05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR ALTERNATİF EYLÜL SALI SPOR POLİTİKASI İki teker bir dünya T am tamına 116 bin 443 kilometre. Japon Daisuke Nakanishi, 9 yıl önce hayalini gerçekleştirmek için ailesini, arkadaşlarını, işini ve ülkesini geride bırakarak bisikletiyle dünya turuna başlamış. Bu turda dünyanın bin türlü halini de görmüş. Brezilya’da Pele’yle tanışmış, Afrika’da salgın hastalığa yakalanmış ama her şeyden önemlisi yüzbinlerce insanla tanışıp bir sürü dost edinmiş. Dediğine göre babası bunu tamamlaması gerektiğine inanıyormuş ve kendisine sınırsız destek veriyormuş. Annesi geçen bunca yıla karşın endişelenmekten vazgeçmemiş. Hesaplarına göre turu tamamlamasına 2 yıl kalan Daisuke Nakanishi, dünyayı gezerken Türkiye’ye de uğramayı ihmal etmedi ve uzun yolculuğunu bizimle paylaştı. Tura başlarken amacınız neydi? Bu benim hayalimdi. Öğrenciyken birkaç kez ufak turlara çıkmıştım ve çok güzel arkadaşlıklar kurmuştum. Hayalim bisikletle dünyayı gezmek, 120 ülkeyi ziyaret etmek ve 1 milyon arkadaş edinmekti. Bu yolculuğa ne zaman karar verdiniz ve nasıl bir yol izlediniz? Üniversiteyi bitirdikten sonra, 6 sene ekonomist olarak çalıştım. Bu süre içinde para biriktirdim. 13 Temmuz 1998’de Japonya’dan yola çıktım. Uçakla Alaska’ya gittim. Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Orta Amerika’yı geçtikten sonra Güney Amerika turuna başladım. Kolombiya, Ekvator ve Peru’yu bisikletle geçtim. 1999’da Peru’dan uçakla İsveç’in başkenti Stockholm’e geçtim ve 2000’e kadar Batı Avrupa’da biskilet sürdüm. Oradan Güney Afrika, 2002’de Güneydoğu Asya, Tayland, Kamboçya, Avusturalya ve Yeni Zelanda yönünde gittikten sonra tekrar Amerika kıtasına döndüm. 2005’te oradan Avrupa’ya geçtim. Bu kez Moskova’dan başladım ve İspanya dahil Avrupa’daki birçok ülkeyi gezdim. Tunus ve Kuzey Afrika’dan geçtikten sonra 25 Temmuz’da Bodrum’a geldim. Oradan İzmir’e geçtim. Türkiye’de son durağım ise İstanbul oldu. Yolculuğunuz sırasında nerelerde konakladınız? Genelde geceleri çadırımda geçirdim çünkü oteller çok pahalı oluyor. Merkezde kamp yapmak tehlikeli olduğundan çadırımı şehrin dışındaki çiftlik ve ormanlarda kuruyorum. Sık sık kötü koşullarla karşılaşıyor olmalısınız... Değişik ülkelerde farklı durumlar ortaya çıkabiliyor. Afrika’da kalırken salgın bir hastalık vardı ve ben de bu hastalığa yakalandım. O sırada birçok insan yetersiz sağlık hizmetleri yüzünden ölmüştü ama ben şanslıydım. Patagonya’da ise müthiş bir rüzgar vardı. Bisikletimi sürmek için rüzgarın durmasını beklemek zorundaydım. Orta Afrika’daki polisler ve askerler çok kötüydü. Sizden devamlı para talep ediyorlar. Afrika’daki yaşam koşullarından büyük ve modern şehirlerdeki hayata geçişte neler hissettiniz? Üçüncü dünya ülkelerinden birinden zengin ve yaşam koyulları iyi olan bir başka ülkeye gittiğimde kendimi kötü hissettim. Çünkü fakir ülkelerdeki konukseverlik çok daha fazla. Yine de birkaç gün içinde oradaki hayata da alışmayı başardım. Özellikle Avrupa’da varolan sosyal yaşam ve dünyanın diğer yerlerindeki farkları görmek nasıl bir şey? Avrupa’da bana dostça davranan çok fazla insan yoktu. Güneyde daha sıcakkanlı insanlar var. Bazı ülkeler ise tehlikeliydi. Sonuçta hepsi ilginç deneyimlerdi ve bunları gördüğüm için memnunum. Türkiye’de insanlar çok samimi ama Yunanistan tamamen farklıydı. İngilizce bilenler bile çoğunlukla benle konuşmaya yanaşmadı. İnsanlara selam verdiğimde kimse karşılık vermiyordu. Açıkçası Yunanistan’dan hiç hoşlanmadım. Hiç festival ya da protesto yürüyüşü gibi etkinliklere katıldınızmı? Rio Karnavalı’nda bulundum ama genelde o kadar aktif ve katılımcı biri değilimdir. En çok nerede bulunmaktan keyif aldınız? Güney Amerika’yı çok sevdim. Oradaki insanlar Türklere benziyor. Arkadaş canlısı ve açık fikirliler. Birçok insan bir şeyler yemeye ya da içmeye davet etti. Kara Öfke HİKMET ÇETİNKAYA Çağdaş futbol nedir? Evrenselliğin, sanayileşmesiyle gelinen noktadır. Peki Türkiye’de nasıl işliyor bu yöntem? Orasını sormayın... Kaan Ark, Cumhuriyet’te “Futbolun çirkin yüzünü” anlatırken şöyle diyor: “Türk futbolunun gelişimi için faciaların veya işlenen cinayetlerin artması beklenmeden acil ve radikal tedbirler alınması gerekmektedir. Türk futbolu her anlamda dibe vurmuş konumdadır. Bu gelinen noktanın sebeplerini ve sorumlularını yukarıdan aşağıya sıralarsak tribün olayları ile taraftar fanatizmi listenin alt sıralarında yer alır. Spor medyası, federasyon hatta kulüpler Türk futbolundaki en büyük sorunu tribün olayları olarak gösterir, televizyon dili ile sahalarımızda görmek istemediğimiz olayların failleri üzerine yoğunlaşırlar. Olayların azmettiricilerini, bu çarpık sistemin başındakileri baş tacı ederler. Oysa Türk futbolunun gelişmiş Avrupa ülkelerindeki gibi şiddet, ırkçılık ve ayrımcılık gibi sosyal sorunları bu ülkelere nazaran daha düşük düzeydedir. Türk Futbolu ile ilgili sorunlara çözüm ararken büyük resme bakmak gerekiyor. Devlet, federasyon, kulüpler, taraftarlar ve medya hep beraber yaşanan sorunların ve çözüme kavuşturulmamış problemlerin paydaşlarıdır. “ Bir başka önemli konu aynı bağlamda... Spor kulüplerini destekleyen holdingler... Manisaspor ve Şekerspor... Adnan Dinçer ne diyor bu konuda: “Birinci konu Vestel şirketinin Manisaspor’dan siyah mendil sallayarak ayrılması... Haluk Çubukçu’nun açıklamaları... Ardından KC Grup Başkanı Hızır Demir ‘in Şekerspor’u bırakması... Böylesine güçlü iki sponsor firmanın ‘Futbol kirliliği ve ahbapçavuş ilişkisini’ neden göstererek ayrılmaları futbolumuz için büyük kayıptır. Haluk Çubukçu, ‘Temiz ve adaletli bir futbol için çekildik. Birçok şeyin değişmeyeceğini anladık.. ve kirliliğin olduğu yerde biz yokuz’ diyor. Çok önemli hedefleri olan 7 yıllık bir nikâh böylece son buluyor. Aslında geçen sezon Ersun Yanal ‘ın ayrıldığı olaylı karşılaşmadan sonra Vestel grubunun içine bir burukluk girmişti. Amaçlarını engelleyen, hedeflerini aşamayacak kadar önemli güçlerin varlığına karşı son bir hamle daha yaptılar. Ancak gelinen son benim yıllardır buradan ve her yerden haykırdığım gerçektir. Futbolumuz çok önemli bir süreç yaşamaktadır. Bunu artık herkes bilmekte ve tribünler hukuktan umudunu da kesmişlerdir. Herkes kazanmak için her yolu geçerli ve karşısındakini aptal yerine koydukları gereksizliklere yöneldiği için etik değerlerin alt edildiği bir dönemde yaşamaktadır. Bu sadece bu günün ürünü değildir. Bu durum en sevdiğimiz eğlencemiz olan futboldan bizi soğutuyor. Ülkemiz için çok önemli bir sponsor bunu şampiyonluk veya benzeri bir başarı için ortaya koymuyor. Sporun ilkelerine ters düşen kararlarla ortamı yönlendirenlere verdikleri mesajların anlam ifade etmemesi onlarda yılgınlık yaratmış ve kimse anlamsız bir görüntünün peşinde koşmayacağını kanıtlamak için bu karar alınmıştır. Korkarım diğer sponsorların da kafaları bu açmazla meşgül. Bunu idrak etmezsek çok kötü günler bizi bekliyor demektir.” Türkiye’de futbol işte böyle!.. Gelişmekte olan ülkelerin alın yazısı!.. Japon bisikletçi Daisuke Nakanishi, efsane futbolcu Pele’yle birlikte. TJK’DAN HAZIR ALTILI GANYAN T ürkiye Jokey Kulübü’nün Altılı Ganyan’ı kolaylaştırmak ve hiç bilgisi olmayanlara dahi altılı oynatmak için hazırladığı “Hazır Altılı” başladı. Ganyan bayileri ve hipodrom gişelerinden oynanmaya başlanan Hazır 6’lıda sistem yüzlerce kombinasyonu yarışsever için değerlendirerek kazanması en yüksek kuponu otomatik olarak dolduruyor. Hazır 6’lı 3 değişik şekilde oynanabiliyor. Yarışsever oyun içeriğine hiç karışmaksızın terminal operatörüne oynamak istediği tutarını ve bahis türünü söylemesi yetiyor. Satış terminali yarışseverin belirttiği tutara eşit veya en fazla yüzde 10 eksik bir miktarda bahis bileti üretiyor. Yarışsever at yarışı kuponundaki bazı ayakları kendisi oynayabilecek; diğer ayakların sistemin doldurmasını da isteyebilecek. 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle