Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 3 S¸UBAT 2009 SALI BARCELONA EMRE TİLEV ilinen adıyla Nou Camp. Sadece İspanyolların seslendirdiği isimle Camp Nou. Türkçeye çevrilen adıyla ‘yeni stat.’ Tribünlerde “Katalonya İspanya değildir” pankartı. Avrupa’nın en büyük stadı. İspanyolların “Laszlo Kubala (1927’de Budapeşte’de doğan 3 ayrı ülkenin milli takımında oynamış, Barcelona tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olarak gösterilen futbolcu) yaptırdı, Johan Cruyff (Hollandalı efsane futbolcu) doldurdu, Maradona (Arjantin’in tanrısal futbolcusu) kapasitesinin yeterli olmadığını gösterdi” denilen mabedi... Şimdilerde Guardiola’yla zaferleri yaşadıkları yer... Barcelona zaferleriyle bu yıla damgasını vururken derinlere inmekte fayda var. Yeniliklere açık ama geçmişin izlerini mükemmel taşıyan bu kulüpten bugüne adım nasıl atılmış... Barcelona 29 Kasım 1899’da kurulmuş. Katalanların en zor yıllarında Barcelona bayrağı aynı zamanda ‘özgürlüğün’ simgesi. Halen bu bayrak kulüple taraftarlar arasında sembolik bir bağ. 1930’larda İspanya iç savaşında General Franco’nun el sürmeye cesaret edemediği tek, en direnişli, en önemli bölge. Bu nedenle Katalonya’nın ulusal takımı olarak kabul edilen Barcelona, Katalan gururunun en önemli kaynağıdır... Barcelona, ifadesi anlamında çok farklı bir derinliği taşırken başarılarıyla da tarihe altın harflerle yazılır. Pek çok zaferi var ama en göze çarpan nokta, Avrupa kupalarının başladığı 1955’ten beri tüm kupalara katılan tek takım kimliğini taşıyor olması.... Tribünlerde 90 bin seyirci...Ve galibiyet umuttan öte bir temsilin gücü... Bu sezon sadece 3 kez yenildikleri takımlarıyla yeni zaferler için hazırlar ve haykırıyorlar... “Barcelona... Barcelona... Viva (çok yaşa) Barcelona...” Aslında şarkı çok ama çok uzun, sayfa yetmeyecek ama içeriği ve sahaya ilk çıkarken futbolcularda uyandırdığı his müthişmiş... “Kaynak Xavi...” Katalanlar’ın özgürlük bayrağı B 5 BİNİNCİ GOL MESSI’DEN GELDİ ...Ve İspanya Ligi’nde Barcelona da ‘5000’ler kulübüne girdi. 2441 maçta 5042 gol atan Real Madrid’in ardından Bordo Mavililer de Racing Santander’i Messi’nin golleriyle 21 yenerek La Liga’da 5000 gole ulaştı. Katalan temsilcisinin ilk golünü 12 Şubat 1929’da Manuel Parera (R.SantanderBarcelona: 02) atarken, Arjantinli yıldız Messi de 5000. golü kaydederek tarihe geçti. Barcelona’nın 1000. golünü Marcos Aurelio (22 Ekim 1950/BarcelonaLerida: 61), 2000. golünü Pedro Zaballa (12 Ocak 1964/BarcelonaValencia: 40, 3000. golünü E.Castro Quini (24 Ocak1982/BarcelonaCastellon: 43), 4000. golünü Guillermo Amor (9 Mart 1996/ValenciaBarcelona: 41) filelere gönderdi. NASIL KURULDU? 1899’da ‘Los Deportes’ dergisinde 22 Ekim’de yayımlanan bir duyuru yer aldı. Bu duyuru, İsviçreli bir işadamı olan Hans Gamper’in futbol maçları düzenlemek için istediği desteği belirtiyordu. Bunun üzerine 29 Kasım’da yerel bir buluşma sonucu ‘Barcelona’ kuruldu. Barcelona, ilk maçına 8 Aralık 1899’da Bordo Mavi formasıyla çıktı. Rakip İngiliz göçmenleriydi. Takımın ilk kaptanı Hans Gamper’dı. Barcelona’nın ilk karşılaşması 10 yenilgiyle bitti. Ve sonra bu mağlubiyet ders oldu. Belki yanan ateşle Avrupa futbolunda hiç sönmeyecek meşaleye dönüştüler... O tarihten bugüne pek çok serüven yaşandı ama bu yılki başarı hiç ama hiçbir şeyin ötesine geçmedi (Kupasal değerler bir kenara konularak yapılan değerlendirme bu tanımımız). Bu yıl sanki geçmişten bir yansıma... İlk hafta Numancia’ya deplasmanda kaybettikten sonra ‘La Liga’da hiç yenilgi almadılar. Geride kalan haftalarda 2 beraberlik dışında hep zafer, hep başarı... Bu başarının sırrını araştırırken eski isimlerle yolların ayrılmasıyla başlayan ilk adımı görmek gerek. Hollandalı teknik adam Rijkaard’la vedalaşıldı, takımın en önemli kozu Ronaldinho da yollandı. Yeniden yapılanmaya gidildi. 2006’da görevi Commission’dan alan başkan Laporta, farklı bir anlayışı benimsedi. Barcelona’yı Josep ‘Pep’ Guardiola Sala isminde birine teslim etti. Bu adı hepimiz oyunculuk kariyerinden çok iyi tanıyorduk belki ama ya teknik adamlık seyri? Barcelona (B) Takımı’nı çalıştırmaktan öteye gitmeyen bu serüvenden sonra (A) takım düzeyine çıkış, hem de dünyanın en gözde kulübünde ve 100 milyon Avro’luk bir transfer bütçesinin başına… İlk hafta ligde 17. sırada yer alan Barcelona adım adım yükseldi. İlk 5 haftada teknik adam kovan Türk takımlarının yöneticilerine duyurulur... 5. hafta sonunda sıralamadaki yer 5.’lik... Sonra çıkış sürüyor ve 9. haftada yakalanan liderlik bugüne dek taşınıyor. Öyle ki ülkede bir bahis şirketi Barcelona ’yı şampiyon ilan etti ve sezon başı bu tahmini yapanlara paralarını ödeme kararı aldı. Aslında yanlış da yapmadı. ‘Görülen köy kılavuz istemiyor...’ 19 golle Eto’o, 16 golle Messi ve 12 golle Henry, Katalan temsilcisinin bugüne dek ligde attığı 65 golün 47’sine imza attı. Bu gol sayısı pek çok Avrupa ligi liderinin çok ötesinde... Gençlere güven geldi. Kupa maçlarında ‘Bojan’ ismi yıldızlaşırken klas ayaklar dinlendi. Avrupa karşılaşmaları öncesi dinlenme sürecini ve adeta topladıkları puanlarla ligde kaybetme lükslerini yakaladılar. Barcelona’ya tarihinin en golcü teknik adamı hüviyetiyle inanılmaz başarı getiren Guardiola, ligde 3.09 gibi müthiş bir gol ortalaması yakaladı. Başarılı çalıştırıcı, Messi’den öyle bir yararlanıyor ki forvetin sol ve sağ bölgesi ligde topu en yoğun oynadıkları yer. Barcelona kazanmaya alıştırdı. Nasıl mı? 9 Aralık’ta oynanan Şampiyonlar Ligi’ndeki S.Donetsk maçından beri yenilmiyorlar. Ve son 10 maçta Kral Kupası’nda Espanyol beraberliği dışında tüm karşılaşmaları kazandılar. BAKINCA Yazarımız Serdar Kızık yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına ara vermiştir. S ER D AR KIZIK 4