Katalog

C O SPOR AVRUPA’DAN AĞUSTOS SALI KAHN YENİDEN FİKRET DOĞAN nca gürültü patırtı içinde sessiz bir ayrılıktı onunkisi. Hakem, bitiş düdüğünü çaldığında Oliver Kahn kollarını havaya açtı, başını geriye atıp kendisini sırtüstü çimenlerin üzerine bıraktı. Almanya, Portekiz’i 31 yenerek dünya üçüncülüğünü kazanmıştı. Titan büyük bir zaferden sonra ilk kez böylesine sessizdi. Ağır ağır çimenlerden kalkıp arkadaşlarına doğru yürüdü, onlara tek tek sarıldı, gözyaşları içinde şeref turu atarak seyircileri selamladı. Kibirinin yerinde yeller esiyordu. Eski saldırganlık belirtilerinden eser yoktu. Yılların yorgunluğu yüzünden okunuyordu. Binlerce insanın kabına sığmaz çoşkusu, gösterişli madalya töreninin curcunası, gökyüzünde birbiri ardına patlayan havai fişeklerin hercai görüntüsü, kulakları sağır eden stadyum şarkıları arasında kaybolmuş bir veda gecesiydi bu. Oliver Kahn ulusal formayı son kez giymişti. Bunu o anda kendisinden başka hiç kimse bilmiyordu. Kimilerinin derecesiz nefretini, kimilerinin de sonsuz hayranlığını kazanarak Alman futbolunun son on yılına damgasını vurmuş büyük bir kaleci sahneyi sessiz sedasız terkediyordu. TİTAN NEDİR? Y unan mitolojisine göre Zeus’tan önce evreni Titanlar yönetiyordu. Titanlar ilk tanrılar olan gök tanrısı Uranüs ile yer tanrıçası Gaia’nın çocuklarıdır. Dev gibi iri yarıdırlar ve çok güçlüdürler. YEDEKLİĞİ KABULLENDİ Klinsmann ulusal takımın kalesini Kahn’ın can düşmanı Jens Lehmann’a teslim etmişti. Dünyası başına yıkılmış olmalıydı. Herkes onun takımdan ayrılmasını bekliyordu. Ama Titan herkesi terse yatırarak yedek kaleciliği kabul etti. Esip gürlemeden, öfke kusmadan, etrafı kırıp dökmeden. En sonunda tüm iyi niyet gösterilerinin sınanacağı kader anı gelip çattı. Arjantin’le oynadıkları çeyrek final maçı penaltılara kalmıştı. Artık takımların kaderi kalecilerin ellerindeydi. Lehmann, çimenlerin üzerine oturmuş suyunu yudumluyordu. Birden kalabalığın arasından Kahn belirdi. Lehmann’ın elini sıkıca kavrayıp ona yüreklendirici sözler söyledi, sonra da arkadaşça sırtını sıvazladı. ’LÜK MAÇINDA KALEYE GEÇTİ Kahn, takım arkadaşları için kendini feda etmenin karşılığını çok geçmeden alacaktı. Üçüncülük maçı öncesinde Lehmann, kaleyi Kahn’a seve seve devretti. Ballack sakat olduğu için kaptanlık pazubantı onun kolundaydı. Ulusal takımdaki kariyerine son noktayı koyacağı maça ısınmak için sahaya çıktığında kendisini bir alkış tufanı karşıladı. Oysa, o anda ne müthiş bir kurtarış yapmıştı ne de maçı kazandırmıştı. Hayır hayır, seyirciler vakur mağlubu alkışlıyorlardı. Kahn, ilk kez 1995’de İsviçre’ye karşı sırtına geçirdiği ulusal formayı tam 86 kez giydi. Bu satırların yazarı saldırganlığından ötürü Kahn’a hiç ısınamamıştı, ama artık onu hep Stuttgart’taki o durgun haliyle anımsayacak; önemli bir iş başarmış bir insanın yorgun yüzündeki dupduru mutluluk ifadesiyle. O maçta seyirciler ‘‘Stuttgart Berlin’den daha güzel’’ diye bağırıyorlardı. Büyük bir oyuncu alçakgönüllü bir edayla sahneden inerken ertesi gün Berlin’deki finalde başka bir efsane rakibine kafa atarak kariyerini bitiriyordu. BAYERN’LE YOLA DEVAM Ancak, ulusal takıma veda etse de futbol kariyerini noktalamayan başarılı file bekçisi Alman devi Bayern Münih’in kalesini korumaya devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda kendisini yine bu kalede izleyeceğimizden kuşkumuz yok. 2