24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 PAZARIN PENCERESİNDEN CUMIIURİYRTDERCİ Dostluk maçı... H. SERTAÇ DALKIRAN 24 Nisan2 Mayıs tarihleri arasında Istanbul BurhanFelekSporTesisleri'ndeyapılanTürkiyeBulgaristan dostluk karşılaşması 3636 berabere bitti. Shveningen sistemi ile 6'şar kişilik ekiple yapılan bu karşılaşmalar neticesinde 12 maçta topladıkları 7.5'ar puanla Umut Atakişı ve Kıvanç Haznedaroğlu IM normları kazandılar. Bu oyuncularımızın ELO puanları 2400'ü bulmaları halinde IM unvanı alacaklar. Kendilerini kutluyoruz. Turnuvaya destek olan Düşün Satranç Merkezi'nedeteşekkürediyoruz. 23 Nisan kutlamaları Istanbul'da, Krd. Ereğli'de, Samsun'da ve Kocaeli'de23 Nisan kutlamaları dolayısıylaçeşitli satranç turnuvalarıdüzenlendı.Buturnuvalardan elimize Istanbul'daki organizasyon geçtiği için sonuçlarını veriyoruz. Diğerturnuvalar da gönderildıği takdirde onları da vermeye devam edeceğiz. Mesut Yılmaz İlköğretlm Okulu Satranç Turnuvası Pendik Kurtkoy de bulunan Mesut Yılmaz llköğretım Okulu sadece kendi ilçesinde bulunan okullara yönelik yaptığı faaliyete Küçükler ve Yıldızlarda toplam 40 takım 240 öğrencı yarıştı. Demir Hayat Sigorta, Erturhan ve Super Test Dershaneleri ile SGM'nın destek verdiği bu yapıcı organizasyonda ılk üç dereceye okul ve öğrenciler şuşekıldesıralandı: Küçükler: 1. Kurtkoy llköğretim Okulu 16 p., 2. Pendik Merkez B 15 5 p., 3. Pendik MerkezA 13.5 p. Yıldızlar: 1. 75 Yıl Mesut Yılmaz llköğretim A18.5 p., 2. 75 Yıl Mesut Yılmaz llköğretim B 14p ,3 KurtkoyllkoğretımA 13p.(80Solkoff), 4. Süreyyapaşa llköğretim Okulu 13 p. (79.5 Solkoff) Masadereceleri Küçükler: I. Masa: 1. Emir Dicleli (Kurtkoy), 2. Hilal Tığlı (Mesut Yılmaz B), 3. Ramazan Ayın (Kavakpınar) II. Masa: 1. Emre Fişek (Pendik B), 2. Aylin Demırcıoz (Esenyalı), 3. Yusuf Lutz (Pendik A) III. Masa: 1. Beril Denizkuşu (Pendik B), 2. Sinan Kalaycı (Kurtkoy C), 3. Ali Mertcan Tekin (Pendik D) En başarılı bayan oyunculan 1. Aylin Demirciöz (Esenyalı), 2. Beril Denizkuşu (Pendik B), 3. Hilal Tığlı (Mesut Yılmaz B) Yıldızlar: I. Masa: 1. Recep Ayvazoğlu (Mesut Yılmaz A), 2. MetinÇatak (Mesut Yılmaz B), 3. Sabri Çolak (Esenyalı A) II. Masa: 1. Sinan Pamuk(Süreyyapaşa), 2 Orçun Kalendur(Kurtkoy A), 3. Avni Olgun Köse (Kurtkoy B) III. Masa: 1. Sibel Hacıoğlu (Mesut Yılmaz A), 2. Ahmet Eker (Mesut Yılmaz D) 3. Arda Bozdağ (Esenyalı) En başarılı bayan oyuncular: 1. Sibel Hacıoğlu (Mesut Yılmaz A), 2. Kerime Çalışkan (Mesut YılEtüd A. Laznicka, 1958 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g Kombinezon Rogoff Bertok, Sarajevo 1971 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h Haldun Taner Ödülleri... SELÇUK EREZ B X Z 5BA q p v L JIUBZB^ WV 'L l.6v £3§ '9 2 V if $ 9 t'PV e>s P 9ov epxv c LJS LSV 2 epxj epv ı. maz D), 3. Meral öztel (Yıldırım Beyazıt A) Türkiye Ugl Beyaz Grupta Marmaris Belediyesi, İTÜ, Karşıyaka ve Ereğli Demir SK final grubuna yükselırken, Altay ve Kütahya 56 dereceleri paylaştılar ve Konya DSİ ve Bornova Belediyesi 2. Ligedüştüler. Kırmızı Grupta Kayseri DSİ, TED Kolejliler, Antalya Çallı Spor, Van Gençlik final grubuna yükselirken, DiyarbakırGSK, Çankaya Belediyesi 56 oldular veSıırt GSK ve Antalya GSK 2. Ligedüştüler.^ Ilalil Turiuınlı, telefun ve kredi kartı kullanmıyor. Şımdilerde birhanka hesahı varsa da, bumechuriyetten. Mülkiyetten olabildiğince ıızak durmaya çalışıyor, kitaphır, CD'ler, notlar,Jotokopiler... "Mülkiyetıhıygıım daha da az olsaydı " diyor, "daha da nnıtluolurdum ". Öfkesini törpülemiyor. Öjkesi sisteme, yoksullukla zenginlik amsındaki dipsiz uçurumun sebebi sisteme. Turhanh için lek bir çıkış var: "Bence kesınlıkle anarşizm. Çünkü en renkli düşleri görenler ve ellcri en temiz olanlaronlar." ^ beratguncikan@turk. net 8A 9X 9 •" 13. sayfanın devamı bukadarbasit. Okuyanlarımın sayısı azama bcn onları tanıyorum. Onlarahergün içki masası oluştunıp söyleyebileceklerimi söyleycmiyorsam, oturup ya/.ıyorum. Sizinle birlikte İstanbuTu gczmcye çıksak, nerelerde soluklanırız? Haliç 'in, Süleymaniye 'nin yoksul mahalleleri beni müthiş cezbeder. Etiler'i bilmem. Size bir şey söyleyeyim nıi, program yaptığım Açık Radyo'nun olduğu Harbiye'den ötesinegitmem. Uirde Dolapdere'ninaşağısına iniyorum, oralarda da kibarlaşma başlamış, yani yupiler stüdyolannı kurmuşlar... u yılki Haldun Taner öykü ödülleri'ni, özen Yula, Feridun Andaç ve Jale Sancak paylaştılar: özen Yula da, Feridun Andaç da ve Jale Sancak da daha şimdiden çeşitli nitelikleriyle ağır basan, gelip geçici değil, göndermiş oldukları yapıtlarıyla ve özgeçmişleriyle kalıcı, bu işi sürdürücü olacaklarının ıpuçlarını sergileyen yazarlar. Milliyet gazetesı tarafından bu yıl 15'inci kez düzenlenmiş olan bu yarışmaya gonderılmiş olan iyi öyküler, kuşkusuz bu yazarlarımızınkinden ibaret değildi. Bu yıl gelen ve sıralamada yer almamış olan çok sayıdaki öykü arasında bence "iyı" ya da "çok iyi" olarak nitelendirilebilecek yirmiotuz yapıtın yazarına bir şekilde seslenmek ve "bu kez kazanmadığınıza üzülmeyin, aslında sizde cevher var... Lütfen öykü yazmayı sürdürün!" demek isterdim. Bu yılkı yarışmanın bir özelliği de Türkiye dışında doğmuş ya da uzun süre yaşamış insanların göndermiş oldukları öykülerin küçümsenmeyecek bir sayıya ulaşmasıydı: • Baku Üniversitesi Iktisadi Bilımler Fakültesi mezunu bir hanım, bir kadının yaşamın sıkıntılarına karşı direnişini ve bir torunbabaanne ılişkisinı güzel anlatmıştı. • Almanya'da doğmuş ve halen bir havayolunda hostes olarak çalışan bir aday, bir kadının, eşinin ölümüne tepkisi, sonra yaşlı bir adamı başarıyla betımlıyordu. • İTÜ Işletme Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesı'nde yüksek lisansını tamamlamış, Soldun sağa: Feridun Andaç, Jale Sancak ve Özen Yula... Columbia yapıtlarını bir yarışmaya göndermektedir. Üniversitesi'nde eğitim görmüş iyi Bu ne demektir? 19. yüzyıl sonlarında ve yazarlardan biri üslubuyla dikkati çekiyordu: "Yaşamlarımız öyle değişken ki, 20. yy başlarında çeşitli mesleklerden çok sayıda Rus vatandaşının muzıkle, kendimiz mi yönlendiriyoruz, yoksa hep edebiyatla, görsel sanatlarla ve baleyle başkalarının dediği mi oluyor?.. Hayatımızı böyle ciddi boyutlarda ılgilenmesinın belirleyen birçok değişken var... Bu sonunda, aralarından bir bölümü öne değişkenlerin bir kısmını kendimiz kontrol çıkmış ve böylece bugün dünyanın her edebiliyoruz. Bunları denklemde 'bağımlı köşesinde iyi tanınan sanatçılara, değişken1 olarak adlandırıyorum. Çaykovski'ye, Çehov'a, Tolstoy'a, Kontrolümüz dışında gelişenler de var... Puşkin'e, Gogol'a sahip olabilmiştir Bunları da 'bağımsız değişkenler' olarak Rusya.. öykü yarışmalarına bu kabarık adlandırıyorum... Hedeflerimizi nasıl sayıda katılan Türk vatandaşlarının koyuyoruz, onlara ulaşmak için ne kadar arasından da yarın önemli yazarların çabalıyoruz, çalışkan mıyız gibi sorular çıkacağına inanmamak için hiçbir neden bağımlı değişkenin katsayısını belirliyor... Sürekli macera peşindeysen, seni bağımsız yoktur. değişkenler mutlaka daha çok Istatistik dersinden anımsadığım bir örnek, etkileyecektir. gerçeği daha güzel yansıtabilir: • Iranlı Türkmen bir sanat tarihi öğrenclsi, Prusya Ordusu'nda at tepmesinden ölen daktilo ya da bilgisayar bulamamış, askerlerin sayısı neye göre değişir? mürekkepli kalemle yazıvermiş, ama Atları tımar eden askerlerin sayısı arttıkça Türkmenlran sınırındaki bir dramı öyle tepilenlerın sayısı da çoğalır! güzel anlatmış ki kendisine özellikle "Aman Demek kı Türkiye gibi nüfusu altmış beş yazmaya devam et!" demek isterdim. milyonu aşan bir ülkede nasıl basketbol oynayanların sayısı arttıkça, aralarından iyi • Bulgaristan'da, Koşukavak'ta doğmuş, basketçiler çıkar, nihayet bir Ibrahim Sofya Üniversitesi'nde Bulgar Filolojisi Kutluay, Avrupa ligi şampıyonu Bölümü'nde okumuş bir hanım da var Panathinaikos'ta oynayacak kıvama öykücüler arasında. Bulgarca öyküler de ulaşırsa, öykü yazarlarının da böyle yazmış. Kalemi güçlü: "Sokaktan dokuz, çoğalması, yarın edebiyat dalında Nobel on yaşlarında iki çocuk geçiyor. llkokul adayı olacak, belki de alacak üniformalarını çıkartıp omuzlarına vurmuşlar. Oğlan, kızın çantasını da taşıyor. vatandaşlarımızın geleceğini müjdeler...^ Kalbimde bir acı hissetmiş gibi, içgüdüsel bir hareketle göğsümü ovuyorum. Nikolay'ı hatırlıyorum.. Sınıfımıza geldiğinde.. öğretmen onu benim yanıma oturttu. O günden sonra hıç ayrılmadık. Şehri ortasından bir nehir ikiye bölüyordu. Nikolay nehrin öbür kıyısında bulunan subay lojmanlarında, bense ..nehrin bu tarafında oturuyordum. Okuldan sonra nehrin üzerindeki demir koprüden geçip ilk önce onun çantasını bırakıyorduk, sonra da benim çantamı.. Yıllar sonra.. biz ortaokulun ikinci sınıfındaydık. Hâlâ, derslerden sonra demir koprüden geçip önce Nikolay'ın, sonra da benim çantamı bırakmaya devam ediyorduk. Annem her fırsatta 'Onun bir Hıristiyan olduğunu sakın unutma!' diyordu." Bir gün koprüden geçerken Nikolay onu öpmek ister ve öykunün kahramanı, aslında Nikolay'ı sevdiğı halde anasının bilinçaltına yerleştirdiği dürtüyle çocuğu iter.. Kısa süre sonra izıni kaybeder Nikolay'ın. Ne der bunu anlattıklarına? "Bir gün bırıni seversen, sen onu Müsluman ya da Hıristiyan olduğu için değil, ınsan olduğu için sev!" Bu yılki Haldun Taner Yarışması'na katılanlara bakıldıgında Turkıye'de var olan engin potansiyelı gormemek ımkânsızdır: Bu ülkede her meslekten, her yaştan yüzlerce insan, edebıyatın bu dalına karşı ciddı bir ılgı duymakla yetinmeyip
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle