Katalog

14 PAZARIN PENCERESİNDEN CUMIIURİYEl DERCİ Tekzip umhuriyet gazetesinin 25 Kasım 2001 tarihli Cumhuriyet Dergi ekinin Satranç köşesinde Sertaç Dalkıran imzasıyla Büyük Hezimet başlığıyla yayımlanan yazıda, Türkiye Satranç Federasyonu'naveFederasyon Başkanı olan müvekkil hakkında gerçeğe aykırı ifadeleryeralmıştır. Federasyon seçimlerinin denetlenmediği ve antidemokratik olduğu, bundan dolayı da camianın istemediği başkan ve kurulların oluştuğu iddiası asılsız ve gerçek dışıdır. Seçimler yasal düzenlemelere uygun ve taraf sız olarak yapılmıştır, yazarın kendisi de bir başkan adayını desteklemiştir. Seçimle işbaşına gelmiş kişilerin camiada istenmeyen kişiler olduğunu iddia etmekdemokrasiyesaygısızlıktır. Müvekkilin başkan olduğu dönemde Federasyondahiçbirkeyfiuygulamayapılmamıştır. Milli takım şu ana kadar uygulanan (mevcut yönetimce yanlış olduğuna inanılan sistemle) oluşturulmuştur. Erkek milli takımda yer alan UmutAtakişi Türkiye 2001 yılışampiyonu.Kıvanç Haznedaroğlu üçüncüsü, Hakan Erdoğan dördüncüsü, Yakup Bayram da beşincisi olmuştur. Türkiye ikincisi Yakup Erturan dersleri nedeniyle feragat etmiş ve yerine kontenjan kullanılarak ELO'su en yüksek sporcularımızdan Can Arduman milli takıma girmiştir. Aynı şekilde bayan milli takımında da Türkiye birincisi, ikincisi ve beşincisi görev almıştır. • i' Türkiye şampiyonaları yönetmeliklere aykırı olarak düzenlenmemiştir. Bu tamamen gerçek dışı bir ifadedir. Milli takımlara giriş kesinlikle keyfi uygulamalar ve kişisel seçimlerle olmamıştır. Parklarda satranç oynanmasının ülke satrancını geriletmeyeceği açıktır. Yararları herkesin takdirine şayandır. Türkiye 12 yaş altı erkek milli takımıyla Balkan Şampiyonu olmuştur. Bu konuda Yunanistan Satranç Federasyonu'nun ilgili yazısı mevcuttur.AyrıcayineYunanistan'dayapılanBalkan Turnuvası'nda A Milli Takım düzeyinde birinci olmuştur. Yarışmaya oldukça güçlü takımlarkatılmıştır. Milli Takım Seçme Kriterleri'nde mevcut yönetime kadar uygulanan Türkiye Birinciliği'nde ilk beş+Federasyon kontenjanı son derece yanlış bir yöntemdir. Bu yöntem yerine önerilen yöntemle, Milli Takım Seçme Kriterleri'nde dünyanın her yerinde uygulanan rekabet sistemigetirilmektedir. Herkeseaçık bir yöntemle, şeff af şekilde uygulanılması düşünülen sistem kamuoyunun tartışmasına açımıştır. Ancak daha uygulanmadan, Federasyonun keyf i şekilde yönetildiği suçlamasıyla karşı karşıya kalmak son derece yakışıksızdır. Sistemin gerçek amacı, yılda bir kezdüzenlenen biryarışmaylatüm yılı kapsayacak bir hakkın kazanılmasının yerine, sürekli rekabetin getirilmesidir. Yunanistan başta olmak üzere satrançta önde gelen birçok ülkede benzer yöntem uygulanmaktadır. Federasyonumuz yaptığı uluslararası temaslarla söz konusu sistemi Türkiye'de uygulamayı hedeflemektedir. Sporda rekabet vedisipliningöz ardı edilmesi düşünülemez. Bu yöntem uygulanmış olsaydı o zaman Avrupa Takım Şampiyo Arafat'la Şaron geliyorlar! SELÇLK EREZ Alo, ben Şaron; Arafat'la konuşabilir miyim? Yine ne istiyorsun? Kısa bir süre şu çatışmalara ara verip değişik bir şey yapalım: Bambaşka bir alanda gerçekleştirebileceğimiz bir işbirliği, belki de sonradan aramızdaki pürüzlerin giderilme olasılığına yol açabilir. Yani ne yapalım? Senle beraber önce Atina'ya, sonra da Ankara'ya gidip Türklerle Yunanlılara, aralarındaki Kıbrıs, Kıta Sahanlığı, Fır Hattı ve Avrupa Ordusu anlaşmazlıkları konularında daha akılcı bir uzlaşma yolunu tutmalarını tavsiye edelim. Peki bu akıl verme işini siz neden tek başınıza yapmıyorsunuz? Sizin Müslüman olmanız, Türkiye ile daha etkin bir diyalog oluşturmanıza neden olabilir. Bizim de.. Yahu Türkler, biz Filistinlilerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanınmasına direndiğimizi hatırlar ve arabuluculuğumuzu kabul etmezlerse? Sizin o zamanlar, "Bir ülke topraklarında iki ayn devlet yer almaz" dediğiniz, Filistin ve Israil topraklarında Yahudilere yer olmadığını vurgulamak için Kıbrıs konusunda böyle davrandığınız biliniyor. Oysa şimdi hiç olmazsa bu topraklarda Israillilerin de yaşama hakı olduğunu kabul etmiş gibi görünüyorsunuz. Tek sorun bu olsaydı denecek şey kalmazdı, ama biz Filistinliler Lübnan'da ayaklandığımızda ve Suriye'nin ordusu gelip ayaklanmamızı bastırdığında yapılan antlaşma gereği Filistin'in askeri ve siyasal kanatları, Lübnan'ı gemilerle terk edip Tunus'a giderlerken yolda Israillilerin baskınına uğrayıp silahlarını yitirmemek için bunları Rum Kıbrıs Cumhuriyeti'ne teslim etmemiş, onlar da bu silahları Tunus'taki Filistinlilere eksiksiz aktarmamışlar mıydı? Türkler, Kıbrıslı Rumlarla Filistin arasındaki bu sıkıfıkılığı anımsayıp arabuluculuğumuza olumsuz tepki göstermezler mi? Sonra bugüne kadar Amerika, Avrupa Birliği ve bir sürü arabulucu bu işlere burnunu soktu da ne değişti? Biz, bunların aklına gelmemiş neleri söyleyecek de sonuç alacağız? Sonuç değil girişim önemli: Hürriyet gazetesi yazdı ya: Aslında Cem ile Papandreu'nun Nobel Sulh Ödülü almalan olasılığını arttırmak için yapılıyor bu girişim. Biz de onlara, Birleşmiş a b c d c C Kombinezon Kan Bannik, SSCB 1952 Beyaz oynar kazanır '" g 8 7 6 5 4 3 2 1 •9k' A İJ, * H ifif h k & irv 'A * Etüd J. Fritz, 1951 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h Milletler'in kararlarını tam uygulamalarının şart olduğunu, uluslararası bir toplantı yapmanın yararlı olabileceğini, bir de uluslararası bir barış ya da gözlemci grubunun oluşturulrnasını tavsiye edebiliriz. Yahu, şu ana kadar bunlar, kimsenin aklına gelmedi mi? Sonra bu kriz patladıktan sonra Ingiltere'nin ve Fransa'nın başbakanlan konu ile buralara kadar gelip ilgilenmediler mi ve de her ikisi de "Bu sorunu olsa olsa ABD çözebilir; biz bir şey yapamayız!" demediler mi? Sonra? Sonra 15 Nisan'da ABD Savunma Bakanhğı Müsteşarı Paul Wolfowitz, Israil'in işgal etmiş olduğu yerlerden çıkmasını isteyenlerin düzenledikleri bir mitinge katılırken ve sırada Kudüs'te bulunan ABD Dışişleri Bakanı da aynı isteği dile getirirken sizin buna pek aldırmadığınızı, hatta iki kentten çekilme kararınızı, Povvell'a puan JIUB7B'>) 9EV L L C 01 9P$ 9^V 6 qa§ Z 9MĞ CPd i nası'na çok daha güçlü bir takımla gidilmesi mümkünolabilirdi. Federasyon hukukasaygılı olduğu için yeni önerilen yöntemi tartışmaya açmıştır. Pek yakında bu yöntemin uygulanmasına başlanacaktır. TSF Başkanı, seçilerekgörevegelen bir ki şidir. Bu seçim sırasında verdiği sözleri tutamaması durumunda seçmenlerine hesap vermeyi göze almıştır. Bu nedenle, yönetimde bulunmanın sorumluluğu içerisinde milli takım seçme kriterlerinde söz sahibi olmamanın düşünülmesi anlaşılmazdır. Satranç Federasyonu Yönetimi verdiği sözleri tutamazsa hesabını seçmenlerine ve satranç camiasına verecektir. Kamuoyunasaygıileduyurulur. Cevap ve Düzeltme Isteyen vek. Av. M. Suat Alaybeyoğlu vam ediyor. Sırada yeni bir proje var. Vıtra Gcnel Müdürii Şadi üurat ipucu veriyor: "Yakında nasılolsaöğreneceksiniz. Fazlabir şey süylemek istenıiyorum. Ancakşunusöyleyebilınm: l'arklı sanat disiplinlerinde faaliyet göstercn sanatçıların seramik malzemcsiyle oluştıırdukları eserleri sunacağız" ^ [email protected] * 13. Sayfanın devamı şırtıcı" buluyor. Sergilere giden, bianellere katılan, yeniliklere açık sanatseverler onu etkilemiş. "Kişisel Izler5"sergisi 11 Mayıs'akadar seramiğinsürprizlerlcdoludünyasınısanatseverlerle payla^maya devam edecek. Vitra Seranıik Sanat Atölycsi ise faaliyetlerine de kazandırmamak için onun ziyareti sırasında değil, daha sonra CNN'e açıkladığınıza tanık olmadık mı? Peki Cem ile Papandreu, Ingiltere'nin, Fransa'nın ve ABD yetkililerinin çözmede aciz kaldıkları bu soruna nasıl çare bulacaklardı? Aynı şekilde biz de ne yapabiliriz Kıbrıs vb. konularda? Insanlar, "kıçlarında donu yok, atla gidiyorlar akıl vermeye" diye konuşmazlar mı ardımızdan? Böyle inat edersen, bu yılki Nobel Sulh Ödülü'nü Ismail'le Yorgo'ya kaptıracağız... Bana ne? Zaten bu ödülden bana vermişlerdi. (Bu sırada şiddetli bir patlama sesi duyulur.) Yahu, seninkiler yeniden ateş etmeye başladılar!.. Ben henüz Nobel almadım; almam için de seninle böyle bir şey yapmamız şart! Bu nedenle şu anda askerlerime emrettim, seni de, Cenin'i de, Nativite'yi de bolca kurşunlayacaklar.. Sen dediğim yola gelinceye kadar işte böyle bombalanacaksın! ^