25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Haluk Oral aslında matematik profesörü. Ama ikinci bir uğraşı daha var... Sahaf sahaf dolaşıp kendi deyimiyle "imza topluyor". Bu tutkusunun nedeni için "duygusal"diyor. Arşivinde şimdiden on bine yakın imzalı kitap var. CUMHURİYET DERGİ Imzalan saklayın SENEM ONAN imin aklına gelirdi ki Stanley Morris'in Nâzım Hikmet'in kendisine imzaladığı kitabı bir giin Haluk Oral'a hediye edeceği ve böylece bir hayatın şair ve edebiy atçı imzaları peşinde geçeceği... Bir matematik prof esörünün, sayıların ve ispatların dünyasından çıkıp imzalı kitap sayfaları, mektuplar, fotoğraflar hatta borç senetlerini biriktirip kimscnin bilmediği hikâyeler anlatacağı. Kitapların içindeki sırlar dolu dünyasına bizi de çağıracağı... Nasıl başladınız imza toplamaya? Önce para koleksiyonu yapmaya başladım. Daha sonra Kanada'da doktoramı yaparken tanıştığım Stanley Morris bir gün Nâzım Hikmet'in imzalı kitaplarını hediyeettive"Buralardakimseanlamaz bunları, ama sen sahip çıkarsın" dedi. 1990 yıhnda Türkiye'ye dönünce poster, resim, peçete, mektup hatta noterde tasdik edilmiş borç senetleri, imzalı ne varsa toplamayabaşladım.MeselaHalikarnas Balıkçısı'nın kitap sözleşmesi var, pulu nun üzerine imzasını attığı. Neden imza topluyorsunuz? Hiçbir mantıklı açıklaması yok. Yatırımla falan da alakası yok. I lakikaten tamamen duygusal. Biri imzasını atarken sadece o imzayı atar. Bir yandan imza atıp bir yandan sağına soluna bakmaz, hayatının birkaç saniyesi depolanmış olur orada. Siz de o insanın hayatının birkaç saniyesinin nasıl geçtiğini bilirsiniz ve o ana sahip olursunuz. Bir de imzaya bakarak işin psikolojisi hakkında fikir yürütmek imkânı var. Yazıdaki değişmelerden o anki ruh halini yakalıyorsunuz. Bir rakı masasında kitaplar karşılıklı imzalandığında. Ya dabu imza bir mektubun sonunda oluyor ve o adamın yaşamından bir kesit öğreniyorsunuz. Kitaplarda bulamayaca gili bir şeyler öğrenmek, kitaplarda yazılmamiş şeylere ulaşmak, işin asıl bu tarafı keyifli. Ama koleksiyonculuk neredebitiyor, araştırma neredebaşlıyor, koleksiyoncu kime denir, kime denmez bunların belli bir kuralı olduğunu hiç sanmıyorum. Benim için kriter, öğrenmek. Bir şeyleri biriktirirsem onun sayesinde daha evvel bilmediğim bir şeyleri öğrenmeliyim. O zaman çok keyif alıyorum. Orhan Veli'nin askerlik resmine bakıp, arkadaki dağların neresi olduğunu öğrenmenin, size verdiği bilginin keyfinden başka hayatınıza kattığı bir şey yoktur. Hayatımızda hep unuttuğumuz şeyler bunlar; keyif alğınız ayrıntıların peşine düşmeye başh mak. Yapmak zorunda olduğumuz şeyleyorsunıız Bir imzanın peşine düşüyorsu ri yapıyoruz zaten, ama arada keyif almanuz ve zamanın gerısine doğru inanılmaz yıunutuyoruz. bir yolculuğa başlıyorsunuz. İmzanın üsBu işin tarihçilik kısmı nedir? tündeki yazıda bir arkadaşıyla dalga geçiBen tarihin günlük olaylarıyla ilgileniyor mesela ya da aşkını açıklıyor. Onlara yorum. Bir sürü şeyi toplayınca sanki bir ortak oluyorsunuz. Sanki aynı içki masa bilmeceninboşluklarınıdoldurmuşgibi sında sohbet ediyorsunuz. oluyorum. Bunu da ancak siz yapıyorsuKoleksiyoncu olnıanın kuralı var mı ? nuz, çünkü başkasının elinde böyle belKoleksiyonculuk toplamak değil sade geleryok. Amabuyükolaylardanbahsetce, bir araştırma duygusu yaratmıyorsa miyorsunuz, küçücük bir detay belki. Keki yüzde 99 yaratır çok bir önemi yok. sinlikle tarihçilik veya tarihe bir yorum Açıkçası sadece koleksiyoncu olduğum getirme iddiam yok. düşünülüncerahatsızoluyorum.BirimÖdünç kitap veriyor musunuz hiç ? zayı bulduğumda, ne zaman ve hangi setmzalı olduğu zaman kitap olmaktan bepleatılmış.bununneticesindedeğişik çıkıyor. Verilecek bir şey değil artık. Karbir şeyler olmuş mu, bu iki insan arasın şımdaki insanı ne kadar seversem sevedaki ilişki neymiş, kime imzalamış... Bun yim olmaz, ama fotokopisini veririm ve larla uğraşmak hoşuma gidiyor. Benim hiçbir hak da talep etmem. Yerine koyuyaptığım bir obje bulup, bu obje aracıh lamayacak şeyler var hayatta. ğıyla sevdiğim şair veya edebiyatçıya deNe zaman yazmaya başladınız? rinlemesine yaklaşmak, onun hayatıyla ilîki yıl olmadı daha. Ilk önce Kolleksiyon dergisinden yazı yazar mısın dediler. Sonra Doğan Hızlan'la tanıştık. Sağ olsunlar bir köşe verdiler, bir de fiyakalı bir fotoğrafımı koydular. Hâlâ devam ediyorum. Kitaplık'a da yazdım. Çok büyük keyif alıyorum bunlara zaman ayırmaktan ve yazmaktan. Bir de adetim kendi malzemelerimden yola çıkmak. Benim malzemelerim sadece bende olduğu için daha orijinal oluyor. Başka birinin aynı yazıyı yazmış olmasına imkân ve ihtimal yok. O konunun uzmanı bÜe yazıdan bir şeyler öğrensin. O konuyu çok iyi bilmesi yazıyı değersiz kılmasın veya yeni bir şeyler öğrenebileceği bir yazı olmaktan çıkarmasın. Sahaf dünyasında imzanın yeri ne? Sahaflar çoğunlukla çok anlayışlı insanlar, hele ki yıllanmışları bu işi hakkını vererek yaparlar. Sizin neyi ne kadar zamandır aradığınızı bilir ve onu postayla falan göndermez." Abi gel bir şey buldum ya da sana uğrayacağım" derler. Kitabı kendi elleriyle size vermek, o sırada gözlerinizden çıkan ışıltıya ortak olmak isterler. Fiyat falan da önemli olmaz. iyi bir sahaf, bu adam bu kitabı yıllardır arıyor, iyi bir fiyat alırım diye düşünmez. Aksine, kitabı bulunca ne sevinecek diye düşünür. Çok özel bir ilişki oluyor, bunun bir maddi tarafı var ama tahmin edilen kadar değil. Verdiğin para o anda duyduğun sevinçle çok orantılı değil. Çoğu zaman şunu duymuşumdur, "Abi söz, bulduğum zaman sana hediye edicem." Sahaflann misyonu da kitapları gerçek sahiplerine ulaştırmak belki de.. . •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle