Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C D E N İ Z SPOR FUTBOL Lİverpool. EYLÜL SALI i Iyi günde de kötü günde de SPONSOR Ü L K Ü T E K İ N S ponsorluk, futbolda büyük hedeflere oynayan takımlar için artık vazgeçilmez bir gereksinim haline geldi. Doğru yapılanma ve yönetim anlayışı içerisinde yapılan ortaklıklar ise dünyanın dört bir yanındaki kulüpler için büyük kaynaklar sağlıyor. Ancak Türkiye’de KC Group ve Vestel’in aynı günlerde yatırımlarını çekmesi gibi başarısızlıkla sonuçlanan sponsorluk yatırımları da bir hayli fazla. Avrupa’nın birçok ülkesinde sponsorluk ve dev firmaların futbola yatırım yapması oturmuş bir sisteme dayanıyor. Dolayısıyla bu ortaklıklar artık herkes tarafından benimsenmiş durumda. Almanya’nın ünlü ilaç firması Bayer’in bünyesinde kurulan tam 103 yıldır faaliyet gösteren Bayer Leverkusen ülkenin köklü kulüplerinden biri. Her ne kadar diğer takım taraftarları tarafından plastik kulüp olmakla itham edilse de Almanya’daki yeri ve geleneksel kulüp yapısı tartışılmaz. Hollanda’nın en başarılı takımlarından PSV Eindhoven, dünyanın en büyük elektrik firmalarından Philips’in desteğiyle yaşıyor. 1913’te kurulan PSV Eindhoven, yıllar boyunca gerek ülke gerekse Avrupa çapında kazandığı başarılarla ve yetiştirdiği futbolcularla firmaya parayla ölçülemeyecek bir değer kazandırdı. Philips ayrıca kulübün maçlarını oynadığı stada da ismini vererek kendisi için başka bir reklam kaynağı yarattı. Ancak her sponsorluğun başarılı olduğunu ya da taraftarları memnun ettiğini söylemek çok zor. Avusturya’da 2005 yılında Red Bull’un Austria Salzburg’u satın almasından sonra gelişen olaylar çok farklı boyutlara vardı. Firma, kulübü aldıktan sonra resmi internet sitesinde bunun yeni bir oluşum olduğunu ve Austria Salzburg’la hiçbir bağlantısı olmadığını belirten bir yazı yayımlandı. Ayrıca MenekşeBeyaz olan renkler de KırmızıMaviBeyaz olarak değiştirildi. Taraftar grupları bu olaydan hiç hoşnut değildi. Uzun süre durum protesto edildi. Taraftarların isim değişikliğıiyle ilgili bir sıkıntısı yoktu. Çünkü kulüp daha önce Casino Salzburg ve Wüsternot Salzburg isimleriyle mücadele etmişti. Fakat 72 yıllık tarihin bir anda silinip atılması büyük bir sorun teşkil ediyordu. “Salzburg her zaman Menekşe Beyazdır” isimli kampanya, Avrupa çapında futbolun ve taraftarlık kültürünün şirketler tarafından yok edildiğini düşünenler tarafından büyük destek gördü. Ancak yönetimle yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine tam 16 taraftar derneği bir araya gele rek MenekşeBeyazlı, Austria Salzburg adında bir kulüp kurdu. İngiltere’de sponsorluk anlaşmaları yerine Abramovich ve Glazer gibi zenginlerin kulüpleri satın alması moda haline geldi. Manchester City ve Liverpool da bu sene satılan kulüpler arasına katıldı. Manchester United taraftarları, Glazer’ın kulüplerini satın almasını protesto etmek için FC United adında bir takım kurdu. Zamanla tıpkı Austria Salzburg gibi endüstriyel futbola karşı olan tüm Manchester United taraftarları tarafından desteklenmeye başlanan kulüp, Amatör Lig’de mücadele etmesine karşın maçlarını çok büyük taraftar kitleleri önünde oynuyor. Tüm bu örnekler de gösteriyor ki yerleşmemiş ve kurumsal hale gelmemiş sponsorluk yatırımları, futbolda kalıcı olmaya çok müsait değil. Taraftarlar tabii ki takımlarının başarılı olmasını istiyor ama kendi köklerinden uzaklaşmak pahasına değil. İtalya’da yaşanan şike skandalından sonra ligden düşürülen Juventus’un sponsoru FİAT, takımdan desteğini çekmeyi düşünmedi. Çünkü bir anda desteği çekilen takım büyük maddi zorluklar yaşamaktan kurtulamıyor. Göztepe’nin yaşadığı sorunlar da kulübe sponsor olan Yeni Asır gazetesinin TMSF’ye devredilmesinden sonra başlamıştı. Bunun tam tersi bir örnek ise İtalya’da yaşandı. 90’lı yıllarda Parmalat firmasının desteğiyle Avrupa’da fırtına gibi esen Parma, adı geçen firmanın batmasıyla sıkıntılı bir döneme girdi. Doğru kulüp yapısı sayesinde eski başarılı günlerinden uzak olsa da Serie A’da tutunmayı başardı. Sponsorluk da taraftarlık gibi iyi günde ve kötü günde takımın yanında olmayı gerektiriyor. PSV Eindhoven. Bayer Leverkusen. 2