Katalog

12 HAZİRAN 2003. SAYI900 cak? Zinanın tespiti nasıl olacak? Bu soru lar şimdilik boşlukta kalıyor. Olumlu bulduğum iki değişikliği daha eklemek istiyorum:Tasarınınbütünmaddelerininiçeriklerini belirleyici nitelikte başlık konmuş. Ayrıca cezaların bireyselleşmesinde olanaklar çoğaltılmış ve ölüm cezası kalkmış. Bu daha çok genel değerlendirmelerden sonra, isterseniz dört barodan avukatların Urfa'dakiTÜBAKKOM'un (TürkiyeBaroları Kadın Komisyonları) toplantısında yapılan değerlendirmeleri olabildiğince ele alalını. A.Tuskan:Öncelikle l.kitap,5.kısım, 1. bölümdeki "çocııklara karşı işlenen suçlar'' ileilgilimaddelerden 100. maddedeğiştirilmeli. Suçu işlediği sırada 12 yaşını bitirmiş olııp, 15 yaşını bitirmemiş olanlar için "çocuk", 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşını bitirmemiş olanlar için "kiiçiik" deyiminin kullanılmış olması, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırı. 18 yaşını doldurmayanların çocuk olarak değerlendirilmesi gerekir. TCK'nin tümiinde 18 yaş sınırının, verilecek cezalar açısından 1215; 1518 yaş sınırı dikkate alınarak verilmesi, ancak küçüklere karşı işlenecek suçlar açısından 18 yaşın esas alınması gereklidir. Değiştirilmesi gerekli diğer önemli maddeleri izin verirseniz şöyle sıralayabiliriz. Tasarının 1. kitap, 1. kısım, 1. bölümde "Kanunilik" ana başlığı altındaki tanımlar bölümünün 4. maddesinin 3 No'lu bendinde "kadın" tanımlanırken, cümlede yer alan "bu deyim kızları da kapsar" kısmı çıkarılmalı. TCK "kadınkız", "bakirebakire olmayan" gibi ayırımlardan arındırılmalıdır. 2. kitabın6. bölümünün "çocuk düşürme ve düşürtme" başlığı kısmında, suç sonucugebeliğidüzenleyen 155. maddedeki " düşürtme fiili kadının iradesi dışında gerçekleşmişse, faile ceza verilmelidir. "Düşürtenecezaverilmez"hükmüyanlış. 2. kısmın6. bölümünde yer alan "cinsel bütünlüğe veedep törelerinekarşı suçlar" başlığı çıkarılarak, yalnızca "cinsel bütünlüğe karşı suçlar" tabirikullanılmalı. "Zorlaırzageçme" olan 315. maddenin başlığı, "Tecavüz" olarak değiştirilmelidir. Irz, iffet gibi kavranılar, ahlak, iyi niyet ve dürüstlük gibi insani değerlerin, cinsel suçlarla bağlantılı olarak kullanılması doğru değildir. Bu bölümde, 315. maddenin 1. fıkrasındaki hallere psikolojik baskı da eklenmelidir. Yaş konusunda da yine 18 yaş esas alınmalıdır. 3. fıkranın ise tamamen kaldırılması gerekir.".. iiilin kendisine karşı yapılmasını sağlamak rıza göstermektir..."ne anlamageliyor? 18yaşındanbüyükleriçin rıza varsa, suçtan; 18yaşından küçükler için ise rızanın varlığından söz edilemez. 4. fıkradaki ırza geçmeyi "cinsiyet uzvunun ithali" olarak tanımlamak da yanlış. Oral ve anal cinsiyet uzvunun ithali ve herhangibiryabancıvasıtanın ithali şeklinde açıklanmalı. 315. maddegenişletilerek, evlilik içi tecavüz de suç olarak düzenlenmeli ve teca vüz suçu şikâyete bağlı olmamalıdır. Çünkü evlilik, tecavüzü meşru kılmaz. " Küçüklerin ve çocukların rızası ile ırzına geçilmesi" başlığı ile düzenlenen 316. maddenin başlığındaki "nza" sözcüğünün , yukarıda belirttiğimiz nedenlerle kaldırılması gerekir. Madde 322'de "müstehcenlik" suçu düzenlenmiştir. Bu kavram madde içinde ve gerekçede açıklanmalı, net değil. Kanun, uygulayıcının geniş yorumuna açık bırakılmış. Madde325 "InsanKaçırmaveAlıkoyma" başlığı ile düzenlenmiştir. Bu maddenin 2. fıkrasında yine evli olan ve olmayan kadın arasında bir ayrımcılık yapılmış, Anayasanın 10. maddesine aykırı davranılmış. Bu fıkra genelde kadınlara yönelik uygulanacağından, burada evli kadının dunımu değil, erkeğin namusu düşünülerek böyle bir düzenlemeye gidilmiş. Verilen cezaların miktarı bunu açıkca gösteriyor: Tecavüze uğrayan kadın bekârsa, uygulanacak hapis cezası 3 6 yıl iken, evli ise ceza 4 7 yıla çıkıyor. Ayrıca 4. fıkrada reşit olmayan kimseye İzmir'den gözlemler MÜŞERREF HEKİMOĞLU ıllar geçiyor, çarpıcı olaylar yaşanıyor ülkemizde. Değişimler, dönüşümler, karanlıklar, aydınlıklar. 21 Mayıs'ta 32. yılı kutladım Ajans'taki arkadaşlarla. Altan Öymen ile birlikte 1970'li yıllara döndük. Genç arkadaşlar masal türü dinledi bizi. 32. yılı kutlamanın sevinciyle parladı gözleri. Yaşadığımız günlerde meslek dalımızda değişen koşullara karşın, değişmeyen olaylar da var. Onları yakalamak, yeni boyudar katmak kaçınılmaz bir görev. Kuşkusuz bu görev de başarılacak. Hepimize kolay gelsin. Yolumuz hayli güç, dik yokuşlar, inişler, çıkışlarla çizgisini korumayı başarmak gerekiyor. Mutlu bir olay, değişimlere karşın görev bilincinin oluşmasını da yaşıyor genç kuşaklar. * ** Altan Oymen'le söyleşirken Mehmet Ali Bayar da geldi. Nuri Bayar'ın oğlunu sevgiyle kucakladım. Basın dalında yaprak dökümü yaşandığı günlerde ilgisini, sevgisini, dosrluğıınıı gib.el hissettiren çağdaş bir insan. Uygarhk ne güzel şey. Belli çizgiler, derinleşen portreler güzel çağrışımlar yapıyor. Çağdaşlığı yaşayarak oluşuyor tüm ilişkiler. Mehmet Ali Bayar'dan Nuri Bayar'a döndüm düşüncemde. ANKA'ya soğuk bakanların cepheleştiği bir dönemde ekonomik bültene abone oluyor. O dönem için çarpıcı, dahası ters bir olay bu. AP'liler selam da vermiyor ama Nuri Bayar abonemiz olmaktan geri kalmıyor. Ödünsüz bir olay bu. Uygar düzeyde gelişiyor çizgiler. Mehmet Ali Bayar da bu çizgide bir kişi. Dünyaya dostça bakıyor, davranış biçimini bu bakışla yansıtıyor. Mutluyum, karalar basınca gözlerimi kapıyor, güzel insanlarla buluşuyorum. Bir değil, on değil, binlerce. Birini yitiriyor, yeni doğanları kutluyorum. Görkemli bir tören bu. * ** Bir olay, yeni bir olayı çağrıştırıyor. Zaman ve mekân kayboluyor, yeni yolculuklar başlıyor yaşamımda. Zeynep Erboy'dan Muamnıer Erboy'a yöneliyorum. Çeşme plajlarmda denize giriyorum, dahası altına bulanıyorum. Muammer Erboy gülümsüyor karşımda. Paris'ten Ayşegül Sirmen de katılıyor bu üçgene. Biraz Yunan adaları, biraz Napoli, Batı Italya Kıyıları, Cot'e D'Azour, derken Izmir Festivali'ne geliyoruz. Kıyılar morlaşıyor, mor pembeleşiyor, renkler değişiyor her an. Ben görmeyeli Muammer Erboy'un müzikseverliği giderek boyutlanıyor. 85 kişilik The Queen Orkestrası eşliğinde görkemli bir müzik şöleni yaşıyor. Izmir'de yaşayanlara güzel bir armağan. Açıklamak zorundayım, îzmir'e hayli uzak kaldım ama mutlu bir rastlantıyla olayı güzel yaşadım müzikli gecelerde. Şimdi Muammer Erboy'un oğlunu tanımayı bekliyorum. Kaç kuşağı bir arada kucaklıyorum. Muammer Erboy küçük bir çocuktu tanıdığım zaman. Şimdi Körfez'in güzel bir tepesi, çevresinde buluşanlarla renkleniyor yaşamı. Onlardan biri de Filiz Eczacıbaşı, Royal School of Bale'yi bitirmiş. Şimdi Izmir Kiiltür Sanat ve Eğitim Vakfı Başkanı. Dinledikçe seviniyor, güzellikleri bir arada kutluyorum. îzmir'e gitmek isteğiyle düşler kuruyorum. Kısa bir zaman diliminde neler yaşanıyor, kimler geliyor, kimler rine, 1518 yaş arasındaki çocuk deyimigetirilmeli. 5.fıkrada da yaş sınırının 12yerine 15 olarak belirlenmesiuluslararasısözleşmelere uygun olacak. Madde 326," Etkin Pişmanlık Hali Hafifletici Neden" başlığı altındaki hüküm tamamen kaldırılmalı. Son derece ağır bir suç olan "tecavüz", evlenme ile ortadan kaldırılıyor. Busuçunherhangibirnedenle ortadan kaldırılması kabul edilemez. Ayrıca, bu ağır suçta bazen birden fazla olan sanıkları, bir sanığın "evlenmesi" ile ceza almaktan kurtuluyor. Bir sanığın diğer sanıklan bu yolla kurtarması, kadının bir nesne, herhangi bir cisim, çok daha ağırbir ceza gerektiren toplu tecavüz olayının da bir aritmetik eylemler toplamı olarak görüldüğünün açık göstergesidir.0 gidiyor! Yeni yüzlerde gözleri parlıyor, onurlanıyor insanlar. Muammer Erboy, Levent Gündüz'ü tanıtıyor bana. 1977 doğumlu bir operacı. Erboy umutla bakıyor ona. Opera dalında parlayan bir yıldız gibi geleceğe ışık tutuyor. Gülümseyerek dinliyorum. Ankara Devlet Operası'nda ne zaman söyleyecek diye düşünüyorum. Uzun süredir iyi bir tenor dinlemedik opera sahnelerinde. Sevgili okurlarım, Döne döne aynı konuya geliyorum. Sanat ve insan ilişkilerine mutlu ve umutlu bakıyorum her zaman. Her dalda güzel ürünler var. O güzelliklerle güçleniyor, üzüntüden arınıyorum. Elbet belli bir süre. Ancak kısa da olsa bunalımı aşmaya yetiyor sanat olayları. Mutlu bir olay soluk veriyor insana. Çaprazlar düzleniyor, karanlık aydmlanıyor, umut yeniden yeşeriyor. Umudu soldurmaya hakktmız yok. Gelin birlikte yeşertelim. #