26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR KAYAK GÜREŞ MART SALI KAR ÜSTÜNDE ALTINA HÜCUM A LT E R N AT İ F ‘Rating’ Uğruna Kaybolanlar BARBAROS ÇIDAL B OKAN AY B ugüne dek ülkemizde düzenlenen ilk tırmanma yarışı olan Redbull Altına Hucüm’da usta kayakçılar ve snowboardcular yeteneklerini konuşturdu. Bolu Kartalkaya’nın Dorukkaya pistlerindeki yarış büyük bir heyecana sahne oldu. 121 sporcunun katılımıyla yapılan yarışta kayak ve snowboardcular toplam 6 km. uzunluğunda olan parkurun 3.5 km.’sini kayarak, 2.5 km.’sini tırmanarak tamamladı. Yarışın en zorlayıcı ve kondisyon gerektiren kısmı olan 2.5 km.’lik trekking bölümünde hızlı olmayı başaran sporcular podyuma çıktı. Erkeklerde Yasin Yükseler birinci olurken, Fethi Uludağ ikinciliği, Ömer Karslı da üçüncülüğü elde etti. Yarış sonrası konuşan ulusal sporcu Yasin Yükseler; kayak sporlarının Türkiye’de keyfen yapılan bir uğraşmış gibi görüldüğünü, bu durumun kayak sporunun gelişmesine engel oluşturduğunu, dayanıklılık isteyen bu branşta profesyonel sporcu yetiştirmek için çok çalışmak gerektiğini söyledi. Bayanlarda yarışı sadece 2 sporcu tamamlayabilirken; milli sporcu Hande Uludağ birinci, Neval Yaşar da ikinci oldu. Yarışlarda dayanıklılıkları ve becerileriyle zorlu parkuru bitiren ilk 3 sporcuya 3 bin 500 YTL değerinde altın dağıtılırken, ilk otuza giren sporcular da gelecek yıl yapılacak yarışlarda eleme turuna katılmadan direkt finalde yarışma hakkını elde etti. Parkuru 40’a yakın sporcu bitirirken, Universade 2011 Kış Oyunları’na hazırlanan bir ülkede yarışmacıların yüzde 70’inin yarışı tamamlayamaması kış sporlarındaki nitelikli sporcu azlığını bir kez daha gözler önüne serdi. ugün okuyacağınız yazının sporla direkt ilgili olmaması sizi şaşırtabilir ama içimde birikenleri sizinle paylaşmak istedim. Yaklaşık 13 yıldır televizyon işinin içindeyim ve 10 yıldır çeşitli gazetelerde sporun her dalı üzerine yazılar yazıyorum. Şu anda Kanaltürk Spor Müdürlüğü’nün yanında belki de kendimi en huzurlu hissettiğim ve dünya görüşüme en çok uyan yerde, Cumhuriyet’de yazıyor olmam da ayrı bir sevinç. Bunları neden mi söyledim. Spor yazarlığı yapanlara ve ekranda spor programı yapanların ülkesinde yaşananlara duyarsız kaldığı ve maçtan, toptan başka birşeyi düşünmediğini sananların bir hayli fazla olduğunu düşündüğüm için olsa gerek. Herhangi bir meslekte çalışanlar nasıl ki ülke gündemini takip ediyor ve ilgileniyorsa işi spor olanlar da bunu yapıyor merak etmeyin. Spor hayatımızı güzelleştiren ve hoş vakit geçirmemizi sağlayan bir yan unsur. Futbolun özelinde konuşursak belki de bir tutku. İzlemek hatta oynamak bir keyif ve insanın hayatında önemli yer tutması da doğal. Ama benim sürekli olarak söylediğim gibi kesinlikle hayatınızın amacı olmamalı. Maçı izleyip hatta ertesinde konuşup, tartışıp, şakalaştıktan sonra gerçek hayata dönebilir ve ülkenizde, dünyada neler olduğunu görebilirseniz o zaman ne yaptığını bilen sorumlu bir birey olabilirsiniz. Buraya kadar derdimi anlatmış olmayı dileyerek asıl söylemek istediklerime geçelim.Hepinizin bildiği gibi Kanaltürk üzerinde şu anda siyasi bir baskı ve bunun getirdiği olumsuzluklar var. Son olarak yasal olmayan yollardan yapılmaya çalışılan mali denetimler de işin üzerine tuz biber ekti. Sırf bu korku ve panik bile insana doğru yolda olduğunu ve birilerini rahatsız ettiğini düşündürtmeye yetiyor. Bu baskıya karşılık tüm hafta boyunca spor servisinin de içinde olduğu haber merkezimize sizden gelen destek ve insanların yüzlerindeki ışık en büyük dayanak ve güvencemiz olmaya başladı. Umudunu yitirenlere tavsiyem Kanaltürk izlemeleri ve bu hareketin bir ucundan tutarak mücadeleye katılmaları. Türkiye yakın gelecekte çok önemli bir sınava hazırlanıyor ve bu sınavın sonunda olacaklar her yeri olduğu gibi sporu da yakından etkileyecek. Kimse sporun özellikle de en geniş kitleye ulaşan spor olan futbolun siyasetin ve ülkenin gerçek gündeminin dışında kalacağını düşünmesin. Gerçi “spor programı” adı altında yapılan soytarılıklar ekranları kirletmeye devam ediyor ve gündemi başka yönlere çekmekte bayağı işe yarıyorlar ama en büyük kötülüğü aslında kendilerine yaptıklarının farkınde değiller. Günlük ratingler uğruna yaptıkları işi seviye olarak dibe çekmeleri ileride bu işin yok olmasına bile yol açabilir. İyimser tahminle ise düzmece konuşmalar, korsan kaset kayıtları ya da kavgagürültü içinde geçen sözde spor programları bir süre sonra kendini yok edecek ve ortada gerçek spor programları kalacak. Nasıl ki bu ülkede eninde sonunda bir gün aydınlık yüzler ön plana çıkacak ve Atatürk’ün ilkelerinden gerçekten şaşmayanlar iktidar olacaksa spor medyasında da bu temizlik nihayetinde gerçekleşecektir. İnsan hayatı tercihler üzerine kurulmuştur. Çocuk yaştan itibaren başlarız bu tercihlere; okulumuz, işimiz, eşimiz, evimiz hepsi bizim hayatımızın temel taşlarıdır ve kendi tercihimizle şekillenir. Rating uğruna hokkabazlık, fazla para kazanma uğruna yalakalık, herkese mavi boncuk dağıtma uğruna gerçekleri gizlemek ya da ilkelerine ters bir yerde çalışmak bana göre değil. Akşam eve gidip yatağa uzandığınızda vicdanınız rahat bir uyku çekmek bile en büyük zenginliktir aslında. EPosta: [email protected] 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle