Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL ARALIK SALI Temel sorun sistemde Bu iş Özerklik keyfi değildir. Haluk Ulusoy o şekilde mi yönetiyor? Haluk Ulusoy demiyorum... Genel olarak bu şekilde yönetiliyor. Bugünkü düzen bozuk. Trafiğe çıktınız düzene ve kurala uyuyorsunuz ama kimse uymuyor. Siz de çarpık düzene uymak zorunda kalıyorsunuz. Genel Kurul’a gidilmeli mi? Sistem değişmiyor ki. Sadeve yönetenler değişiyor. Kişilerin değişmesi çözüm olmaz. Sistem yeniden yapılandırılmalı. Ne yapılmalı o zaman... Futbol Federasyonu yasası mı değişmeli? Özerkliğin keyfi kullanılmaması gerekiyor. Seçim yapıldığı zaman ortaya çıkanlar güç unsuru olmaya çalışıyor. Bugünkü sistemde bu iş bundan daha iyi olamaz. Ulusoy ve ekibi de kalsa başka bir ekip de gelse aynı Ulusoy gibi kullanır bu gücünü. Bugünkü sistem böyle. Güçler dengesi yok. Kulüpler ne derse o oluyor. Genel kurulda ağırlıklı olarak kulüplerin sözü geçiyor. Seçimlerden sonra başlıyor... “Ben sana oy verdim ama sen bana bunu bunu yapacaksın” diyorlar. Oyuncular diyebiliyor mu? Antrenörler diyebiliyor mu? Hakemler diyebiliyor mu? Kulüplerin sözü geçince baskı unsuru artıyor. Oysa ki futbolun içindeki insanların futbolcunun, teknik direkterlerin, hakemlerin Genel Kurul’da daha fazla ağırlığı olması gerekir. Futbolcular Derneği de Antrenörler Derneği de güçlü olmalı. Onlar güçlü olsa güçler dengelenecek ama böyle olması istenmiyor. Çünkü o zaman güçleri yok olacak. Ben genel kurul üyesiyim, ben delegeyim ama ben derdimi anlatamıyorum. Ben haksızlığa uğradım ama hakkımı arayamıyorum. Bu ülkede daha kim hakkını arayacak. Delegeyim, ulusal takım antrenörüyüm, her türlü haksızlığa uğradım hukuki kepazelik gördüm. Ben derdimi anlatamıyorum başka kim anlatacak. Şike olayı için ne diyorsunuz? Dosyalar açılıp kapanıyor. Hiçbir şey olacağına inanmıyorum. Örneğin, maaşımın ödenmediğine dair elimde belge var. İspatlı olmasına karşın bir sonuç alınamadıysa şike konularında hiçbir şey olmaz. Şikede belge de yok. Bakan beni çağırıp “Nedir” diye sordu. Dosyayı inceledi ve “Hukuken kepazelik” dedi. Ama arkası gelmedi. Federasyonla bakan arasındaki sürtüşmeye ne diyorsunuz? Bugünkü sistemde özerklik yürümez. Özerlikte sistem olmalı, kişinin keyfine göre hareket edilmemeli. Yani hukukun gücü uygulanmalı, gücün hukuku değil. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ GÜÇLENMELİ Ulusoy ile aranız nasıl? Görüşmüyorum. Babasına geçmiş olsun ziyaretine gittim ama. Fenerbahçe, daha doğrusu Aziz Yıldırım ve Ulusoy arasındaki gerginlik hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu da doğru değil. Futbol Federasyonu ile büyük bir kulüp arasındaki ilişki böyle olmamalı. Şık değil, doğru değil. Futbola bir faydası yok. Eğer bu kavgayı kişiler yapıyorsa hatalılar. Ama diyorum ki zaten böyle yapısı olan bir sistemde bunlar olur. Bu kepazelik devam eder. Fenerbahçe şampiyon olursa “Ulusoy’a karşın olduk” denir Galatasaray olursa “Ulusoy yaptı” denir. Futbol konuşulmuyor. Futbol onun için geri gidiyor. Aslında gerileyen futbol değil, düşünceler. İnsanlar geri gidiyor. Futbolcumuz da var, antrenörümüz de var ama bu kafalarla hiçbir yere gidemeyiz. Dedim ya tepede başlıyor sorun. Düşünün Alman Ulusal Takımı Klinssman’ın parasını vermiyor, eksik veriyor. “Bas imzayı 5 kat fazlasını vereyim” diyor. Bu kepazeliktir, skandal olur. Bizdeyse medya biliyor ama ağzını açmıyor. O da ortak, hep beraber çalışıyorlar. İşimize nasıl geliyorsa öyle yapıyoruz. Bunlar bir yerlere gelince iyi oynayınca başarı geliyor. Başarı gelince para artınca birileri çıkıyor “Çekilin kenara ben yaptım. Bu hoca anlamaz, oyuncu anlamaz” diyor. Niye ses çıkarmıyorsunuz... Futbolcu antrenör ses çıkarmadıktan sonra kim çıkaracak? Sivil toplum örgütü olarak güçlü değiliz. 70’li yıllardan beri sendika konuşuluyor hala yapılmadı. Almanya bunları mükemmel yapmış, şimdi oturup tribünleri düzeltelim diye çalışıyor. Biz hep şiddeti, şikeyi konuşuyoruz. Şike ya da teşvik primine tanık oldunuz mu? Şikenin yapıldığına inanmıyorum ama teşvik primi konuşulmuştur. Buna katılıyorum. KİMSE DON KİŞOT’LUK YAPMAZ Herkes şike yapılmıştır diyor ama sorunca kimse konuşmuyor... Niye konuşsun niye söylesin... Ben çalıştığım halde hakkımı alamıyorum. Herkes, “Don Kişotluk yapıp ne kazanacağım” diyor. Aslında düzgün insanlar korunmalı ama tam tersine gönderiliyor Ulusal Takım’ın 2008 şansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ulusal takım gruptan çıkar. Bu maçları kazanması gerekiyordu. Oyuncu kadrosu ve hocasıyla buna hazır. Kağıt üzerinde bir numara biz, iki Yunanistan.Bizim oyuncularımız var hocamız da iyi... Sorun yok. Kulüplerin yapısı, kurumsal kimlik, federasyonun yapısı bunlar düzelirse Türk futbolunun önü açık kimse merak etmesin. Yukarıya çıktık, tepeye geldik. Herkes başarıyı gördü onun rahatlığından faydalanmak istedi, onun kavgası var. Herkes gücü sahiplenmek istiyor Hükümet istiyor, federasyon istiyor. Bir tek oyuncular istemiyor... Aslında işi yapan onlar. Onların kahraman olması lazım, ama en altta onlar kalıyor. Trabzonspor’da bir çöküş var. Sizce kurtuluş reçetesi ne olmalı? Trabzonspor’un sıkıntısı ilkeli, prensipli olmaması. Sportif başarıyı koruma adına yapılmıyor. Kalemi silgisinden evvel bitmemeli. Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa demek ki yanlış yapıyorsunuz. Siliyor siliyor bir daha siliyor ders çıkarmıyor. Önceki yönetimi ya da bugünkü yönetimi suçlayarak bir yere varamazsınız. Hatalardan ders çıkarmak lazım. Ligde şampiyonluk yarışında kimi şansıl görüyorsunuz? Fenerbahçe’nin avantajı var ama Galatasaray da iyi oynuyor. Ben Kayserispor’u beğeniyorum. Gençlerbirliği çok koşuyor ama futbol adına en çok Kayserispor bir şeyler üretiyor. Beşiktaş genç bir takım ama Tigana’ya verilen şans bir Türk antrenöre verilmezdi. Sizin için başarılarını hep şansa kazandı yorumları yapılıyor... Şimdi onlar kazansınlar, benim şansımı satın alsınlar. Ben vazgeçtim... Şansımı kullanmıyorum, onlara bırakıyorum. Bu şansı nasıl değerlendirecekler göreceğiz... 11