14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 10 Kapak Hayvan ve hayvan ürünleri dış ticareti Sığır canlı (damızhk hanç) Sığıreti (kemıklı parçalar) Süt ve krema Süt ve krema (katıtoz) Sığır, koyun, keçi yağları 76.5 17.7 Koyunlar Koyun eti Kuzu eti Diğer balıklar 83.6 4.5 0.8 15.7 8.5 33.6 6.3 9.8 Feta (beyaz ve tulum peynırı) 4.1 Feta (beyaz ve tulum peynırı) 2.9 68.2 M \ Sığır, koyun, keçı yağları Balık, yumşakca ve pelletleri 25.1 ^ ^ Balık mustahzarları Geleneksel tanm politikalarının fıstıklar parselledi. Çekirdeksiz iflas etmesi, akılcı polıtikalann kuru üzümde Avustralya, geliştirilmemiş olması Yunanistan, Iran ön plana beraberinde dışa bağımlılığı da çıkarken, kırmızı merdmekte getıriyor. Son yıllarda atılım içine Nepal ve Sri Lanka menşeyli ürünler tercih edilmeye başlandı. giren tavukçuluk sektörü bile damızhk ve hibrit civciv AB'ye yapılan narenciye, bakımından yüzde 100, yem turfanda sebze ve meyve açısından yüzde 8090 dışa ihracatında da büyük bir bağımlı hale geldi. Bu sıkıntılar gerileme oldu. Türkiye'nin büyükbaş ve küçükbaş hayvan tarımsal ürünlerde dış üretiminde de kendini pazarlardaki yerini yavaş yavaş gösteriyor. kaybetmesindeki en büyük etkenin daha ucuza mal satan eski doğu bloku ülkeleri, Orta ve Dısa baöımlılık Uzak Doğu ülkelerinin devreye girmesi olduğunu savunan Zirai üretimde ise ilaç, gübre uzmanlar, bunun yanısıra hammaddesı, sertıfikalı hijyenik kurallara ve tohumluk ve katkı maddelerinde standardizasyona gereklı dışa bağımlılık yaşanıyor. önemin gösterilmemesinin de Bağımlılığın üretimi tehdit edici sorun yarattığını vurguluyoıiar. boyutlara ulaşmasına Tarım Uzmanlar, Türkiye'nin tohum Bakanlığı bünyesindeki islah ve geliştırme çalışmalarını araştırma ve geliştirme ihmal etmenin faturasını ağır kuruluşlarının ödeyeceği görüşünde işlevsizleştirilmesinin neden fıkirbirliğine varıyorlar. olduğunu öne süren uzmanlar, Çiftçinin desteklenmemesi ve teknolojik yeniliklerdeıı la> dalanamaması tanmda vcrinıi düşürüyor. araştırma ve geliştirme faaliyetlenne gereken önemin verilmesi ve teknoloji üretiminin hedeflenmesinin bu bağımlılığın ortadan kaldınlması ıçin zorunlu olduğunu dile getiriyoriar. Hızlı nüfus artışı, ataerkil aileden çekirdek aileye geçış ve miras hukuku yaptırımları tarım alanlannın küçülmesine neden oluyor. Optimum ölçekten uzaklaşarak, küçülen ve parça sayısı artan tanm alanları, beraberinde maliyet artışı, alan kaybı ve verim düşüklüğü getıriyor. Aynca tarım yönünden zengin toprakların sanayiye tahsis edilmesi ya da Ege, Akdeniz bölgelerinde turizme yönlendirilmesi büyük sorun yaratıyor. Tarım sektörünün diğer bir sorunu ise tanma yapılan sabit sermaye yatmmlarının yetersizliği. Tarım sektörü toplam sermaye yatırımlannın GSMH'deki oranı 1963'ten bu yana dalgalanmalar gösteriyor. 1963 yılında yüzde 11 olan sabit sermaye payı, 1970'de yüzde 9.2'ye, 1980'de yüzde 6.6'ya, 1993'te yüzde 6'ya düşüyor. 1996'da ise bu rakam 1995 yılının üçte bin seviyelerine kadar iniyor. Bu düşüşte kamu yatınmlanndaki azalma ile 1980 sonrası özel sektörün tanmı kâıiı bulmayarak yatınm yapmaktan kaçınmasının etkili olduğu vurgulanıyor. Böylece yeterii yatınm yapılmadığı için, tanmsal üretimde doğa koşullannın belirieyicı etkisi bir türlü azaltılamamış, bazı yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle verim düşüklüğünün önüne geçilememiş oluyor. Tanm sektörü yatırımlanna genel çerçeveden bakıldığında durumun ne kadar vahim olduğu ister istemez ortaya çıkıyor. 