03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 BAĞDAT'TAN DÖNEN BARIŞ EYLEMCİSİ TOLGA TEMÜGE ANLATIYOR... CUMHURlYET DERGÎ Iraklıların başına bir şey gelirse... AYŞE BERKTAY Şubat ayı başlarında Kırmızı Otobüsleriyle Türkiye'ye gelen barış eylemcileri, namı diğer "Canlı kalkanlar" üzerine Türkiye'de ve dünyada pek çok şey yazılıp söylendi. Beyaz Saray onları Saddam Hüseyin 'in piyonlan olmakla suçladı, Amerikalı eylemciler i n Amerika'ya döndülderi zaman savaş suçlusuolarak yargılanacaklannı söyledi. Çok satan gazetelerin "güçlü" veönemleri dünyayı kendi gazetelerinin cam kulelerinden seyreden küçük yürekli, küçük kafalı yazarları, onların yaptıklarını aşağılamak için ne yapacaldarını bilemediler. Yürekleri dünyayı kucaklayacak kadar büyük, ama alçakgönüllü, bir umudun peşine takılıp Bağdat yollarına düşecek kadar coşkulu ama gaza gelmeyecek kadar dingin bu insanların ağırbaşlı kararlılıkları onlara çok aykırıydı; sataştılar, küçük düşürmeye çalıştılar, onlara söz hakkı vermediler ama onlardan söz etmeden de edemediler. Asıl haber canlı kalkanların işgal tehdidi altındakilrak'tagördükleri.yaşadıklanydı.ama onlar işi "Biri Bizi Gözetliyor" vari bir dedikodu malzemesine dönüştürmeyi tercih ettiler. Konu Irak'a revagorülen zulmün içyüzüydü, onlar canlı kalkanların içyüzü üzerine konuşup yazmayı tercih ettiler. Aşağıda bu banş eylemcilerinden birinin, 38 yaşındaki, banş ve çevre eylemcisi Tolga Temüge'nin tanıklığını okuyacaksınız... Yolculuktan başlayalım istersen... Kırmızı otobüslerleLondra'dan 30 kişilik birgrubu Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyonu adına Istanbul'da birkaç gunağırladıktansonra, 11 Şubat'tayola çıktık. Başından beri söylediğim gibi, Insan kalkanı lafı bende bir rahatsızlık yara tıyordıı. 1991 Körfez Savaşı'nda Saddam ın oradaki bazı insanları rehin alıp kalkan olarak kullanma girişimi vardı. Ama sonuçta bu, savaş karşıtı hareket içinde önemlibirtaktikti.Onun için kullanılan bu isme karşı olsam da, eylemin bir ucundantuttum. Fakatherhangibir örgüte veya aynı pasaportu taşıyor olma temeline dayalı bir ülke grubunadahilolmak iste mediğim için, tamamen bireysel olarak tanıklık edip, kampanya yürütmek, eylemler yapabilmek amacıyla yola çıkmıştım. Evsahipliğimiz Türkiye sınırından çıkınca bitti ve Halep'tegruptan aynldım. Irak'ta duyduğum ilk cümlelerden biri "Canlıkalkan olarak buraya geleceğinize, Incirlik Üssu'nübombalasaydınız.Savaşıöyleengellerdiniz"oldu. Biz bir şey demedik. Yaşlısı, "Dünyadum an", dedi. Oradaki insanların sefaleti, çaresizliği ve öfkesi... Büyük bir öfke var... Irak'ta nasıl bir ortamdaydınız ? Irak Kardeşlik, Dostluk ve Banş Organizasyonu Başkanı Abdülrezzak el Haşimi, banş delegasyonlarının, canlı kalkanların ve banş eylemcilerinin oradaki ağırlanmasından bütünüyle sorumluydu. Sivil toplum örgütü dense de Irak'ta sivil toplum örgütü yok. Devlet kurumları ile aramızdaki ilişkiyi o sağlıyordu .Rafineriye yerleştiğimde rafinerideki komşularım etkileyiciydi, sağımda Hıristiyan bir aile vardı, solumda Müslüman. Bir mahalle düşünün. Rafineri mahallenin içinde mi? 2700işçinin çalıştığı bir rafineri. Işçileraileleriylekalıyorlar. Palmiyeleriçinde tek katlı, iki katlı yaklaşık 300konut var. Genellikle mühendis ve bazı işçi aileleri oturuyor. Bir kreş, bir klinik, bir okul da var. Bunlarla yakın i lişkiler kurma şansımız oldu. Bazı arkadaşlar okula gidip çocuklarla oyun oynadılar, Ingilizcelerini geliştirmelerineyardımcı oldular. Mahalle de hemen petrol rafinerisinin yanında; tıpkı PETKİM gibi, TÜPRAŞ gibi. Petrolekarşı bu kadar sene mücadele ettikten sonra ilk defa bir petrol rafinerisine bu kadar rahatgirip çıktım, bilgi aldım. Genel müdürbana şunu söyledi:" ilk Körfez Savaşında yaptığımız hatayı yapmıyoruz. Çölde Amerikahların bizi vurmasını beklemeyeceğiz. Aradaki teknoloji farkının farkındayız. O yüzden ordumuz şehrin içinde onlarla vuruşacak, onları bekleyecek. YdlardanberiABD'ninzulmü.baskısıvebombalanaltında ezilmiş bir halk eğer Bağdat sokaklannda ABD askerlerini görecek olursa, onlara çok şiddetle tepki verecektir"... Konuştuğum pek çok insanda da Amerikalılara karşı büyük bir öfke var. Hatta biri, Saddam 'a karşı olduğunu, rejimin değişmesigerektiğini, kendisinin muhalefetten olduğunu söyledi. Ancak"başımıza Amerikahların getireceği bir diktatörü de kabul etmeyecektir bu halk, sonuna kadar savaşacağız", dedi. Başka bir tanıştığım taksi şoförü, daha doğrusu taksi şirketi sahibi biraz daha ılımlıydı. Amerikalılargelipdesokaklardadavranışlarınadikkatederlerscon ları hoşgörebiliriz, tarzında birşeylersöyledi Amerikalılar da bu ofkenin farkındalar ve Bağdat'ı Hiroşima'ya döndürmek gibi bir planları var. ilk günde î 4 bin civarında bomba atılması planlanıyor. Bağdat sizi nasıl etkiledi, nasıl bir ken t buldunuz ? Bağdat Üniversitesi'nde diğer komşu ülkelerden gelmiş çok fazla öğrenci var. Bağdat'a baktığınızda biraz Houston'u biraz Dallas'ı hatırlatıyor. Yani petrol zengini bir metropol. Dört şerit gidişli, dört şerit gelişli yolları var. Gerçekten muhteşem bir mimari, eski ile yeninin birlikteliği çok uyumlu. Inşaat sektörü çok gelişmiş, köprüleri, parkları, anıtları... Saddam Hüseyin heykellerinibirtarafakoyalım olamaz böyle bir şey camileri ve üniversitesiyle Bağdat modern bir metropol. Bağdat Üniversitesi komşu ülkelerdeki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle