi yaşamımda çok ayrı bir yeri vardır.” 1951 yılında Karşıyaka takımı İzmir şampiyonu olur ve Lemi Yerli de anlaştığı Fransa’nın Racıng Club De PaLemi rıs’e gider. Vahap Özaltay’dan sonra yurtdışına İzmir’den giden Yerli. ikinci isimdir. O yıl Şükrü Gülesin, Bülent Eken, Bülent Esel ve Lefter de İtalya’da oynamaktadırlar. Lemi Yerli’nin transfer olduğu Racıng takımında bir Arjantin’li bir de Brezilyalı vardır. Yerli, Racıng takımında üç yıl oynar. Maçlarını Colombes Stadı‘nda oynamaktadırlar. Bir hayranlığı da antrenman sahalarınadır Yerli’nin ve bunu da, “İnanılmaz diyeceksiniz ama 16 adet antrenman sahaları vardı çevresinde” sözleriyle anlatıyor. 1952 yılında Lefter İtalya’dan transfer olur ve Nics takımına gelir. Fransa’da birbirlerine rakip olurlar ve karşılıklı oynarlar. 15 yıllık futbolculuk yaşamının 12 yılını Karşıyaka’da 5 yıl süreyle kaptanlığını da yaparak geçirir Lemi Yerli, 3 yıl da Fransa’da oynar. Bir Ordu Milli maçında sakatlandıktan sonra da futbolu bırakır. FRANSA’DAN ANILAR Lemi Yerli’nin geçmişe ilişkin bir çok anısı ve o günleri canlı kılan geniş bir fotoğraf albümü var. Anıların tümünü bu satırlara sığdırmak elbette ki olanaksız. Özellikle Fransa’dan iki anıyı seçip aktardı bizlere. Ermeni tartışmalarının yaşandığı bugünlerde ilginç olacağını düşünmüş olmalı. Lemi Yerli Fransa’ya transfer olduğu zaman kendisine ilk iki maç deneneceği söylenir. Bir takım oluşturulmuştur ve bunlar arasında çeşitli yörelerden gelenler vardır. Yerli, o seçmeleri şöyle anımsıyor: “Denemenin ikinci maçı Lille’de olacaktı. Gittik, başımızda da Mösyö Baron diye bir yönetici vardı. Bizi ikişer kişi odalara ayırdılar ve gece yattık. Gece yarısı bir ara uyandığımda, baktım ki yanımdaki çocuk yatağında elbiseleriyle oturuyor. Neden oturduğunu sordum, geceliğinin olmadığını söyledi. ‘Bak çantada eşortman verdiler, giysene’ dedim. Bu kez ‘Mösyö Baron kızar’ karşılığını verdi. Sabaha kadar uyumadı.Meğer Ermeni asıllıymış ve benden korkmuş. Sonradan arkadaş olduk, konuştum biraz. Ailesi ona çok farklı şeyler anlatmış...” Bir başka ilginç anı da futbolcu transferi üzerine. Bülent Eken ve Şükrü Gülesin’in İtalya’da sözleşmeleri bitmiştir. Fransa’ya transferleri için Lemi Yerli aracı olur. Bir futbolcu meneceriyle görüşür ve şu ilginç diyalog doğar: “Mösyö Boğazlıyan diye bir futbolcu meneceri vardı. Gittim Bülent Eken ve Şükrü’nün transferine yardımcı olmasını istedim. Birden, ‘Ben Türklerle iş yapmam’ dedi. Nedenini sorunca ben de şaşırdım cevabına. Fransa’nın Nancs takımı Vefa’lı Garbis’i istemiş. Getirmişler, iki maç denemişler ve olumlu bulmuşlar.Akşam anlaşmak için yemek veriliyormuş, kulüp başkanı, yöneticiler vs. var masada. Yemek sırasında merdivenlerden güzel bir kadın iniyor ve Garbis’le göz göze geliyorlar. Karşılıklı bakışma sırasında, başkan masadan kalkıyor ve ‘bu iş bitmiştir’ diyor. Transfer de yatıyor. Meğer Boğazlıyan’ın derdi de buymuş...” Futbolu bıraktıktan sonra uzun yıllar ailesinden kalan çiftlik işleriyle uğraşıyor Lemi Yerli. 1980 yılında İbrahim İskeçe başkanlığındakı Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nda yeralıyor. O yıl Karşıyaka amatör lige düşmüştür. Yeni bir taslak hazırlıyorlar ve köklü kulüplerin zarar görmemesini isterler. İş çıkmaza girince Bakan Talat Asal, İskeçe’yi görevden alır, yerine Mazhar Zorlu atanır. Böylelikle yeni bir lig oluşumuyla Karşıyaka da kurtulur. Lemi Yerli, şimdi KSK Divan 2. Başkanı. En büyük arzusu da, altyapısını kurmuş bir KSK’nin Süper Lig’de oynaması... ONLARI ALKIŞLAYIN << GÖRKEM ÇÖTELİOĞLU G enç spor muhabirleri için takip ettikleri her etkinlik tecrübe kazanmaları anlamına gelir. Özellikle de herhangi bir branş ile ilk kez karşılaşıyorlarsa... Örneğin bir dağcının zirveye ulaştığında aldığı hazzı, o dağı eteğinden doruğuna kadar kendi gözlerinizle görmeden kimseye anlatamazsınız. Hele bir de işin içinde ‘engeller’ varsa oturduğunuz yerden ne yazarsanız yazın insanlara küçük bir ‘bravo’ dedirtmekten öteye gidemezsiniz. Oysa esas olan o engelleri bir grup erdemli insanın desteğiyle aşan çocukların attıkları gerçek kahkahalardır. İşte o mutluluğa tanık olmadıysanız, bahsettiğimiz destekçilerin neden hiçbir karşılık beklemeden kendilerini bu çocuklara adadığını da anlamlandıramaz, herkes gibi siz de onları aklınızda tutmazsınız. Ama unutulmamalı ki ülkemizde zihinsel engelli çok insan var ve birileri onların elinden tutuyor. Sporun asıl amacıyla onları rehabilite etmekle kalmıyor, sosyal bir ortam içinde kendilerine yer bulmalarını sağlıyorlar. Canlarını dişlerine takıyor, mümkün olan tüm kaynakları seferber ediyor, kanter içinde kalıyorlar ama bir tebessümle tatmin olmasını da biliyorlar. Biz Antalya’da tanıştık Türkiye Özel Sporcular Spor Eğitim ve Rehabilitasyon Derneği (TÖSSED) üyeleriyle... Akdeniz Üniversitesi’nde federasyondan bağımsız düzenledikleri organizasyonla bir ilke imza attılar. Paha biçilmez işler yapan Başkan Necmettin Aydın, Spor Direktörü Ali Üredi, Ulusal Direktör Melih Gürel, Yönetim Kurulu Asil Üyesi Mehmet Civelek, Akdeniz Üniversitesi Spor Kültür Sağlık Daire ve Özel Olimpiyatlar Voleybol Teknik Kurul Başkanı Ali Osman Tatlısu, Branş Teknik Sorumluları Gürbüz Tokgöz, Şaban Kayış, Kubilay Kızılbuğa, Hasan Çiçek, Erhan Şeref, Kerem İlgün, Akdeniz Üni. Özel Olimpiyat Oyunları Organizasyon Görevlisi Niyazi Arşin’e, tüm ‘kırmızı tişörtlü’ gönüllülere ve en ufak bir emeği geçip de adını işitmediklerimize, kendilerini tanıyantanımayan herkes adına ‘özel teşekkürler’... 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle