14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak Yıllar itibarıyle Türkiye'nin et üretiml (*) Hayvancılık Alt Komisyonu Raporu (1996) Projeksiyon 640000 560000 480000 400000 320000 240000 160000^ 80000 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995'1996*1997*199811999* Kaynak DIE Istatıslık Yıllığı 1995, Hayvancılık All Komısyon Raporu 1996 c Buyukbaş (Ton) | a Kuçukhaş (Ton) İ oKanathlar (Adet)î Sayfa 11 Tarım siyaset gölgpsinde yokoluyor Tlkveşll Yön. Kur. Ba$kat1l DOĞAN VARDARLI Hayvancılık bir devlet politikası olmalı ve siyasi iradenin dışında gelişme imkânı bulmalıdır. Hayvancılığın gerekli yere gelebilmesi için, tüketiciye sağlıklı, dengeli hayvansal protein arzedecek bir tanm ve hayvancılık politikasının hedefe kitlenerek minimum 10yıla ihtiyacı vardır. Ama maalesef, Tarım Bakanlıgı'nda akılcı bir tarım ve hayvancılık politikası yürütecek bir salahiyet ve yaptırıma sahip değildir. AB ile entegrasyon, gümrük birliği hedeflerine varmak için yapılan pazarlıklarda verilen tavizler tek tarafhdır. Tarım dışında yenı ürünlerin kapsama alınmasıyla biriıkte yaygınlaşan destekleme alımlan, günümüzde işlevselliğini sürdüremiyor. 5 Nisan Kararlan ile birlikte hububat, şekerpancan ve tütün ile sınırlandmlan destekleme alımlan, TMO'nun kasasında para olmaması nedeniyle amacına ulaşamadı. Buğdayda yaşanan son vurgun, TMO'nun üreticiyi tüccar ve spekülatöre karşı koruyamadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Dünyanın sayılı, Avrupa'nın en çok hayvan varlığına sahip ülkesi konumunda olan hiçbir sektörde taviz verilmemiştir. Tarım politikalarının olmayışı üretime büyük darbe indirmiştir. Bu zamana kadar verilen sübvansiyonlar da amacına ulaşamamıştır. 1994 yılına kadar geçmiş 12 yıl tarıma yılda yaklaşık 4 milyar dolardan 48 milyar dolara sübvansiyon verildi. Tarım politikası olmadığı için, bu sübvansiyonlar, oy kaygısı ile katma değeri olmayan, çay, fındık, tütün gibi fazla üretilen yalnış ürünlere yöneltildi. Fazla üretilen çay, tütün daha sonra yakıldı. Fındığı zaman zaman satamadık. Katma değeri yüksek olan eti sütü ithal Türkiye'de, bu işin artık kârlı olmaktan çıkması hayvan neslinin azalmasına neden oluyor. Özelleştirme furyası içinde birinci hedef olan ve özellikle Doğu Anadolu'daki kırsal alanlarda üreticinin kestiği eti satabileceği tek adres olan kombinalann birbiri ardına elden çıkartılması hayvancı.lığa vurulan en büyük darbelerden biri oldu. Kombinalann yenı sahipleri tarafından işletilmemesi nedeniyle kesim yapan üretici sayısı azalırken, kesim yapan az sayıda üretici de komşu illere mal götürmenin maliyetine katlanamadığından hayvan yetıştirmekten vazgeçti. Hayvancılıktaki en önemli girdi olan yem fiyatlarının dünya ortalamasının üzerinde seyrettiğini söyleyen uzmanlar, hayvan sayısındaki yoğunluğa karşın, Türkiye'deki meralann da önemli bir sorun olduğunu dile getıriyorlar. Aşın otlatma nedeniyle bugün birçok meranın verimini yitirdiğini söyleyen uzmanlar, sütün para etmemesı ve yapılan planlamalarda süt üretiminın artışına dönük hiçbir politikanın üretilmemesinin hayvancılık yapanlan bu işten vazgeçirdiğine dikkat çekiyorlar. 1980 başlannda 15.5 milyon dolayında olan sığır sayısı 1990 lı yıllann ortalanna doğru 11 milyona geriledi. Sığır eti üretimi ise verimlilik artışlannın yanında hayvan kesimindeki artışların da katkısı ile 140 bin tondan 300 bin ton düzeyine yükseldi. Aynı dönemde Türkiye nüfusunun 44 milyondan 60 milyona çıktığı, kişi başına hayvansal besın tüketiminin ise düştüğü göz önüne alınırsa, vanlan noktalann, hedeflenenden ne kadar uzak olduğu ortaya çıkıyor. 1980'li yılların ortalannda 45 milyon dolayında olan koyun sayısı, ettik. Yapılacak olan sübvansiyonların katma değeri yüksek yem bitkileri ve hayvancılığa yöneltilmesiydi. Ama bu yapılmadı. Ayrıca üreticiyi mağdur eden diğer bir konu ise üretim maliyetlerinin yüksek olması. Bunu önlemek için aile işletmelerinin ekonomik işletmelere dönüştürülmesi gerekiyor. Türkiye'de 4 milyon işletme var. Bunun yüzde 9O'ı aile işletmesi. Köyü bir ekonomik birim olarak kabul edecek sistemlere ihtiyaç var. Türkiye'nin kendi kendine yeter bir ülke durumuna gelebilmesi, ithalatçı konumunu terk etmesi için 10 yıl içinde üretimini 2 kat arttımnası gerekiyor. Üretimin arttırılmaması halinde ise eksik kalanı ithal etmek zorunda kalacağız. 1994 yılında 35 milyona gerilerken, keçi türlerinin popülasyonlannda da benzer azalmalara rastlandı. llükiimetlerin özelleştirmede tarıma cl atması sektöre büyük /.arar verdi konjonktüre" göre dalgalanmasının etkili olduğu savunuluyor. Son 12 yıl içinde tanma verilen sübvansiyonların 50 milyar dolara ulaştığını hatırlatan uzmanlar, bu rakamın Türkiye'nin dış borç stokunun yarısından fazla olduğunu vurgulayarak, "Sübvansiyonun uygun zamanlarda, uygun sahalara ve doğru kişilere verilmiyor olması, paralann boşa gitmesine neden oluyor. Etkin bir sübvansiyon sistemi, iirün ve girdi bazında selektif uygulama gerektiriyor" görüşünde biraraya gelıyorlar. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın bütçesinin büyük bir kısmının da genel hizmet harcamalanna ayrıldığını dile getiren uzmanlar, yeterli teknik eleman, araç ve yakıt ödeneği ayrılmadığı için üreticinin gereksinimi olan hizmetin tam anlamıyla götürülemediğini kaydediyorlar. Uzmanlar, tarımsal üretimi geliştirmek için süne ve kımıl mücadelesinden başka bir şey yapılmadığına dıkkat çekiyortar. Tarımda destekleme fiyatları üreticiyi "desteklemeye" yetmiyor. 1930'lu yıllarda başlayan, 196O'lı ve 70'li yıllarda Süt dovurmuvor Süt üretimiyle para kazanamadığını gören üreticinin elindekı damızlık hayvanlan bile kesime gönderdiğine değinen uzmanlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde yaşanan olaylann da hayvan variığının azalmasında büyük etkısi olduğunu dile getırerek, 15 yıl öncesine kadar küçükbaş hayvanda dünya sıralamasında dördüncü olan Türkiye'nin bugün 15'inci sırada yer aldığını vurguluyorlar. Destekleme kapsamındaki 27 ürün içine hiçbir hayvansal ürünün sokulmadığını belirten tanmla ilgili çevreler, hayvansal ürünlerle ilgili olarak müdehale alımlan, taban fiyat, hedef fıyat gibi mekanizmaların oluşturulamamasından dert yanıyorlar. Yem, mera ıslahı, süt ve ete teşvik sağlanmadığını dile getiren çevreler, bu teşviklerin son yıllarda tamamen kaldınldığını ıfade ediyorlar. Hayvancılık sektörünün sorunlannın sadece parasal önlemlerle çözülebılecek geçici sorunlar olmadığını vurgulayan piyasa çevreleri, orta ve uzun vadeli bir program gerektiren; hayvan niteliği, yetişme şartlarının iyileştırilmesi, üreticinin bilinçlendirilmesi, sektöre gerçek bir kimlik kazandınlması gibi yapısal çözümlere ihtiyaç olduğunu dile getiriyoıiar. Küçük üreticilerin hayvan sayısını arttırmaya yönelik çözümlere öncelik verilmesini savunan uzmanlar, bölgesel bazda farklı stratejiler geliştırilmesinin daha etkin olacağına dikkat çekiyorlar. £a Sınır tıcarctıne sınıriama zorunlu • Türkîye Zlraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Baskanı FARUK YÜCEL Bugün Türkiye'de tanm sektörünün en büyük sorunları arasında ithalat geliyor. Ayrıca sınır ticareti yoluyla yapılan ithalatın denetiminin yapılmaması ve sınır illeri ile sınırlandırılmaması nedeniyle yetii üretici mağdur ediyor. Tanm ürünleri ithalatı ve sınır ticareti yoluyla yapılan ucuz ürün geçişinin bir an ewel alınacak olan kota, fon ve gümrük vergisi uygulamaları ile durdurulması ve tanm ürünlerindeki koruma oranlarının arttınlması gerekiyor. Türkiye'de uygulanması gereken tanm politikalarının hedefı üretimi, verimi ve ihracatı arttırmak, ayrıca tüketiciye de ucuz gıda temin etmek olmalıdır. Bu hedefe ulaşmak için takip edilen strateji sulama alanlarının geliştirilmesi, tanmsal girdi kullanımlannın arttırılması, ucuz kredi temini, çiftçinin eğitimi ve tanmsal yayım, çiftçinin kuruluşun bulunmamasıdır. Su teşkilatlanmasına destek ve ürünleri ile ilgili bir yatınmcı, köye götürülen hizmetlerin sekiz ayn Bakanlığa artınlması gerekir. Burada başvurarak izin almak öngörülen bazı önlemler için zorundadır. Tanm politikalarıyla özellikle fiyat politikası hedeflerine ulaşmak üzere bazı ilgili uygulamalar ve hizmetler tek bir bakanlığın (Tarım ve ürünlerde destekleme alımlan, Köyişlen Bakanlığı) girdilerde sübvansiyon koordınasyonu altında ödemelen yapılmaktadır. Bu politikalardaki temel yetersizlik, yürütülmeli veya Tarım Bakanlığı bünyesinde, istikrarlı bir uygulamanın içersinde Ziraat Odalan olmayışı ve çiftçiye verilmesi Birliğınin de temsil edildiği, öngörülen desteklerin Bakanlıklar arası bir zamanında verilmemesidir. Koordinasyon Kurulu Bunun dışında küçük çiftçi oluşturulmalıdır. desteklenmemektedir. Bu Aynca Türkiye'de, tanmsal girdi yanlışlığı düzeltmek üzere kullanım seviyesi son yıllarda doğrudan gelir desteği artmasına karşın, yine de uygulamasına geçilmesi tarımda gelişmiş ülkelere göre gerekir. Ancak bunun da yetersizlik sürüyor. Tanmsal sağlıklı bir uygulamasını girdilerin kullanımını artırmada gerçekleştirebilmek için en önemli faktörler çiftçi çiftçileıie ilgili kayıtlann sağlıklı gelirlerinin artınlması, girdilere ve en doğru biçimde Ziraat Odalanmız tarafından tutulması uygulanan sübvansiyonların uygun düzeyde tespit edilmesi gerekmektedir. Burada ve bu sübvansiyonların belirtilmesi gereken dığer bir konu da tanmla ilgili politikalan çiftçilere zamanında ödenmesidir. tek bir elden yürütecek bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle