Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türk futboluna yeni yüzler çıkaracağım Oynadığınız tüm takımlarda başarılı oldunuz. Galatasaray dışında... A.E.: Bir büyük camiadan diğerine geçmek kolay bir iş değil. Bunu bir neden olarak görüyorum. Ancak Galatasaray’da hayatımda yaşamadığım kadar sakatlık yaşadım. Bu nedenle başarılı olamadım. Şunu söylemeden geçmeyeyim. 15 yılıma büyük bir damga vuran A Ulusal Takım Antrenörü Fatih Terim Hocam’a teşekkür ediyorum. Trabzonspor’un bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? A.E.: Trabzonspor altyapısından da eskisi gibi oyuncu yetişmiyor. Trabzonspor’un her anlamda gücünü kaybettiğine inanıyorum. İyi olsalar bu kadar agresif hareketlerde bulunmazlar. Futbolun saha içinde kalması gerekirken mücadelenin başka yerlere çekilmesine son derece karşıyım. Trabzonspor gün geçtikçe kan kaybediyor. Sizden sonra ulusal takımda da sol bek sıkıntısı yaşandı... A.E.: Ulusal takımı o zamanlar Ergün Pembe, Hakan Ünsal, Abdullah Ercan taşırdı. Yerimize geçecek kişiler bizden daha iyi olmalılardı. Hepimizin yaşı da aynı olduğu için yerimize kimse yetişmedi. Ulusal takımdaki sol bek sıkıntısının nedeni bu... Türk futboluna emeğiniz ne yönde devam edecek? A.E.: Kısa bir süre önce futbolun içindeydim. Şimdi dışarıda olmayı öğreniyorum. İdeallerim var. Türk futboluna yeni yüzler çıkaracağım. Milyon dolarları yabancılara verdirmeyeceğim. Türk futboluna bir şey kazandıracak yabancıya kapımız her zaman açık ama milyon dolarlık oyuncu yerine bizim Mehmet’imiz oynasın. C SPOR FUTBOL MART SALI SPOR POLİTİKASI F.Bahçe’de Disiplin Yok HİKMET ÇETİNKAYA Lig lideri Galatarasay, Fortis Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’yi 21 yenerek yarı finale yükseldi... Sarı Kırmızılılar şimdiye dek kupadan 1 milyon 200 bin dolar kazandı, futbolcular da 20 bin dolar aldı... Maçı izledim... Fenerbahçe hatalarla dolu, disiplinsiz bir takım kimliğindeydi... Fenerbahçe topu hiç ama hiç kullanamadı... Mahalle maçı havasında bilmem kaç milyon dolarlık bir takım neden bu denli yavaş futbol oynar anlamış değilim... Maçın gergin ve sinirli geçeceği belliydi. Maça o havada başladı. Dakikalar geçtikçe önce sarı sonra kırmızı kartlar çıkmaya başladı... Sahadaki gerginlik, seyircilere yansıdı... TV’den izleyenler sinir küpü oldu... Lugano ilk sarı kartı neden gördü? Ben anlamadım, Can Bartu da anlamamış... Spor yorumcularının ortak görüşü ise Gökhan Gönül’e gösterilen kırmızı kartın ağır olduğu yönündeydi. İkinci sarı kart doğruydu Lugano için. Ardından da kırmızı geldi. Lugano, hep yapıyor bu hareketi hakemlere: “Gözüne gözlük...” Elleriyle bir hareket!.. Bunu kim öğretti Lugano’ya? Tercümanları!.. Peki küfürleri... Tercümanları... Fenerbahçe kalecisi Volkan’a gelince... Ulusal takım kalecisine böyle bir saldırganlık yakışır mı? Kırmızı kartı haketti... Derbi geride kaldı artık. Fenerbahçe Brezilya’nın arka bahçesini andırıyor. Fenerbahçe’de Portekizce, İspanyolca konuşan sekiz futbolcu var... Bir dostum anlatıyor: “Brezilyalılar Türkiye’ye geldiklerinde, merhaba, nasılsından sonra ne öğreniyorlar biliyor musun?” Gülerek yanıt verdim: “Herhalde Türkçe küfür etmeyi...” Dostum, hayır deyip yanıtladı: “Küfür etmeyi değil, Türkçe küfürleri öğreniyorlar.” Sordum: “O kadar mı?” Yanıt: “Türk futbolculara da İspanyolca, Almanca, İngilizce küfürler öğretiyorlar. Örneğin kaleci Volkan yabancı dil bilmez. Ancak, Portekizce, İspanyolca küfürleri öğrenmiş.” Doğru!.. Fenerbahçe kalecisi Volkan’a Lincoln anadilinde küfür edince ortalık karıştı... Volkan çılgınlaştı... Ne Hakan Şükür ne Ümit Karan ne de Fenerbahçeli oyuncular Volkan’ı zaptedemedi... Maç sonrası açıklamalarda ne diyor Volkan: “Aileme küfür etti, bu bir cinayet nedenidir...” Ben, Fenerbahçe’deki Türk futbolcuların eğitimini, sosyal yaşamını bilmiyorum... Türkiye’de futbolcuların eğitime gereksinimi var... Fenerbahçe futbolcularını eğitmeli... Ama nasıl? Aslında kolay!.. Bu işi Fenerbahçe’de bilenler var... Sinema, tiyatro, konser, kitap ve gazete... Biliyorsunuz gazetelerde salt spor ve magazin sayfaları yok... Ekonomiden politikaya; sinemadan tiyatroya dek değişik konularda yazılar çıkıyor... Ama Türk futbolcuları küfür öğrenmeyi yeğliyorlar... ULUSAL TAKIMDA VAZGEÇILMEZDI TRABZONSPOR’DA YILDIZI PARLADI F.BAHÇE’DE ŞAMPİYONLUK YAŞADI GALATASARAY’DA TUTUNAMADI 5