Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR ‘UğurluUğursuz’ Derken Şimdi ‘İşlevsiz’ Oldu Projesi ilk açıklanırken Balkanlar’ın 3., Türkiye’nin en büyük stadı olacağı söylendiğinde ülkemizdeki ‘büyük stat’ özleminin de sona ereceği düşünülmüştü kuşkusuz. 1971’de Akdeniz Oyunları İzmir’de yapılacaktı ve bu stat bir an önce yetiştirilmeliydi. Kemal Uzan’ın müteahhitliğini yaptığı, projesi mimar Harbi Otan’a ait tesis inşaatında çıkan yangınla birlikte oyunlar tehlikeye girince herkes, “Bu işte var bir uğursuzluk” diye mırıldanmaya başlamıştı ki dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in talimatıyla çıkarılan ek ödenekle stat, Akdeniz Oyunları’na güçlükle yetiştirilmişti. Artık bizim de 75 bin kişilik stadımız olmuştu. Evet, bildiğiniz İzmir Atatürk Stadı’ndan söz ediyoruz... Akdeniz Oyunları sonrası salt ulusal maçlarda ve 3 büyüklerin İzmir’e gelişlerinde futbola açılan Atatürk Stadı’nda öyle güzel günler ve maç heyecanları yaşandı ki bu kentin spor ve de futbol tutkunları yıllarca uslarından silemediği anılarını çocuklarına, yakınlarına ve bu heyecanı yaşayamayan arkadaşları ve dostlarına anlatmakla yetindi. UNUTULMAYAN GÜNLER Unutamadılar, 80’lara alıştığımız ve bir türlü yenemediğimiz Polonya’yı İzmir Atatürk Stadı’ndaki ilk ulusal maçta Cemil Turan’ın golüyle 10 yendiğimiz takımı. O maçın diğer kahramanları Vedat Okyar ve Ayfer Elmastaşoğlu’nu... Unutamadılar, bir gece özel maç da olsa 80 bin kişinin adeta salkım saçak izlediği 11’lik K.İrlanda karşılaşmasını ve Metin Kurt’un futbol resitalini... ‘Şerefli beraberliklere ve yenilgilere’ alıştığımız günlerdi!.. İzmir Atatürk Stadı’nda alınan her başarılı sonucun ardından stadın yapımında kullanılan, “Var bir uğursuzluk” söyleminin yerini artık ‘uğurlu stat’ almıştı. Ve böylece her ulusal maç İzmir’de oynanır olmuştu... Ege’nin her köşesinden İzmir’e akın eden futbolseverlerin ‘Amigo Sarı Yaşar’ önderliğinde oluşturduğu büyük koronun gösterisi kenti çevreleyen dağların eteklerinde yankılanıyordu. Bu gösterideki insanlar elbette unutamıyordu Göztepeli Fuji Mehmet’in golüyle alınan İzmir Atatürk Stadı. İsviçre galibiyetini; kaptan Ziya’nın önderliğinde sunulan futbol gösterisiyle 52’lik Bulgaristan zaferini... Ve kuşkusuz unutamıyorlardı kaleci Rasim’in devleştiği ve yağmurun hiç durmadığı maçta o günlerin en başarılı Blohin’li SSCB’yi 21’le geçen takımla Mustafa Denizli yönetimindeki takımın İngiltere’yle 00 berabere kaldığı karşılaşmayı... Yeni gözde rugby Futbol Kulübü’ ismini alıyordu. Bugünse faaliyete devam eden ‘rugby’ kulüpleri bu tanımlamayı kullanmaya devam etmektedir. ‘Futbolun beşiği’ diye isimlendirilen İlginç olan bir başka nokta ise ‘futbol’ İngiltere’de son yıllarda ‘rugby’ye olan ilgi kelimesinin halen bazı ülkelerde ‘rugby’ ya bir hayli arttı. Geçen hafta sonu 50 bin da ‘Amerikan futbolu’ yerine kişinin izlediği Harlequins Leicester maçı kullanılmasıdır. Türkiye’de Rugby Ligi 2626 biterken sahada ve tribünlerde (profesyonel) 1945’te kuruldu. 1947’de görsel bir şölen vardı. Bizde bir türlü F.Bahçe’nin G.Saray’ı 120 yenmesiyle Sarı yaygınlaşamayan bu spor dalına olan ilgi Kırmızılılar rugby takımını kapatır ve diğer Fransa, İngiltere gibi ülkelerde hızla kulüpler de bu yolu izler. Böylece tırmanmakta... İngiltere’nin Rugby Türkiye’de profesyonel rugby, başladıktan kentinde aynı isimli okulda doğan bu spor kısa bir süre sonra durur. Ülkemizde ilk 1823’te ortaya çıktı. Okulda öğrenci olan resmi rugby maçı ise 24 Kasım William Webb Ellis’in 2007’de Kadıköy’le Bakırköy rugby futbol oynarken eğlence kulüpleri arasında oynandı. amaçlı topu eline alıp ‘Rugby’ye önem veren ve koşması ve Türkiye’de gelişmesi için çaba arkadaşlarının onu harcayan Saint Benoit Lisesi yakalamaya çalışması Müdürü Luc Vogin, “Bu spora 10 sonucu ortaya çıkan bir yaşımda başladım. Kolejde, lisede spordur rugby... Bu oyun ve üniversitede oynadım. Lise şeklini çok sevmişler ve yıllarımda profesyonel olarak futbolu bırakıp ‘rugby’ kulüpte de yer aldım” dedi. oynamaya devam ‘Rugby’nin Türkiye’de çok fazla ederler. Amaçları herkesi tanınmadığını, tanıtımın yetersiz geçip sayı yapmaktır. olduğunu söyleyen Vogin’e göre Kısa sürede popüler hale HARLEQUİNS LEİCESTER gelen ‘rugby’, artan kulüp MAÇINI 50 BİN KİŞİ İZLEDİ. bu spor yavaş da olsa kulüplerde ve liselerde yayılmaya başladı. sayısı nedeniyle ‘Rugby Bunun iyi olduğunu belirten Luc Birliği’ne dönüşür. ‘Rugby’nin bugüne dek Vogin, “Çünkü rugby hayatın resmidir. gelen temel kuralları bu birlikte Dayanışmanın önemini ve kolektif çalışmayı, oluşturulmuştur. Rugby Birliği, ‘rugby’nin sonuç ne olursa olsun rakibini kutlamayı en gelişmiş en popüler en çok oynanan öğretir. Bu davranış şeklinin sporda önemli şeklidir. Daha çok Pasifik Adaları’nda olduğunu düşünüyorum. Samsun ve oynanan bu oyunun en önemli merkezi Mersin’de de rugby takımları var. Ayrıca Yeni Zelanda’dır. Önce İngiltere’de yayılan ben de faal olarak İstanbul Ottomans’ta bu spor dalı daha sonra İngiliz oynuyorum. Türkiye Ulusal Rugby sömürgelerinde yayılmaya başlar. ‘Rugby’, Takımı’nın kadrosuna iki oyuncumuz Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılın sonlarına (Oğulhan Kabadayı ve Emir Jon Erden) doğru yabancı uyruklular tarafından çağırıldı. Ancak henüz resmi bir maça oynanmaya başlar. O dönemde ‘rugby’ ve çıkmadılar. Saint Benoit olarak onlarla gurur futbol takımları arasındaki ayırım tam duyuyoruz” diye konuştu. olarak yapılmadığından ekipler ‘Rugby COŞKUN GÜLBAHAR HAVASINI YİTİRMİŞ !.. O günlerde İzmir’in Ulusal Lig’de Altay ve Göztepe gibi başarılı takımları vardı. Karşıyaka bir geliyor bir gidiyor; 2. Lig’de takımlar şampiyonluk yarışının içinde yer alıyordu. Anlayacağınız futbol heyecanı bir başka duyumsanıyordu. Ne zaman ki İzmir’in Süper Lig’de takımı kalmadı, futbol heyecanı düştü. İşte o zaman eleştiri oklarının hedefi olan federasyon yönetimleri de İzmir’e küstü. Ülkenin en büyük stadının bulunduğu kente resmi anlamda ulusal maç verilmez oldu; 2 yılda bir de olsa özel maç ve Türkiye Kupası finallerinin bazılarını oynatmak gibi göndermelerin dışında İzmir görülmez oldu. Şimdi öğreniyoruz ki bir dönem ‘uğurlu’ saydıkları, seyircisinin etkileyici olduğu bu stat işlevini yitirmiş. Bu stada uzun vade için onarım yapılmasına, ortaya çıkacak gidere karşılık olarak 3035 bin kişilik yeni bir stat yapılması daha uygunmuş!.. İzmir’in artık bu çapta bir stada gereksinimi varmış!.. Üstelik bunu söyleyen Futbol Federasyonu’nun İzmirli başkanı Mahmut Özgener... Bir başka bomba da Ulusal Takım Teknik Direktörü Fatih Terim’den geldi doğal olarak. Atatürk Stadı’nda çok ulusal ve lig maçı oynamış olan Terim de “Benim oyunculuğum dönemimde de biliyorduk ki bu stadın seyirci bütünleşmesi yok. İzmirliler kesinlikle alınmasın ama bir ambians yok bu statta. O nedenle gelmiyoruz. Günümüz futbolunda seyircinin etkisini unutmamak gerekiyor” diyerek bir anlamda Özgener’e destek oldu... Şimdi şubatta Fildişi Sahilleri’yle oynanacak özel maçı İzmir’e verdiler. Yani bir parmak bal çaldılar çok isteyenlerin ağzına... 38 yıllık koca stat yetkili ağızlarca işlevsiz olarak nitelendiriliyorsa, geçmiş uslarından silinip gidiyorsa biz ne diyelim ki? Tek kelimeyle yazık, hem ne yazık!.. eposta: n.tokdemir@hotmail.com 13