Katalog

C C A N SPOR BASKETBOL KASIM SALI BENETTON MAHMUTİ’YE YAKIŞTI İ Ş B A K A N E 10 ‘ fes Pilsen ekolünden yetişti Oktay Mahmuti, yıllarca bu kulübe hizmet etti. Şimdi yepyeni heyecan ve yine zor bir sınav için İtalya’ya, Benetton Treviso’ya gidiyor. Başarabilecek mi? 16. sırada İtalyanlar ve kötü günler geçiriyor. Ama bu önemli değil Mahmuti için çünkü o riski ve baskıyı seviyor. İşte sıcak ve samimi bir Oktay hoca röportajı... Benetton’a transferiniz nasıl gerçekleşti? Efes Pilsen gibi bir basketbol ailesinden ayrıldıktan sonra aynı kültüre sahip bir takımla çalışmak istiyordum. Benetton da buna uygun, köklü bir ekipti. Bu nedenle İtalya’dan gelen teklif bana cazip geldi. Ama bu Benetton değil de başka bir takım olsaydı kabul etmezdim. Çünkü ilk isteğim İspanya’ydı… Yine de Treviso ekibi zamanında Obradovic, Messina, Dantone gibi önemli koçların çalıştırdığı köklü bir takım. Ben de gelen teklifi kabul ettim. Benetton son maçlarda gerçekten kötü sonuçlar aldı. Liglerinde 16. sıradalar. Bu kadar demoralize bir takımın başına geçmek risk değil mi? Evet, doğru, bir risk. Ama beni zaten bu cezbediyor. Eğer her şey yolunda gitseydi zaten onlar da beni çağırmayacaktı. Baskıyı herkes hissetmeli, takımdaki oyuncular bile… Bu itici bir güçtür. Sizi kamçılar, çalıştırır… İtalya Ligi’nde ‘namağlup’ lider Siena’yla yapacağınız maçla göreve başlayacaksınız. İlk sınavınızı bu kadar zor bir mücadeleyle verecek olmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben bir sihirbaz değilim. 3 günde her şeyi değiştiremem. Ben sadece Siena maçı için gitmiyorum elbette. Önümde uzun bir dönem var. Yeni takımınızın hücumu iyi ancak savunmasında sorunları var ki siz de bunu çözmek için biçilmiş kaftansınız. Sizce en önemli sorun bu mu? Onları izlemek için biraz fırsat buldum. Sıkıntının tam nedeni nedir, bilmiyorum. Ama kimliği belirlenmemiş bir takım gibi oynuyorlar. Her ne kadar insanlar beni savunma antrenörü gibi görse de ben basketbolu öyle ayıran biri değilim. Benim için elbette hücum da önemli. Ben de bunu takıma adapte edeceğim. Siz Efes’le beraber hep zirveyi hedeflemeye alıştınız. Ancak Benetton daha düşük hedeflere sahip. Bu sizi nasıl etkiler? Bu yılki hedefleri zaten ligde 9. sırayı alabilmek ve Euroleague garantisini önümüzdeki yıl kullanabilmek. Bu doğrultuda benim sözleşmem de bir buçuk yıllık. Ben İtalya’ya bir itfaiyeci gibi yangını söndürmeye gitmiyorum. Onların uzun dönemdeki planları bana cazip geldi. Bu tip şeyleri sorun yapmam. Sonuçta İtalya’nın en köklü basketbol kulübü… Siz Benetton’daki kötü durumu düzeltmek için nasıl bir plan uygulayacaksınız? Aynı şeyi bana İtalya’da da sordular. Ortamı görmeye ihtiyacım var. Sorunu ancak bu şekilde çözebilirim. Görüntünün nedenlerini bulmalıyız. Geçmiş dönemdeki antrenör eminim ki en iyi performansı göstermiştir. Ama iyi gitmeyen bir şey var ve bunu şimdi tahmin etmek istemiyorum. Zamanla durumu görüp öyle bir çözüm üretebilirim. İTALYA BİR SINAV Avrupa’ya ilk adımınızı attınız… Benetton’u sıçrama tahtası olarak mı görüyorsunuz yoksa İtalya’da mı kalacaksınız? Bizim kariyerimizde her takım bir sınav, hatta her maç. Bu nedenle sıçrama tahtası diye bir şey düşünmüyorum. Yeni takımınızda ulusal oyuncumuz Engin Atsür de var. Onunla konuşma fırsatı buldunuz mu? Konuştum. Engin, Efes Pilsen’den yetişmiş genç ve kaliteli bir oyuncu. O ABD’de olduğu için çalışamadık. Ama ben Engin’e farklı gözle bakmıyorum, bakmak da istemiyorum. Çünkü diğer isimlere haksızlık olur. Ben oraya Benetton’un koçu olarak gidiyorum. Uzun yıllar Efes Pilsen’de çalıştınız. Şimdi bambaşka bir kulüptesiniz. Duygusal anlar da yaşıyorsunuzdur… Efes, benim takımım olarak bahsedebileceğim bir kulüp. Orası benim basketbol ailem. Evet, profesyonelim ama insanım da… Benim Efes’le bağım her zaman devam edecek. EFES PİLSEN BENİM AİLEM ‘ Beni hiçbir zaman bir konu hakkında şikayet ederken duyamazsınız. Ben sadece işimi yaparım. Başarılı olup olmadığımı insanlar değerlendirir. Ben hiçbir işe talip olmam. İnsanların takdiriyle bir yere giderim. Efes Pilsen’de elimden gelenin en iyisini yaptım. Birçok sorunlar yaşadım ama dile getirmedim. Çünkü biz Efes’le bir aileyiz. Oradan kırgın ayrılmadığımı belirtmek de isterim. Ama bazı oyuncular beni düş kırıklığına uğrattı.