Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘ Futbolda kırmızı alarm N E YM İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN HAFTANIN S Ö Z Ü F utbolun temel taşları kulüplerin giderek artan borçlarına paralel olarak gelirlerindeki düşüş de kırmızı çizgiyi aşmış durumda. Tribünlerdeki koltukların giderek boşaldığını görmüyor değiliz. Ama onun yanında seyircilerin taşkınlıkları ve bir türlü vazgeçemedikleri küfürleri ve ellerine ne geçerse sahaya atmaları da ‘bumerang’ gibi gelip sonunda kendi kulüplerini vuruyor. Gelen astronomik para cezalarıyla seyircisiz oynanan maçlar da kulüplerin gelirlerini adeta yok ediyor. Kulüplerin dayanakları İddaa ve naklen yayınlara kalıyor. Yeni çıkan yasayla İddaa’nın dağıttığı paralar biraz daha artarken, kulüplere gidecek nakit akışı da o oranda azalacağa benziyor. Naklen yayın ihalesinde de geçen yıllara göre büyük bir artışın söz konusu olamayacağı söyleniyor. Bunların ne derecede gerçekleşeceği belli değil. Ancak umut verici sözler de yok değil. Özellikle naklen yayında yabancı bankaların Türkiye piyasasına girmesiyle rekabetin futbolun yararına olacağı da uzak bir olasılık değil. Bizde durum böyleyken Avrupa açıkça kan ağlıyor. Real Madrid borçlarından kurtulmak için tesislerini satmaya çalışırken, İtalya’da Fiorentina, Inter, AC Parma, AS Roma ve SS Lazio iflasın eşiğinde... Ingiltere’de kulüpler futbolcuların maaşlarını yüzde 30 indirmeye giderken, kimi kulüpler de yandaşlarından bağış toplamaya hazırlanıyor. Futbolda kriz haberine bir not daha eklemek istiyorum. Brezilya’da kulüpler kapanma tehlikesi yaşarken, ellerindeki en iyi ve vazgeçilmez futbolcularını Avrupa’ya pazarlamaya çalışıyor. Bizim ligimizde oynayan ve 2 milyon doları beğenmeyen Brezilyalılara duyururuz. KAYIKÇI KAVGASI MI DİYELİM? 6 Ocak tarihli spor sayfalarında Ankaragücü Kulübü Başkanı Cemal Aydın’la Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki bir tartışma yer almıştı. Gökçek Cemal Aydın’a, ‘’Sen Başbakan’ın desteğiyle kulübe başkan oldun’’ diyor. Cemal Aydın da Gökçek’e, ‘’Sen kulüp başkanı değil belediye başkanısın. Benim muhatabım değilsin” diyordu. Sonra da ‘’Senin Ankaraspor’a desteğin yok. Sen cebinden para mara vermedin. Hasan’ın, Cemal’in vergilerini götürdün’’ diye sözüne devam ederken, ‘’Bak kardeşim’’ diye sözünü kesen Melih Gökçek’e, ‘’Bana kardeşim deme, Benim 5 kardeşim var’’ diye yanıt veriyordu. Sonraları laf döndü dolaştı ve “yalan konuşuyorsun’’lara, ‘’şerefim üzerine yemin ederim ki’’lere dönüştü. Aradan 2 ay geçti, her şey unutuldu. Galiba TV’deki konuşmalar ve spor sayfalarındaki boy boy haberler kayıkçı kavgası mıydı, yoksa Türk TV’lerindeki karşılıklı suçlamaları, ağız kavgası yapmaları bir senaryo şov muydu? Unutuldu gitti, medya da unuttu. Ama bizim kara kaplı kitapta o sözler olduğu gibi duruyor. Daha uzun süre de kalacak. BÜYÜKLERE HOŞGÖRÜ İNGİLİZ MEDYASI KABAK TADI VERDİ İ ngiliz basını Emre’ye takmış kafasını, ille de ‘’ırkçı’’ damgası vuracak. Eh bizde de olduğu gibi medyadaki yandaşlarının lafına bakan İngiltere Futbol Federasyonu da bu işi iş edinmiş. Son olayı çocukları bile güldürecek cinsten. Biliyorsunuz, federasyon açtığı soruşturmada futbolcuların herhangi bir şikayeti olmadığını görünce bu kez seyircilere başvurmuş. Galiba orada da yapılan iddialar İngiliz polisi tarafından ciddiye alınmamış. İngiltere Futbol Federasyonu son olarak gazetelere ilan vermiş... Türk futbolcu Emre’nin ırkçılıkla ilgili sözlerine tanık olup da şikayet edeceklerin federasyona başvurmasını istemiş. Yani ilan yoluyla şikayet siparişi... Bugüne dek duyulmamış bir olay. Futbolun beşiği İngiltere’de İngilizlerin düştüğü duruma bakın. Yazıklar olsun. ‘’Yazıklar olsun’’ lafını sadece ben söylemiyorum, İngiltere’nin en ciddi gazetesi Guardian da ‘’Yetti artık sıktınız’’ diyor . Daha önce de yine bu köşede yazdığım gibi İngiliz medyası İngiltere’de futbolu adeta işgal eden siyahlara karşı beslediği kini Emre’nin ağzından söyletiyor. 3 aydan beri ağızlarına sakız etmelerinin nedeni de olayı sıcak tutmak... Emre’nin takım arkadaşları olsun diğer takımların futbolcuları olsun şikayet eden yok ama bu suçlama ısrarı Guardian gazetesinin dediği gibi engizisyon işkencesine benziyor. Şimdi 19 Mart’ta Emre, İngiltere Futbol Federasyonu’nda savunmasını yapacak. Türkiye Futbol Federasyonu da o savunma için Emre’nin yanına en az 3 avukatını göndermelidir. Emre’ye verilecek ceza bir şekilde Türkiye’yi de suçlamaya yöneliktir. Geceyarısı Ekspresi’nin dünyadaki yankılarını unutmayalım. Ama ne yazı ki o filmin senaryosunun ‘hayali’ olduğunu itiraf eden yönetmenin açıklaması nedense medyamızda fazla ilgi görmedi. Ne diyelim, her şeyi kabul eder gibi bir halimiz var galiba. Y andaşlarına güvenen büyük kulüplerimiz, kulüplerinin bir bölümünü halka açtı ve SPK’yle İMKB’ye bağlandı. Böylece yasaya göre kulüp şirketleri her türlü mali hareketlerini bu iki kuruluşa bildirmek zorunda... Ama sağdan soldan gelen seslere bakılırsa kulüplerimizin transfer ücretlerinden tutun da gelir ve gider tablolarına, banka borçlarına dek yapılan açıklamalar gerçek değilmiş. Bunu ben değil, maliyeciler de söylüyor. Buna “Halka açılan kulüplerimiz yandaşlarının sevgisini sömürüyor mu?”, yoksa “Yasal bu iki kuruluşun hoşgörüsüne sığınıyorlar mı?” diyeceğiz. İMKB ‘nin açıklamasını istemek sanırım kamuoyu adına hakkımız... 20 ‘ ARTHUR ZICO (FENERBAHÇE TEKNİK DİREKTÖRÜ) Medyada yazılan her şeye kafayı takarsam başıma bir silah dayayıp bu dünyadan gitmem gerekir.