04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 HAZİRAN 2002. SAYI 849 rnanya'yagideneskiyarenMusaTezer,geri dönüşünde, eok da istemeden girdiği Yiğitbaşı Resul Demir'in kahvesinde kendisiyle ve eski dostlany la hesaplaşıyor. Taınamen"erkek"birsahnevardıizleyicilcrin karşısında. Sahnede7erkek,obelkidüşiiniildtiğünde sıkıcı gelen göc öyküsünü o kadar dinamikvekeyiflihalegctiriyorlarki, oyunu gözünüzü bıle kırpmadan izliyorsunuz. Kadınlararkada... Oyunuııyönetmeni Ahmcl MümtazTaylandamisafirEskişehir'de. Iki saat boyunca diııanıi/ıni hic düşmeyen Misafir'in en yaşlısı hcnüz 3()'larına yeni gelmiş belli kı. Mıısa rolünde Mete Ayhan, Yiğitbaşi Resul Demir olarak geemişlehesabımızı görcn Devrim Ö/.dcr Akın, terk edilmişoğlununacısınıbabasıııdançıkarmakta kararlıÇavuş rolünde SinanDcmircrve yarenler: Murat Danacı, Mert Bıılııt Kırlak, Zafer Ergül ve Basri Albayrak. Yedi erkek sahnedeyken, arkada kadınlar var. Eksik kalan bir şey vardır endişesiyle oradan oraya koşuşturuyorlar; Savran Perk, Deni/Erdem,rejiasistanıŞafakÖzen... liskişehir'de ne işleri var peki? Metropollerde sanat yapmak daha kolay değil mi? Geçen sezon "Kutup Yıldızı" adlı çocıık oyununu yöneten Devrim Özder Akın, Eskişehirdoğumltı, Devlet Konservatuarı tiyatro bölüınü mczunu. Hayatının büyük hölümii Eskişehir'de geçmiş, Eskişelıir'i seviyor. "Anıa"diyor, "Eskişehir'de tiyatroyapmaııııtı, bunlarla ilgisi yok. Anadolu'nun herhangi biryerinde karşuna çıkaıı hcr fırsatı değerlendirebilirdim. Amacım tiyatroyu öğrenmek, eğitimimi sınamak ve kendimi geliştirmekti. Bu nedenle ıııezun olur olmaz Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda bir yıl çalışlım, daha sonra karşınıa Eskişehir çıktı ve ben de kaçırmadım. Yeni bir başlangıcın içinde olnıak önemli". Şehir Tiyatrolan'nın bu sezon sahneye koyduğu Neil Sitnon'un "tkinci Caddenin MahkumıTnıın oyııncıılarından Savran Perk, kemikleşmemiş birkurum tiyatrosunda iyi bir sistenı kurma ve bir şeyleri değiştirme şansı olduğunıı düşiiniiyor. Eskişelıir'i bu yüzden seçnıiş. "Konservatuarı Eskişehir'de okudunı. Bu şelıri ve burada yaşamayı biliyorum. Tiyatro açısından genç birkadro, dinamizmaçısındanavanlajlı. Ancak sanatmustaçırakilişkileriylegeli$tığidiişünülürse burada ondan yoksunuz." "Misafir"in Yaren Osman'ı Mert Bulııt Kırlak, genç kadrodan memnıın. "Çıraklığın 'buciddi iş' içinde yaratacağıtüm olanaksızIıklararağnıen,genebiragacız;öğreniyorıi7, hepöğreneceğiz" diyor. Şehir Tiyatroları, kurulduğu ilk günden beri Istanbul ve Izmıt $ehir tiyatrolarının desteğinialmış. "Misafir"inÇavuş Yiğit'i,Sinan Demirer, büyük kent tiyatrolarının Eskişehir'e ilk başlarda "bizimçocuklar'muamelesi yaptıklarını, ancak özellikle "MisafVden sonra, daha dikkatli izlediklerini ve"eiddiyealmaya başladıklarını" söylüyor. Misafir'in Musa'sı, Mete Ayhan, bu sezon perdediyeır'Na!ınlar"ındayönetmeni. Ekıbin Ankara DTCFmezunlarından. Halkın ilgisini gayet ııormal kaışılıyor. "Anadolu insanının sanata verdiği dcğcrin yüksek olduğıına hep inanmışımdır, yeter ki onlara kaliteli işler gösterelim. Eskişehir de bunun bir gostergesi" diyor. Eskişehir, yeni kıırulan senfoni orkestrası, ikisalonluŞehirTiyatrosıı, Uluslararası Film Festivali ve Anadolu Üniversitesi'ninemek ve insan gücüy le hep sanatla iç içe yaşıyor.^ Ece Dorsay, önce sanal dünyanın müzisyeni olarak dinleyicinin karşısına çıktı. Minimalist çizgiler taşıyan yeni albümü Kum Saati'nde ise sadelik, basitlik ön planda. Kunıların eridiği yer . . . E bümde de doğallık var. O yüzden zamanı beklemeye inanmıyorum. Ama bazen ben de her ce Dorsay genç bir müzisyen. Müzi ~ genç gibi boşa tüketebiliyorum zamanı. Albüğe ilgi duyması çok daha genç oldu mün isminin 'Kum Saati' olmasından daayrığu birdöneme, on üçlü yaşlara rast ca çok memnunum." Zamanı elinde tutma isteği, bir anlamda lıyor. Işegitarlabaşlıyor, büyük bir istekle akustik ve elektronik gitar çalmayı öğre Ece'nin hayatı kontrol altına almaya çalışmaniyor. Daha sonra "ManhattanlceDreamEn sından kaynaklanıyor. "Hiçbir şey kontrolüİyi Şarkı Yarışması"nda ilk ona giriyor. müzde değil" derken yüzünü buruşturuyor. "Hayatımızdaki en önemli iki karar doğmak ve Mp3.com'daşarkılançalınarakdünyalistelerindeyedincisırayayükseliyor. Biranlamda, ölmek; bunlar da bizim elimizde olmayan şeyöncelikle sanal dünyanın kahramanı olarak ler. Albüme bunun sıkıntısıyla beraber, günlük dinleyicinin karşısına çıkıyor. Fransız müzik hayatın sıkıntısı da yansıyor. Her gün yapmakanalı MCM'in düzenlediği "Fete de la Musi mız gereken işler, olmamız gereken kimlikler que" günlerinde çalıyor. Internete düşkünlü var. Içten pazarlık, bireysellik, paranın en ön ğü merak ettiği birçok müzisyenle yazışması planda olmasrbeni rahatsız ediyor. Mesela, nı sağlıyor. Buradan edindiği dostluklarla se yıllarca müzik grubu kurmaya çalıştım. Ama sini Ünlü Triphop grubu Somasonic'e kadar kooperatif bir düşüncenin olmaması, ortak bir şey üretme bilincinin kalmaması grup kurmaulaştırarak.albümlerindesesinisampleolarakkullanmateklifialıyor. Birçok barda, üni mı çok zorlaştırdı, geciktirdi. En sonunda Ataversite şenliğinde çalıyor, Avrupa'nın en ünlü kan Engin'le karşılaştım, Kum Saati'nin bazı müzik dergisi "Guitarisf'te şarkılarıyla ilgilı parçalarına katkıları oldu. İki yıldır, hem özel yaşamımda hem de müzik yaşamımda bu görüşleri yeralıyor. Müziği bir yaşam biçimi haline dönüştüren beraberliği sürdürüyoruz. Onun dışında birEce, uzun süredir verdiği uğraşın meyvelerini de almaya başladı. Universal Müzik'te iki yıla yakın bekleyen albümü "Kum Saati" de müzik marketlerdeyerinialdı. Albümdeki en ilgi çeken özellik, Ece'nin vokalinin diğer kadın vokallerden farklı olması. Şebnem Ferah benzeri vokallerin neredeyse rock'ta bir gelenek haline gelmesi tam da beni umutsuzluğa sürüklemeye başlamışken Ece'yle karşılaşmak oldukça heyecan verici. Her şeyden önce kişilikli, tok veerkeksi birsesesahip Ece. Ifadesindeki sakinlik, rahatlık Tracy Chapman, Tanita Tikaram havasında olsa da, kesinlikle taklit değil. Müziğinde folk, rock, blues öğelerini kullanıyor, yaptığı müziği de "alternatif rock" olarak tanımlıyor. Minimalist çizgiler taşıyan albümünde sadelik, basitlik ön planda. O yüzden çocukların dünyasındaki masumiyet onu fazlasıyla etkilıyor, oradaki dili kullanıyor şarkılarında. Sürekli "nerede" sorusunu soran, olan biteni algılamaya çalışan, yetişkinlik ile çocukluk arasındaki çok insanla müzik yaptım ama, o uluMı iyi alakarmaşayı yaşayan biri. madım" diye konuşmasını sürdürüyor. DENİZ DURUKAN Belki de o yüzden albümüne "Kum Saati" ismini vermiş. Bu saatin yelkovanı, akrebi, ibresi yok. Ece, zamanı bir anlamda avuçlarının içinde