Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 p» bu yolla ifadeye daha doğrudan, daha kolay ulaşılmasını sağlayan önerilerde bulunmak. Resimde, en yalın renk kullanma yöntemlerini ve eskizle boyama aşamalarını tekleştiren ve bir oturuşta sonuca gidebilen bir resim kurma yöntemini birkaç yıldır sergiliyorum. Bu izleyici ile kurduğunuz ilişkiye nasıl yansıyor? Bu bakışla yaptığınız uygulamalar, ifadeyi doğrudanlaştırdığıveetkisiniyoğunlaştırdığı gibi, çalışma ile izleyici arasında da bir yakınlık sağlıyor. Yani karşınızda nasıl yapıldığı kavranamaz, hayranlık uyandırmaya koşullu, gizem dolu ve ulaşılamaz aristokrat bir sanat değil; birçok izleyicinin "bunu ben de deneyebılirım" ya da "ben de yapsam böyle yapmak isterdim" diyebildiği bir açık duruş var. BunaBrechtçibirtutumdadiyebilirim.Alanın demokratikleştirilmesinden bunları kastediyorum. Başarılabildi mi? Evet diyebilirim, çünkü bunları ilginçlik ya da aykırılık olsun diye yapmıyorum. Ben radikal çözümler; güçlü bir ifadeye kolay ulaşmanın yolunu açmak üzere gerekçeleri belli, somut çözümler öneriyorum. Olumlu yanıtları da alabiliyorum çünkü çalışmalarımı sadece kolleksiyonerlere değil, geniş çevrelere de ulaştırmayı önemsiyorum; insanlar yaptığım çalışmaları merakediyor, izliyor, algılıyorlar. Sanat Buluşması'nda sergilenecek resimlerinizde biraz daha "çıplaklık" hâkim gibi... Yıllardır üzerinde en çok çalıştığım şey yalınlaşmaktResmibusanatadairhiçbirolanağı reddetmeden hem dil olarak hem teknik olarak çok yalın biçimlere ulaştırabilmek. Yani gereksız şıklıklardan, göze hoş gelecek dokulardan, bezemelerden uzaklaştırmak. Bu arada f ırça vuruşlarımdan ve güçlü desen gösterilerinden vazgeçtim. Renk dengesine en az sayıda boyayla ulaşmaya çalıştım. Böylece, bir insan çizeceğinizde, onu çiziyorsunuz ve ancak resim düzeni gerektiriyorsa bir de giysı ekliyorsunuz. Yani aynen herkesin giyinmesı gerektiği zaman giyindiği gibi. Resimde çıplağı erotik olanla karıştıran çok kişi var, biliyorum. Oysa erotik olan, çıplağın kendisinde değil işaret ettiği şeydedir. Çıplağı, insani dram içeren pek çok tema içinde etkileyici biçimde kullanabilirsiniz. Bu tür buluşmaların, sanat fuarlarının sanatsanatçıizleyici ve alıcı açısından önemi nedir? Sanat fuarları bütün dünyada en önemli sergilemeortamlarıhalinegeldi.BugünAvrupa'nın hemen her büyük kentinde bir sanat fuarı mutlaka düzenleniyor. Istanbul Sanat Fuarı bence baştan beri çok etkili oldu. Düşünün ki fuarı beş günde 1520 bin kişi (yani bir yılda bütün Istanbul galerilerini gezen insan sayısından f azla) geziyor. Fuarlar bir çeşit er meydanı. Birçok genç sanatçı bileğinin gücünü fuarda tanıttı. Yıldan yıla herkes yeni (yeni çalışması varsa tabii, çünkü fuarlarda hep aynı çalışmaları sergileyemezsiniz) ne yaptıysa ortaya koyuyor. Kişisel sergilerden farklı olarak, izleyici sanatçıların işlerini olduğu kadar, onların sürekliliğini, tutarlılığını ve gelişme tempolarını kıyaslıyor. Bilgi ve gorgü ediniyor, sanatçılarlatanışıp konuşuyor. Bu noktada, izleyicininalıcının sanatçılarla karşılaşmasının karşılıklı yararını göz ardı etmemeli. Düşünün ki bizlerde, sanat ortamının çıkar ilişkilerinın dışında duran kültürlü, açık görüşlü, meraklı ızleyicilerle sohbetlerden neyı ne kadar ıfade edebilmış olduğumuzu sınamakolanağını buluyoruz. Bence fuar, sanatçıizleyiciilişkilerinegetirdiğizenginlik açısından bu ülkedeki tek önemli "bigshow" konumundadır. Keşke onon beş kentte daha böyle sanat fuarları düzenlenebilse.. .^ beratguncikan@turk.net CUMHURİYET ÜERGİ Bir edebiyat ajanı GÖKÇE ÇtÇEK ÇETÎN T ürkiye'nin en tanımış yazarlarının kitaplarını.ilkookuyor. Sizyazarlarla lumşabilnıcniıı hayulini kıırup, imza kuyruklannda saatlerce beklerken, unların en özel aıılarına, o bizzat tanıklık ediyor. Kimden mi bahsediyorum? Adı Barbaros Altuğ. O bir ajan. Türkiye'nin ilk vetek edebiyat ajanı. Susmak bilmeyen iki cep telefonunu silah, yay ınevlerini de sinsi planlar yapan zalim düşman yerine koymazsakeğer.onunJamesBond'la pek ilgisi yok. O sadece yazarlann para saymak, hesap yapmak. telif haklarının peşinden koşmak için harcayaeakları zamanı huzur içinde, sadece yazarakgeçirmelerini sağlıyor. Yurtdışında yazarların tcmsilciliğini yapan ajanslardaçalışanlaraajan(agent)deniliyor. Barbaros Altuğeğleneeli bulduğu içiıı bu ismi kullandığmısöylüyor. Menajerolarakanıl Nasılbaşladınız? tabını yayımlamıştı. "Jilet Sinan"ı beraber ODTÜ MakineMühendisliği'nibitirdim yayımladık. Stella Acıman'laçahîjtyorum. amamühendislikhiç yapmadım. Dahason Banasüreklikitapgeliyor. Onların arasından ra Italya'yagidipgazetecilikokudum. Dön iyi birörnek çıkarsa çalışmaya devam edeeediikten sonra Dünyagazetesindegazetecili ğimde ...Genç yazarlarla çalışırken çok büğe basladım. Nezih Bey'leçalıstık. Aile dos yük maddi beklentinizolamaz. Önemli olan tumuzdu ve "(iel beraber çalışaltm" dedi. edebiyat dünyasında yer edinebilmelerine Ben de çok isliyordum. Soııra editör olarak yardınıcı olınak. Vizyon dergisıne geçtim oradan da MilliMisyonda yükleniyoısıınıı/... yel'e. 1998yılmmsonlannadoğıuilkteklif Tamaınen. Diğer büyük yazarlardan kaMurathan Mungan'dangeldi. Böylebirtem zandıklarımlaonlarıdestckliyorumdadenisileiyeihtiyaçduyulduğununbendefarkmlebilir. daydım. lşleraksıyordu. ()nun da benim gibi Hangi yazarlarla çalı^ma/sım/'.' birineihtiyacıvardı. 1999 yılında birlikte çaBir yazarla çalışabilmem için ilk olarak lışmaya başladık. Üç Aynalı Kırk Oda yeni yazannöncelikleriyle benim önceliklerimin kariyerimdeki ilk kitap, Murathan da ilk ya çakışması gerekiyor. IkincİM yazann bana zardır. gelene kadaroluşturduğu kariyerini eğerbeHayli iyi bir donanımınız var ve siz çok ğenmiyorsam baştan "Ilayır"diyorum. Ayrıca tabii ki benimle çalışmaya başladıktan genç görünüyorsunuz? Herkes bunu söylüyor. 34 yaşındayım. sonraki kariyeri hakkındadaanlaşmalıyız. I üm budonanımlan edinmek içinyeterli bir Benim yazarın o ana kadar yazdığı tüm eser Barbaros Altuğ, Türkiye'nin İlk ve tek edebiyat ajanı. Ama onun James Bond'la pek ilgisi yok. O sadece yazarlann para saymak, hesap yapmak, tellf haklarının peşinden koşmak için harcayacakları zamanı huzur içinde, sadece yazarak ' geçlrmelerlnl sağlıyor. mak istemiyor. " Ba^ka bir taııını getiren olursa, mesela I lakkı Devrimfeaşkabirşey demek isterse,kabuledebiliıimbelki." Her ajanın gizli bir silahı olur. Si/inki ne? Yazarlarım. Silahlarımonlarçünkühepsi çok güçlü isimler. Heryayıncınınçalışmak isteyeceği yazarlar. Birıvsel olarak? Oncelikle yayıncılığı bilen bir insanım. Ailcıııin bir kısmının yayınevi vardı, çocukluğumdan beri bu işin içindeyim. Ayrıca u/.unsürcbasındaçalıstın). Işinbasmtarafını da biliyorum. (,'ok iyi bir okuıunı da... Bunların üçünün de çok önemli olduğunu dÜ!jünüyorum..Aynı zamanda ögrenimim, yurtdışı deneyimim ve birkaç yafencı dil konuşabilmemdeönemlidonanı^anin.Zateii bu art ı lar olmadan ajanlığa lıaşlamak dop rıı değil. Çün^söylediklerimin tiimü buişin tanımlartarâsifıdayeralıfor leribılmem.gelecekteoıuıniyibirşeyleryazabileceğine inanmam gerekiyor. Aynı zaHangi ya/arlarla çalışıyorsunu/.? Murathan Mungan'dansonra Vedat'Iiir manda da onun bana gii venmesi. (,'iinkü bakaligeldi. SonraI.atife Tekin,PerihanMağ na kendiniteslim ediyor, ben tenısilcisiyim; den, Bııket Uzııner, Aslı Erdoğan, F.lif Şafak, yazann haklarını temsil ediyorıım. liıı neCiönül K.ıvılcım... Hepsi de güçlü yazarlar denle bana yiizde doksan değil yüzde yiiz giiuldugu için, kendimi piyasaya kabtıl ettir venmeli. Karşılıklı olarak güventesisedilenıekte hiç güçlük çekmedim. Yayıncıların da bilirseçalışıyorıız. Bunedenle yeni yazarlarvarlığımdan rahatsız olduğunu diişünmüyo la altı aylık birdenemesözlesmesi yapıyorum. I lâlâaym yazarlarla veyayınevleriyle rum. Bu sürede baktık işler yolunda; süre uzuyor, olmuyorsa bırak lyoru/. çalışıyorum. Bu iyi birişarel. Varlığınızyazarların kariyerlerini yüzAdı sanı pek duyulmamış yeni bir yazar geldiğinde ona yaklaşımını/. nasıl »luyor? de kaç etkiliyor sizce? Bunubendeğilyazarsöyleyebilir Açıkça(,'ok sıcak bakıyorum. Edebiyat ajanlarının sadece büyük yazarlarla çalışarak edebi sı bilmiyorum. Ben onların hayalını kolayyata katkıda bulunamayacağını düşünüyo laştırmak için vanm. Yazann sadeceyazmarıım. Fîüyük yazarlann yeri zaten hazır. sı ve diğer konularakafayormaması için... Gençlerle de çalışıp, onlara f'ırsat vererek Çok açık söylemek gerekirse bunlar madtlı yollannı acmalarını sağlamak gerekiyor. konular. Telifhaklarıda önemli biruzantısı. MeselaGönül Kıvılcım'laçalışıyonım Be Yazarlara ekstra zaman kazandırıyorum. Bu raber çal ışmaya başladığımızda daha ilk ki da bence yazar için müthiş bir lüks. Kariyer