Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23KASIM2OO3. SAYI922 Erkeklerin yazdığı tarihte kadına yer yoktu... Siyaset bilimcisi Prof. Fatmagül Berktay, kadınların tarihin öznesi olma çabalarını anlatırken kamusal alanı genişletmenin yollarını da çoğaltıyor: Dcğişmeyi göze almalı. dınlanma'nın talcbi, ama bıı kadınlar için gerçekleşmiş değil. Kişiler,bireylerbunedenle çok önemli. Ancak fcminist tarih geliştikçe daha altlara yayılacak ve yaygınla şacak. Orneğin Ingiltere'de, Amerika'da yeni, çok ilginç tarih çalışmaları görüyoruz. Işçi sınıfı kadınlan arasındaki yazışmaları, günlükleri, şiirleri ele alıyorlar. Bu perspektiflc çok daha geniş alanlara bakış ortayaçıkabilir. Yaşarken olmasa da, bugiin tarihsel özneolan kadınların temelözelliklerine? Onceliklehepsi "kendisi olmak ' talebi kasmaolanborcunıızun larkınavarırsanız, her şcyi bcn kendi başınıa yaptım dcyip ortaya çıkmaz, başkalarının üzcrine basarak giiç kazanmak istemezsiniz. Ama bugüniin sistemi içinde var olmak kadınların dilini de değiştiriyor... üünümüzde ataerkıllık vc bircycılık o kadar egemen ki, kadınlar da sisteme gırdikleri zaman istcr istemez oy unu kurallarına göre oynamaya çalışıyorlar. Çok da haksızdeğiller, amabubirkısırdöngüyaratıyor. Siz oyunu kurahna göre oynayıp değişürmezseniz, ooyunu yeniden üretir kadın" diye soruyorlar, haklı olarak. 1970'lerdedurum farklıydı. "Kızkardeşlik " heniiz o kadar geçersiz bir kategori değildi. Kimlik siyasetlerınin katılaştığı.bölünmelerinöneçıktığıpostmodernbiriklimdebütünleştirıci bir "kadın " kategorisinden söz etmek mümkün değil. Türkiye ise, her anlamda çok bölünmüş bir ülkc, bangi katlın demedcn önce, hangi Türkiye diye de sormak gerekiyor... Doğu ve Batı ınanılmaz derecede lark ediyor. Geri döniip baktığımızda, kız kardeşlik derken kendimizi mi kandırıyorduk,yoksa hakikaten 20 yılda yaşanan değişme kardeşlik duygusunu tüketmeye yetti mi ? tkısi bırden.Gerçekten dünyada farklılıklar ve farklılığa ilişkin kavrayış çok derinleşti. Ayrıca küreselleşmeolgusu kimlik siyasetlerini ve müeadelelerini çok ön plana çıkardı. Daha önceden farkında olmadı ğımızkimlikleröneçıktı.lslamcı kimlik, etnik kimlik... Dolayısıyla I'ürk modernleşmesi hakikaten zor bir dönemeçte. Unıulur ki, sorunlar demokrasi ile halledilsın... Bu noktada teori üreten bir feminist, nerede duracak ? Bu çok zor bir soru. Ortak bir kadın politikası mümkün nıüdür, sorusuna birçok kişi mümkün değildir, diyor. Benim bıına cevabım, kamusal alanın genişletilme bir nokta bulabilirim denmiyor. Oysa k.ımusal alanın demokratikleşmesi, böylesi karşılıklı "konuşma'va vcuzlaşmavabağhdır. Nedenkimliklerimizebukadarsıkısıkıya yapışıyoruz? Esas sorıın demokratik yaklaşım eksildigi.Belkidegeçmişten.tarihımizdengelen birşey,bu. 1 lepsiyasiiktidarıelegeçirmek, onu kendimiz için kullanmak ve başkasının canına okuyup kendi anlayışımızı yerleştirmek üzerine koşullanmışız. Ayrıca kimlik dediğimiz şey de sabit değildir; sürekli yeniden kurgulanan, yapılıp bozulan bir kurgudur. Ama kimlik siyaseti, sanki değişmez bir öz varmış gibi alır kimliği ve sabitleyipmutlaklaştırır. Tehlikedeburadan kaynaklanıyor. Ama Türkiye toplumu zatenherşeyimutlakJaştırmayaçokyatkın. Kadınlan demokrasiye daha mı yakın BİRLEŞİN ilc ortaya çıkan güçlü kadınlar. Güçlü kadınlar derken, çok yaralanan, çok berclenen kadınlar değıller demek istemiyorum. Tam tersine. Ama tabii ki, dünyaya iz bıraknıak, kendi adını koymaya cesaret etmekyürek istiyor vc becleli ıntıtlaka ödeniyor. Bu bedellerden biri tarih tarafından görülmemoknıi? ütobiyografilcri ya da biyografilcri okurkcn kadınların bunuhissettiğinigörü yoruz. Marie (ıırie gibi öncü olan kadınlar yaşarken df öntiiıli olmalarına rağmcn hcp bu korkııyu vaşıyorlar: "Ben öleceğim ve bfnisilecekler,yokcdcceklcı ".Buyüzden, kendilerinianlatmaçabasıiçerisindeotobivografi, günlük yazıyorlar ama bıınlan kendilerine saklıyorlar; gene de içten içe günün birinde yayımlanacağı umuduyla. Erkek otobiyografilcri genelde düzçizgisel biçimde bir başarı öyküsü, "ben nereden nereyegcldim"ianlatırlar. Kadınlar kendilerini böyle tck başlarına kurgulamıyor, ailele rinin, arkadaşlarının, içinde bıılundukları grubıın ne kadar önenıli olılu ğunu anlatıyor, kendi tarihlerinionlarlabir liktc kurguluyorlar. Topluluğa olan borçla rının farkındalar; bu da bana çok hos, geliyor. Çünkü dayanışma dediğimiz şeyin ipuçları bııralarda; baş siniz. Açıkmücadeleolanağı tanınmadığı zaman ister istemez dolaylıyollarabaşvurursunuz. "Zayıfların silahları" denen üstü örtülüyollara...Var olmak için birazdabunu yapmak zorunda kalırsınız. Ama sonuçta sistcmin yeniden iıretilmesine de yardını edcrsiniz. Kötübirikilem.yani... Dayanışma... Kadınlar arasında dayanışma gerçekle şebilsc, o zaman dünyada da çok şey değişecek. Çünkü işte o zaman var olan ataerkil oyunun dışmaçıkmış.kuralıbozmıı^olacaksınız. Biitün bu öngörüler için Türkiyc, biraz umutsuz bir tablo çizmiyor mu ? Türkiye'de iktidarla erkeklik arasında müthiş bir ilişki, (.umhuriyetin yok etmek temaalcsef çokzayıi kaldıgı bir ataerkil ze min var. Bu sadccc kadın nıeselesinde ken dini göstermiyor. Şiddetın her alanda yiizcyin hemen al tında olması ve en ufak bir durumtla yiızeyc çıkıvermesi de bıınıın hıv göstergesi. Türkiye'nin haritasına baktığımız zaman da, tanımlamalar batıdan doğuya doğru,oryantalistleşmiyormu? Ya da farklı kırılmaların yaşanması taribin yazılmasını da çeşiticndiriyor mu? (jok dogrıı. Artık kadın dediğiniz zaman insana "hangı si için mücadelectmekve kamusal alanda demokrasi ilkelerinin egemen olmasını sağlamak. Bugiin tüııı farklı kadın grupları kamusal alanı kullanıyor, Kürtler, laikler, tiirbanlılar... Ama alan hâlâ dar, üstelik giderek daha da daralıyor gibi gözüküyor... Çok doğru, çünkü kamusal alana katı pozisyonlarla çıkılıp, öyle duruluyor. Mev cut durumda herkes bırbirini ötekileştiriyor, sonuçta, alan içinde yan yana duran ve birbirlerine düşmanca gözlerle bakan bir sürü" öteki" ortaya çıkıyor. Benim anladığım kamusal alanın genişletilmesi bu değil; genişlemek için bırbirini dinlemek, diyalog ıçıne girmek ve bu diyalog sonunda kendisinin tle değişebileccğini önceden kabııl etmck gerekir. Oysa, herkes hiç değişmedenorada var olmak, hattamümkünse başkasını değiştirmek üzerine geliyor. Bu sü reç içinde kendim dc değişebilirim, ortak buluyorsunuz? Açıkçası, kadınlan ve gençleri demokrasiye daha yakın görüyorum. Bunıı, "kadınların doğası daha ıvıdiı " fıLın gerekçesiyle söylemiyorunı. Buözcü bır yaklaşım olur. Ama kadınlar ve gençler siyaset alanından dışlanmışdurumdalar.Türkiye'de siyaset sadeceerkeklerin değil, aynızamandayaşlıların iktidar alanı ve 50 yaşına gelmeden kimse söx sahibi bile kabul edilmivor. Ve bu, yaşlıerkek iktidar, kadınlara ve gençlere göz açtırmıyor... 75 yaşına geliyor adam, hâlâ iktidarda. Bugerontokrasiye karşışimdiyekadar siyasetin dışında bırakılan gençlerin ve kadınların el ele vermesi siyaseti canlandırmaya hizmet edebilir. Parlamentodaki kadınlar farklı partilerden oldukları halde bellikonularda ortak siyasetlerüretebilirlerse bu çok tayin edici bir değişiklik yaratabilir. Ama bunun için de Meclis'eyüzde 2025 oranındagirmeleri.yanikritikeşiği aşmalaıı gerekiyor.. . • beratguncikan@tnn.net