tutuyor. Şarkısında dediği gibi "zaman kumların eridiği yerden geçiyor" onun için. Bu nedenle mi albümün adı "Kum Saaf'i diye sorduğumda, bunun birçok şeye bağlı olduğunu söyledi Ece. öncelikle bir bekleyişi anlatıyormuş Kum Saati. O bekleyişin içinde bir sevgili de olabılır, albümünün çıkışı da, hayallerırnize kavuşmak da... Aynı zamanda kum tanelerinin tek tek dökülmesi, sabrı da simgeliyor onun için. "Evinden uzak olma hissi, ait olduğun yere ulaşmayı bekleme hissi gibi şeyleryaşadım. Hepimizın içinde bir yere ait olmama hissi var. Bunun içinde, doğru zaman gelsin diye bir bekleyiş de var. 'Kum Saati' birazbunuanlatıyor. Birde'KumSaati'ninçok ilkel ve aynı zamanda doğal bir yanı var. Bu alKonuşurken bakışlarını sürekli kaçırıyor. Ece boylu poslu, iri yarı bir genç kız. Bu cüsseli görünümüne karşın, yaşından çok daha küçük duruyor. Kolektif çalışamamagibi sorunların temelinde, toplumda gittikçe artan bireyselliğin etkisi varmı? Hemen atılıyor. "Evet, bununla beraber paranın çok ön plana çıkması da etken. Belki Türkiye'nin gelişmesi için para önemli, ama herkesin paraya tapması gibi bir durum çıkıyor ortaya. Benim yaşımda müzikle ilgilenen arkadaşlar öylesine paraya endeksli yaşıyorlarki, beraber çalma teklifini parasızasla kabul etmiyorlar. Yani dostluk gibi şeyler çok önemli değil artık. önceleri şaşırıyordum, çünkü star değilim, para içinde de yüzmüyorum. O yüzden yıllarca beraberliğini sürdüren Pentagram, U2 gibi grupları hep kıskanmışımdır." " Virtüözleri hayranlıkla seyreden biri değilim.Dahaçok şarkı formunaönemveriyorum. U2'dabirbirinitamamlayanminimal,katmanlı gitarlar beni çok etkiledi. Eskiden sözlere çok f azla önem vermezdim. Benim için melodinin gücü çok daha ön plandaydı. Ama artık sözlere daha fazla önem veriyorum. Beste ve grup soundu da benim için çok önemli. Gitardatarklı efektleri kullanmayı seviyorum. Gitardan klavyeye yakın soundlar çıkarmak oldukça heyecan verici benim için. Stadyum reverb'ünü çok seviyorum mesela. Atmosferikbirhavakatıyorsound'a.Tabiidelayefekti vazgeçilmez benim için... Daha 15 yaşımdayken Tünel'den büyük bir heyecanla delay ve flanger efektleri almıştım.Dükkândaçalışanlar gencecik bir kızın ilk defa böyle şeyler aldığını fısıldadılar birbirlerine." Atllla Dorsay'ın kızı olmak... Ece'nin çok farklı gitar çalma teknikleri var. Bir ara kalemle, daha sonra da pille gitar çalmayı denemiş. Slide gitar ve EBow tekniğini öğrenmeye çalışmış. Bir ara laf dönüp dolaşıp babası Atilla Dorsay'a geliyor. "Atilla Dorsay'ın kızı olmak güzel ve gurur verici bir duygu. Ama babamı hiçbir zaman ön plandatutmadım. Babamın gölgesindeolacağımıdadüşünmüyorum. Çünkü bu albümü ben yaptım. Kendimi farklı bir birey olarak görüyorum.Tabiiinsanlar'kimdir bu Ece Dorsay' diye gazetelere baktığında, Atilla Dorsay'ın kızı gibi bir if ade veya onunla çekilmiş bir resim görüyor. Beni bu yolla tanımaları, kimdir sorusuna verilecek cevaplardan biri olabilir ancak. Bakarsınız ileride Atilla Dorsay için, Ece Dorsay'ın babasıdır ifadesi kullanılabilir. Onun kanadının altına sığınmış değilim. Albüm aşamasında çok sıkıntılar çektim. Birçok bağımsızplakşirketinegittim, müzik yarışmalarınakatıldım.HayalkırıklıkiSP^ rı yaşadım. Babamın bana katkısı olsaydı bu yaşa kadar beklemezdim." ^ [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle