Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL ARALIK SALI Balili, Türk vatandaşlığı için başvurduğunu söyledi. (Fotoğraflar:TARIK ERYİGİT) SPOR POLİTİKASI Ajax ve Beşiktaş HİKMET ÇETİNKAYA Türkiye’de ‘altyapıya’ önem veren kulüplerden önde geleni Beşiktaş... ‘Beşiktaş’ aylık dergisini okudum geçtiğimiz günlerde... Özenerek hazırlanılmış bir dergi... Sayfalarını karıştırmaya başladım... Hollanda’nın Ajax altyapısı bir futbol fabrikası gibidir... Hollandalılar küçük yaştaki futbolcu adaylarına ‘kırmızı beyaz’ formayı giydiriyor... Bakın nasıl oluyor bu: “Hollandalılar, futbolcu adaylarına çok küçük yaşta kırmızı beyazlı formayı giydiriyor. Yaş gruplarında sürekli olarak futbol temeli ve taktiği üzerine çalışmalar yapılan Ajax’ta başarılı olan futbolcular bölüm atlıyor ve bir sonraki kademeye geçiyorlar. (A) Takım’a gelmeden önceki son durak ise Jong Ajax (Genç Ajax) takımı. (A) Takım’a yükselmek güç iş... Çünkü her yıl sadece birkaç isim profesyonel olarak Eredevise’de maçlara çıkıyor. Ajax en alt takımdan (A) Takım’a kadar olan süreçte futbolcularına aynı sistemde futbol oynatıyor. Yani 67 yaşında Ajax’a katılan bir çocuk (A) Takım’a yükselene kadar hep aynı düzende futbol oynuyor ve artık sahaya çıktığı zaman yoluna gözü kapalı devam edebilecek bir seviyeye geliyor. Ajax’ın sistemlerinden birisi de yetişen fakat (A) Takım’da oynayacak seviyeye gelemeyen oyuncuların değerlendirilmesi... Hollanda 1. Ligi Eredevise’in takımlarından birisi olan FC Haarlem ile uzun yıllar birlikte çalışan Ajax, genç futbolcuları tecrübe kapsınlar diye bu kulübe gönderiyor.” Türk futbolunda ise Beşiktaş öncüdür alt yapıda... Sergen, Feyyaz, Ali, Rıza, Metin ve Nihat... Hepsi de Beşiktaş alt yapısından yetiştiler... Dergiden bir alıntı aktarıyorum: “Tesislerimizde yok yok. (A) Takımımız’dan bir önceki durak olan PAF takımımız, BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde geleceğe hazırlanıyor. Yaz ve kış futbol okullarına binlerce genç geliyor ve içlerinden en yetenekli ve kaliteli olanlar tercih ediliyor. Beşiktaş’ta önemli olan sadece futbolcu yetiştirmek değil. Beşiktaş kültürüne sahip, kaliteli ve başarılı insan yetiştirmek ilk amaç, ondan sonra iyi futbolcu olmak geliyor. Hatta eğitime o kadar çok önem veriliyor ki, altyapıdaki görevli hocalarımız, okulunu kıran öğrencisine hiç de iyi gözle bakmıyor. Türk futbolunun en büyük sorunu olan mental eğitim Beşiktaşımız’da daha çocuk yaştayken verilmeye başlanıyor. İş ahlâkı, futbol disiplini, profesyonelliğin temelleri öğrencilerimize küçük yaşlarda veriliyor altyapımızda. İletişim dersleri, ahlâk kuralları ve ÖSS’ye hazırlananlara gelen özel hocalar ise cabası. Alyt yapımız son zamanlarda da kendisinden sıkça söz ettiriyor. Mehmet Sedef, İbrahim Kaş, geçen sene son maçta kaleyi koruyan Erdem, 16 yaşındayken (A) Takımı’na puan kazandırmaya başlayan Batuhan Karadeniz, bu yıl (A) Takımımız’ın en istikrarlı isimleri arasında yer alan Serdar Özkan ve diğerleri...” Ajax ve Beşiktaş... Her ikisi de altyapıya önem veriyor, futbol dünyasına katkı sağlıyor. ‘Türkiye’de ırkçılık yok’ F.Bahçe Teknik Direktörü Zico sizin için “Türkiye’nin en hızlı koşan futbolcusu” diyor. Süratlı oyununuzu neye borçlusunuz? PİNİ BALİLİ: Önce Zico’ya teşekkür ederim. Böyle büyük bir hocadan iltifat almak çok güzel. Futbolla birlikte küçüklüğümde atletizm de yaptım. Sanırım hızlı olmamı atletizme borçluyum. Okul takımında atletizmde şampiyonluklarım var. 12 13 yaşındayken 100 metrede okulun en hızlısıydım ama futbola devam ettim. Zaten 7 yaşında futbola başladım. Futbolu daha mı çok sevdiniz... P.B.: Evet, futbol oynamayı çok seviyorum ancak fazla maç seyretmem. Benim için önemli olan oynamak. Örneğin başka işim varsa maç seyretmem. Sadece boş zamanlarımda. Mesala Şampiyonlar Ligi maçlarını bile seyredemiyorum. Geç başlıyor ben 21.30’da uyuyuyorum. Futbol benim için oynuyorsam güzel. Türk vatandaşlığına başvurunuz oldu... P.B.: Evet, başvurduk şimdi federasyondan yanıt bekliyoruz. Evraklar gönderildi. Gereken işlemler yapıldı. Ben Türk vatandaşı olmayı çok istiyorum. İsminiz ne olacak? P.B.: Atakan... Özel bir anlamı var mı? P.B.: Başkan istiyor. İlk yarıyı zirvede tamamladınız. Şampiyon olacağınıza inanıyor musunuz? P.B.: Aslında her şey lider olana kadar daha kolaydı. Ama sonrası daha zor. Lider olunca rakipler daha çok mücadele ediyor. Lidere karşı oynamak başka tabii ki... İşimiz o zaman zorlaşıyor. Şampiyon olmayı kesinlikle istiyoruz. Fakat bu zor iş. Sezona başlarken devre arası için 25 puan hedeflemiştik. Hedeflerimizi katladık. Biz galip geldikçe herkes, “Manisa gibi olacaksınız” demeye başladı. Ama biz iyi takımız. Ben bunu anlamıyorum. Biz iyi mücadele ediyoruz. Ankaraspor, Galatasaray, Denizli, Fenerbahçe hiç farketmez. Biz ne zaman iyi konsantre olursak, iyi mücadele edersek bütün takımları yeneriz. Önemli olan maça konsantre olmamız. Biz maçlarımızı hep hak ettiğimiz için kazandık. Şans yanımızda değildi. Sıvasspor’da birlik ve beraberlik olduğu sürece bu iyi gidişimiz sürecektir. Süper Lig’in en iyi takımı hangisi sizce? P.B.: Şu an için en iyisi Fenerbahçe gibi görünüyor. Gerçi Fenerbahçe lige kötü başlamıştı. Galatasaray onlardan daha iyiydi. Fakat Fenerbahçe arayı kapattı. Ama biz de iyiyiz. Sezon başından beri istikrarımız devam ediyor. Yani 5 maç galip 3 maç mağlup olmadık. Bu çizgimizin iyi olduğunu gösteriyor. Sıvas’ta oynamaktan memnun musunuz? P.B.: Sıvas küçük bir şehir. Şimdilerde havalar çok soğudu. Yapacak fazla bir şey yok. O yüzden tam profesyonelce yaşayabiliyorsunuz. Çünkü yapacak bir şey yok. İstanbul gibi yorucu değil. İdmanlar çok iyi gidiyor. Takımdaki arkadaşlık da üst seviyede. İstanbul’da da oynadınız. Çok farklı olmalı... P.B.: O zaman İstanbul’a yeni gelmiştim. Türkçem yoktu. Şimdi herkes beni tanıyor. Artık ülkeye alıştım. Bu yüzden sıkıntı yaşamıyorum. Yani İstanbul ya da Sıvas fark etmiyor. İstanbul takımlarında oynamak ister misiniz? P.B.: Her futbolcu büyük takımda oynamak ister. Ama ben Sıvasspor’u çok seviyorum. Başkanımı, takım arkadaşlarımı ve hocamı da... 1,5 senedir buradayım ve son derece mutluyum. 4 büyüklerden teklif geldi mi? P.B.: Hayır. Uzun bir süre özellikle Mısırlı futbolcular El Saka ve Ayman’ın yer aldığı tartışmalarla gündemde kaldınız. P.B.: O konu kapandı artık. Konuşmak istemiyorum. Türkiye’de ırkçılık yok. Onlarla barıştım. Futbolda her şey var. Artık bu konularla gündeme gelmek istemiyorum. Hocanız Bülent Uygun için neler düşünüyorsunuz? P.B.: Kayserispor beni istemedi. Devre arası gönderdiler. Menajerim Bülent Uygun ile konuştu. Hoca beni takıma aldı. Bana çok yardımcı oldu. Bülent Hoca ile biz arkadaşız. Abi kardeş gibiyiz daha doğrusu. Bülent’in başarılı olmasını istiyorum. Zaten takımın ve hocanın performansı birbirine bağlı. Sonuçta da yönetim, teknik heyet ve futbolcular iyi olunca başarı beraberinde geliyor. Türkiye’den başka ülkede oynamadınız. Avrupa’da oynamak istiyor musunuz? P.B.: Her futbolcu ister büyük takımlarda oynamak. Benim yaşım 28. İki sene daha Türkiye’de oynarım ya da 34 yıl sonra futbolu bırakırım. Avrupa’yı isterim ama o kadar çok değil. Yeni bir ülke zor olacak. Çok memnun burada arkadaşlar. İnsanlar iyi. Yeni bir ülke yeni bir dil yeni insanlar… Zor gelecek galiba. Ailenizin Türkiye’yle bağları var mı? İsrail’e nereden gitmişler... P.B.: Evet, aslında ben yarı Türk sayılırım. Annanem İzmir’den İsrail’e gitmiş. Ben aslında Türk vatandaşı sayılırım. O yüzden Türk vatandaşı olmayı çok istiyorum. İzmir’e gittim maç için ama fazla gezemedim. Türk futbolunu nasıl görüyorsunuz. 5 yıldır buradasınız? P.B.: Türk futbolu iyiye gidiyor. Mücadele üst seviyede. Düşünün dünyanın en önemli futbolcuları Roberto Carlos, Lincoln, Kezman geliyor Türkiye’ye... Kötü olsa Türkiye’ye gelirler mi? 5