Katalog

Ayaklarımız yere basıyor Bir bütün olarak idari, teknik ve futbolcu kadronuzla, dağları devirecekmişsiniz gibi bir beklenti oluştu kamuoyunda, bunu nasıl karşılıyorsunuz? Futbolda çıtayı yükseğe koymak doğrudur, ama deyim yerindeyse ‘‘uçmamak’’ gerekir. Ayağı yere sağlam basan hedefler koymak gerekir. Lig B’deki grubunuzu, rakiplerinizi tanıyor musunuz? Özellikle Bahri hoca yıllardır bu liglerde görev yaptığı için çok daha iyi tanıyor. Rakiplerimiz içinde bu grupta bulunmaktan hoşnut olmayanlar oldu, herkes kendini bir şekilde konumlandırmış zaten. Kadro zenginliğinizle rakiplerinize ekstra motivasyon da sağlayabilir misiniz istemeden? Mutlaka olacaktır. Ama biz fark yaratacaksak, bu kaliteli oyuncularımızı rakiplerimiz kadar koşturmalı, mücadele ettirmeliyiz. Farkımız o zaman ortaya çıkar. Kişisel olarak 2.Lig’e aşina mısınız? Ben çok değilim, ama önemli olan teknik kadronun aşina olması. O da bizde var. Kulüp yönetimi açısından değil ama, futbol açısından 2.lig farklı bir kulvar. Geçen yıl 3.ligde oynayan genç bir futbolcu bu yıl birdenbire Sergen’le, Evren’le, Ahmet’le yanyana buluyor kendini. Bu nasıl bir psikolojik etki yaratır? Olumlu ve olumsuz etkileri olabilir. Olumsuz yönü şöhretlileri, yenileri kabullenmemek şeklinde ortaya çıkabilir. Olumlu yönüne bakarsanız böylesine önemli futbolcularla birlikte olmak büyük şanstır, öğrenilecek çok önemli şeyler ayağına gelmiştir genç arkadaşların. Ben bugünkü Şekerspor’u, Hagi’li, Popescu’lu Galatasaray’a benzetiyorum. Örneğin, HagiEmre ilişkisinin verimliliği bugün Emre’nin Avrupa’da oynamasındaki önemli etkenlerdendir. Emre ve diğerleri Hagi’den çok şey öğrenmiştir. O nedenle ben Şekerspor’un genç oyuncularının elinde çok önemli bir fırsat olduğu düşüncesindeyim. Real Madrid’in kulüp yönetim anlayışını nasıl buluyorsunuz? Ben doğru bulmuyorum. Real Madrid’te yıldız oyuncular var ama takım ruhu, ahengi yok. Komutanlar var, asker yok. Sadece yıldızlardan kurulmuş bir takımla başarının gelme şansı yok. Real Madrid ile benzeştiğimizi düşünmüyorum. Ne Tamer, ne Evren, ne Ahmet Yıldırım o tarz doymuş oyuncular... Ahmet Dursun henüz 28 yaşında, daha yapacak çok şeyleri var. Bir tek Sergen farklı bir yıldız. Ama 5 tane Sergen alınmadı yani. Futbol sektörünün en zor yanı nedir sizce? Yönetim sorunudur. Futbolcuyken de böyleydi. Sözleşme yaparsınız, paranızı sadaka gibi alırsınız mesela. FIFA’nın, UEFA’nın çabalarına karşın kulüp yapıları anlamında hala sorun var diyebilirim. Peki en keyifli yanı? En başta spor, ben hala zevkle oynuyorum. Profesyonelken tribün baskısı vardı, şimdi halı sahada o da yok! C SPOR FUTBOL AĞUSTOS SALI CENTİLMEN KAPTAN Kaç yıl futbol oynadınız? 19 yıl. Hiç kırmızı kart gördünüz mü? Hiç görmedim. Kaç maç oynadınız? Tam hesaplamadım, ama Bülent Korkmaz, benim rekorumu son yılda kırmış. Ben de basından öğrendim. Çok ‘‘düzgün’’ bir imajınız var, nasıl bir ailede büyüdünüz? Babam subaydı, disiplinin egemen olduğu bir evde büyüdüm.4 kardeştik. Çok gezdik, benim doğumum Isparta’ya denk gelmiş. Babam, eğitimimi aksatırsam futbola izin vermeyeceğini söylediği için zor koşullarda Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Basında da görev yaptınız, nasıl buluyorsunuz spor medyasını? Türkiye’deki diğer iş kollarından çok farklı değil.Zaman zaman çok abartılı.Yalan haber var, doğru haber var; işini iyi yapan var, kötü yapan var.Örneğin Şekerspor, yaptığı onca iyi işe karşın derdini bir Sergen transferiyle çok daha iyi anlatma şansını yakalıyor. Medyamız reyting kaygısıyla zaman zaman işini çok doğru yapmayabiliyor. Ankara’yı nasıl buldunuz, sizi mutlu edecek bir kent mi? Daha önce hiç uzun süreli yaşamadım Ankara’da. Eskiye göre çok daha düzenli buldum, tanıdığımdan çok farklı ve İstanbul’dan daha az karmaşık. Ben beklentilerimi yüksek tutmadığım için Ankara bana fazlasıyla yeterli. 5