Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 l'EMMUZ 2002. SAYI 852 Modernite", Aram Andoyan'ın "Balkan Savaşı"... Aynca iki dckarikatürkitabı var: Ohannes Şaşkal'ın "Karakutu"su ile Aret Gıcır'ın "Azınlıkyan"ı... Ermeniceyayımlanan çocuk kitapları da var. Yayınevinden çıkaıı toplam 47 kitabın 28'ini Türkçe kitaplaroluştııruyor. Incidüzen, geçen dokıi7 senede bir hayli yol kat edildiğini söylüyor: "Oncelikle Ermeni edebiyatını merak eden insanlar vardı, onlara ulaştık. Hiç haberiolmayanlardadabirmerakuyandı. Dahası Ermenice bilmeyen Hrmcnilere de kendiedebiyatlannıtakipedebilmeyoluaçıldı. Buda bizim zaınanla 'Ermeni edebiyatına açılan pencere' olarak nitclendirilmcmize yolaçtı." Aras için amatör ruhla çalışan profesyonclbiryayıncvidenilebilirmi? "Çok büyük satış rakamlanna ulaşma beklentimiz yok. Bununla beraber çok iyi satan kitaplarımızoldu ki, bu bizim için tabii ki sevindirici. Margosyan'ın 'CiâvurMahallesi' isinıli kitabi dokuzuncu baskısını yapmak üzere. (îenel olarak kilaplarımız ıkinci,üçüncübaskılarmı yapıyorlar. Bestscllerolacakkitaplaryayımlamak, çok büyük yayınevleriyle yarışınak için hedeflerimiz zaten yok. Bu bizim için çok ütopik bir şey olurdu. Çizginıiz de, okuyucumuz da belli." Tüm bu olumlu gelişmelere karşın, yakındığınoktalardayokdeğil: "Bağınısızbiryayıneviolmanıngetirdiği ekonomik zorluklar, kısıtlı sayıda yayın yapmamızayolaçıyor. Çokazçalışanımız var. Bu da işlerin yavas; gitmesine yol açiyor. Editoryal çalışmalar, düzelti işleri uzun ve zahmetli. Çalışmak için iki dili dc iyi dereeede bilmek şart. Bununla beraber ülkede lirmeniceyazan insansayısıaz. Eserüretim inde bir düşüş var. Dahası' 1 ürkiye 'de gencl olarak iyi çevirmen bıılnıa zorluğu çekiliyor. Ermeniceden çeviri yapacak insan bulmaksa işi daha da güç hale getiriyor." Incidüzen, tekelleşmenin, medyada olduğugibi,yayıncılıkalanındada varlığını hissettirmesinden yakınıyor: " ' Yeni Çıkanlar',' Vitrindekiler' gibi köşelerde bile yeterincc yer bulamıyoruz. Eleştirmenlcrnadiren incelemeyazısı yazıyorlar. I lalbııki büyükbiryayıncvindençıkan bir kitabın bu konııda ijansı çok daha yüksek. Medyanm gündemini sınırlı sayıdaki yayınevleıi olu^turuyor. Ortada hep belli isiınler ve kitaplar var..." Yayınevi, Ermeni sorunu tarlışmalarının içindeyeralmami!). Kilaplarınabutartiijmalardan dogan ö/el bir ilgı ya da satış artışı olmamış.lşinedcbiyönüylciyiolduklarının altınıçiziyorveekliyor: "İyi bir kitap kendini daima sattırır." Incidüzen, gelen kitapları aslageriçevirmediklerini, her zarnan okuyup değeılendirdiklerini söylüyor. Cienç kalemlere de olabildiğince şans vermcyc çahştıklarını belirtiyor. Bcğendikleri halde yayımlama olanagı bulamadıkları kitapları başka yayınevlerineyönlendiriyorlarmış. Yakın gelecekte ısc Keğam Sevan'dan ve VahanTotovents'tenbirerromanyayımlayacaklar. Bir WilliamSaroyan külliyatı yayımlama projeleride var. Incidüzen,çağduş yazarlara daha çok yer vereceklerini, bununla beraber, araşlırma ve tarih kitaplarına yönelmek istediklerini söylüyor. Tüm bu ba^döndürücü bilgı akışının, kimlik bunalımlarımn, küreselle^me hayhuyıınun ortasındu, Aras Yayınevi, şimdilik ufakdaolsa,yüzyıllardıryaşadığımıztopraklara yeni birpencereaçıyor, hayatlarımızıniçinigünı^ıgıyladoldurarak...^ B Günümüzün divası çağlarımda şarkı söylemeyi seviyordum ama bunu bir kariyer haline getirmek fazla önemli değildi benim için." Ünü, 1986'da Paris Operası'ndaki Maria Callas konkurunda parladı. Televizyondaki canlı yayından etkilenen Herbert von Karajan onu Salzburg'a davet etti. "Bende bir küçük Hitler izlenimi bırakan bu adamdan çekiniyordum. Ama onda çok iyi bir insan yattığını keşfedecektim." Daha sonra Bartoli, kendinden öncekilerden çok daha değişik yollara açılacaktı, çünkü kişiliğinde 50'li yıllardan bu yana görülen tüm müzikal lezzet değişikliğini sayesinde, kendisini unutulmuş aryaları araştırmaya iten bir keşif tutkusunu da paylaşmış oluyor. "Bugün, yeni bir Puccini kaydı neye hızmet edecek?" diyor. Carmen rolü bile ona oldukça az ilgı çekti gibi geliyor, belkı diye düşünüyor, bütün folklorik yanlarını safdışı ederek, yapıtı aslında tasarlandığı biçimde yeniden yaratarak: "Büyük bir salon, büyük bir orkestra olmaksızın." Bartoli, Anne Sofie von Otter ya da Bryn Terfel gibi, kuşağının bazı sanatçılarına duyduğu hayranlığı da gizlemiyor. » Albümleri, Callas'ın, meraklılarının f ir tuhaf küçük Italyan kadını, manken güzelliğinde değil, daha I çok ateşli bakışlı bir çalıkuşu... Renkli bir ses, hem tizlerde, hem peslerde inanılmaz bir kıvraklık... Cecilia Bartoli artık uluslararası operanın yıldızlarından biri, belki de en büyüğü... Salonları coşkuyla ayağa kaldıran, dergilere kapak olan, amatörleri de, uzmanları da hayran bırakan tek yıldız. Sahnede ve albüm kayıtlarında yeteneğini pekiştirdi; yumuşak bir şarkıcılık, çok değişken tınılar, nefes kesen bir çabukluk, doğuştan bir oyunculuk becerisi. Şarkısı 35 yaşında, günümüzün divası onda beden buluyor. Romantik soprano mitinin çok uzağında, Vivaldi'den Gluck'e, zorluluk ve virtüözlük kanşımıyla barok çılgınlığını yüceltiyor. Cecilia Bartoli gizemlere bürünmüş Maria Callas'tan oldukça farklı bir tip. gibi doğal, hayran olunabilir ve capcanlı bir kişilik... 35 yaşında, Cecilia Bartoli bugünün divası. Ama "diva" sözcüğü pek uymuyor ona, çünkü yanm yüzyıl sonra, Maria Callas'tan kökten farklı bir şarkıcı tipini canlandırıyor o. Gizemlere bürünmüş Callas, romantik sopranoyu mitleştiren 'meşum' şarkıcıydı. Bartoli ile, başka bir sanatçı familyası doruga çıktı. Lirik bir soprano ile bir dramatik tenorun kızı olarak, hemen flamenko şarkıcısı olmak istemişti. "Roma'da Santa Cecilia Konservatuvan'nın giriş sınavlarına katılmam için annem ısrarcı olmuştu. O özümsemişti. Callas'ın dönemi, 19. yüzyıl Italyan operasının yeniden keşfi dönemiydi. Bellini, Donizetti ve Verdi'nin verimleri yeniden günışığına çıkıyorlar ve Callas'ın sesı, librettoların kitsch yapısını aşarak, coşkulann izini sürmemizi sağlıyordu. Bartolı'nın repertuvarı tümüyle farklı: Vivaldi'den Gluck'e, barok çılgınlığının tadını, zorluluk ve neşe kanşımıyla bize aktarıyor. Kendini aynı zamanda Haydn'da, Mozart ya da Rossini'de; mizah, espri ve coşkuyu harmanlayan bir klasisizm içinde de, gayet rahatlıkla ortaya koyuyor. Barok ezgiler peşinden koştuğu korsan kayıtları gibi kitlesel ayinler değli. Onun kayıtları, çalgıların ve insan sesinin zenginliğini pırıltıyla ortaya koyan, dakik stüdyo » yapımları. Ateşli ritimlerin ve sisli şiirselliğin karşıtlığını yansıtan Vivaldi kaydı 400 bin sattı. Düşüşte olan klasik müzik pazarı için umut veren bir rekordu bu. Kariyerinin henuz gündoğumunu yaşamasına karşın, şimdiden efsane haline gelen Cecilia Bartoli bu noktaya kendi tarzıyla ulaştı: güleryüzlü ve tüy gibi hafif.'. büyü ve aşk ateşi taşıyarak...^ Derleyen: EMRE ÇAÖATAY