Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C ALEV ANAKÖK SPOR VOLEYBOL ARALIK SALI F İ L E D E Y Ü K S E L İ Ş D E V R İ ir yılı geride bırakıp yeni seneye doğru adım atıldığı günlerde tüm spor branşlarında 365 günün nasıl geçtiğine dair bir değerlendirme yapılır. Voleybolda 2003’e dek genelde hep takımlarımızın Avrupa Kupaları’ndaki başarıları ön plana çıkar, ulusal ekiplerimizin bahar kupalarında, Akdeniz Oyunları’nda, Balkan Şampiyonaları’nda elde ettiği sonuçlar yansıtılırdı. 2003’te Ankara’da A Bayan takımımız Avrupa ikincisi olunca gözler adeta sınıf atlayan kızlarımıza çevrildi. 2005’ten sonra da erkekler Üniversite Oyunları’nda birinci olarak gündeme oturdu. O günlerden beri zaman zaman bizi sevindiren, bazen de iyi olmayan sonuçlara imza attık. Bu durum geride kalan 2007’de de farklı olmadı. GÖRÜŞ Bir Tablo İki Sahne TANKUT ANTİKACIOĞLU B oleybolda Avrupa kupaları sınavlarının verildiği son maçları izlerken Türk takımlarının yabancılar karşısında yüreklenmesini, kendine güvenmesini, iyi sonuçlar almasını görmek sevindirici oluyor. Rakipleri karşısında büyüyen takımlarımız sadece kazandıkları maçlarla değil; davranışları, düzenleri, inançları ve stratejileriyle fark ediliyor. Kaybedenlere gelince (!) burada durmak, düşünmek lazım. V ECZACIBAŞI DERS VERDİ Türk voleybolunda kendine özel bir yer edinmiş Eczacıbaşı Zentiva, Belgrad ekibini İstanbul’da kolay yendikten sonra Sırbistan temsilcisine rövanşta da set vermedi. Belgrad’daki karşılaşmayı TV’den izlerken maç boyu düşündüm durdum. Yıllar önce Türkiye şampiyonu olmuş takımlarımız Yugoslavya şampiyonu Kızılyıldız önünde bugünkü Belgrad’tan farksızdı. Kolay teslim oluyorduk Yugoslavya şampiyonlarına... Eczacıbaşı spor dünyasına bir ders verirken asla korkmamış, yılmamış, hiçbir zaman küsmemiştir. Eczacıbaşı’nın gerçek bir spor efsanesi oluşunun göstergesidir bu ders. Bu devamlılığın sırrı nedir? Eczacıbaşı düşünerek, hazırlanarak, planlayarak, en önemlisi dişini tırnağına takarak, çalışarak büyümeyi çok iyi biliyor. Her dönemde gündemde kalmayı bilen Eczacıbaşı, hedefi odak noktasından vurmayı ise akılcı teknik adam seçimleri, bilinçli strateji, altyapıdan yetişen yıldız adaylarını kaliteli yabancı voleybolcularla harmanlama sanatında da hatasız. Bakınız voleybol tarihimize... Eczacıbaşı Zentiva’nın bu sezon yaptığı maçlardaki kadrosuna bakın. Pozisyonda her şey yerli yerinde. Yuvadan yetişmiş gençlerin yanındaki yabancılara kim çıkarsa sıradan diyebilir. Dahası uluslararası maçlar nedeniyle biraz geç gelmiş olanlar sırada görev bekliyor. Bu demektir ki iş bilenin, kılıç kuşananındır. Faruk Eczacıbaşı başkanlığındaki yönetimin, “Şampiyonlukları Eczacıbaşı’nın sadece geçmişinde değil, geleceğinde de görkemlidir” sloganı doğrultusunda en küçük hataya fırsat tanınmaması geleceğin garantisidir. 2 BÜYÜK BAŞARI Balkan şampiyonalarında yıldız kız ve erkek takımlarımız ikincilikten öteye geçemedi. Ama bu yıl ilk kez temmuz ayının başlarında Trabzon’da yapılan 1. Karadeniz Oyunları’nda yıldız kızlar kürsünün en üst basamağına çıktı. Yaklaşık 30 gün sonra bu kızlarımız ülke insanını sevince boğan büyük bir başarıya daha imza attı ve Çin’in ardından dünya ikincisi oldu. Meksika’dan Türkiye’ye dalga dalga yayılan bu güzel haber, aynı zamanda bugüne dek takım sporları içinde elde edilen en iyi derece olarak tarihe yazıldı. Bu başarının hemen ardından 18 Ağustos’ta dünyanın bir başka köşesinden, Bangkok’tan güzel haber geldi. Bu kez Üniversite Oyunları’nda erkek takımımız, 2 yıl önce İzmir’de olduğu gibi altın madalyaya uzandı. Bir ay sonra sahneye “Filenin Sultanları” çıktı. Ankara’da yapılan Grand Prix Avrupa Kıtası Eleme Grubu’nda son dünya şampiyonu Rusya’yı, üçüncü Sırbistan’ı ve voleybolda ekol olan İtalya’yı yenen kızlarımız, 2003’ten beri hep kapısından son anda döndüğü finallerde oynama hakkını elde etti. Alkış toplayan bu büyük başarıların tadını çıkaramadan bu kez hem erkekler de hem de bayanlarda Avrupa şampiyonalarında beklenmedik sonuçlara imza atarak üzüldük. A erkek takımımız Rusya’da 15. oldu. “36 yıl sonra finallerde oynamak bile önemlidir” diye kendimizi teselli etmeye çalışsak da bu sonucu içimize pek sindiremedik. 10 gün sonra bu kez bayanlar Avrupa Şampiyonası finallerinde sahne aldı. Onların, erkek takımımızın bizlere yaşattığı üzüntüyü sileceğinden çok emindik. Ne var ki ancak 10. olabildik. Gerçi Moskova’ya göre 5 derece yukarıda kalmıştık ama bizim yerimiz asla burası değildi. KULÜPLER NE YAPTI? 2007’yi bayanlarda Eczacıbaşı 21. kez Türkiye Ligi şampiyonu (5 de lig öncesi birinciliği var) olarak kapatırken, erkeklerde ise Arkas, geçen yıl elde ettiği başarıyı yinelemenin mutluluğunu yaşadı. Avrupa kupalarında da sadece Halkbank, CEV’de 4’lü final oynama başarısını gösterdi. Rusya’nın Urengoi kentindeki zorlu mücadeleden üçüncülük çıkaran Ankara ekibi, böylece Avrupa’da yüzümüzü güldüren tek takımımız oldu. TELEKOM ÜZDÜ Voleybolda Avrupa kupaları sınavlarının verildiği son maçları izlerken temsilcilerimizin yabancılar karşısında özellikle sahasında teslim olmuşluğu üzücüdür. Rakip her kim olursa olsun evinde set alamamak kabul edilemez. Rakip çok güçlü de olsa kendi seyirciniz önünde büyüyememe davranışları, düzenleri ve inançlarıyla yaratıcı olamamak bu takımlar için yakışık olmuyor. Güçlü stratejileri üretememek, kadro uyumunu ve disiplini kuramamak görüyoruz ki temsilcilerimizi zorda bırakıyor. İşte Türk Telekom!.. Indesit Bayanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkamama durumuyla baş başa. Bir ihtimal var, o da en iyi üçüncü takım olabilmek. Kabul etmeliyiz ki kadro yapısında eksiklikler söz konusu. Maç sonrası koç Üzeyir’in sözleri böyle düşünenleri doğruluyor. Taşlar yerine oturmamış Türk Telekom’da. İşte Şampiyonlar Ligi’nde tablo ve işte iki sahne... Bu yazımda onlarla beraberim. Bir köşedeki aziz dostum Faruk Eczacıbaşı’nın başkanlığındaki Eczacıbaşı Zentiva; dört dörtlük... Eczacıbaşı Zentiva’nın önümüzdeki maçlarda da disiplinden sapmayacağına inanıyorum. Öteki köşedeki Telekomlu dostlar alınmasın, gücenmesin. Yetiştirdikleri genç oyuncularla aklın ve kuralların izin verdiği sayıdaki yabancıları bir araya getirirken daha seçici olsun. Bu yeter... 10