Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C T SPOR ALTERNATİF Feyyaz Yazıcı, kendinden yaşça büyük rakiplerini zorlanmadan geçiyor. MART SALI Futbolumuzun Lord’u Nevzat Güzelırmak G Yazıcı rakip tanımıyor ekirdağ’da geçen hafta yapılan Türkiye Gençler Judo Şampiyonası yıldızı parlayacak sporcular için çok önemliydi. Kazanılacak şampiyonluklar judoculara dünya ve Avrupa vizesini getirecekti. Belli ki herkes iyi hazırlanmıştı. Sporcusu, antrenörü, yöneticisi... Ama Avrupa ikincisi, Balkan ve Türkiye Ümitler Şampiyonu Feyyaz Yazıcı için bu şampiyonanın farklı bir önemi vardı. Çünkü o çoktan hedefini belirlemişti. 90 kiloda dünya ve Avrupa gençler judo şampiyonu olmak istiyordu. İlk basamak İstanbul şampiyonluğuydu, bunu başardı. Sıra Tekirdağ’daki Türkiye şampiyonluğuna gelmişti. Ancak rakipleri Yazıcı’dan 4 yaş büyüktü, turnuvanın en genç spocusuydu. Handikapları çoktu. Şampiyonadan bir hafta önce kendisiyle konuştuğumuzda, “Kendimi çok iyi hissediyorum. Şampiyon olacağım” demişti. Evet, o sözünü tuttu. Şampiyonluğa 4 rakibine hiç puan vermeden ulaşırken, 4 maçtan da ippon (tam puan) yaparak ayrıldı. Ayrıca Feyyaz Yazıcı, turnuvanın en hızlı ipponunu da yaparak bir ilke imza attı. Şampiyonluk sonrası çok mutlu olan Yazıcı, “Kulübüm İstanbul Büyükşehir Belediye’ye daha çok şampiyonluk kazandıracağım” diye konuştu. Bugünlere gelene dek çok çalıştığını söyleyen genç judocu “Her şampiyonluk yeni bir başlangıç. Dünyanın her yerinde Türk bayrağını göndere çektirmek için çalışıyorum. O günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Hayali Judoda en genç olimpiyat şampiyonu olmak” ifadesini kullandı. üzelim çocukluk yıllarımın anılarından silinmeyen bir takım ve yıldızları vardı... Her an onlarla kucaklaşmak, yan yana olmak ve fotoğraf karesinde buluşmak gibi... İzmir’de bize futbol sevgisini Avrupa çapında aşılayanlar onlar oldu... Mahalli liglerde ve sonrasındaki Milli Lig heyecanında ne kadar üstün oyuncu yarattıysa bu kent, Ulusal Lig’e geçiş sonrasında farklı bir heyecana tanıklık etti. O da Göztepe’nin Fuar Şehirleri Kupası (Bugünkü adıyla UEFA Kupası’nda) yarı finale yükselmesidir... Adlarını hiçbir zaman unutamayacağımız, “Onlar efsane” diyerek yücelttiğimiz Göztepe’nin kadrosunda bugün ayrıcalıklı kıldığımız Nevzat Güzelırmak vardı. Tribünlerden “İngiliz Nevzat” lakabı takıldığında, kendisi de şaşırmıştı ve bugün bile anlamlandıramaz. Nedir diye sorduğumuzda, yanıtı: “Bir maçta David Franko ağabeyimiz, benim uzun top kullanmamdan etkilenerek, kaldı ki Gürsel Abi de aynı stilde oynardı, ‘İngiliz Nevzat’ diye söz etmiş ve öyle kaldı. Bu tabii ki benim için önemli bir tanımlama” diye oluyor... O futbola semtinin, yani İzmir’in Kahramanlar dediğimiz yöresi yerleşik Çayırlıbahçe Kulübü’nde başladı. 15 yaşındayken 1. Amatör Lig’de oyuncuydu. Çevresi Altay ve Altınordulular’la dolu olmasına karşın bir yaz günü ÇayırlıbahçeGöztepe dostluk maçında takımı 52 kazanırken, kendisi de 2 gol atmıştı. Göztepeli Semih Bey, Sedat Çağlayan, Abbas Göçmen de kendisini izleyenler arasındadır ve teklif gelir... O günün Çayırlıbahçe yöneticileri Terzi Yahya, Mahmut Amca, Muhtar Cemil teklife onay verir ve Nevzat Güzelırmak 3 bin Türk Lirası karşılığı Göztepeli olur. Profesyonelliğe geçişte aldığı bedel ise 25 bin TL’dir. 40 kez ulusal formayı taşıyan İngiliz Nevzat, futbol yaşamındaki dönüm noktalarında Sebahattin Süvari, David Franko, Nüvit Reşat Selamioğlu, Şevket Filibeli, TOKDEMİR Ahmet Sevil, Zeki Çırpıcı, Abbas Güçlü, Ruhi Karaduman, Emin Çandarlı, Haşmet Uslu, Elhan Özgener, Turan Atav, Nuri Öz, Dr. Nuri Gözen, Ekrem Hakkı Özhan ve de en önemlilerinden biri Ahmet Cücen’in o efsane takıma koyduğu katkıları unutamıyor. Peki o efsane takımı yaratan güç neydi? Nasıl oldu da Türkiye Ligi’ne kök söktüren, Avrupa’yı sallayan bir takım olmuştu Göztepe? Bu soruların yanıtı için sözü sahibine Güzelırmak’a bırakıyoruz: “O günün şartlarında öyle bir takım olmuştu ki, inanılamaz. Herkesin yürekten bir katkısı vardı. Bu şanslı kadro, bir de 5 dil bilen Adnan Süvari gibi bir insanın gelmesiyle farklı bir hava yakaladı. Bu hem onun hem de bizim şansımızdı. Düşünün o dönemde bütün arkadaşlarımız milli forma giyme şansı buldu. Gürsel abi, Gürel, Fevzi, Ali, B.Mehmet, K.Mehmet, Çağlayan, Sebahattin Kuruoğlu, Ali İhsan, Hüseyin Yazıcı, Ertan Öznur, Nihat, Halilv gibi bir kadroya, sonradan Özer, Fuji Mehmet ve K.Ali katıldı...” Güzelırmak’a göre bu takıma her gelen “gümüşse”, “altın” değerine ulaşmıştı. Hani haksız da değildi doğrusu... 197475 sezonunda aktif futbolculuk yaşamına son verip, sonrasında teknik direktörlüğe başladı futbolumuzun İngiliz Nevzat’ı. Antalyaspor, genç ve ümit ulusal takımlar, Boluspor, Bursaspor, Altay, Sarıyer, Göztepe, Konyaspor, Kayserispor, Afyonspor, Karşıyaka, Adana D.Spor, Aydınspor ve Kuşadasıspor takımlarını çalıştırdıktan sonra kendi deyimiyle “dur” noktasında işi bıraktı. Ona göre bu işi sürdürmek için istek ve hırs kalmamıştı; kendi dönemlerine göre futbol oyununda çok geriye düşüldüğüne inanıyordu. Hele İzmir ve Göztepe’nin yaşadıkları onu kahrediyordu. Yaşadığı kentte bugün Süper Lig’de bir takım olmayışı; Göztepe’nin Amatör Lig’de mücadele etmesi ve İstanbul’dan yönetiliyor olması en büyük sancılarıydı... Ama İngiliz Nevzat her şeye karşın İzmir adına geleceğe umutla, inanarak bakıyordu... Nevzat Güzelırmak, 1975 yılında futbolu bırakırken bir süre antrenörlük yaptı. 15