Katalog

C SPOR FUTBOL MART SALI EN ZAYIF İNGİLİZ SİCİMİ CHELSEA DENİZ ÜLKÜTEKİN C helsea, sahasında Rosenborg’la berabere kalıp Şampiyonlar Ligi’ne kötü başlangıç yaptığında Jose Mourinho, artık takıma bir şeyler veremeyeceğini düşünerek görevinden ayrıldı. Oysa daha sezonun başıydı ve alınan bu kötü sonuca karşın henüz kaybedilmiş bir şey yoktu. Ancak kulübün patronu Roman Abramovich’in yaz aylarında gerçekleştirdiği operasyon sonucunda kulübün futbol direktörlüğüne getirilen Avram Grant’ın altında çalışmak zorunda kalan Portekizli teknik adam, Stamford Bridge’de istenmediğinin farkındaydı. “Chelsea heyecan verici ve hücuma dönük bir futbol oynamalı” diyerek özetliyordu Abramovich operasyonun amacını. Onun gözünde bunu başaracak kişi ise Avram Gramt’tı. İsrailli teknik adam sınırlı tecrübeye sahipti ama Chelsea’nin başına geldiğine göre futbol dünyasında birçok arkadaşı olduğu kesindi. Yeni görevine başladığında ise patronundan duyduğu ilk cümleler “Basını umursama” ya da “Sonuna kadar arkandayız” değil, “Essien’i hücuma yönelik oynat”tı. Abramovich’in Stamford Bridge’de görmek istediği heyecan Avram Grant’ın ilk günlerinde sahaya yansıdı. Ancak bunun sebebi Chelsea’nin oynadığı harika futbol değil, zorla alınan galibiyetler ve puan kayıplarıydı. Sonraki haftalarda takım Mourinho’nunkine benzer bir futbol anlayışıyla sahada yer almaya başladı. Bu değişiklik sayesinde derhal toparlanan Chelsea, sezon başındaki hedeflerine geri döndü. Oynanan futbol ve alınan tek gollü galibiyetler Mourinho döneminden çok farklı değildi. O zaman bu değişikliğe ne gerek vardı? İngiliz futbol otoritelerinin birçoğu, Abramovich’in Avram Grant’ı gölge adam olarak kullandığı görüşünde. İddialara göre Rus işadamı, bir teknik direktörün yapması gereken hemen her şeyle ilgileniyor. Grant ise sadece maça çıkacak onbiri belirliyor. Oğluna antrenörlük dersleri veren altyapı hocası Brendon Rogers’ı da teknik kadronun içine alan Abramovich, takım üzerindeki etkisini her geçen gün arttırdı. Göreve geldikten sonra sadece 4 mağlubiyet alan Grant de istatistik anlamında başarılı olunca, Chelsea hem Premier Lig’de hem de Şampiyonlar Ligi’nde iddiasını kaybetmeden yoluna devam ediyor. Dünya çapında yıldızlardan kurulu kadrosuyla başında teknik direktörsüz sahaya çıksa bile birçok maçta galibiyet şansı rakiplerine göre daha fazla olan Chelsea, son haftalarda Frank Lampard’ın giderek yükselen formuyla çok daha iyi bir görüntü çiziyor. Özellikle alınan bol gollü galibiyetler; West Ham United, Derby County ve Olympiakos maçları sırasında oynanan futbol Roman Abramovich’in hayallerine yakındı. Ancak FA Cup’ta Barnsley ve Lig Kupası finalinde ezeli rakip Tottenham karşısında alınan mağlubiyetler, telafisi olmayan maçlarda hünerini gösteren Jose Mourinho’nun eksikliğini bir kez daha hissettirdi. Şampiyonlar Ligi’nde sadece 2 gol yiyerek Fenerbahçe’nin kendi kalesine attığından daha azını kalesinde gören Chelsea, dünyanın en iyi 3 kalecisi arasında yer alan Peter Cech ile kolay kolay yenilmeyecek bir takım görüntüsü çiziyor. Yine de taktiksel başarısıyla önceki maçlarda önemli rol oynayan Zico’nun yönetimindeki Sarı Lacivertli takım, güçlü rakibine karşı en azından saha kenarında bir adım önde olacak. 2