Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR ATLETİZM ALTERNATİF / EYLÜL SALI BARBAROS ÇIDAL Agassi Bizlere Çok Şey Öğretti B enim yaşımda olanların unutamayacağı bir sporcu geçtiğimiz günlerde aktif spor hayatına 30 yıllık bir kariyerin ardından son verdi. 1986’da profesyonel tenis dünyasına adım attığı anda öncelikle oyunuyla değil imajıyla dikkat çeken, muhafazakar ve beyazların hakim olduğu kortlarda rengarenk kıyafetleriyle devrim yapan, kıyafetleri kadar uzun sarı saçlarıyla da “Bu kim” dedirten isim tabii ki Andre Agassi. Agassi’yi ilk gördüğümde Fransa Açık’ta sarı saçlarını savura savura koşuyor ve bayan tenisçiler gibi backhand’i çift elle vuruyordu.Sırf bu bile ne zaman tenis mevzusu açılsa Agassi diye iç geçiren kızlara karşı bize koz veriyor ve ‘‘Kız gibi oynuyor adam, nesini beğenirsiniz ki’’ dememize yol açıyordu.Oysa aradan 23 yıl geçince ve başarıları ard arda gelince hepimiz Agassi’yi takdir etmeye ve onun gibi oynamaya başlamıştık bile.Benim unutamadığım ise ilk kez korta turuncumavi tişört ve kırmızı şortla gitmemdir ki emin olun orada bulunan herkes hiç de iyi karşılamadı bunu. Ama renkli kıyafetlere zamanla herkes alıştı ve muhafazakarlıkta ayrı bir yere koymamız gereken İngilizlerin turnuvası Wimbledon dışında ‘‘beyaz’’ zorunluluğu kalmadı.Agassi’yi 45 yıldır izleyenler belki de onun bu imajını hiç bilmiyor ama zaten 30 yaşını geçtikten sonra dazlak kafası ve sade kıyafetleriyle ‘‘aile babası’’ imajına bürünmüştü. Agassi korta herşeyini veren ve karşısındaki rakibine saygı duyan örnek bir sporcu olarak gönlümüzde taht kurdu.Ama hırslıydı da , yenilgiyi kabul etmeyen tarzı ve en zor topa bile aynı istekle koşması kortta karşısındaki rakiplere zor anlar yaşattı hep... Kariyerindeki şampiyonluklar arasında 8 Grand Slam (1 Wimbledon, 4 Avustralya Açık, 2. Amerika Açık, 1 Roland Garros), 17 ATP Master, Master serisi, ve Olimpiyat şampiyonlukları bulunan 36 yaşındaki tenisçi, 4 ‘grand slam’de de birinciliği bulunan 23 isimden biri... Agassi’nin ne denli sportmen olduğunu vurgulamak adına, onun ezeli rakibi Samp ras’ın 2003 yılında tenisi bırakmasıyla ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatalım: “Sizin için bu sporu güzelleştiren ve yaşamınızın büyük bir kısmını oluşturan bir adam kariyerini sonlandırırken, bir daha ona yenilemeyecek dahi olmak insanı üzüyor.” ABD Açık’taki vedası ise bir sporcunun ne kadar sevilebileceğini bize gösterdi. Yıllarca mücadele ettiği Boris Becker çoktan pes ederek tenisi bırakmıştı ama garip bir tesadüf başka bir Becker onu turnuvanın ve sporun dışına itti. Agassi 30 yıllık kariyeri ile unutulmazlar arasına girdi. Doğrusu ben de tenis kortlarında onu çok özleyeceğim. Bir Garip Adam Benitez ngiltere denince benim için futbol ve futbol denince de ilk önce Liverpool gelir. Yıllardır Avrupa’da en çok sevdiğim takım olan Liverpool 2 yıl önce İstanbul’daki unutulmaz finalde şampiyon olunca ne kadar sevindiğimi anlatamam. Halbuki o yılın başında yeni teknik direktör Rafael Benitez’in yaptığı inanılmaz hatalarla şampiyonluk yarışından erken kopan takıma ve İspanyol tarzını oturtmaya çalışan Benitez’e çok diş bilemiştim. Liverpool geçen sezon ligde yine başarılı olamadı ama finali biraz şansıyla çevirdiği maçta FA Cup’ı almayı başardı.Kupa adamı Benitez bu sezona başlarken takımla oynamayı ve Liverpool’u deneme tahtasına çevirmeyi ne kadar sevdiğini gösterdi ve ilk 4 haftada 2 yenilgi ile atmak üzere havluyu hazırladı. Hele son maçta ezeli rakibi Everton’a 30 yenilmesi eleştiri oklarını bir kez daha Benitez’e yöneltti. Benitez’in Latin futbolcu tutkunluğunu bir kenara bırakırsak asıl sorunu forvet hattındaki anlamsız tercihleri. Peter Crouch için 24 hafta sabreden ve genç golcüyü kazanan ve İngiltere Ulusal Takımına kazandırarak hayır duası alan Benitez şimdi de Van Basten için çalışmaya başladı.Bu kez genç ve beceriksiz golcü Hollanda’lı Kuyt ısrarla oynatılarak kazanılmaya çalışılıyor.Benitez bu adamları kazanırken ligi kaybetmiş kimin umurunda. Eminim sezonun 10. haftasında istediği takım oyununu takıma aşılayacak ve Liverpool daha iyi oynamaya başlayacaktır.Ama biri şunu Rafa’ya çevirsin lütfen ‘‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’’ İ Galatasaray böyle bir karmaşada Liverpool ile oynayacağı için şanslı.Bu arada ülkemizde anlama özürlüler çok olduğu için açıklayayım, yazının başında bahsettiğim Liverpool sevgisi başka bir Türk takımının Avrupa’da Liverpool’la oynaması başkadır. Göğsünde Ay Yıldız olan her takım benim için diğerlerinden daha önemlidir. 19