1980'li yılların başında toplam yatmmlarda tanm sektörünün almış olduğu pay yüzde 1012 iken bu oranın 1984'ten sonra giderek azaldığı gözleniyor. Bu oran 1994'te yüzde 4.2'ye kadar düşüyor. Yatırım oranı 1995 yılında yükselme eğilimine girmesine karşın 1996 yılında ancak yüzde 5.4 oluyor. Uzmanlar, milli gelirdeki payı yüzde 15 seviyelerinde olan tanm sektörünün, yatınmlardan yüzde 45 seviyesinde bir pay almasının son derece yetersiz olduğuna dikkat çekıyorlar. Toplam yabancı sermaye izinleri içinde, tanmın payı yüzde 1.8 civannda seyrediyor. Bunların yüzde 33'ü hayvancılık alt sektöründe faaliyet gösteriyor. Tanm sektörü özeDeştirme politikalan kurbanı Türklye Zlraatçılar Derneğl Cenel Baskam İBRAHİM YETKİN Kredi Kooperatifleri Türkiye'de tanm Birliği gübre satışının politikası yüzde 50'ye yakını uygulanmıyor. gerçekleştirerek Uygulanan piyasayı düzenleyici özelleştirme bir rol oynuyor. politikalandır. 1984'e Tanm Bakanlığı kadar kamu 1984'tehallaç kuruluşları girdi pamuğu gibi atılarak, temin ediyor, teknik elemanlar piyasayı tarladan çekilerek duzenliyordu. Turgut Bakanlığın tanmsal üretimde o özal iktidara geldikten sonra, önce girdi temininde kamunun güne kadar oynadığı geliştirici role son verildi. rolü ortadan kaldınlmaya Bunun sonucu olarak bugün başlandı, ardından da kamunun piyasayı düzenlemesi üretici özellikle girdi kullanımında, satıcının sınırlandı. TZDK, TMO, TSKB yönlendırmesi ile baş başa gibi kuruluşlann o güne kadar kalmış durumdadır. Bunlar ise oynadıklan role son verilirken, fazla mal satmak için üreticiyi EBK, SEK gibi kuruluşlar da yanlış yönlendirebiliyorlar. satıldı. Bugün üretici, gübrede Hatalı politikalar nedeniyle birilaç, tohum gibi girdilerin iki yıl dışında 1984'ten bu yana temininde yüzde 90'lara varan oranda tüccar ve aracının eline üreticinin büyük bir çoğun luğu enflasyonun altında bir gelir kalmış durumda. Bu, girdi fiyatlannın sürekli yükselmesine artışı elde ederek fakirleşmiştir. Tanmsal ürünlerin çiftçinin ve girdi ithalatının, özellikle de tohum ithalatının artmasına yol elinden düşük fiyatla çıkması, tüketiciye de düşük fiyatla açtı. Yalnız son 23 yıldır Tanm satılacağı anlamına gelmektedir. Destekleme alım fiyatlan düşük tutulup miktar olarak sınııiandığı halde, sanayici ve tüccann kâr marjlannı arttırmalan, halkın gereksinmelerini daha pahalıya karşılamasına yol açtı. Bu durum ancak kamunun piyasayı düzenleyici rolü yeniden oynaması ıle giderilebilir. Destekleme alımlannın amacı, piyasayı üretici, sanayici ve tüketici açısından düzenlemekti. Bu da fiyat oluşumunu kamunun sağlaması ıle gerçekleşıyordu. Bu sıstem 1980'e kadar ışledı. 1980'den sonra değiştirilmesi talebi gündeme geldiyse de 198687'de değişikliğe ancak başlandı. Bu tarihten sonra destekleme alımlannın piyasada fiyat oluşturucu rolü adım adım kaldınldı. Bugün buğday başta olmak üzere birçok ürünün fiyatı piyasada oluşturulmaktadır. Tanma verilen sübvansiyonların, gerek gelişmiş ülkelerle karşılaştınldığında gerekse Türkiye'dekı tanmsal üretimin durumu göz önüne alındığında yeterii olduğu söylenemez. Tanmsal üretimi artırmak için selektif ve istikrarlı bir sübvansiyon sistemi kurulmalıdır. ö t e yandan günümüzde Tanm kesimine yapılam sabit sermaye yatınmlan yetersizdir. Toplam sabit sermaye yatınmlannın GSMH'deki oranı 1963'ten sonra dalgalanmalar göstermekle birtikte artarken, tarım kesimine yapılan sabit sermaye yatınmlannın oranı 1965'ten sonra azalmaya başlayarak 1996'da 1965'tekinin üçte birine kadar inmiştir. Bu düşuşte kamu yatınmlanndaki düşüşün büyük payı olmakla birlikte, özellikle 1980'den sonra özel sektörün tanmı kâriı bulmayarak, yatınm yapmaktan kaçınmasının da payı büyüktür. Sübvansiyonlar veterll mi? Parasal anlamda bu zamana • kadar venlen teşviklere bakıldığında rakamlann çok yüksek göründüğünü söyleyen uzmanlar, buna karşın üreticinin teşviklerden elde ettiği verimliliğin çok az olduğunu vurguluyoıiar. Bunda verilen sübvansiyonlann "politik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle